TMMOB Peyzaj Mimarları Odası, 13 Mayıs Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü nedeniyle bir deklarasyon yayınladı.
Yayınlanan metin şu şekilde:
“Ülkemizde 88 yıl önce, 1933 yılında kurulan Yüksek Ziraat Enstitüsü bünyesinde “Süs Nebatları Şubesi” ile başlayan Peyzaj Mimarlığı eğitiminde, Ankara Üniversitesi’nin 1946 yılında kurulması sonrasında, bu kuruluş içinde yer alan Ziraat Fakültesi içerisinde “Bahçe Mimarisi ve Ağaçlandırma Kürsüsü” ile yeni bir döneme geçilmiştir. Türkiye’de Peyzaj Mimarlığı Bölümü; 1968 yılında eğitime başlamış ve ilk mezunlarını 1973 yılında vermiştir.
1966 yılında Peyzaj Mimarisi Derneği çatısı altında örgütlenmeye başlayan Peyzaj Mimarları, bundan 27 yıl önce, 13 Mayıs 1994 tarihli TMMOB Genel Kurulunda Peyzaj Mimarları Odası’nın kurulumunun onaylanmasıyla Oda çatısı altında toplanmış ve her geçen yıl daha da büyümeye devam etmiştir.
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası; 6235 sayılı TMMOB Kanununa uygun olarak kurulan, Türkiye sınırları içinde meslek ve sanatlarını uygulamaya yasal olarak yetkili olup, mesleki etkinliklerde bulunan peyzaj mimarlarını örgütü içinde toplayan, tüzel kişiliğe sahip, kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur ve ülkemizde Peyzaj Mimarlığı adına tek yetkili ve resmi kurum özelliği taşımaktadır. 6235 sayılı TMMOB Kanunu 33. Maddesine göre üniversitelerin Peyzaj Mimarlığı bölümlerinden mezun olan tüm meslektaş adaylarının, “Peyzaj Mimarı” unvanını kullanabilmeleri ve mesleklerini yapabilmeleri için TMMOB Peyzaj Mimarları Odası’na kayıt olması gerekmektedir.
2020 yılının başından bu yana tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 pandemisi, bugüne kadar süregelen alışkanlıklarımızın ve dünyaya karşı tutumumuzun sonucu olarak değerlendirilmelidir. Evlerimize kapandığımız bu bir yılı aşkın süreçte öncelikle nüfusun en yoğun olduğu kentlerde yaşayanlar olmak üzere tüm yerleşimlerde peyzaj politikalarının ne denli yetersiz ve yanlış olduğu daha da fark edilir olmuştur. Yanlış kentsel tasarımlar, açık ve yeşil alanların yetersizliği; virüse karşı en etkili mücadele yöntemlerinden olan güneş, temiz hava ve fiziki mesafenin kent içerisinde karşılanamaması sorununu da beraberinde getirmektedir. Böylesi bir durum ise pandemi krizinin derinleşmesine ve kentlerde çok hızlı yayılmasına sebep olmuş ve faturası da herkes için çok ağır olmuştur.
Peyzaj Mimarlığı mesleğinin yalnızca estetik amaçlar güden değil, gerek ekonomik, gerek ekolojik, gerekse işlevsel sebeplerden dolayı önemli bir meslek disiplini olduğu yaşanılan bu süreçle birlikte tekrar ortaya çıkmıştır. Peyzaj Mimarlığı; doğal, kültürel, tarihi tüm varlıkların birbirleri ile ilişkisini kuran bir meslek alanı olarak devam eden süreçte de hayati bir öneme sahiptir.
