Uzaktan Eğitim: Öğrenci 02

Uzaktan Eğitim ile ilgili çağrımıza cevap veren öğrencilerin yanıtlarını iki ayrı yazı halinde yayınlayacağız.

Türkiye’nin farklı kent ve üniversitelerinde eğitim gören öğrencilerin konuyla ilgili düşüncelerinin ikinci bölümünü aşağıda bulabilirsiniz. İlk bölümünü burada bulabilirsiniz.

Kübra Nur Reis 

“Uzaktan eğitimin mimarlık gibi bol uygulamalı ve görsel bilgiye dayanan bir bölüm için uygun olduğunu düşünmüyorum. Özellikle proje derslerinde oryantasyon sağlanamadığını söyleyebilirim. Mimarlığın deneyime, görmeye ve birlikte çalışmaya dayalı olduğunu; öğrencilerin eskiz yapmadan, maket bıçağı kullanmadan olayın içinde olamayacağını düşünüyorum. Umarım kısa zamanda okullarımıza dönebiliriz. Elden gelen en iyi şey bu olduğu için eleştiriye çok açık bir durum olduğunu düşünmüyorum.”

Mehmet Çetin

“Ülkemiz maalesef bu günlerde küresel bir sorunla karşı karşıya; COVID-19! Ülkedeki birçok şey aksadığı gibi eğitimde, okullara verilen tatil (!) nedeniyle nedeniyle aksamış durumda ve bu konuda uzaktan eğitime geçilmesi, öğrencilerin derslerden geri kalmaması kararı alındı. Çoğu üniversite gibi kendi üniversitem de mevcut altyapısı olmadığı için yardımcı aplikasyonlar aracılığıyla bu eğitimi sürdürmekte. Tabii bu haberler çıkar çıkmaz okulda kargaşaya sebep olan ve sadece “nasıl olacak, nasıl işleyecek, ama olmaz ki biz farklıyız” diyen bir kesim duyuyorum. Evet, mimarlık öğrencileri! Tüm sene koca koca paftalar, sayısızca maketler, kitaplığı doldurup taşıran eskizler ve daha nicesi… Nasıl olacaktı ki? Hep uykusuz kalıp sabahında kritik almak için okula gittiğimiz uygulamalı dersler birden nasıl senkron işlenecekti ki? Tüm bu sorular diğer arkadaşlarım gibi beni de merak içerisine sürükledi. Pazartesi günü ilk dersimizin başlamasıyla ve programı yeni kullanmanın verdiği heyecanla tüm bu soruları geride bırakıp yeni eğitim düzenimiz için yepyeni bir sayfaya merhaba dedik. Hocalarımızla ortak bir platformumuzun olması, kendi eskizlerimizi sisteme yüklediğimiz anda sınıftaki herkesin görüyor ve eskize çizim yoluyla bile karışabiliyor olması beni oldukça tatmin etti. Sonuçta bizler birer mimar adayıyız. Çizim olmadan olabilir mi, asla! Stüdyo dersimiz için paylaşımlarımız sınıfta olduğu gibi devam etmekteydi ve yaptığımız maketlerin resmini paylaşabiliyor, modelleme ve .dwg dosyalarımızı tüm izleyicilerle aynı anda görebiliyorduk. İşin bu boyutunun elbette benim gibi diğer arkadaşlarımı da mutlu ettiğini düşünüyorum. Mimarlık ortamından ne olursa olsun geri kalmamak, her daim çizmek, her daim okumak gerektiği kanısındayım. Ama insanoğlu hep aynıdır, gözünün önündeki değerleri kaybettikçe anlar. Bu süreç daha şimdiden çok şey gösterdi bana. Kollarımın arasından taşan paftalarımla okula geldiğim günleri de, okulda sabahladığım günleri de özlemişim bunu anladım. Çok basit geliyor belki bazılarımıza ama bilgisayar faresini elimize alıp pafta üzerinde çizim yaparken şunu farkettim ki; iki nokta arasındaki eğimi belirleyen ben değilim! Umarım bu günler geçecek, insanlar tekrardan özgürce dolaşabilecekler, uğraşlarına tekrardan dönebilecekler. Biz ise onlar mekansal özgürlüğün keyfini çıkarırken uzaktan onları izleyip analizlerimize devam edeceğiz, öylece, onlardan habersiz. Okul köşelerinde el çizimi yaptığım günleri görmek dileğiyle hepiniz sağlıcakla kalın, #EvdeKalın.”

