Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Türk Tarih Kurumu (TTK) binasına yapılan müdahaleye tepki gösterdi.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi 27 Haziran’da düzenlediği basın toplantısında Türk Tarih Kurumu’nun bahçesinde ve içerisinde yapılan tadilatı değerlendirdi. Toplantıya Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan Ankara Şube Sekreter Üyesi Tezcan Karakuş Candan ve Yönetim Kurulu Üyesi Elvan Altan Ergut katıldı. Oda yöneticileri TTK’nın bahçesine yapılan dekor havuzu ve bina içerisinde tadilat ile toplantı salonunun değiştirilmesine tepki gösterdi.
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan Sıhhıye’de bulunan Türk Tarih Kurumu’nun eski ve yeni fotoğraflarını basın mensuplarına ileterek, ” Türk Tarih Kurumu binası bir mimarlık eseridir. Binaya yapılan müdahale süreciyle telif hakları yok ediliyor ve telif hakları yok sayılıyor. Mimarı, Turgut Cansever hayatta değil fakat ailesi var yani varisleri var.” dedi. Hakkan varislerinin süreçten yeni haberleri olduğunun da altını çizdi.
Elvan Altan Ergut, Türk Tarih Kurumu’nun yeniden düzenlenmesine ilişkin olarak “İyi tasarlanmış yapıları kaybetmemek için direniyoruz. Türk Tarih Kurumu binası, Cumhuriyet dönemi mimarlarından Turgut Cansever’in tasarladığı bir bina, bir çok ödül almış bir bina. İyi tasarlanmış bir bina. Mimarlar olarak bu tür binaları korumaya çalışıyoruz ama yasal düzenlemeler, 1960’ların yapıları için tescil anlamında çok kolay izin vermiyor. Yenileme ve dekorasyon hedefiyle bir müdahale var. Ana salon toplantı salonu yenilenmiş, Yenileme iyi niyetle yapılmıştır, ancak uzmanların elinden çıkmadığı için yanlış bir uygulama yapılmıştır. Tüm mimarlık camiasının önem verdiği bir bina. Kentlerimizde iyi tasarlanmış binalara sahip çıkmak adına önemli bir örnek olduğunu düşünerek, tüm Ankaralıları da sahip çıkmaya çağırıyoruz.” şeklinde konuştu.
Ergut ayrıca yapının Mimarlar Odası’nın düzenlediği Cumhuriyet döneminin en önde gelen yapıları arasında mimarlar tarafından birinci seçildiğini de belirtti. Türk Tarih Kurumu başkanı ile görüşeceklerini ve olumlu yönde bir görüşme olmasını diledi. Ergut, Türk Tarih Kurumu binasını “Cephesi Ankara taşı ile kaplanmış, çağdaş mimarlıkla gelenekseli birlikte yorumlama açısından önemli bir yapı. Kendi çevresi ile kurduğu ilişki açısından önemli bir yerde. Kentle ilişkisini kuran bahçede de önemli bir müdahale var. Bahçe yapının kentli ile yüz yüze geldiği yer” şeklinde yorumladı.
Mimarlar Odası Ankara Şube Sekreter Üyesi Tezcan Karakuş Candan, yapının mimarının devlet sanatçısı olduğunu ve Ağahan Ödülü aldığını hatırlatarak tepki gösterdi: “Mekan üzerinde ciddi bir otoriterliğe gidildiğinin örneğidir bu müdahale. Mimar toplantı salonunu açık yapıyor. Kapıdan girdiğiniz andan itibaren şeffaflık var. Giriş anından itibaren toplantı salonunun tüm pencerelerinden Ankara panoramasını görebiliyorsunuz. İki tane müdahale var yapıya, birinci müdahale yapıya bahçe duvarlarının üzerine demir parlaklık konuluyor. Demir parmaklıklar Kenan Evren zamanında yapılan bir müdahale. İkincisi de AKP hükümeti döneminde yapılıyor. Bir müdahale 12 Eylül askeri faşizmi ile yapılan müdahale son gezi olayları süreçlerine baktığımızda ikinci müdahale de AKP faşizmi döneminde yapıldığını söyleyebiliriz.” dedi.
Toplantıda, Saraçoğlu Mahallesi ve Şeker Fabrikası hakkında bilgilendirme yapıldı. Hızlı tren istasyonunun yapılacağı Şeker Fabrikası alanına değinen Candan, fabrika alanıyla ilgili olarak tescil başvurusu yaptıklarını duyurdu. Ergut ise fabrikanın bir kampüs şeklinde tasarlandığını belirterek, “Şeker Fabrikasının kampüsü yine Cumhuriyet döneminin önemli miraslarındandır. Fabrika alanında bir kampüs değil tek başına bir yaşantıda kuruluyor. Sadece bir üretim merkezi değil, gündelik hayatlarına dair bir yaşantı da var. Endüstri mirasının korunması gerektiği ve bir bütün olarak kampüsün korunması gerektiğini vurgulayarak tescile başvurduk” diye konuştu.
Saraçoğlu Mahallesi’nin afet riski altında alan ilan edilmesi üzerine Mimarlar Odası Ankara Şubesi harekete geçerek, proje elde etmek amacıyla yarışma açmıştı. Candan Saraçoğlu yarışması hakkında bilgi verdi. “Saraçoğlu yarışmasına, 40 proje katıldı. 27 mimar ve 13 mimarlık öğrencisi yarışmaya katıldı. Şimdi projeler değerlendirme aşamasında. 1 Temmuz’da değerlendirme konferansı yapılacak. 8 temmuz’da ise kolokyum töreniyle yarışma sonuçlarını açıklayacağız” ifadelerini kullandı.
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Ali Hakkan, son günlerde yaşanan polis şiddetini de eleştirerek, hükümet yetkilileri tarafından şiddetin tırmandırıldığını söyledi: “Yaşanılan şiddet daha da giderek artacak çünkü Başbakan’dan şiddete destek geliyor. Belediye araçlarının tahrip edilmesini tasvip etmiyoruz yalnız, Melih Gökçek süreçte dört kişi hayatını kaybetmişken timsah gözyaşları dökebiliyor. İnsanlıktan çıkmış bir süreci yaşıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Candan: “Başbakan televizyonlardan Melih Gökçek de twitterdan süreci tahrik etti. Terörle şiddetle baskıyla süreci durdurmak istediler Brezilya kadar olamadık. Brezilya bir krizi kazanabileceği bir sürece götürerek referanduma gidiyor. Türkiye’yi ise demokrasiyi kaybeden bir sürece sürüklediler. Ethem Sarısülük’ü öldüren polisin serbest bırakılması ise içimizi çok fazla acıttı. ‘meşru müdafaa’ denilerek serbest bırakılması kabul edilemez. Türkiye vicdanı neyin meşru müdafaa olduğunu, neyin meşru müdafaa olmadığını biliyor. Başbakan zor tutuğu %50 den bahsediyor, Türkiye’nin yüzde 99’unun vicdanında Ethem Sarısülük öldürülmüştür, onu öldüren polis de katildir. ” dedi.