Venedik Mimarlık Bienali Türkiye Pavyonu’nun Küratörü Murat Tabanlıoğlu

14. Uluslararası Mimarlık Sergisi, La Biennale di Venezia'da ilk kez yer alacak ve koordinasyonunu İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın yürüteceği Türkiye Pavyonu'nun küratörlüğünü Murat Tabanlıoğlu, proje koordinatörlüğünü ise Pelin Derviş yapacak.

7 Haziran-23 Kasım 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 14. Uluslararası Mimarlık Sergisi, La Biennale di Venezia’da ilk kez yer alacak Türkiye Pavyonu’nun küratörü Murat Tabanlıoğlu ve proje koordinatörü Pelin Derviş olacak. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın koordinasyonunu yürüteceği Türkiye Pavyonu, 21 destekçinin katkılarıyla 2014-2034 yılları arasında Venedik Bienali’nin iki ana sergi alanından biri olan Arsenale’de tahsis edilen yeni mekanda yer alacak.

Viyana Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden mezun olan Murat Tabanlıoğlu, Viyana’da önemli mimarlarla kazandığı deneyimle Türkiye’ye dönerek 1990 yılında babası Dr. Hayati Tabanlıoğlu ile birlikte Tabanlıoğlu Mimarlık’ı kurdu ve içinde Milliyet gazetesinin de yer aldığı Doğan Medya Center’ı projelendirdi. Bilgi Üniversitesi başta olmak üzere çeşitli üniversitelerde mimari stüdyo dersi yürüten Murat Tabanlıoğlu yurtiçi ve yurtdışında konferanslar veriyor. 2013 Ağa Han Mimarlık Ödülleri Master Jüri üyesi olan Murat Tabanlıoğlu, AIA ve WAF gibi uluslararası yarışmalarda ve ulusal değerlendirmelerde jüri üyeliği yapıyor.

İTÜ Mimarlık Bölümü’nden mezun olan Pelin Derviş, yüksek lisans öğrenimini de aynı üniversitenin Mimarlık Tarihi Bölümü’nde tamamladı. Kent morfolojisinden nesne tasarımına farklı içerik ve boyutlarda projeler ürettiği ofisinde 14 yıl çalıştıktan sonra mesleğinin kültürel üretim boyutuna odaklandı. Bağımsız editör ve küratör olarak çalışmalarını İstanbul’da sürdüren mimar Pelin Derviş’in özel ilgi alanları arasında Türkiye’deki modern mimarlık üretiminin belgelenmesi ve İstanbul odaklı güncel kentsel konular bulunuyor.

Küratör Murat Tabanlıoğlu ve proje koordinatörü Pelin Derviş’e bienal için gerçekleştirecekleri projede gerekli akademik desteği ve danışmanlığı sağlamak amacıyla İKSV tarafından bir Bilim Kurulu da oluşturuldu. Bilim Kurulu’nda, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Arzu Erdem, İstanbul Şehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi ve Şehir Araştırmaları Merkezi direktörü Prof. Dr. Murat Güvenç, Ağa Han Mimarlık Ödülü önceki Genel Sekreteri ve Dünya Mimarlık Topluluğu Başkanı Prof. Dr. Suha Özkan ve Mardin Artuklu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Uğur Tanyeli gibi mimarlık ve mimarlık tarihi üzerine çalışan akademisyenler yer alıyor.

14. Uluslararası Mimarlık Sergisi, La Biennale di Venezia, 7 Haziran-23 Kasım 2014 tarihleri arasında Rem Koolhaas küratörlüğünde gerçekleştirilecek. “Fundamentals” başlığını taşıyan bienalde ana serginin yanı sıra Giardini ve Arsenale’de birçok ülke pavyonu da yer alacak. Türkiye Pavyonu’na dair detaylar 2014 yılının ilk aylarında açıklanacak.

Etiketler

4 yorum

  • selin-bicer says:

    MT>EA demek mi oluyo bu şimdi?!

  • omer-yilmaz says:

    Her tür yoruma açık: Nedense Bilgi hocası ya da öğrencisi konuya dahil olunca tartışma ray dışına çıkıyor gibi hissediyorum.

