Gelecek Artık Eskisi Gibi Değil' başlığıyla gerçekleştirilen 2. İstanbul Tasarım Bienali, Financial Times, New York Times, Time Magazine, The Guardian, Washington Post gibi prestijli uluslararası basında geniş yer buldu.
Tasarım dünyasının etkili yayını Domus’un yazarı Maria Cristina Didero, “Küratör Zoë Ryan hedefi tam onikiden vuruyor” diye yazdı.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, Zoë Ryan küratörlüğünde, Gelecek Artık Eskisi Gibi Değil başlığıyla gerçekleştirilen 2. İstanbul Tasarım Bienali, ilk dört haftasında yaklaşık 58.500 ziyaretçiyi ağırlarken, uluslararası basında 150’den fazla makaleye konu oldu. 1 Kasım tarihindeki açılışından bu yana uluslararası medya ve tasarım dünyasının yoğun ilgi gösterdiği bienali takip eden Daily Mail, Forbes, Financial Times, The Guardian, Huffington Post, Il Corriere della Serra, Il Sole 24 Ore, La Stampa, New York Times, Time Magazine, Reuters, Süddeutsche Zeitung, Sydney Morning Herald, Washington Post gibi haber ajansı, dergi ve gazetelerle; Abitare, Artribune, Art – Das Kunstmagazin, Azure, Blouin Art Info, Conde Nast Traveller, DAMn, Disegno, Designboom, Dezeen, Domus, Frame, Icon, Interni, Metropolis, Pin Up, TL Magazine, Vogue ve Wallpaper* gibi tasarım ve sanat odaklı mecralar bienalden övgüyle söz ederken, sergide yer alan farklı projeleri okuyucularına tanıttı.
İngiliz Financial Times gazetesinde Trish Lorenz imzasıyla 13 Eylül tarihinde yayımlanan makalede, Kasım ayında başlayan 2. İstanbul Tasarım Bienali’nin, son on yılda hızla gelişen, fiziksel ve kültürel açıdan Batı’yla Doğu’yu bir arada tutan genç bir ülke ve ulus olarak, halen gelecekteki yönünü belirlemeye çalışan Türkiye ve İstanbul açısından önemli bir rol üstlendiği vurgulanmıştı. Makalede, bienal küratörü Zoë Ryan’ın, özellikle İstanbul’da, farklı geçmiş ve kökenlere sahip birçok tasarımcı ve mimarın, kendi kültürel mirasını yansıtmak amacıyla yeni yollar aradığı düşüncelerine yer verilmişti.
Bienalin açılışının ardından, İtalya menşeli tasarım dergisi Domus yazarı Maria Cristina Didero, 6 Kasım’da yayımlanan yazısında, “Eğer bienallerin amacı, düzenlendikleri yerden bağımsız, yeni fikirlerin denenmesi amacıyla, baskı ve engellerin olmadığı serbest bir bölgede kişisel vizyonun ifade edilebildiği bir platform sağlamak ise, küratör Zoë Ryan hedefi tam onikiden vuruyor” yorumunda bulundu. Didero, doğru atmosferi başarılı bir şekilde yaratan serginin, günümüzü meraklı bir hevesle anlatırken, onu daha iyi bir geleceğin müjdecisi olarak kullandığını da aktarıyor. Ayrıca, jeopolitik dengelerin yeniden sorgulandığı bir dönemde, iki dünya arasında tarihi bir sınır teşkil eden İstanbul’un, günümüze bakarak geleceği hayal eden bir bienal sunmasının raslantısal olmayabileceğini sözlerine ekliyor.
