Uçuşan Taşlardan Oluşan Cephesiyle Haus Balma

Uçuşan Taşlardan Oluşan Cephesiyle Haus Balma

İsviçre'de yer alan Haus Balma, Kengo Kuma Architects tarafından tasarlandı. Haus Balma, geleneksel taş işçiliği ile modern tasarımın buluştuğu bir yapı olarak öne çıkıyor.

Fotoğraflar Naaro’ya ait.

Bir mimarın “belirli bir amaç” ve “uygulanacak herhangi bir mekansal program” olmaksızın bir projeye dahil olmasıolağan bir durum değil.

Kengo Kuma’nın mimarlık ofisine gelen talep: İsviçre’nin kalbinde yer alan ve Peter Zumthor tarafından tasarlanan termal banyolarıyla uluslararası üne sahip küçük Vals’te ticari ve konut amaçlı bir bina olan Haus Balma’nın (Valser kuvarsit plakalarının işlenmesinde uzman olan yerel Truffer AG ailesi için) gerçekleştirilmesi olmuş.

Truffer Şirketi, 11 yıldan uzun bir süre önce, 1983 yılından bu yana Graubünden Dağları’ndaki Vals’te doğal taş çıkarılması ve bunların yerel fabrikada işlenerek çeşitli uygulamaların elde edilmesinden elde edilen sonuçları sunmak için yeni bir bina inşa etmeye karar vermiş.

Mimari açıdan, çatılar, cepheler ve zemin gibi yapısal unsurlardan iç mekan kullanımı için mutfak ve banyo aksesuarları gibi iç mekan unsurlarına kadar çeşitli öğeleri içeriyor.

KKAA tarafından önerilen bina biçimini, arsanın üçgen şeklinden alıyor.

Bu şekilden, hem Japon pagodalarını hem de geleneksel kiremitli çatıları anımsatan bir melez elde ederek, kanopilerden ve eğimli bir çatıdan oluşan bir hacim ortaya çıkıyor.

Kengo Kuma, “Uzaktan bakıldığında, kiremitli çatılarıyla kasaba sanki taşlar vadinin üzerinde yüzüyormuş gibi görünüyor. Bu görüntüyü özel bir mimari detayla yakalamak istedik,” diyor.

Hem işveren hem de mimar, yabancı bir unsur olarak algılanmadan bu dağ kasabasının geleneksel ortamına uyumlu bir şekilde entegre olacak yenilikçi bir öneride bulunmuş.

Bina, ahşap, metal ve cam gibi diğer malzemelerle diyalog kurarak yerel taş ocağından elde edilen taşı ana karakteri olarak almış.

Parçaların çekiçle ayarlandığı ve birbirlerine vida veya çivi olmadan birleştirildiği Vals Taşı

Projede sürekli bir malzeme araştırma laboratuvarı kullanılmış.

Özel olarak geliştirilen perde duvar, “yüzen taşlardan” yapılmış bir cephe olarak tasarlanmış. Cephe, 8 mm paslanmaz çelik kablolarla desteklenen, ışığa ve manzaraya karşı geçirgen olan taş ve ahşap levhalardan oluşuyor.

Taş levhaların toplam 24 ton ağırlığında olduğu ve her bir kablonun 500 kilogramla öngerilmesi gerektiği bu yapı, 882 adet taş (25 mm inceliğindeki taş levhalar önce yatay olarak bölünmüş, sonra ortalarından kumaşla güçlendirilmiş ve daha sonra tekrar birbirine yapıştırılmış) ve 501 adet ahşaptan oluşuyor.

İçerideki ana unsur, binayı çapraz olarak kesen ve şirket temsilcisi Pia Truffer’in yorumuyla bir “geçit” gibi dikey ve dar bir kesim oluşturan tek bölümlü merdiven. Bu alanın duvarları ham kaya parçalarıyla kaplanmış.

Kengo Kuma, yaklaşık 1.000 parçanın her birinin merdivenin duvarlarında dokuz farklı yükseklikte tam olarak nereye yerleştirilmesi gerektiğini belirlemiş.

İki zanaatkar panellerin montajı için bir yıldan fazla zaman harcamış.

“Niyetimiz hiyerarşik bir mekânsal düzen oluşturmak değildi. Bunun yerine merkezi, birleştirici bir alan yaratmak istedik. Bu da zemin kattan üst kata çıkan merdivenin yolunu açtı. Benzersiz oranlara sahip uzun, dar bir oda tasarlayarak bir taş ocağının içinde olduğumuzu vurguladık.”

Merdiven aynı zamanda binanın konut ve ticari kullanımları arasında farklılaşan bir alan oluşturuyor ve sırasıyla daha büyük ve daha küçük bir üçgen bırakıyor.

İkinci katta, en büyüğü Truffer Ailesi tarafından kullanılan ve daha küçük olan çatı katı kiralanan iki daire bulunuyor.

Bodrum katında bir sunum, satış, etkinlik ve toplantı odası olarak “Taş Dünya”; zemin katta resepsiyon alanı, toplantı odası ve satış noktası; birinci katta ise ofis alanı, bir toplantı odası ve kafeterya bulunuyor.

Tüm iç mekan kompleksi belirli kuralları takip ediyor. Alt katlarda (özellikle bodrumda) malzemeler daha koyu ve ağır, pürüzlü yüzeyler baskın.

Yukarı çıktıkça renkler daha açık ve parlak hale geliyor. Her iki dairede de açık meşe zeminler veya beyaz dişbudak mutfak cepheleri var.

“Vizyonumuz, Valser taşını normal bir showroomda olduğu gibi bir numune koleksiyonu ve bilgilendirici kataloglar aracılığıyla değil, mimarinin ayrılmaz bir parçası olarak sunmak.”

Etiketler

Bir yanıt yazın