Muhammed Kocamaz

“Özellikle uygulamalı derslerde dikkat ve motivasyon gibi eksikliklerden ötürü var olan verimsizlik en büyük dezavantaj. Ev ortamından çalışabilmek güzel bir şey fakat uygulamalı derslerde sağlıklı olamadığını düşünüyorum.”

Muhammet Bostanlı 

“Yüz yüze yapılan değerlendirme ve kritikler bireyin zihinsel olgusuna daha fazla yer ediyor diye düşünüyorum, fakat uzaktan eğitim bu durum söz konusu olmuyor. Şartlar ne olursa olsun eğitime devam etmeye çalışmak her zaman doğru olmayabilir.”

Nagehan Ela Tufan

“Uzaktan eğitim teorik dersler için kullanılabilir olsa da proje dersleri için gerçekten zor. Bizim okulumuzda proje derslerini online şekilde almıyoruz zaten. Sadece teorik derslerimizi alıyoruz. Proje derslerinin daha sonra telafisi yapılacaktır denildi. Zaten uzaktan eğitim bence mimarlık fakültesi derslerinin en önemlisi olan proje dersleri için büyük dezavantaj. Hoca ile birebir ilişki içerisine girmeden, önünde paftalar, kalemler bulunmadan ders işlemek gerçekten zor olur. Teorik dersler içinse, genel olarak dersler işlenebilir geçse bazen internet bağlantısından kaynaklanan aksaklıklar, ses kesintileri, donmalar dersin akışını kesmekte. Bunun yanı sıra bazı hocaların teknolojiyi kullanmaktaki eksiklikleri de göz önünde bulundurulmalı. Birebir eğitimde öğretim görevlisi ile olan ilişki her zaman daha verimli geçmiştir. Göz teması kurmak konuşmacı ile dinleyici arasındaki ilişkiyi her zaman daha güçlü kılmıştır. Uzaktan eğitimde ders-çalışma ortamına girmek daha zor. Öğrencilerin yattığı yerden ders dinlemeye çalışıyor. Bu da tabi ki okul ortamında ders dinlemek kadar verimli olmuyor. Öğrencilerin dikkati çok çabuk dağılabiliyor.

Tabii bundan ailelerin de yararlandığını söylemek mümkün. Sanat Tarihi ile Mimarlık Tarihi derslerim ebeveynlerim tarafından şevkle dinlenildi. Ders sonunda ise kritiği yapıldı. Bunun yanında yapı malzemeleri dersinde annem tarafından getirilen meyve tabağı ile de dersin verimli geçtiğini söyleyebilirim.

Sonuca baktığımızda, ben uzaktan eğitimin mimarlık için genel olarak dezavantaj olduğunu düşünüyorum. Belki ilerde olur da hologramlı bir görüşme sistemi geliştirilirse belki şu anki durumdan daha verimli olabilir.”

Öyküm İlayda Yıldız 

“Uzaktan eğitim ile birlikte maket ve çıktı maliyeti sorunu ortadan kalkıyor. Bilgisayar ve çıktılar arasındaki farklılık oluşması gibi bir sorun da olmuyor ve uzaktan eğitimle diğer öğrencilerin yaptıkları projeleri daha detaylı inceleme imkanı bulunuyor ancak proje geliştirme aşamasında eskiz aşamalarında eksiklikler olmakta. Bazı noktaları öğretim elemanları çizmeden anlatamıyor. İşaret okuyla göstermek anlık olarak çözüm olabilir ama geçici olarak. Diğer uygulamalı dersleri geçtiğimiz dönemlerde tamamladığım için bilemiyorum ancak seçmeli derslerde zaten ödev teslimi yaparak sınav olduğumuz için sadece teslim alanında değişiklik olmuş gibi hissettiriyor ancak yine de teorik derslerde sınıf ortamında tartışma ortamları oluşmasının yerini dolduramıyor.”