COVID-19 salgını ile değişen yaşam tarzımızı, değişimlere bu kadar adapte olmuşken, olumlu yönde ivmelendirmediğimiz takdirde başka bir tehdit olarak önümüzde duran iklim krizinin etkileri çok daha vahim olacaktır. Yeni bir küresel ve toplumsal krize mahal vermemek ve hazırlıksız yakalanmamak için iklim değişikliğine uyum ve etkilerinin azaltılması yönünde bir an önce doğru peyzaj politikalarının hayata geçirilmesi gerekmektedir. Çünkü planlamadan tasarıma, korumadan onarıma ve peyzaj yönetimine kadar uzanan geniş yelpazede katkısı ve başarısı ispatlanmış bir meslek disiplininin ekolojiye, biyoçeşitliliğe olan katkıları ileride hepimizin en temel ihtiyaçları olan konforlu açık alanlar, içilebilir su, solunabilir hava ve güvenli gıda olarak geri dönecektir. Sadece bu sebepler dahi Peyzaj Mimarlığının ne derece önemli bir bilim alanı olduğunu ortaya koymaktadır. Bu amaçla Avrupa Peyzaj Sözleşmesinin tarafı ve imzacısı olan bir ülke olarak Peyzaj Mimarlığı mesleğine ait yasal ve yönetsel düzenlemelerin derhal tamamlanarak hayata geçirilmesi, yaşanabilir bir dünya için iklim krizine karşı Paris İklim Antlaşmasının imzalanarak gerekliliklerinin yerine getirilmesi, Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan Yeşil Mutabakat Metninin bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Düzensiz hava olayları sebebiyle İklim krizinin etkilerini doğrudan hissettiğimiz bu günlerde tüm dünya olarak en büyük ihtiyacımız karbon emisyonunu düşürecek doğal alanlar ve karbon yutaklarıdır. Ne yazık ki ülkemizde hızla artan ihtiyaca karşılık doğal alanlarımız aynı hızda yok edilmektedir. Salda Gölü, Kazdağları, İkizdere, Çeşme, Kanal İstanbul gibi ülkemizin her bölgesinde yapılaşma tehdidi ile karşı karşıya olan sulak alanlar, yaylalar ve maalesef saymakla bitiremeyeceğimiz birçok doğal varlığımız rant uğruna yok edilmiş ve yok edilme tehdidi ile karşı karşıyadır. İklim krizine karşı önümüzdeki çok değil, 20-30 yıllık süreçte hayati öneme sahip olan doğal alanlarımız kısa süreli kazançlar için düşünülmeden ve vahşice yok edilmektedir. Tüm kamuoyunun bu iklim krizinin çözümü için kısa, orta ve uzun vadede çözümün en önemli parçalarından birisi olan peyzaj mimarlarına kulak vermesi gerekmektedir.
Odamızın kuruluşunun 27. Yılında,
14. Dönem Yönetim Kurulu olarak yola çıkarken belirttiğimiz; mesleki tanınırlık, peyzaj okuryazarlığı, üye ilişkileri, PMOGenç, eğitim, akreditasyon, mesleki standartlar, uluslararası ilişkiler, iklim değişikliği ve küresel ısınma, su kıtlığı, yeşil altyapı, hukuki mücadele, kriz yönetimi stratejisi ve sosyal sorumluluk başlıkları altında üyelerimiz ile birlikte etkin komisyon çalışmaları yürüterek mesleğimizi ve Odamızı daha da ileriye taşımaya devam etmekteyiz.
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası olarak, gücünü ilkelerinden, üyesinin ülkesine, halkına, meslek alanlarına ve mesleğine sahip çıkan mücadelesinden almaktayız. Bu nedenle Nisan ayı boyunca kutladığımız “Dünya Peyzaj Mimarlığı Ayı” ve ardından gelen Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü için belirlediğimiz “Birlikte Büyüyoruz” teması ile;
– Yakın zamanda çözümlediğimiz genelge sorununda da görüldüğü gibi hem mesleki tanınırlığımız hem de mesleki haklarımız konusunda gücümüzü ortaya koymak için “Birlikte Büyüyoruz”,
– Yaşadığımız çevrenin korunması, doğal alanlarımızın artması için “Birlikte Büyüyoruz”,
– Peyzaj proje ve uygulamalarıyla yaşanabilir kentlerin oluşturulması için “Birlikte Büyüyoruz”,
– Karbon salınımının ve küresel iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması için “Birlikte Büyüyoruz”,
– Kullanılabilir su kaynaklarımızın korunması ve sorumlu kullanılması için “Birlikte Büyüyoruz”,
– Doğal, kültürel ve tarihi alanlarımızın korunması ve onarımı için “Birlikte Büyüyoruz”,
– Güvenli gıdaya erişim için “Birlikte Büyüyoruz”,
– Doğal afet riskine karşı açık ve yeşil alanların artırılması için “Birlikte Büyüyoruz”,
– Sürdürülebilir bir gelecek için “Birlikte Büyüyoruz”,
– Mavi-yeşil altyapıların oluşturulması için “Birlikte Büyüyoruz” diyoruz…
Odamızın 27. kuruluş yıldönümü olan, 13 Mayıs 2021 Perşembe günü, “Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günümüzü ülke genelinde kutluyor, kamuda, kendi işyerinde, ücretli ve akademilerde çalışan meslektaşlarımız ve öğrencilerimizle birlikte “Yaşadığınız Her Yerde Biz Varız” diyerek ülkemizin doğal, kültürel ve tarihi peyzaj varlıklarına sahip çıkacağımızı tüm kamuoyuna deklare ediyoruz.
Bu vesile ile Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günümüzü kutladığımız 13 Mayıs 2014 tarihinde yaşanan Soma faciasında kaybettiğimiz 301 canımızı anıyor, tüm üyelerimizi ve meslektaşlarımızı saygıyla selamlıyoruz.”