Alman günlük gazetesi Süddeutsche Zeitung’da yayımlanan 4 Kasım tarihli yazısında Laura Weissmüller, “Gelecek Artık Eskisi Gibi Değil” başlığıyla düzenlenen 2. İstanbul Tasarım Bienali’nin, günlük yaşamımızda politik olanı görünür kıldığını belirtiyor. Bienaldeki projelerin tümünün günlük yaşamla ilintili olduğunu, projelerin uzak bir ütopya yerine, günlük yaşantımıza ait tortuları mercek altına aldığını aktarıyor. Haberde ayrıca, Superpool’un sergi tasarımının, İstanbul için hazırlanmış bir Manifesto olarak da okunabileceği belirtilirken; bu mekanın, kendisini de bir manifesto olarak kabul ettiren İstanbul Tasarım Bienali için mükemmel bir dekor oluşturduğu kaydediliyor.
12 Kasım tarihinde Forbes.com’da Maridel Reyes imzasıyla yayımlanan haberde, sergide yer alan 53 projenin yaklaşık %85’inin bienal için üretildiği vurgulanırken; sergideki kışkırtıcı, yenilikçi, kimi zaman kaba ama aynı zamanda ulaşılabilir tasarımların çok yönlü olarak beğeni topladığı, bienaldeki tüm projelerin tasarım ve mimarinin günlük yaşamımızdaki kritik rolünü araştırdıkları aktarılıyor. Reyes, bienalde öne çıkan beş proje olarak gösterdiği Dyslexie Yazı Karakteri, Yeni Hayatta Kalmacılık, No. 41 Sporbilgisayarı, Şekerleme Aralığı ve ABC Manifesto Şirketi Yazar ve Danışmanları projelerinin etkilerinin, bienalin ardından uzun bir süre daha devam edeceğini öngörüyor.
Aynı tarihte tasarım dergisi Disegno’da yayımlanan makalede Shonquis Moreno, hırslı ve zeki, teorik ve teatral olan bienal sergisinin, zorlayıcı olmadan, birbirinden farklı konularla başa çıkabildiğini; küratörler Zoë Ryan ve Meredith Carruthers’in, geçmişteki idealist ve dogmatik örneklerin aksine, manifestoların günlük yaşama dayalı, açık uçlu sistemlere dönüşmesinin mümkün olup olmadığını sorguladıklarını anlatıyor.
ABD menşeli Pin Up dergisi için 3 Kasım’da kaleme aldığı yazıda Andrew Ayers, 20.yüzyıla ait neoklasik bir yapı olan Galata Rum Okulu’nun atmosferik ortamında gerçekleştirilen İstanbul Tasarım Bienali’nin, entelektüel akla hitap eden, objeler kadar fikirlerle de ilgili bir sergi olduğu yorumunda bulunuyor. Sergide sunulan projeleri, “eklektik-entelektüel” olarak tanımlayan Ayers, serginin aynı zamanda görselliğin yanı sıra koku, tat alma ve işitme duyularına da direkt olarak hitap ettiğini belirtiyor.
Wallpaper* dergisinde Rosa Bertoli’nin 10 Kasım tarihli haberinde ise, Türk kültürünün başkenti İstanbul’un ikinci kez gerçekleştirilen Tasarım Bienali kapsamında birçok özel projeyi ağırladığını; Ryan küratörlüğündeki bienalin şehrin değişen görünümü ve yaratıcı geleceğini haritalandırdığını aktarıyor. Sergiyi oluşturan beş ana bölümün incelendiği haberde, küratörlerin tasarımın geleceğine dair bir tartışma ortamı yaratma isteğine, şehrin, bienal sırasında düzenlenen çeşitli etkinlikler aracılığıyla olumlu yanıt verdiği tespitinde bulunuluyor.
Portekiz günlük gazetesi Publico’da 16 Kasım tarihinde yayımlanan yazısında Frederico Duarte, bienalin, tasarımı, daha fazla şey icat etmek ve satmaya yarayan bir disiplinin ötesinde, teslimiyetten ziyade direnişi, yabancılaşma yerine bilinçlenmeyi ve kesinlikten daha çok şüpheciliği öneren bir eylem olarak düşündürdüğünü; bienalin, etrafında neyin inşa edil(ip edilme)diğinden çok daha önemli olmak kaydıyla, gelecek için “umut” aşıladığını belirtiyor.