Özge Süvari

“Uzaktan eğitim ve birebir eğitim arasındaki kuşkusuz en büyük fark mekanın getirdiği sosyal ilişkilerden uzak olmak, mimarlık eğitiminin çevreden ve yaşıtlarından öğrenme kısmını kaçırıyor olmak bir nevi. Ancak yüksek lisans eğitiminde, özellikle de daha bireysel dersler alıyorsanız neredeyse hiçbir olumsuz yanı yok diyebilirim. Aksine yolda, günlük hayatın içinde harcadığımız vakti daha fazla okuyarak, araştırarak değerlendirmek için bir fırsat olabilir. ODTÜ’de bazı derslerde hocalar şimdiden ekstra okumalar verip, ders programlarını revize etmeye başladılar. Bence fiziksel mekanın kısıtladığı durumların neler olabileceğini daha fazla düşünüp, programı buna göre yeniden organize edebiliriz. Örneğin ders saatleri, çoğunlukla o sınıfın belirli bir zamanda boş olmasına göre belirleniyor. Dijital mekan bize daha çok konferans, derse davetli konuşmacılar, ekstra buluşup tartışma gibi imkanlar sunuyor.”

Rabia Yazgan

“Mimarlık eğitimi ciddi mana da fiziksel çalışmalar isteyen bölüm bazen çizim yaparken kavrayamadığınız bir konuyu maket üzerinden size aktarabilen bir mecra. Uzaktan eğitim söz konusu olduğunda algılama şekilleri değişmek zorunda kaldı. Analizleri yürütme süreci, konsept üretimi ve çalışma alanını deneyimle konusundan tutun bütün konular dijital çağda bulunulmasına rağmen zorlaştı. Bazen yüz yüzeyken bile tartışmalarla zor anlaşılan konuları dijital olarak üretmeye çalışıp anlaşılmak haliyle zor oluyor. Geçici süreç olarak adlandırabileceğimiz bir durum gibi gözükmediği için elbette çalışmalar devam etmeli fakat bu çalışmalar mimari öğrenim gelişimi arttırmak için mi proje devamı için mi olması gerektiğini konusunda kararsızım.”

Remziye Polat 

“Teorik dersler bağlamında çok bir değişkenlik göstermedi yalnız belli başlı aksaklıklar olmuyor değil. Sistemin teknik bakımdan eksiklikleri mevcut. Okulun mevcutta bulunan uygulamalı dersleri zaten alamıyoruz çünkü mevcut sistem uygun değil uygulamalı dersleri almaya. Benim naçizane düşüncem mimarlık öğrenci-öğretmen ilişkisi içerisinde tartışarak ve hatta eskiz karalayarak fikirlerinizi beyan ederek gerçekleşiyor. Şu anki mevcut durum maalesef buna elverişli değil. Bir bakıma mimarlık dokunarak, hissederek, görerek hayat buluyor. Mimarlığı tamamen teknolojiye indirgemek geçmişine olan tarihe hakaret gibi gelmektedir. Tamamen teknolojiyi yok saymak da doğru değildir. Zamanın gelişimi ve teknoloji birlikteliğinin ahengi içerisinde hayat bulabileceğine inanmaktayım.”

Sina Çiftçi

“Mimarlığa başladığımızdan beri mekanlarla ilişki kurup, ilişkiler üzerinden mekanlar üretiyoruz. Gündelik hayatımızda da bir şekilde mekanlarla kurduğumuz ilişkiler bizde kodlanmış. Sabah uyanıp evimizden veya yurdumuzdan çıkıp bir başka mekana; okula gidiyoruz ve artık biliyoruz ki başka bir atmosferdeyiz, arkadaşlarımızla hocalarımızla tartışıyoruz sadece o günkü derste olan hocalarımızı ya da arkadaşlarımızı değil başka hocalarla ve arkadaşlarımızla da birebir ilişki içinde oluyoruz, onların üretimlerini görüyoruz ve tekrar eve döndüğümüzde başka bir süreç başlıyor günü sindiriyor, düşünüyor, çalışıyoruz. Dolayısıyla bütün bu eylemleri tek bir mekanda gerçekleştirmek, evde olma hali, durağanlık benim motivasyonumu istemeden de olsa düşürdü. Olumlu yanlarından bahsedecek olursam projelerimizi çıktı almak için enerji ve para harcamıyoruz :)”

