Mete Arat'ın tasarladığı Türk Telekom Arena kar yağışına yenik düşerek gündem maddesi oldu.
10 Aralık günü İstanbul’da artan yoğun kar yağışı Galatasaray Juventus maçının iptal edilmesiyle sonuçlandı. Saha çizgilerinin kaybolduğu gerekçesiyle maçı erteleyen hakemin kararı stadın tasarımını Türkiye’nin gündemine oturttu.
Daha önceleri de TOKİ ile yaptığı sözleşme, ulaşım, rüzgar vb konularla gündeme gelen TT Arena için Galatasaray yöneticisi Sedat Doğan NTV Spor ekranlarında canlı yayına bağlanarak stadın üstünün kapalı olmaması hakkında, ”Bu stadı kim yaptıysa onu eleştireceksiniz. Ne Galatasaray’ın şimdiki yönetimi, ne de eski yönetiminin burada hatası var. Dünyada üstü kapalı stadların hepsinde bu çimler dışarıya çıkartılıyor. Öbür türlü çim yaşamıyor.” dedi. Bu aslında bir çok spor kompleksi hakkında kafalarda soru işaretleri doğururken Türk Telekom Arena için bizleri Mete Arat’a yöneltti.
Türk Telekom Arena yapılırken stadın üstünün kapanmasının önemli bir nedeni ve amacı olası bir depremde “Sağlık üssü” olarak kullanılacak olması olarak belirtiliyordu. TT Arena bir afet durumunda “Sağlık üssü” olarak kullanılabilir miydi? Galatasaray yönetimi TOKİ’ye “Çatıyı biz yapalım dekorasyonu siz yapın” dedi. Dönemin Devlet Bakanı Faruk Özak’ın oluruyla 9 Ağustos 2010’da “Çatıyı Galatasaray Kulübü, Arena’nın dekorasyonunu da TOKİ yapacak” şeklindeki protokol karşılıklı olarak imzalandı. Protokol gereği bir bakımdan TOKİ ile Galatasaray değiş-tokuş yapmış oldu.
Galatasaray ile Gençlik Spor Genel Müdürlüğü arasında 3 Mayıs 2011 tarihinde imzalanan protokol ve varılan 49 yıllık anlaşmaya göre çatının yapılma sorumluluğu hala Galatasaray’a ait. Yine aynı protokol uyarınca çatının Mayıs 2013’e kadar tamamlanması ve stadın üzerinin kapatılması gerekiyor. Aksi halde Gençlik Spor Genel Müdürlüğü, sarı kırmızılıların sözleşmeye uygun davranmaması nedeniyle devreye girecek ve Galatasaray ceza ödemek zorunda… Galatasaray eski yöneticisi ve Bakan Işın Çelebi sürece dair şunları söylüyor; “Süre 3 Mayıs 2013’te sona eriyor. Eğer Galatasaray çatı projesini yapmazsa protokol gereği 6 milyon dolar tazminat ödemek zorunda kalacak.”
Çatının yapımı ise sözleşme sıkıntılarının yanısıra strüktürel zorluklara da konu oldu. TT Arena’nın inşaatını gerçekleştiren Varvap-Uzunlar ortak girişiminin teknik danışmanı Erişkon Mühendislik Şirketi’nin sahibi Akın Erişkon, daha önce yaptığı açıklamada stadyumdaki rüzgar durumunun iyi incelenmediğini belirterek olası bir lodosta çatının otoyola uçabileceği uyarısında bulunmuştu.
Erişkon, “Her biri 1250 tondan 2 bin 500 tonluk kapak sağa sola ne kadar hızla hareket edecek. Altta korkunç yapı var. Süper kolonlar 4 noktadan oturuyor. Yaparsak büyük riske giriyoruz. Raylar birbirinden farklı oturma yaparsa ya kapak sıkışır ya da kenara kayar. 1250 tonluk kapak nereye düşecek” diye konuşmuştu.
Peki gerçekten sorun, yapının tasarımında mıydı? Maçın iptal edilmesinde tasarımın payı neydi? Çatının yapılamamasındaki suçlu strüktür müydü? Yoksa anlamaşamayan taraflar mimarı mı gözden çıkarmıştı?
TT Arena’nın yapımına dair çok özel bilgilerin aktarıldığı ARKİV Buluşması’nda Mete Arat “Açılır kapanır çatıdan maliyet yüzünden mi vazgeçildi?” diye sorulması üzerine “Projenin toplam maliyeti 300 milyon TL. Çatının maliyeti ise 10 milyon TL’ydi. Zaten çatının altyapısı hazırlanmış ve bu paranın bir kısmı harcanmıştı. Fakat bir futbol kulübü için çatı mı yoksa bir futbolcu mu daha önemli? diye sorulunca tabii ki aynı değerde bir futbolcu daha fazla önem taşıyor,” demişti.
15 Mayıs 2012 Salı günü TT Arena’da gerçekleşen 18. ARKİV Buluşmasının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.