İngilizlere ülkeyi teslim eden son Osmanlı Padişahı Vahdettin, 12 Eylül’ün “sivil” yüzü Turgut Özal ve Recep Tayyip Erdoğan... Çengelköy’deki bir köşk, bu üçlüyü bir araya getirdi.
Çengelköy’de, Boğaz’ın hemen kıyısında bulunan bir tepede gelenleri yeşillikler içinde karşılayan Vahdettin Köşkü, yıllardır yaşadığı büyük trajedinin ardından, son darbeyi AKP’den yedi. Önceki gün son halini görüntülemek ve “Başbakanlık Ofisi ve Konuk Evi olacak” iddialarına ilişkin gerçeği öğrenmek için ziyaret ettiğimiz inşaat alanında görüntü almamız “Başbakanlık arazisi” denerek engellenmek istense de çektiğimiz görüntülerle Boğaz kenarında yaşanan tarih yıkımının ardından nasıl bir ucubenin yükseldiğine de tanıklık ettik…
Osmanlı’nın son döneminde yapılan İstanbul Arkeoloji Müzesi, Galata’daki Osmanlı Bankası, Beyoğlu’ndaki Emek Sineması, Haydarpaşa’daki Marmara Üniversitesi Tıp ve Hukuk Fakültesi binaları gibi önemli eserlere imzasını atan Mimar Alexandre Vallaury’ye yaptırılan Vahdettin Köşkü, özellikle “soğan başlı” kubbesiyle oldukça önemli bir yapı olarak değerlendiriliyor. 1984 yılında korunması gereken kültür varlığı olarak tescillenen köşk, koruma altına alınmıştı.
Vahdettin Köşkü’nün eski hali.
Son Osmanlı padişahı Vahdettin’in tahta çıkmadan önce yaşadığı köşk, yıllar sonra Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminde “restorasyon yapılması için” Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredildi. Korunması gereken bir kültürel varlığın restorasyon için Diyanet’e devredilmesi skandalı sonrası, köşkün bir kısmı betonarme yapıldı.
Koruma Kurulu, köşk için yıllar sonra aslına uygun olarak yeniden inşa edilmesi kararı aldı. Köşkün önemli bir kısmının ayakta olmasına, diğer bölümlerin restorasyonla yeniden yapılması mümkün olmasına karşın alınan bu kararla köşk yerle bir edildi.
Buraya kadar oldukça trajik bir hikayeye sahip olan Vahdettin Köşkü, tarihi/kültürel varlıklara iktidarı boyunca adeta savaş açan AKP döneminde yeni bir yıkımla daha karşılaşmış oldu.
Aslına uygun olarak yapılacağı söylenen Boğaz’a nazır köşk, kendisini değerli kılan en önemli özelliklerinden birisi olan “soğan başlı kubbesini” AKP iktidarında yapılan bu “restorasyon”da kaybetti.
Köşk tamamen yıkılırken, 3 yıldır süren çalışmalar sonucunda önce o geniş yeşil alanlarının önemli bir kısmını betonlara teslim etti, sonra da yeni yapılan beton bina art arda yapılan beton duvarların ardına gizlendi.
Çalışmaları hızla devam eden köşk için geçtiğimiz aylarda ortaya çıkan “Başbakanlık Ofisi olacak” iddiaları resmi ağızlardan doğrulanmazken, bu konuda herhangi bir açıklama da gelmemişti. Buna karşın önceki gün son halini görüntülemek için ziyaret ettiğimiz inşaat alanında güvenlikler ve çalışanlar tarafından “Burası Başbakanlık’ın arazisi” denerek engellemeye maruz kaldık. İnşaat güvenlikleri ve görevlilerin bu açıklamaları iddiaların doğruluğunu bir kez daha teyit ederken, devam eden inşaat çalışmalarının dışarısından yaptığımız görüntülemeler de köşkün nasıl bir yıkımla karşı karşıya kaldığını gözler önüne sermeye yetti.
Köşkün içinde yer alan yeşil alanların eski karelere bakıldığında nasıl yok edildiği, dışardan çekilebilen fotoğraflarla dahi net şekilde anlaşılırken, Boğaz Öngörünüm Alanı’nda olan köşkün eskisinden daha fazla ve daha büyük yapılarla donatıldığı da
görüldü.
Çengelköy’deki tarih yıkımını soL’a değerlendiren Mimarlar Odası İstanbul Şube Sekreteri Sami Yılmaztürk, “Vahdettin Köşkü 1. Grup Tescilli, tarihi yapı ve önemli bir kültür varlığıydı” dedi.
Bu yapıların yıkılmadığı ve ağır tahribata maruz kalmadığı durumlarda yıkılmasının mümkün olmadığını belirten Yılmaztürk, köşkün yıkılmasının bir hukuksuzluk ve suç olduğunu dile getirdi. Ahşap yapıların yıkılmasının gerekli olduğu durumlarda dahi aslına uygun olarak, aynı malzemelerle yapılaması gerektiğini vurgulayan Yılmaztürk, burada beton bir yapıyla karşı karşıya olduklarını ve bunun da ayrı bir suç olduğunu ifade etti.
Başbakan’ın talimatıyla böylesi tarihi ve önemli bir yapının yıkılmasının kabul edilemez olduğunu belirten Yılmaztürk, bu kararda imzası olanların tamamının suçlu olduğunu ifade etti.
İnşaat alanında attığımız her adımda aldığımız “Başbakanlık Ofisi” yanıtına karşın teyit için aradığımız Başbakanlık’tan, sadece “bilgimiz dahilinde değil” yanıtı aldık. Konuyla ilgili aradığımız Başbakanlık Müşavirliği, bizi Basın Bürosu’na, Basın Bürosu da Başbakanlık Mali ve İdari İşler Müdürlüğü’ne yönlendirdi. Sonuç olarak aldığımız yanıtsa yine “bilgimiz dahilinde değil” oldu.
2 Temmuz 2013’de “Vahdettin Köşkü ve Çevresi Yol Düzenlemesi Projesi” adıyla alınan Bakanlar Kurulu kararı sonucu, köşke çıkan yollarda 4 bin metrekareyi kapsayan büyük bir “acele kamulaştırma kararı” alındı. Başbakan Erdoğan’ın da imzacısı olduğu ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan kararda, şu ifadeler yer aldı:
“İstanbul İli, Üsküdar İlçesi, Çengelköy Mahallesi sınırları içerisinde yapılacak Boğaziçi Sahil Şeridi ve Öngörünüm Bölgesi Uygulama İmar Planı ve Vahdettin Köşkü ve Çevresi Yol Düzenlemesi Projesi kapsamında ekli listede bulundukları yer ile ada ve parsel numaraları belirtilen taşınmazların İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından acele kamulaştırılması; İçişleri Bakanlığının 17/6/2013 tarihli ve 17366 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 18/6/2013 tarihinde kararlaştırılmıştır.”