Tuğçe Nur Koyuncu 

“Hocaların her öğrencinin projesi ile eşit sürede ilgilenmesi adil bir ortam oluştururken, diğer öğrencilerin birbirlerinin projeleri hakkında daha çok bilgi sahibi olması ve yorum yapabilmesi sürece katkı sağlıyor. Fakat ne yazık ki, bire bir eğitimde sahip olduğumuz proje alanı ziyaretinin ortadan kalkması alanı tanımayı zorlaştırıyor ve belki de doğru/başarılı proje elde etme şansını azaltıyor. Buna ek olarak Mimari Koruma Stüdyosu’nun bu döneme denk gelmesi, sürecin devam etme zorunluluğu ve Gio Ponti gibi önemli bir mimarın yapısını hiç görmeden, yapıya hiç dokunmadan çalışmaya ve proje üretmeye çalışmak ise süreçteki en büyük üzüntüm ve sürecin bana en büyük darbesi oldu. Derslerin kayıt edilip öğrencinin daha sonra ulaşabilmesi için erişime açılması ise büyük bir şans. Fakat ne olursa olsun okula gidip bire bir ders dinlemeyi hem eğitimim hem de sağlığım için tercih ederim.”

Yiğit Alp Tepe 

“Stüdyo dersleri hariç bir sorun yok, hatta kavramsal dersler daha verimli geçiyor. Projelerde ise çok büyük sorunlar yok ancak sürdürülebilir bir şekilde online eğitim verilebileceğini düşünmüyorum.”

Yunus Emre Çelik

“Pek çok bölüm açısından bilgi edinme konusunda uzaktan eğitim düzeninin sınıf düzeninden bir farkı olmadığını bununla birlikte fiziki gereksinimlerini sağlayamayan çok sayıdaki okul için de uzaktan eğitimin daha avantajlı olduğunu düşünüyorum. Ancak mimarlık vb. uygulamalı bilimler veya uygulama gerektiren eğitim alanlarında uzaktan eğitimin yetersiz olduğu konusunda ben ve çevremdekiler hemfikiriz. Zira işi -özellikle- üç boyutlu bir mekan tasarlamak ve sınamak olan mimarların yalnızca görme ve işitme duyularını kullanarak bu eğitimi alması ve sindirmesi mümkün olamaz. Tabi bununla birlikte üniversitelerin tek amacı öğrencilerine kuramsal eğitim verip diploma sahibi yapmak değildir. Üniversiteler -ülkemizde bilim üreten, sanat üreten yahut işçi üreten her yüksek öğrenim birimine üniversite dendiğini anımsatırım- öğrencilerinin bakış açısını değiştirmek ve gelecekte eğitimini aldıkları bölüm konusunda gerçek bir lisans sahibi olmasını -yalnızca diploma öğrencisi değil nitelikli bir yetişmiş öğrenci- sağlamalıdır. Bunun sağlanması için üniversiteler fiziki olarak var olmalı ve sahip olduğu eğitim görüşüne dair mekanını, öğretim görevlilerini, kaynaklarını vs. tasarlamalıdır. Ne yazık ki bugün tüm bu ortamı sağlayabilmemizin bir yolu yoktur. En yakın atmosfer deneyimine sanal gerçeklik cihazları ile erişebiliriz. Bunun maliyeti konusunda ise konuşmaya gerek olmadığını düşünüyorum zira bu yükü gelişmiş ülkelerin girişimci okulları dahi kaldırabilecek düzeyde değil henüz.

