Viktorya Dönemi’ne Ait Cam Seranın Restorasyonu

Londra'daki Kew Gardens botanik bahçesindeki The Temperate House, Londra merkezli ofis Donald Insall Associates tarafından beş yıllık bir restorasyonun ardından halka açıldı.

19. yüzyıl tasarımı olan bina, dünyanın en büyük Viktorya dönemi serası olarak kayıtlı. Uzunluğu 190 metreden fazla olan sera, eğimli çatısı, taş sütunları ve işlenmiş demirleriyle dikdörtgen planlı bir yapıya sahip.

1860 yılında mimar Decimus Burton tarafından tasarlanıp inşa edilen “The Temperate House”, birçoğu az bulunan ve nesli tükenmekte olan 10 bin bitkiye ev sahipliği yapıyor.

1970’lerde harap hale gelen yapı, 1980’lerin başlarında restore edildi. 2003 yılında Kew Kraliyet Botanik Bahçeleri UNESCO tarafından, Dünya Miras Alanları Listesine eklendi.

Proje baş mimarı Aimée Felton, yapıdaki her bir koruma tekniğinin, Victoria dönemi mühendislik ve mimarlığının ruhunu koruyacak şekilde gerçekleştirildiğini söylüyor ve ekliyor:

Tüm müdahalelerde bütünlük sağlamak için son derece yetenekli ustalarla çalışırken, aynı zamanda eski materyallerden örnekler alarak ve bunları dikkatle inceleyerek, Decimus Burton ve The Temperate House üzerinde kendi özenli araştırmamızı da gerçekleştirdik.

Donald Insall Associates’in temel amaçlarından biri, binayı, seradaki çevre kontrolünü artırabilecek, hava akışını ve ışık seviyelerini bitkilerin yararlanabilmesi için en uygun hale getirecek modern teknolojiyle uyumlu hale getirmekti.

Yenileme çalışmalarını kolaylaştırmak için, bitkilerin çoğunun dikkatli bir şekilde çıkarılması ve yüklenmesi için başka bir yerde saklanması gerekiyordu. Çalışmalar süresince alanda sadece dokuz ağaç kaldı, çünkü bu bitkiler taşınma durumunda zarar görme riski taşıyorlardı.

Seranın yeniden boyanıp, cephelere cam takılması için 69 bin 151 parça sökülüp depolandı. Ekip her bir parçanın orijinal konumunu kaydetmek için tabletler aracılığıyla kullanabilecekleri yazılım programı geliştirdiler.

Her bir parça korozyonun giderilmesi için yüksek basınçlı su fıskiyeleri ile temizlendi. Yapının boyası üzerinde yapılan analiz, duvarların ilk olarak, 1950’lerde beyaz titanyum dioksit ilave edilmeden önce mavi ve beyaz dekoratif unsurlarla dengelenen taş renkli duvarların renk şemasında dekore edildiğini ortaya çıkardı.

Donald Insall Associates, orijinal renklendirmelere göre yeniden boyama için polikromatik taş rengi şemasını tercih etti.

İngiltere’de çimento kullanan ilk mimar olan Burton’un projeye dahil ettiği mimari elemanların birçoğu günümüz için bile yaratıcı tasarımlara sahipti.

Koruma çalışması kapsamında, Burton’un kullandığı süslü yöntemler de restorasyona tabii tutuldu.

Eski ısıtma boruları da, tamamen tarihi amaçlarla yapılmış olsa da, korunup, restore edilen elemanlar arasında yer aldı.

Etiketler

Bir yanıt yazın