VitrA’nın; kentlerin ihtiyaç, beklenti ve hayallerine odaklanan tartışma dizisi VitrA ile Kentin Hayalleri, 24 Kasım’da Antalya’daki Bülent Ecevit Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen 5. etkinlikle devam etti.
Hızla ve hırsla büyüyen kentlerin ortak sorunlarını göz ardı etmeden kente dair yapıcı, dinamik, ufuk açıcı tartışmalara platform oluşturmayı hedefleyen panelin moderatörlüğünü Yekta Kopan yaptı. Antalya’nın Hayali: Kent İçi Kıyılarıyla Turizm Canlılığını Kente Taşımak başlığıyla düzenlenen etkinliğe; Osman Aydın, Cem Seymen ve Ertuğ Uçar konuşmacı olarak katıldı.
Turizmin planlı başlaması gerektiğini söyleyen Osman Aydın, Kemer’i örnek göstererek, 80’lerden sonra gerçekleşen ani nüfus artışıyla birlikte altyapı sorunlarının üstesinden gelinemediğini, bu sebeple ilçenin dünyaya örnek gösterilecek küçük bir turizm kenti olmayı başaramadığını anlattı. Paleontolojik çağdan beri bütün evreleri yaşamış ve herkesten bir değer taşıyan Antalya’nın marka kent yapılmak hedefiyle özgün yapısını kaybettiğini söyledi. Doğru turizm politikalarının önemine dikkat çeken Aydın, başka hiçbir şehirde 175 adet 4 ve 5 yıldızlı otel olmadığını, bu gelişmiş otellerde ise gelir düzeyi düşük turistlerin kaldığını söyledi.
Aspendos’un Antalya’dan daha büyük bir marka olduğunu söyleyen Cem Seymen, “Yeterince turist çekemiyorsak suçu kendimizde aramamız gerekir. Değerlerimizi ortaya çıkarabilirsek, hiçbir güç Türkiye’nin önünde duramaz” dedi. 2006’dan başlayarak turizmde meydana gelen düşüşün 8 milyar dolarlık kayıp getirdiğini belirten Seymen, Antalya’daki turisti otele hapseden yapının ve turizm potansiyelini yatak kapasitesiyle ölçen anlayışın, bu tabloyu değiştiremeyeceğini anlattı. Turizmden yeniden para kazanmak istiyorsak Türkiye’nin sahip olduğu tarihi değerleri anlatmamız gerektiğine, aynı yaklaşımla, Antalya’nın da yeni bir hikayeye ihtiyacı olduğuna değindi. Turistlerin Antalya’daki kalış süresinin ortalama 4 gün olduğunu ifade eden Seymen, bu sürenin uzaması için şehrin turistlerde merak uyandırması gerektiğini söyleyerek Sidney’i örnek gösterdi.
Türkiye’deki tüm şehirlerin İstanbul olmak istediğini, bu sebeple de özgünlüğünü kaybettiğini anlatan Ertuğ Uçar, New York’taki High Line projesini örnek göstererek, “Şehirli şehrinde daha iyi yaşamak için mücadele ederse, başkaları da oraya gelmek ister” dedi. Expo’ya ayrılan 1,7 milyar TL’lik kaynağın, Antalya Valiliği’nin yıllık bütçesinden yüksek olduğuna dikkat çeken Uçar, tarım vesilesiyle bile inşaat sektörüne hizmet edildiğini, şehirlerin sınırsız bir şekilde imara açılmaması gerektiğini söyledi.