Tel Aviv'de 1930'lardan sonra inşa edilmiş 4.000 adet Bauhaus stili binadan oluşan White City, mimarlar ve mimarlığı ilgi duyanlar için kenti her zaman daha çekici kılıyor.
Nazi rejiminden kaçarak İsrail’e göç eden Alman-Yahudi mimarlar tarafından tasarlanan, 1.200 adet beyaz sıvalı bina 2003 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne eklenmişti.
White City
Mimar Natanel Elfassy ile birlikte Tel Avivli mimarlık ofisi AN+’yı yöneten Avital Gourary, geçtiğimiz günlerde kentin en eski semtlerinden biri olan Neve Tzedek’teki 1930’lu yıllardan kalan bir binayı restore etti.
600 metrekarelik mülk, on yıl önce Bauhaus meraklısı ve girişimci Mati Broudo tarafından satın alınmıştı Yenileme işlemi sırasında mimarlar binanın merkezini boşalttılar ve binayı üç apartman dairesi ve iki stüdyo daireye dönüştürdüler.
Dairelerin iç mekanı, sosyal ve özel alanları akıllıca birleştiren ve aynı zamanda ayıran açık plan prensibine göre tasarlanmış. Örneğin, yatak odaları, kayan duvarlar veya farklı seviyelenmeler ile görsel olarak ayrılıyor, ancak yaşam alanlarının bir parçası olarak kalıyor.
Binanın orijinal karakterini korumak isteyen mimarlar, eski ve yeni arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak için çok fazla enerji harcamışlar. Örneğin, eski yapının pencerelerinin ana hatları, avluya bakan cephede yeniden üretilmiş.
Amacımız mümkün olan en akıllı tasarımı yaratmaktı, en muhteşem olanı değil. Udo Broudo Evi ile küçük mimari müdahalelerle mevcut bir binayı yeni bir mimariye dönüştürebileceğinizi göstermek istedik.
Avital Gourary