25 Mayıs'ta sonuçları açıklanan TOKİ İstanbul Kayabaşı Bölgesi için Konut Tasarımı Mimari Fikir Proje Yarışması ödül töreni ve kolokyumu 18 Haziran günü Ankara'daki Milli Kütüphane binasında gerçekleştirildi.
Öğleden önceki ödül töreni, TOKİ’nin çalışmaları ile ilgili bir sunumla başladı. Jüri Başkanı Prof.Dr. Haluk Pamir, TOKİ’nin geç kalmış olsa da bu yarışmayı düzenlediği için bir takdiri hak ettiğini belirtti. Pamir, TOKİ yetkililerine benzer şekilde uygulama yapılacak projeleri, dört beş yıl süre ile yarışmalar açarak elde etmelerini tavsiye etti. Pamir’in ardından kürsüye çıkan TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar ise, ürettikleri konutlardaki mimari kaliteden dolayı çok eleştiri aldıklarını ve buradaki esas sorumlunun da kendileri olduğunu kabul ettiklerini belirtti. Ancak çok hızlı bir şekilde konut açığını kapatmaya çalışan TOKİ’nin ürettiği konutların hemen hemen hepsinde mimarların imzasının olduğunun da altını çizen Bayraktar, bundan sonra mimari kalitenin artırılması için çalışmalar yapacaklarını, bu konuda ODTÜ, İTÜ ve YTÜ gibi üniversitelerle iş birliği içinde olduklarını ve meslek odalarının da artık taassubu bırakmaları gerektiğini belirtti.
Pamir ve Bayraktar’ın konuşmalarından sonra ödül törenine geçildi. 8 eşdeğer ödül ve 8 eşdeğer satınalma ödülünün verildiği yarışmada tüm yarışmacı ekipler temsilcileri ile ödüllerini almak üzere törende hazır bulundular. Sadece ödül kazananlara değil, tüm katılımcı yarışmacılara da plaket hazırlayan TOKİ, tüm ekiplere bu plaketleri ödül töreninde dağıtarak Türkiye’de yeni bir uygulamaya imza atmış oldu.
Öğleden sonra başlayacak kolokyum öncesinde ise toplantıya katılanlar, yarışmaya katılan tüm projeleri sergi salonunda izleme fırsatı buldu. Öğleden sonra gerçekleşen kolokyumda ise ödül törenindeki gibi yoğun bir izleyici kitlesi bulunmuyordu.
Kolokyum öncesinde danışman jüri üyelerinden Hasan Özbay, kürsüye gelerek yarışma sürecinde Mimarlar Odası’nın tutumu ile ilgili tespitlerde bulundu. Mimarlar Odası’nın yarışma sürecini boykot etmesinin ardından Türkiye Serbest Mimarlar Derneği olarak TOKİ’ye yardımcı olmayı tercih ettiklerini belirten Özbay, sadece eleştirerek bir yere varılamayacağını ifade etti. Danışman jüri üyeleri olarak, yarışma sürecinin mesleki etik kurallara uygun olarak sürdürülmesi için çalıştıklarını ifade eden Özbay, bu süreci baltalamaya çalışan Mimarlar Odası’nı eleştirdi.
Daha sonra jüri üyeleri, izleyicilere yarışma sonuçları ile ilgili soruları olup olmadığını sordu. Yarışmada eşdeğer satınalma ödüllerinden birini alan 46 sıra numaralı projenin müelliflerinden Ahmet Verdil, kazanan pek çok projede grid sistemin varlığının jüri tarafından istenen bir tercih olup olmadığını sordu. Ayrıca pek çok projede de, vaziyet planı çözümleri ile konut tipolojisi çözümleri arasında bir dengesizliğin varlığını vurgulayan Verdil’e, jüri üyelerinden Yurdanur Dülkeroğlu Yüksel, grid sistemin bir tasarım aracı olduğunu, başlangıçtan itibaren buna bir rezervasyon koymadıklarını ve aynı şekilde grid sistemin kullanılmasının da artı bir puan olarak değerlendirilmediğini belirtti. Aynı şekilde Fulin Bölen de ödül alan projelerden sadece ikisinde grid sistemin olduğunu, bunların da bir doku oluşturmak üzere kullanılan ve esnekliği olan bir çözüm olduğunu belirtti. Daha sonra söz alan Tuncer Çelik ise jüri üyeleri olarak tüm projeleri önce tek tek değerlendirdiklerini, dolayısıyla ortak akla bu şekilde ulaştıklarını, hiçbir projenin dört dörtlük olmadığını belirtti. Sare Sahil ise, ödüllendirilecek projeleri belirlerken proje argümanının tutarlılığını göz önüne aldıklarını belirtti.
Haluk Pamir, bu noktada değerlendirme sürecini açıkladı. Pamir, jüri çalışmalarında önce doğurganlık potansiyeli olan projeleri bir kenara ayırdıklarını, bunlarda belli bir parıltı gördükleri takdirde görsel dokümanların yanı sıra proje raporlarının da titizlikle incelendiğini belirtti. Bu yarışma sürecinde ayrıca mimari denemelerde bulunan radikal projelerin varlığından memnun olduklarını ve bunları da titizlikle değerlendirdiklerini belirtti.
