İBB Meclisi, 'Siluet Ana Planı' oluşturmaya ve gerekli önlemleri almaya karar vermiş. Ama bana kalırsa bu cephede 'O top çoktan geçmiş'.
Yıl 1984… İTÜ Mimarlık Fakültesi’nin Taşkışla’daki 109 No’lu Konferans Salonu. ‘Mimarinin Son 25 Yılı’ adlı seminerde ‘rahmetli’ Prof. Dr. Altan Öke, İstanbul’da yeni yeni filizlenmeye başlayan gökdelenler hakkında, Amerika örnekleri üzerinden övgü dolu bir sunumda bulunuyor. Bu yapı modelinin modern dünyada ne kadar önemli olduğunu, geleceğin mimarisinin bu yönde gelişeceğini ifade ediyor ve en çok da bu ‘Dikey bloklar’ın çok ‘ilginç’ bir İstanbul silueti yarattığına vurgu yapıyor. Öke’nin konuşmasının ardından Restorasyon ve Sanat Tarihi Kürsüsü’nden Prof. Dr. Doğan Kuban söz alıyor, kendi üslubunda bir ‘şov’a soyunuyor. “Şimdi” diyor Kuban, “şu anda kapı açılsa ve içeriye elinde otomatik silahlı bir deli girse. Sonra da silahını bizlere doğrultup şöyle bir tarasa ne kadar ilginç olur değil mi? Evet, ilginç olur da, güzel mi olur, yorum sizlerin”.
Aradan tam 27 yıl geçmiş. Bu arada ilginçlikle güzellik arasında giden gelen o ince çizgide, İstanbul’un silueti sürekli değişmiş, değişiyor. Ve genellikle kazanan ‘ilginçlik’ oluyor. Evet 2011’deyiz ve eski bir deyişimiz de hâlâ geçerli: Bundan başka İstanbul yok… Dolayısıyla siluet de yok. 14 Eylül’de ‘Tarihi siluete gökdelen girdi’ başlığıyla Radikal’in manşetini kaplayan ve sonrasında devam edegelen tartışmalar da bir o kadar güncel…
Elbette şehirler birer organizma; yaşıyor, büyüyor, yayılıyor ve yeri geldiğince, başka varlıkları ele geçiriyorlar. Belki de yeni bir siluet, bu mantığın yansıması olarak gelecek kuşaklara kendini duyuracak. Ama ben yine de mezun olmuş olmamış, mimarlık mektebinin kapısından girmiş ve en azından şöyle bir soluklanmayı başarabilmiş herkesin, sahip olması gerektiğini düşündüğüm bir kavramın altını çizmek isterim: ‘Mimar gözü’. Ki şehrimizi uzun süredir emanet ettiğimiz Kadir Topbaş, eğitimini tamamlamakla kalmamış, üstüne üstlük ‘Doktor’ unvanını da almış bir mimar. Dolayısıyla bu türden ‘Fallik’ anıtlar kadraja girer iken, “Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul”a bile ihtiyaç duymadan, her zaviyeden, her cepheden görmeli ve gerekli müdahaleleri yapmalıydı.
Hoş yine Radikal’in 15 Ekim’deki haberine göre İBB Meclisi, Şehir Planlama Müdürlüğü’nce ‘Siluet Ana Planı’ oluşturmaya ve önlemler almaya karar vermiş. Lâkin bana kalırsa bu cephede “O top geçmiş” demekten başka çaremiz kalmadı.