Cox Architecture'ın tasarladığı Oman Across Ages Müzesi, ziyaretçilerini bölgenin 800 yıllık tarihi içerisinde son teknoloji ürünü sürükleyici bir gezintiye çıkarıyor.
Umman’ın en eski şehirlerinden olan Nizwa’da yer alan müze, Al Hajar dağları ve kanyonlarının sıra dışı doğal güzellikleri ve geometrik formlarından ilham alınarak tasarlanmış. Oman Across Ages (Yıllar Boyu Umman) Müzesi, kentin zengin tarihi, kültürü ve zaman içerisinde büyüyen ekonomisi hakkında etkileyici bir bakış açısı sunuyor. Müze, Ummanlılar ve ziyaretçiler için kültürel ve eğitsel bir kent simgesi yaratıyor. Yapının çöl üzerinde yükselen boyutu ve ufuk boyunca uzanan silüeti bakmaya değer bir manzara sunuyor.
Müzenin tasarımında; hem -her ikisi de güçlü araçlar olan- ifade ve iletişim için hem de enstalasyonlar, sergiler ve performanslar için yeterli alanı yaratabilmek amacıyla ölçü, geometri, form, ışık ve perspektif dahil olmak üzere mimarinin tüm araçları kullanılmış.
Kültürel bir simge olarak müze, ziyaretçilerini bölgenin 800 yıllık tarihi içerisinde son teknoloji ürünü sürükleyici bir gezintiye çıkarıyor. Bina, toprak düzleminden, Al Hajar Sıradağları’nın zirveleri ve sırtlarının çarpıcı fonuyla diyalog içinde, bir dizi geometrik hacim olarak yükseliyor. Mimariyle uyum içerisinde kurgulanan sergi; tarih öncesi zamandan günümüze uzanan Umman’ın zengin kültürünü, son teknoloji sistemlerle birleştiriyor.
Yapı, içinde bulunduğu sıra dışı coğrafyaya nazikçe entegre oluyor ve ziyaretçiyi bir dizi mekansal sekanstan geçiriyor. Ziyaretçiler, duyusal uyaranlar içeren bir mekana adım atıyorlar. Yolculuk, yapının topraktan yükseldiği temellerden başlıyor. Ziyaretçiler, toprağın ve kayaların ham halinden, giderek artan hacim, incelik ve hafifliğe doğru bir dizi alan içerisinde hareket ediyor.
Yüzyıllar ve bin yıllar içerisinde gezinen uzun ve kapsamlı yolculuk; tarih öncesi dönemde Umman’a ilk yerleşim dönemlerinden günümüze, hanedanlar ve medeniyetler arası uzanan sekanslar aracılığıyla Umman’ın izini sürüyor. Umman’da ekonomik, teknolojik, politik ve sosyal modernleşmenin ciddi ölçüde hızlandığı, bölgenin modern rönesansı diyebileceğimiz 1970’li yıllara ise özel bir önem verilmiş.
Son aşamada yolculuğun başlangıcından itibaren işaret edilen kristalimsi form, kendisini ancak yolculuğun sonunda tam olarak ortaya çıkarıyor. Daha da önemlisi, müze zaman çizgisi içerisinde bir kesişim noktasında yer alıyor; Umman’ın geçmişine bir yolculuk, günümüzün kutlaması ve geleceğe dair bir içgörü. Müze, Umman’ın kültürel mirası hakkında farkındalık yaratmayı ve mirası güçlendirmeyi hedefliyor. Bu hedefe yönelik olarak anavatanlarının inşasına ve geleceğinin şekillendirilmesine eşlik etme konusunda, onlara ilham verecek şekilde geçmişleriyle etkileşime girmelerini teşvik ediyor.
Binanın formu, kristal formundaki arazinin geometrisini yansıtan; büyük, açılı ve eğimli düzlemler ile karakterize edilmiş.
Strüktürel sistem hem tasarlanan dış kabukla uyum sağlıyor hem de iç mekanda geniş, sütunsuz galerilere alan tanıyan işlevsel gereksinimleri tamamlıyor. Galeri açıklıklarına olanak tanıyan kafes kiriş sistemi ve eşkenar dörtgen diagridin de dahil olduğu sonuçlara yenilikçi strüktürel çözümlerle ulaşılmış.
Uzun açıklıklar içeren karmaşık yapıların kullanılması, engelsiz alanlar yaratmaya olanak tanımış. Bu açıklıklar, iç mekan kurgusunda esneklik sağlayarak dinamik ve değişken gereksinimlere uyumlu bir alan yaratmış.
Sultan Qaboos Üniversitesi ile işbirliği içerisinde sahaya özel sismik araştırma çalışması yapılmış. Bu çalışma daha sonra sistemin sismik yüke verimli bir şekilde direnebilmesi için bir amortisör görevi görmesine olanak tanıyan, bağlantı ve elemanların olduğu tasarım içerisine, sismik dirençli bir sistem entegre etmek için kullanılmış.
Galerilerde, termal stabiliteyi sağlamak için mimari, yapısal ve mekanik tasarımlarda termal kütle kullanılmış. Bu galeriler, ölçekleri, konumları ve cam düzenlemeleri nedeniyle benzersiz gereksinimlere sahip. Termal kütle, çoğunlukla zorlu olan bu çevrede başarıya ulaşmaya yardımcı olmuş.
Sürdürülebilirlik ise iki aşamada ele alınmış: inşaat aşamasında sürdürülebilirlik ve kullanım aşamasında sürdürülebilirlik. İnşaat aşamasında, yapısal çerçeveleme tercihleri, üst yapıyı inşa etmek için gereken malzemelerin, zamanın ve süreçlerin belirlenmesinde önemli rol oynamış. Kullanımda sürdürülebilirlikte ise amaç, soğutma ihtiyaçlarını en aza indirmek için termal kütleden faydalanarak binanın operasyonel enerji gereksinimlerini azaltmakmış. Daha hafif çerçeveleme çözümlerinin tercih edilmesiyle hem bina çerçevesindeki hem de diğer strüktürel elemanlardaki toplam malzeme miktarı azaltılmış.
Müzenin tasarımı, hem gündüz hem de gece boyunca bir labirentten hava çeken ve sürdürülebilir sıcaklık kontrolü sağlayan yeraltı mekanik sisteminden oluşan bir sürdürülebilir soğutma sistemi içeriyor. Geniş açıklıklı çatı kaplama ise estetik niteliklerin yanı sıra termal hareket, yalıtım, hava koşullarına dayanıklılık konusunda sürdürülebilirliğe katkı sağlıyor.