Sonuç olarak üniversiteler bir bilim yurdudur. Üniversiteler, ilgili konuda öğrencilerine, o konuda kendini kanıtlamış kişilerce eğitim verilmesini ve bu kişilerin çeşitli çalışmalar yürütmesi sağlar. Bu yalın tanıma göre uzaktan eğitimin uygun koşullarda bir sakıncası görülmemektedir. Ancak pratikte henüz yeni yetişen ve bilgiye meraklı gençlerin kendini yetiştirebilmesini sağlamak ancak özel bir mekanda gerçekleştirilebilir. Bunun için, amacı nitelikli öğrenci yetiştirmek isteyen kurumların amacı uzaktan eğitim sürecini en kısa sürede aşıp bunu ancak günümüzde yaşadığımız acil durumlar vb. süreçlerde kullanmak üzere geliştirmek ve hazır tutmak olmalıdır.”

Yunus Er 

“Uygulama konusunda tabi ki ciddi bir fark var bu inkar edilemez. Ama olumlu yanları da yok sayılamaz; ev ortamında öğrenme alışkanlığı kazandırıyor. Alıştığımız düzenin tam tersi bu ve bunu görebilmemiz ilerideki hayatımız açısından da olumlu olacağını düşünüyorum. Uygulanan sisteme bakınca teknolojiyi hayatımıza ve öğrenme sürecimizde daha fazla kullanmak bizim için olumludur ama uygulamalı dersler için aynı şey söylenemez.”

Yusuf Bahadır Çelik 

 

“Mimarlık bölümü için oldukça zor bir süreç. Neredeyse çoğu hocayla birebir iletişimin olduğu nadir bölümlerden birisi mimarlık. Bu anlamda okulumun aldığı karar proje dersinin yazın yürütülmesi ancak yaza kadar da hiçbir şeyin belli olmadığını biliyoruz bu da açıkçası risk ama birebir olmaması oldukça verimsiz olacağından bu kararı destekliyorum.

Teorik ve birçoğu teorik+uygulama ile devam eden derslerimizin uzaktan olacağı vize yerine ödev, finalleri de okullar açılınca yapılacağı söylendi bunu da desteklemiyorum açıkçası üniversite yurdun dört bir yanından gelen öğrencilere ev sahipliği yapan bir kurum. Bazı arkadaşlarımın yaşadığı yerlerde internet bağlantısı sıkıntıları var hala altyapısı olmayan yerler var, insanlar bu haldeyken ek paketlerle bu süreci atlatamayacaklarını düşünüyorum…

Bunun yanında herkesin evinde bilgisayar da olmayabilir. Bunlara yönelik bir çalışma yok sadece YÖK’ün duyurduğu 1 seneyi çöpe atacak bir uygulamayla dondurabiliyormuşuz bu da oldukça yetersiz bir çözümdür. Daha mantıklı olan bir çözüm bu dönemin herkes için başarılı sayılmasıdır. Diploma puanının 7 dönem ile hesaplanması, teorik ve uygulamaların daha sonra takviyelerle sağlanması daha makul bir çözümdür. Bazı üniversiteler online sınav yapma kararı almış bence tamamen yanlış bir karardır. Herkesin durumu bir değildir, hiç olmazsa dönem ödevi ya da projesi verilmelidir. Bu dönemi en verimli şekilde kullanmak öğrencinin elindedir ve kendi gayretine bırakılmalıdır. Umarım mesajımı ulaştıracağım yer sözlerime sahip çıkar…”

Zeynep Tibet

“Uzaktan eğitim olduğunda hoca etkisiz eleman hale geliyor ve öğrenci tamamen kendi kendine kaldığından sorumluluğu artıyor. Avantajlı yanı olarak ulaşımda zaman kaybetmemek ve programda üç saat ayırılan derslerin aslında bir saatte de bitebiliyor olması. Olumsuz yanları iste oldukça fazla. Özellikle stüdyo dersinde karşılıklı olmamak projeyi ve fikirleri havada bırakıyor.”

