Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Mirası Merkezi Direktörü Mechtild Rössler, Türkiye'nin Ilısu Barajı göl suları altında kalma tehlikesindeki antik kent Hasankeyf için UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne başvurmadığını açıkladı.
Hasankeyf Belediye Başkanı Abdulvahap Kusen ise, ‘Dünya Kültür Mirası Listesi’ için belirlenen 10 kriterinden 9’unu taşıyan Hasankeyf için Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS) Türkiye Milli Komite Yönetim Kurulu 2’nci Başkanı İTÜ Mimarlık Fakültesi Restorasyon Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Zeynep Ahunbay’ın yıllar önce başvuruda bulunduğunu söyledi.
Yaklaşık 10 bin yıllık geçmişe sahip Batman’ın antik ilçesi Hasankeyf, 1981 yılında Türkiye’de doğal koruma alanı ilan edildi. TBMM’de kabul edilen son tasarıyla Hasankeyf’in bir an önce boşaltılmasına karar verildi. Geçmişte pek çok aktivist protesto gösterileri düzenleyip ya da Twitter’da #HasankeyfToUnesco diye hashtag’ı açarak dikkat çekmeye çalışılan Hasankeyf’in UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınması için çağrı yapıldı. Alman yayın kuruluşu Deutsche Welle’ye konuşan UNESCO Dünya Mirası Merkezi Direktörü Mechtild Rössler, Türkiye’den Hasankeyf’in geçici listeye alınmasına yönelik bile resmi bir talep gelmediğini açıkladı.
Rössler, resmi bir başvuru olmaması ve bu konuda inceleme yapılmadığını, bu nedenle Hasankeyf’in şu anda UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınması için hangi kriterleri taşıdığına dair bir şey söylenemeyeceğini söyledi. Mechtild Rössler, “Bu bölge Türkiye tarafından geçici listeye eklenmedi ya da ‘Dünya Mirası’ için aday gösterilmedi. Dolayısıyla bu bölge için Dünya Mirası Listesi’nin 10 kriterden herhangi biri için belge sunulması gibi bir süreç olmadı” dedi.
Rössler, prosüdürlere göre, ilgili devlet kurumunun göze çarpan potansiyel evrensel değere sahip olan bölgeleri belirlediğini, kısa bir tanımlama ve karşılaştırmalı analiz yapıp gelecekteki listeleme için kriterleri gösterdiği bir dosya hazırladığını anlatırken, “Dünya Mirası Listesi için daha sonra bağımsız bir aday dosyası geliştirilmeli. Bu ya 6 kültürel kriter ya da 4 doğal kriter için yapılmalı. Ya da ikisinin karışımı. Bu bölgeyle ilgili devlet kurumu tarafından herhangi bir adaylık için değerlendirilmesi adına Dünya Mirası Konvansiyonu’na sunulmadı” dedi.
Rössler, bir bölgedeki sit alanının UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’ne girmesi halinde o zaman o bölgeleri korumanın uluslararası toplumun sorumluluğunda olduğunu anlattı.
Hasankeyf’i Yaşatma Derneği aktivistlerinden Veysi Ayhan, Alman yayın kuruluşuna barajın yapılmasına karar verildikten sonra Hasankeyf için tehlikenin başladığını, 4 yıldan bu yana Hasankeyf’te inşaat ve altyapı çalışmalarının devam ettiğini belirtirken “10 gün önce kadar Hasankeyf Belediyesi ve Kaymakamlığı’na Hasankeyf’te oturanlardan bir an önce ilçeyi boşaltmaları gerektiği yönünde yazı geldi” dedi.
Avukat Ayhan Dicle Vadisi’nde 400’den fazla arkeolojik höyük bulunduğunu bunlarda tam araştırma yapılmadığını, bölgede şimdiye kadar sadece yüzde 20-30 oranında kazı yapıldığını anlatırken, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde, Diyarbakır’da devam eden bir dava var. Su tutulmaya başlansa bile mücadelemizi bırakmayacağız. İspanya’da buna benzer örnekler var. Su tutulmasını engellemeye çalışacağız. Baraj bitse de mücadelemiz devam edecek. Su tutulsa bile en kısa sürede suların bırakılması için ne gerekiyorsa meşru, demokratik, yasal haklarımızı kullanıp engellemeye çalışacağız” dedi.
Başkan: “10 kriterden 9’unu taşıyoruz”
Hasankeyf Belediye Başkanı Abdulvahap Kusen, UNESCO’nun ‘Dünya Kültür Mirası Listesi’ için belirlediği 10 kriterinden 9’unu taşıdığını belirttiği antik kent için iddianın aksine 10 yıl önce başvuru yapıldığını söyledi. Başkan Kusen, Hasankeyf’in UNESCO kapsamına ‘Dünya Kültür Listesi’ne alınması için ICOMOS Türkiye Milli Komite Yönetim Kurulu 2. Başkanı olan İTÜ Mimarlık Fakültesi Restorasyon Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Zeynep Ahunbay’ın yıllar önce başvuruda bulunduğunu söyledi. Prof. Dr. Ahunbay’ın Unesco’ya daha önce müracaatta bulunduğunu kaydeden Başkan Kusen, şöyle konuştu;
“Bilimsel değerlere göre Hasankeyf, şu anda 10 kriterden 9’unu taşıyor. Bunu biz değil, Arkeologlar söylüyor. Yıllar önce Ucomos’un Türkiye temsilcisi olan Zeynep Ahunbay, Hasankeyf’in Unesco’ya alınması isteğine o dönemin sorumluları ‘siyasi karar’ nedeniyle olumsuz görüş bildirdikleri bize bildirdi. Ancak bizim herhangi bir resmi başvurumuz olmadı.”