Montreal'de yerel kaynaklı geri dönüştürülmüş camın kullanıldığı Darwin Bridges, kentsel tasarım alanında yeni, sürdürülebilir madde kullanımının kapısını açıyor.
Neredeyse 60 yaşında olan Nuns’ Island’daki Darwin Bridges zamanın ve erozyonun tahribatına uğramıştı.
Aslında, kaldırımların sıkılaşması yayalar, bisikletler ve bebek arabaları için rahatsızlık yaratmaya başlamış ve köprülerin altındaki geçit, sınırlı görüş alanının ortasında su birikintileri oluşturmaya başlamıştı.
Bu nedenle Ville de Montréal, Provencher Roy’dan bu simgesel altyapıyı yeniden inşa etmesini ve aynı zamanda tasarımı kurallara uygun hale getirmesini istedi.
Darwin Bridges, Nuns’ Island kentsel bulvarı ile yaya ve bisiklet yolunun kesiştiği noktada, bu düzenli dolaşımın buluşma yeri olarak işlev görüyor.
Amaç, mimari dili geliştiren ve güvenlik düzenlemelerini yerine getiren bir çözüm geliştirirken bu iki temel önermeyi uzlaştırmak olmuş.
Bu estetik karar, oluklu galvanizli demir korkulukları ortadan kaldırmış ve 4 metrenin üzerinde bir güvenlik açıklığı sağlamış. Ortaya çıkan avangart tasarım, 37 metrelik köprülerin tamamına yayılan bir hareket duygusunu zarif bir şekilde aktarıyor.
İki köprü arasında, orta refüj şeridi açılmış ve kazılmış. Otoyoldan başlayarak, iki dairesel kemer eğimi bisiklet yoluna doğru alçaltarak yaya geçidi bölgesini tanımlıyor. Köprüler arasında stratejik olarak yerleştirilmiş istinat duvarlarında ortaya çıkan ve yakındaki Parc de West-Vancouver’a atıfta bulunan bitkilendirilmiş teras seviyeleri oluşturmak için bir peyzaj tasarımı fırsatını ortaya çıkarıyor.
Köprülerin dışa bakan tarafları, içi oyulmuş yarım daireler ve çiçek saplarıyla süslenerek stilize çiçeklerden oluşan alçak bir rölyef yanılsaması yaratırken akşam karanlığında yol, sürdürülebilir LED aydınlatma sayesinde sıcak tonlarla aydınlatılıyor.
Alanın bu hoş açılımı ve köprülerin altındaki güvenlik aydınlatma armatürlerinin entegrasyonu, kullanıcılar arasında güvenliğe ilham veriyor ve tünel hissini önlüyor.
Bu köprü inşaatının en büyük yeniliği, benzeri görülmemiş malzeme seçiminde yatmakta.
Köprüler, %10 oranında ince öğütülmüş geri dönüştürülmüş camdan oluşan yerinde dökme beton ile inşa edilmiş.
Bu çığır açan proje, Université de Sherbrooke ve Ville de Montréal ile iş birliği içinde, öğütülmüş camın sivil altyapılara entegrasyonu üzerine 17 yıl süren araştırmalara dayanıyor.
Patentli GGP, üçlü bağlayıcı olarak eklenmiş ve sera gazı emisyonlarını 40 ton azaltarak projenin doğrudan çevresel etki yaratmasını sağlamış. Bu da bir araçla 200.000 kilometre yol kat etmeye eşdeğer.
Kullanılan GGP, tipik olarak kullanılan çimentonun yerini almış, 40.000 kilogram yerel olarak geri dönüştürülmüş camdan oluşmuş ve 70.000 şarap şişesini temsil ediyor.
Ayrıca, tipik bir beton yapının 75 yıllık ömrüne kıyasla köprülerin 125 yıldan fazla olduğu tahmin edilen ömrünü güçlendirmek için paslanmaz çelik çubukların eklenmesi nedeniyle çok daha sağlam.
“Nuns’ Island’da yaya-otomobil hiyerarşisini ele alan yenilikçi bir kentsel yaşam deneyimi sunan projenin orijinal değerini tanımak önemli. Mimari dilini, fiziksel uygulamasını ve görsel çekiciliğini çağdaş bir mantıkla geliştirerek 1960’lardan kalma güzel bir fikre yeni bir soluk getirmeyi başardık.”