    Sözüm kesinlikle ve kesinlikle Murat Bey’den dışarı ama şöyle de okunabilir:

    MT follow EA

  • berna-acik-tuncbas1 says:

    Tabanlıoğlu Mimarlık “Corporate”ın Sınırlarını Zorlamak – Uğur Tanyeli, Arredamento, Temmuz 2009…ama zaman da ilerliyor hani 🙂

  • aytekin-solmaz says:

    “Corporate”ın Sınırlarını Zorlamak kapsamında bahsedilen Uğur Tanyeli tarafından yazılmış yazıda,İstanbul Beşlisi olarak kendi icat ettiği bu tanım içinde yer alan mimarlardan Murat Tabanlıoğlu için, “yeni tasarımsal sözler söylemediği ve kariyerini tasarımsal kaygılarla biçimlendirdiğine dair bir ipucu olmadığı” yazılı.İlgili yazı,Murat Tabanlıoğlu mimarlığını olumlu mu değerlendirmiş; yoksa olumsuz mu; anlaşılması zor.Görünen tarafıyla,“sınırları zorlayan” olarak ifade etmeye çalışılmış herhalde. Ama,eğer,bir mimarın,“yeni tasarımsal sözler söylemediğini ve kariyerinde böyle bir ipucu olmadığını” yazıyorsanız,o halde,bu “mimar”, -eğer yapabiliyorsa-, “corporate”in sınırlarını zorlasa ne olur; zorlamasa ne olur?. – o da gerçekten zorluyorsa ve zorlama kriterleri nedir?-.Mesele büyük sermaye gruplarına bina yapmak mı sadece?.Yada büronun ölçeğini büyültüp, çok elemanı gece gündüz maksimum çalıştırıp, bu sistemi belli kurallara, yönetmeliklere ve yöneticilere bağlı kılmak mı?.O halde “mimarın kendisi ne yapmaktadır”?.Bir de yazının sonunda, mimarlık tarihçisi,Tabanlıoğlu için,“yerellikten kopuşundan ötürü,tasarımsal bağlamda meşruiyet zeminini yitiriyor”demiş.O halde,aynı yazıda,hem “yeni tasarımsal sözler söylemediğini” ifade ettiği bir mimar için,aynı yazının sonunda,“tasarımsal bağlamda meşrutiyetini” yitirdiğini ifade etmesi,yazarın – mimarlık tarihçisinin kendisiyle çelişmesi değil mi?. Tasarımsal kaygısı olmayan bir mimar, yerellikten kopuşuyla, kaygı gütmediği bu tasarımın meşruiyet zemininde nasıl kopabiliyor?.(Başka bir soru:Eğer mimarın,tasarımsal kaygısı yoksa,Türkiye’yi temsil eden bir mimari pavyon tasarımı kendisine nasıl ve neden verilmiş olabilir?).Sektörde büyük hacimli işler yapan her büro “corporate” olamadığı gibi,sektörde yayınlanan her entelektüel mimarlık dergisinde yazılanları anlamak da bazen kolay değil.Türkiye’de uygulama yapan mimar ile mimarlık tarihi dünyasının,medyatik kanallarda kesişmesini beklemek,iki paralel doğrunun bir noktada elbet bir gün kesişimini beklemek gibi bir his.Bu gibi yazılar da,hoş, tatlı yazılar…Bir de bir pavyonun bilim kurulu nasıl olabiliyor?.Mimari kurul olsa daha anlaşılabilirde,bilim kurulu nasıl ve neye göre tanımlanmış,bir pavyonda?.İlgili isimler, hangi bilimsel literatürü inceliyorlarda,bir pavyon tasarımı olacak mesela?.Memlekette herşeyin bir bilimsel kurulunun olması, ama bilimin kendisinin olmaması ayrıca pek hoş.İşte bu nedenle,hergeçen gün Türkiye (Cumhuriyeti) daha bir periferi,merkez ile iyiden iyiye bağları kopan. Corporate yada tasarımın sınırları zorlanıyor mu bilinmez,ama periferinin sınırları oldukça zorlanıyor gibi,gibi.

Bir yanıt yazın