Muhteşem diye anacağım onu, büyük bir devrimci, bir cumhuriyetçi, bir aydmlanmacıyı yitirdik.
98 yaşında idi ama böyle yüce insanlar için her yaş ölüm için erkendir. O kuşkusuz yaptıkları yarattıkları ile yaşayacaktır. Daha birkaç gün önce Kırmızı Köşk’te (konak,yalı) ziyaret etmiştim. Masa başında uzunca sohbet ettik. Unutkanlıkları düzelmişti, her şeyden konuştuk. Nail Bey’i, Akyaka’yı andık, Hamdi Gürsoy’u, Yücelen’i, Sevim İşgüder’i, Oktay Akbal’ı. Her zamanki gibi tevazu içinde idi, hep öyle yaşadı. Hiç şov yaptığını, gösteriş yaptığını, övündüğünü görmedik.
Karatepe’deki kazılara ömrünü verdi 95’inde bile orada idi. Bir de benzersiz bir öğrenci Almanya’dan kalkıp gelen Murat Akman. Halet Hanım’ı yıllar önce ziyaret etmiş Karatepe’de, iki gün geçirmiştim. Barakamsı bir yerde kalıyordu. Bana kurduğu açık hava müzesini gezdirdi. Sonra da müze binasını. Bu açık hava müzesi yapımında Ağahan Mimarlık Ödülü sahibi alaylı Mimar Nail Çakırhan, önemli rol oynamıştır.
Prehistoriya ve Hitit uygarlığı, Keban Barajı alanlarında yaptıklarını övmeyi değerlendirmeyi kendimi yetkili bulmadığım için konunun uzmanlarına bırakıyorum. Ama doğum yerim Urfa’da bulunan 12 bin yıllık Göbekli Tepe kazılarında da ta 1963 yılında hazırlanan Güneydoğu Anadolu Bölgesi Araştırma Projesi yolu ile önemli bir payı olduğunu öğrenerek seviniyorum. Tabii yine Urfa’da iyi ok atsınlar diye tek memeli Amazon kadınlarının mozayiklerinin bulunuşunu da “bakın geçmişimizde neler var” diye onunla konuşmuştum. Çambel, Suat Aşeni Fetgeri ile birlikte 1936 Berlin Olimpiyatları’nda Türkiye’yi temsil ederek, Olimpiyatlara katılan ilk Türk kadın sporcular olmuştu.
Onun ününü elbette biliyordum, 147ler adı ile üniversiteden çıkarılanlar arasında idi, Mina Urgan’la birlikte. Aşık Veysel, Yaşar Kemal, Ruhi Su, Vedat Günyol da yakın dostları arasında. Onun akranlarından, çevresinde bu güzel kadının çok sayıda ünlü yazar, sanatçı erkek hayranı olduğunu dinlemiştim.
1979’da bir grupla Rusya’ya gittik. Nail Bey’in orada yaşayan ve Taisa ile beraberliğinden doğan oğlunun bulunması için çaba harcadı ve başardı, o genç çocukla bizimle oldu Rusya’da. Bu seyahat grubu ile bir kahpe kurşunla Leningrad yakınlarında tedavi gören bacakları felçli bir büyük yürek Server Tanilli’yi görmeye gidişimiz canlı anılarımın arasında yer alır. Daha sonraki yıllarda dünya cenneti Akyaka’da birlikte olduk. Nail Çakırhan’la orada yaşıyorlardı. O bölge için ne büyük şans. Çakırhan Akyaka’yı ahşap iki katlı Ula evleri ile donattı ve bu güzelim beldeyi betonlaşmadan korudu. Biz eşimle yıllardır bu korumadan yararlananlar arasındayız.
Halet Çambel 1936 yılında genç bir sporcu eskrimci olarak ve Türkiye’yi temsilen olimpiyatlara katıldı. Henüz 20 yaşında idi ve Hitler’in tanışma davetini kabul etmedi. Bu genç kızdaki bilince bakar mısınız? 1936’da Hitler de faşizm de yeterince tanınmıyordu. Halet Çambel İstanbul Üniversitesi’nde çok sayıda öğrenci yetiştirdi. Onlar da ünlü arkeologlar oldular. Ünlü çift 1820’lerde II. Mahmut zamanında yapılmış ve 1930’lardan beri içinde yaşadıkları konağı (köşk, yalı) geniş arazisi ile birlikte Boğaziçi Üniversitesi’ne bağışladılar. Umarız üniversite bu çok değerli bağışı en iyi şekilde kullanacaktır. Yılmaz yorulmaz, yılgınlığa düşmez bir büyük sanatçı Heykeltıraş Mehmet Aksoy da üniversite ile anlaşarak yeni bir ikizlerin yanı sıra Halet Çambelin heykelini oraya dikecektir.