"Kuzeykent Kentsel Tasarım Projesi geliştirilmiş olup, yerleşecek nüfusun ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik sosyal ve teknik altyapılar planlanmış ve uygulamaya konmuştur."
“Lüleburgaz ilçesine bağlı 6 bin nüfuslu Büyükkarıştıran Belde Belediyesi’nin yaptığı 66 hektarlık ilave imar planlarına göre 15 bin kişinin barınabileceği Kuzeykent Kentsel Tasarım Projesi geliştirilmiş olup, yerleşecek nüfusun ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik sosyal ve teknik altyapılar planlanmış ve uygulamaya konmuştur” diyor Lüleburgazlı okurumuz…
Belediyenin resmi internet sitesinde tanıtımı yapılan ve Belediye Başkanı Lütfü Kahraman’ın (1994’den beri ANAP’lı. Bu yerler önce tarla olarak alınmış, daha sonra da imar cinayetleri işlenmiştir!) Ulusal basında çıkan beyanlarına göre, Tekirdağ’a 35 km, 3. havalimanına ve Kanal İstanbul’a 50 km. yakınlıkta olan Kuzeykent projesinden arsa alacaklara hızlı tren ile İstanbul’a 35 dakikada ulaşabilecekleri bilgisi verilmektedir.
Bu ve benzeri imar planı çalışmaları göstermektedir ki, Trakya’da bulunan 80 civarında belediye, kendi başına ‘Kentsel Tasarım Projeleri’ yapsalar, İstanbul ilçeleri hariç yaklaşık 1.5 milyona yaklaşan nüfus kısa zamanda 3-4 milyona varacaktır.
Peki bu ve benzeri uygulamalar doğru mudur? Türkiye coğrafyasının % 3’ünü oluşturan Trakya, bu kadar nüfusun yaşamasına yetecek midir? Tarımsal üretim ne olacaktır? İçme suyu nereden temin edilecek?
Atık sular hangi havzaya boşaltılacaktır?
Evsel atıkları, Çorlu’da kurulmak istenen kimyasal katı atık tesislerine mi, yoksa ‘kurtarılmaya’ çalışılan Ergene’ye mi boşaltılacak? (İstanbul’u zehirleyen bu tesis, Vali Hüseyin Avni Mutlu’nun yazısıyla Kemerburgaz’dan acil olarak çıkarılmıştı. Tekirdağlılar, ne yazık ki tesisin insan sağlığına ne gibi etkileri olduğu hiç araştırılmadan Çorlu’da, hem de iskân sahasına 1.5 km. uzaklıkta kurulmasına engel olmayan; Tekirdağ Limanı’na getirilen Angusların, Çorlu’daki çiftliklerde barınmasına ses çıkarmayan, bundan bir süre önce Sivas’a gönderilen Vali Zübeyir Kemelek’in kulaklarını sık sık çınlatıyorlar.)
Bu soruların yanıtının ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğunda olan 1/100000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı’na göre verilmesi gerekmiyor mu?
Kentsel Dönüşüm Projeleri ile çok meşgul olan Bakanlığın, halen daha bozulmamış kentlerimizin korunması için de çaba göstermesi gerekiyor. Nasıl ki önleyici hekimliğin maliyeti daha düşükse, bölge ve çevre düzeni planları ile de kentlerimizin ‘hastalanmasını’ önceden önleyerek kıt kaynakların israfını engelleyecek tasarruflar neden alınmıyor?
Evet, Başbakan, Çevre ve Şehircilik, Orman ve Su ve Tarım ve Hayvancılık Bakanları, özellikle de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (Metropoliten plan açısından) bu sorulara yanıt vermelidirler. 1. sınıf tarım alanlarının bu ihanetine nasıl izin verilmektedir.
Trakya’ya bu kadar ihaneti kimse yapmadı!