Öğrenci 

“Proje dersi kapsamında aldığımız kritikler online sisteme döndüğü için kritik sürelerimiz kısaldı, hocalarımızla yeteri kadar ve verimli şekilde görüşebildiğimizi düşünmüyorum. Haliyle bu da projelerimizin ilerleyememesine sebep veriyor. Bunun yanında teknik aksaklıklar sebebiyle de bazen derslere giremiyoruz. Bunların hepsi birleştiğinde en önemli dersimiz olan proje dersimiz verimli bir şekilde ilerleyemiyor. Ama bunun yanında aldığım sadece teorik bir ders var. Onun gayet verimli bir şekilde ilerlediğine inanıyorum, hocamızın görsel sunumları ve anlatımıyla olumlu yönde ilerliyoruz.”

Öğrenci 

“Teorik derslerde genel olarak çok daha verimli olduğunu düşünüyorum. Derslere ayrılan süre sınırı net, esnek değil dolayısıyla herkes derse hazırlıklı gelmek durumunda. Ders içeriğinin maksimum verimlilikte olması da çok önemli, anlatılan dökümana online olarak da ulaşılabildiği için, ders daha dikkatli dinlenilebiliyor ve kendinize önemli olan, aklınıza yatmayan yerleri not almak için daha fazla süre kalıyor. Uygulamalı olarak anlatılması gereken derslerde Zoom üzerinden ‘share screen’ yapılarak rahat bir şekilde anlatabiliyor. Herkes kendi şahsi bilgisayarından takip edebiliyor ve ‘göremedim/kaçırdım’ gibi geri dönüşler olmuyor. Aynı zamanda ders online platforma da (Ninova) kayıt ediliyor, derse katılamadığınızda veya tekrar dinleme ihtiyacı olması durumunda buradan dinleyebiliyorsunuz. Dolayısıyla bu sistemin en önemli avantajı zaman yönetimi ve verimlilik. Dezavantajı, oluşabilen teknik altyapı sorunları ancak bu durum sürekli gerçekleşmediği için tolere edilebiliyor.

Bu sistemin mimarlık pratiği için en büyük sorunu uygulamalı olan stüdyo/proje dersleri. Maalesef bu dersler bizim programımızda online ders kapsamına alınmadı. Bu sebeple, bu dersler hakkında bir geri bildirim yapamıyorum. Ancak teori dersleri için, sistem genel olarak verimli ve iyi çalışıyor.”

Öğrenci 

“Teorik dersler açısından uzaktan eğitimin uygun araçlar ve sistem kullanıldığı sürece en az bire bir eğitim kadar verimli olabileceğini düşünüyorum. Özellikle büyük şehirlerde fiziksel olarak üniversiteye gitmek için harcanan zaman ve efor açısından kesinlikle uzaktan eğitim avantajlı hatta bireysel çalışmak için daha fazla zaman kendimize kaldığı için ileride de bu uygulama devam edebilir. Konu uygulamalı dersler olduğunda ise en azından mimarlık öğrencilerinin belirli bir seviyeye gelene kadar hocalarla bire bir çalışması gerektiğini düşünüyorum.”

Öğrenci 

“Uzaktan eğitimin öğrenci açısından birçok parametresi var. Çalışma ortamının değişmesi öğrencinin çalışma standartlarını değiştiriyor. Bu kişiye göre avantaj veya dezavantaj doğuruyor. Teorik derslerin uzaktan olması var olandan daha iyi bir hal aldığını düşünüyorum çünkü 100 kişilik bir sınıfta ders dinlemekten çok farklı ve iyi. Öte yandan dezavantajı ise donmalar ve senkronizasyon bozuklukları.

Mimarlık öğrencileri için şu anda tasarım derslerinin online olması bizim için dezavantajlı bir durum. Teknik aksaklıklar bunun en başında geliyor. Senkronizasyon problemleri yüzünden bir gün önceden yükleme yapıp yürütücü ile iletişimde problemlere yol açacak bir sistem. Projeyi yeterince anlatamama ve kritik alamamakla ilgili öğrencide kaygılar uyandırıyor.”

Etiketler

Bir yanıt yazın