Van B Konutları Yeni Bir Kentsel Yaşam Konsepti Sunuyor

UNStudio ve Bauwerk, Münih'te tamamen yeni bir kentsel yaşam konsepti olan Van B konutlarını tasarladı.

Infanteriestrasse’de, Münih’te gelecekteki Kreativquartier’in (yaratıcı bölgenin) yakınında yer alan, son derece esnek kullanımlı daireleri, açık ve ortak kullanım alanları ve çarpıcı cephesi ile yeni Van B, kentsel yaşamın geleceğini yeniden tasarlayan tamamen yeni bir konut biçimi sunuyor.

Modern şehir konutları için bir prototip olan proje, değişen demografik özelliklere ve birçok aile profiline hitap etmek üzere tasarlanmış.

Ben van Berkel: “Van B’yi gerçekten özel ve benzersiz kılan şey, tamamen yeni bir ‘akıllı’ yaşam biçimi sunması. Evlerimizdeki bireysel alanlar, aynı anda hem ofis, hem spor salonu, hem oturma odası hem de uyku köşesi olarak hizmet verecek şekilde çok işlevli hale gelmek zorunda. Bu da evlerimizin değişen taleplerini karşılayan yeni yaşam konseptlerini her zamankinden daha fazla geliştirmemiz gerektiği anlamına geliyor.”

İnsanlar için günümüzde esnekliğin büyüklükten daha önemli hale geldiğini vurgulayan mimarlık ofisi, proje ile bir dairenin kapladığı alanı daha esnek hale getirmenin yeni yollarını sunuyor.

Tasarım stratejisi, bir daireyi yeniden yapılandırmak için mümkün olduğunca çok farklı yol tasarlamak olmuş. Bunu başarmak için, ev sahiplerinin 40 metrekarelik bir dairedeki alanı neredeyse 60 metrekarelik bir kat gibi kullanmalarına olanak tanıyan uyarlanabilir bir bölme ve eklenebilir mobilya sistemi tasarlanmış. Sistem, bir odayı cömert bir ofis alanından rahat bir oturma veya yatak odasına dönüştürmeyi mümkün kılarak, aynı zemin alanını saniyeler içinde kolayca değiştirmeye olanak tanıyor.

Proje, insanları daha esnek bir şekilde yaşamaya teşvik etmek için eski kare ölçülere ve sabit ayak izlerine meydan okuyarak kaliteyi metrekareden daha önemli hale getirmeyi hedeflemiş.

Esneklik, her bir öğenin farklı düzenlerde çalışabilmesi ve ev sahibinin dokuz öğeden oluşan bir katalogdan kendi için uygun bir eklenti konfigürasyonu seçebilmesini içeriyor.

Bunu başarmak için, her bir elemanın dayandığı, biri açıldığında, diğerinin arkasının ona bitişik olmasını gerektiren bir sistem tasarlanmış. Sistem, ev sahibi hangi elemanları seçerse seçsin veya dairesini nasıl düzenlemek isterse istesin, modüllerin birlikte çalışabilmesini sağlıyor. Ev sahibi, daireyi acil ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırabilmesinin yanı sıra, gün boyunca değişen
ihtiyaçlarına yönelik olarak da mekânlarının düzenlemesini yapabiliyor.

“Mimaride geçmişte de bu tarz fikirler görüldü, ancak Van B bildiğimiz geleneksel esneklik fikirlerinin ötesine geçiyor. Daha akıllı, uyarlanabilir ve kullanıcı dostu; aynı zamanda yüksek düzeyde konfor sağlıyor.”

Van B, her biri farklı demografik özelliklere ve yerleşime hizmet veren bir ila üç odalı daireler, odasız daireler, galeri çatıları ve çatı katları dahil olmak üzere çeşitli daire türleri ve boyutları sunuyor.

Van B’nin tasarımında, iç ile dışarının ilişkisinin sağlanması ve gelişim içinde olan bir topluluk yaratılması ana kriter olmuş. İnsanlarla ve dışarıyla bağlantı kurmak ve dış mekanı yaşam alanlarının bir uzantısı olarak kullanmak hedeflenmiş.

Dairelerde, geniş cumbalı pencereler ve balkonlar cadde, evler ve yolu kaplayan ağaçlar arasında görsel bağlantılar oluşturmayı sağlamış. İçeriyi dışarı iterek ve dışarıyı içeri çekerek alanı genişletme hissi yaratılmış.

Cumbalı pencereler binaya heykelsi, üç boyutlu bir dış görünüş sağlıyor. Birinci kattan beşinci kata kadar olan dairelerde, yaşam alanı içeriden genişleyerek, komşular için mahremiyeti korurken 180 derecelik şehir manzarası da sunuyor. Sonuç olarak, hem mahalle yaşamını hem de iç mekanları en iyi şekilde değerlendiren bir apartman bloğu tasarlanmış.

Zemin kattaki avluya bakan galeriler camlı cepheleri ile ev sahiplerini dairelerini açmaya ve oturma odalarını bahçeye doğru genişletmeye davet ediyor. Üç seviyenin tamamına yayılan katlar benzersiz mekansal konfigürasyonlar yaratıyor. Kendine ait tarzları olan bu üç katlı daireler adeta bina içerisinde küçük evler olarak hizmet görüyor.

Van B aynı zamanda paylaşım ekonomisi, topluluk yaratımı ve kapsayıcı yaşam biçimleri fikirlerinin mimari bir ifadesini sunuyor. Ev dışında eğlenmek, çalışmak ve sosyalleşmek için alan sağlayan ortak “mutfak salonları”nın yanı sıra tüm sakinlere açık bir çatı terasına sahip. Araba ve bisiklet paylaşım hizmetlerinin yanı sıra bir spor salonu ve bisiklet tamir istasyonu da bulunuyor.

Ben van Berkel: “Mevcut pandemi sosyal ilişkilerin mutluluğumuz için ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdi. Şimdi, birçok insanın aileleri, arkadaşları ve komşularıyla düzenli olarak görüşmek istediğini ve buna ihtiyaç duyduğunu her zamankinden daha fazla görüyoruz. Ancak özellikle komşularıyla, bu tür karşılaşmalar genellikle kendiliğinden gerçekleşir ve bu nedenle bunun kolaylaştırılması gerekir. Mimarlık, insanların buluşmasını sağlayan, mahalle topluluklarının şekillenebileceği ve kendiliğinden karşılaşmaların gerçekleşebileceği çerçeveler oluşturabilir.”

Proje, Almanya’daki tüm katı sürdürülebilirlik yönetmeliklerini karşılıyor. Ayrıca bir önceki binaya ait temel ve bodrum yapısının bazı kısımları yeni bina için yeniden kullanılmış ve bodrum duvarları güçlendirilmiş. Bu şekilde inşaat süreci hızlanırken inşaat malzemelerinden tasarruf etmek mümkün olmuş. Çatı bahçesi aynı zamanda binayı soğutmaya hizmet ederken, cumbalı pencereler dairelerde gün ışığını optimize edecek şekilde yönlendirilmiş.

Etiketler

Bir yanıt yazın