Ödül kazanan proje müelliflerinden Selçuk Avcı, jüriye 8 projenin seçilme zorunluğunun onları zorlayıp zorlamadığını sordu. Jüri üyeleri ise böyle bir zorlamanın olmadığını, hatta imkan bulunsa belki birkaç projenin daha ödül alabilecek nitelikte olduğunu belirttiler.
İzleyicilerden Melih Birlik ise, bazı ödül kazanan projelerde emsal istenen değerlerin altında kaldığı için düşük yoğunluklu çözümlerin avantajlı konuma geçtiğini, bu yüzden jürinin yarışmacılara verilen emsali değerlendirmelerinde ne derece dikkate aldıklarını sordu.
Jüri üyelerinden Tuncer Çelik, bütün ödül kazanan yarışmacıların artı eksi %5 pay ile istenen emsal değerlerine ve inşaat alanına uyduklarını belirtti. Bu aşamada Fulin Bölen, ödül alamayan pek çok projenin topoğrafya ve farklı emsal değerlerini dikkate almadıklarını belirtti. Bölen ayrıca, emsal değerlerini sorgulayan, eleştiren ve yeniden yorumlayan bazı radikal önerileri de şahsen beklediğini, ama ne yazık ki böyle önerilerin gelmediğini belirtti.
Ödül kazanan projelerden birinin müellifi olan Volkan Taşkın ise arazi seçiminde jüri üyelerinin ne kadar etkili olduğunu ve ada düzenlemesi yapılmamış bir alan seçiminin mümkün olup olmadığını sordu. Jüri üyeleri bu soruya, TOKİ’nin Kayabaşı’nda gerçekleştireceği konut projeleri için imarı yapılmış bir bölgede farklı emsal değerlerine sahip bir bölgeyi yarışmaya açmayı uygun bulduğunu belirterek cevap verdiler.
Bu aşamada Haluk Pamir, yarışmacıların ekoloji ile ilgili çözümlerine de değindi ve ardından kolokyum, ekoloji konusundaki tartışmalarla devam etti. Selçuk Avcı, ekolojik kararların bir lüks değil gereklilik olduğunu, tasarımcı olarak bunları ekstra bir değer olarak sunmamamız gerektiğini vurguladı. Ödül alan projelerden birinin müellifi olan Kamil Kaptan ise ekoloji kavramının içinin boşaltıldığını, yarışmada ödül alan pek çok projenin aslında TOKİ’nin devamlı olarak yapmakta olduğu ve eleştirdiğimiz projelerinden tek farkının teras çatılı ve etrafının daha yeşil olması olduğunu, bu noktada jürinin cesaretli olanı teşvik etme anlamında biraz zayıf kaldığını belirtti.
Jüri üyelerinden Sare Sahil, 57 numaralı projenin deneysel tek proje olduğunu, ancak bu projede de konut çözümlerinin yeteri kadar düşünülmediğini belirtti.
Haluk Pamir, ekolojiyi sadece enerji verimliliği olarak düşünmememiz gerektiğini, flora ve fauna çeşitliliği olarak da yerleşimlerde öneriler getirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
46 numaralı proje müelliflerinden Zeynep Dinler, otopark konusunda diğer yarışmacılar gibi radikal olamadıkları için kendilerini eleştirdiklerini, ancak jürinin de bu konuda yarışmacıları yanlış yönlendirerek yer üstü otoparkları teşvik ettiğini ifade etti.
İzleyicilerden Mete Sözer, tekrar ekoloji konusuna geri dönerek, jürinin değerlendirme aşamasında ekolojik kriterleri kaçıncı sıraya aldığını sordu. Bu soruya Tuncer Çelik yanıt vererek, ekolojik sistemlerin kendi kendine sürdürülebirliği sağlayan sistemler olduğunu, bu nedenle hiçbir projenin tam anlamıyla ekolojik olmasını bekleyemediklerini belirtti.
İzleyicilerden Selçuk Güllü, bundan sonraki sürecin nasıl olacağını sorduktan sonra söz alan TOKİ idaresinden Ahmet Haluk Karabel, kazanan ve katılan tüm projeleri değerlendireceklerini ve sadece Kayabaşı’nda değil tüm Türkiye’deki konut projelerinde elde ettikleri projelerden faydalanacaklarını belirtti.
Danışman jüri üyelerinden Mürşit Günday ise, uygulama şansını artırmak adına kazanan projeler arasında hiyerarşik bir değerlendirme yapmak istemediklerini belirtti. Hasan Özbay ise bu noktada, yarışmanın fikir projesi yarışması olduğunu, dolayısıyla burada TOKİ idaresinin farklı fikirlere sahip müelliflere ulaşma şansının yaratıldığını belirtti. Haluk Pamir ise tüm Kayabaşı bölgesinde yapılacak konut projelerinde TOKİ’nin kazanan projelerin hepsine birden ada bazında uygulama imkanı vererek çok önemli bir misyonu yerine getirebileceğini belirtti.