Monocle tarafından, bienale dair hazırlanan 6 dakikalık özel filmde, 2. İstanbul Tasarım Bienali’nin şehrin farklı kültürel etkilerini, tek bir güçlü etkinlikte damıtarak birleştirdiği belirtilerek, Monocle’un, bölgenin kendi güncel tasarım manifestosunu baştan yazma arzusunu keşfetmek amacıyla şehri ziyaret ettiği anlatılıyor.
Tasarım dünyasının en çok takip edilen online mecralarından Dezeen ve Designboom, 2. İstanbul Tasarım Bienali’ne açılışından bu yana geniş yer ayırmaya devam ediyor. Bienalde yer alan No:41 Sporbilgisayarı, Yeni Enerji Ortamları, Sadecesuekle, Aşkın Resmini Beyan Etmek, Kıyıların Kullanımı, Mikro -Kentsellikler İçin Bir Mikro-Manifesto, Şekerleme Aralığı, Dyslexie Yazı Karakteri gibi çeşitli projeler özelinde yayımlanan 15’ten fazla makalenin yanı sıra; Dezeen, 31 Ekim tarihli haberinde bienalin temasına değinerek, projelerin şimdiyi değiştirebilecek yeni imkânları hayal ettiği ve potansiyel yeni gelecekleri davet ettiği aktarılıyor.
19 Kasım tarihinde New York Times gazetesinde yayımlanan Rachel Donadio imzalı haberde, İstanbul Tasarım Bienali’nin, İstanbul’un sanat ajandasındaki diğer etkinliklerle birlikte tüm hızıyla devam ettiğinin altı çiziliyor.
İngiliz Daily Mail gazetesi, 7 Kasım tarihli Mark Prigg’in haberinde, Bless’in yeni bir yaşam/iş dengesi manifestosu öneren No.41 Sporbilgisayar projesini tanıtıyor. Avusturalya’dan Sydney Morning Herald gazetesinin 6 Kasım tarihli haberinde ise, bienalde sergilenen birçok sürpriz proje arasında, gündelik rutinleri ve uyku düzenini yeniden düşünmeyi öneren Jurgen Mayer-Hermann’ın Şekerleme Aralığı projesinin öne çıktığını belirtiliyor.
12 Kasım tarihli Huffington Post gazetesinde Rachel Moss’un ve The Guardian gazetesinde Oliver Wainwright’ın kaleme aldığı haberlerde, Christian Boer’in Dyslexie Yazı Tipi projesi detaylı olarak incelenirken, projenin ilk kez İstanbul Tasarım Bienali’nde sergilendiği ve 14 Aralık’a kadar görülebileceği vurgulanıyor.
İtalyan La Stampa gazetesinin 7 Kasım tarihli seyahat ekinde, Tasarım Bienali, İstanbul’a gitmek için güzel bir sebep olarak gösterilirken; Corriere della Sera – Living yazarı Valentina Ciuffi, 21 Kasım tarihli yazısında, İstanbul Tasarım Bienali’nde sergilenen projeler arasından Bless, Atelier Bow-Wow, Sputniko!, Sissel Tolaas gibi tasarımcıların geleceğe dair farklı manifesto önerilerini değerlendiriyor.
2. İstanbul Tasarım Bienali haberlerinin önümüzdeki dönemde, Evening Standard, Frankfurter Allgemeine Zeitung, Independent gazeteleriyle; Architectural Digest, Blueprint, Dazed & Confused, Ottagono, Surface gibi daha birçok önemli mecrada yer alması bekleniyor.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, Arçelik, Doğuş Grubu & Bilgili Holding, ENKA Vakfı ve VitrA eş sponsorluğunda düzenlenen 2. İstanbul Tasarım Bienali, 14 Aralık’a kadar ücretsiz olarak gezilebilecek. Bienalin ortak alanı Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, sergilenen 53 proje ve bienal süresince devam edecek farklı etkinliklere ev sahipliği yapıyor.
facebook.com/istanbultasarimbienali
twitter.com/tasarimbienali
instagram.com/tasarimbienali
#tasarimbienali
#tasarimheryerde