Nikola Tesla Müzesi için düzenlenen tasarım yarışmasını Zaha Hadid Architects (ZHA) ve Bureau Cube Partners kazandı.
Vizyoner mucit ve mühendis Nikola Tesla, elektrik mühendisliği ve teknolojisine yaptığı çığır açıcı katkılarla modern dünyayı şekillendirdi. En çok alternatif akım elektriğini geliştirmesiyle tanınan Tesla’nın yenilikleri arasında Tesla bobininin icadı, kablosuz iletişimdeki ilk gelişmeler ve radyo ve radar teknolojisine zemin hazırlayan kavramlar da yer alıyor.
Tesla’nın 1880’lerden 1900’lerin başına uzanan çalışmaları, günümüzde enerji, iletişim ve teknoloji alanındaki gelişmeleri şekillendirmeye ve ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Nikola Tesla Museum, Belgrad’daki tarihi Milan Vapa Paper Mill‘ı yenileyerek Tesla’nın mirasını onurlandıran bir kültür merkezi haline getirirken şehrin mimari mirasını koruyor ve halk ile ziyaretçiler için yeni kamusal alanlar sunuyor.
1924 yılında Belgradlı sanayici Milan Vapa tarafından inşa edilen ve ülkenin ilk modern fabrikası olarak faaliyete geçen kağıt fabrikası, yaklaşık on yıl önce terk edilene kadar bir nakliye şirketinin depolama tesisi olarak kullanıldı. Kültürel önemi nedeniyle BBelgrade Institute for the Protection of Cultural Monuments tarafından koruma altına alınan bu değerli yapı, şimdi Nikola Tesla Müzesi olarak yeniden hayat bulmak üzere restorasyon sürecine giriyor. Dönüşüm ve restorasyon işlemleri ise Belgrad Waterfront tarafından finanse ediliyor.
1920’lerden kalma bu yapının yeniden işlevsel hale getirilmesi, endüstriyel mirasını korurken iç ve dış mekanlarını, şehre daha fazla erişim sağlayacak şekilde dönüştürerek önde gelen bir kültürel mekana dönüştürecek. Müze tasarımı ise, Tesla’nın manyetik alanlar ve kablosuz enerji aktarımı üzerindeki araştırmalarından ilham alarak şekillendiriliyor.
Manyetik güçler ve bağlantısallık kavramlarından ilham alan tasarım, alanın karakteristik öğesi olan tarihi fabrika bacasından yayılan dinamik eliptik eğrilerle şekilleniyor. Fabrikanın batı cephesinde yer alacak yeni dairesel açıklık ise, ziyaretçileri 13.400 metrekarelik müzenin merkezine davet ediyor. Bu alan, tarihi bacanın odak noktasını oluşturduğu ve üç kat yüksekliğe ulaşan etkileyici bir atriyum ile taçlanıyor.
Binanın müze olarak yeni işlevine uyum sağlaması için, eski fabrikanın iç mekanını bölen duvarlara elipsoidal kesitli açıklıklar açılacak. Bu açıklıklar, batı girişinden başlayarak atriyuma uzanan ve müzenin doğu ucunda yer alan Tesla anıtında son bulan bir dizi üç boyutlu küresel boşluk oluşturarak sirkülasyonu ve işlevselliği artıracak. Bu tasarım, mekan boyunca genişletilmiş ve kesintisiz bir perspektif deneyimi sunmayı hedefliyor.
Müzenin birinci katındaki galerilerde, tarihi eserler, interaktif ekranlar ve sürükleyici sunumlar sergilenirken geçici galeriler sürekli yenilenen sergi ve etkinlik programlarıyla ziyaretçilere her seferinde farklı bir deneyim sunacak. Müzenin öne çıkan bölümlerinden biri olan Tesla Electronic Transformer Gallery, 12 milyon voltluk bir transformatörle hayal gücünü harekete geçirirken, Tesla’nın öncü ruhunu etkileyici bir şekilde gözler önüne serecek. Ziyaretçi olanakları arasında bir kafe, çok amaçlı bir salon ve Sava Nehri’nin panoramik manzarasını sunan bir çatı restoranı bulunuyor.
Ayrıca, binanın hemen dışında yer alan Nikola Tesla Meydanı, Belgrad için yeni ve dinamik bir kamusal alan olarak tasarlandı. Tesla’nın elektromanyetik alan kavramlarından esinlenen meydanın akıcı yolları, bahçeleri ve plazaları erişilebilirliği artıracak ve Belgrad Rıhtımı’nın yanı sıra şehrin ulaşım ağıyla bağlantı kuracak. Kağıt fabrikasının restorasyonu, yenilenebilir ve jeotermal enerji kullanımıyla birlikte pasif tasarım stratejileriyle ekolojik etkiyi minimuma indiriyor. Bu süreç, tarihi cephelerin, tonozlu tavanların ve duvarların korunmasını sağlarken, yapının şehrin en önemli kültürel destinasyonlarından biri olarak yeniden işlev kazanmasını hedefliyor.