Wetland Research and Education Center, ekolojik dengeyi sağlamak ve kuşları korumak için Atelier Z+ tarafından tasarlanmış.
Chongming Adası’nın en doğu noktasında, Yangtze Nehri’nin ağzında yer alan Dongtan Sulak Alanı, bir tür haliç gelgit düzlüğü..
Bu sulak alan, dünya kuşları için sekiz göç yolundan biri olarak bilinen “Doğu Asya – Avustralya” rotasının ortasında yer alıyor.
Asya-Pasifik bölgesindeki su kuşları için çok önemli bir göç koridoru olan Dongtan Sulak Alanı, yabani kuşlar için de en önemli toplanma yerlerinden ve yaşam alanlarından biri haline gelmiş.
1990’larda gelgit düzlüğünü güçlendirmek için istilacı bir bitki olan Spartina alterniflora eklenmiş ve bu da sulak alanın ekolojik olarak bozulmasına yol açmış.
Shanghai Chongming Dongtan National Nature Reserve, bu sorunla başa çıkmak için 2013 yılında spartina alterniflora üzerinde ekolojik kontrol ve kuş habitatlarının çevre optimizasyonu çalışmalarına başlamış.
Bu projenin destekleyici bir tesisi olarak Wetland Research and Education Center, bilimsel araştırma izleme, yönetim ve koruma yasalarının uygulanması ve bilim eğitimi için önemli bir platform olarak inşa edildi.
Ayrıca, ekolojik ve çevresel koruma konusunda hem farkındalık yaratmaya hem de dünya çapında işbirliği ve değişimi teşvik etmeye hizmet ediyor.
Saha, Doğa Koruma Alanı’nın kuzeydoğusunda, su ve gökyüzünün tek bir renkte birleştiği, az sayıda insanın ayak bastığı, kuş sürülerinin tünediği, restore edilmiş bir sulak alanda yer alıyor.
Alçakgönüllülük ve saygıyla tasarlanan merkez, binanın doğal alanla uyum içinde olacağı düşünülmüş.
İlham kaynağı, on dördüncü yüzyılda eski Çin manzara ressamı Wang Meng tarafından betimlenen, dağlar ve sular arasına serpiştirilmiş tenha kulübeler.
Burası inşaat halindeyken veya kullanımdayken yerel ekosistem üzerindeki etkiyi en aza indirmek amacıyla, mimari hacim bölünerek ve dağıtılarak, kazık platformunun üzerinde, su üzerinde yüzen ve sazlıkların arasına gizlenmiş bir grup yerleşim oluşturuyor.
Konferans, sergi, kantin, araştırma ve yatakhane gibi farklı hacimlerdeki beş bina, zikzaklı bir sehpa köprüsü ile birbirine bağlanıyor.
Prototipin dönüştürülmesi ve ölçeğin kontrolü sayesinde, iç ve dış mekanların atmosferi gökyüzü, sulak alan, sazlık ve uçan kuşlar gibi çevre özelliklerine yanıt veriyor.
Wang Meng’in tablosundaki “çift eğimli çatılı kulübe”den esinlenerek, çift eğimli çatı ters çevrilmiş, “Y-şekilli” bir konsol yapı yapılmış, bu iki “Y-şekilli” bağımsız birim yan yana getirilmiş ve yeni bir çift Y-şekilli alan (YY) yaratılmış.
Bu yaratıcı fikir, bu prototipe yeni bir mekansal anlam kazandırmış.
İlk olarak, bu iki Y şeklindeki yapının kapladığı alana bir sığınak hissi verilmiş ve geniş sulak alana doğru sabit bir yatay görüş yaratılırken, sırtın açıklığı gökyüzüne doğru uzatılmış.
İkinci olarak, çatının üzerindeki karşı yamaç alanı, ziyaretçilerin daha geniş yatay görüşün kırpılmasının ve yeniden düzenlenmesinin keyfini çıkarabilecekleri bir mikro vadide yaşama hissi sunuyor.
Ayrıca, çift eğimli çatı prototipinin yan saçak galerisinin verandası ile karşılaştırıldığında, yeni yapının verandası önce aşağı doğru bastıran ve sonra yukarı kaldıran bir alana sahip ve çevreye açıklık hissi yaratıyor.
Y-şekilli birim strüktürün bir dizi yan yana gelişi ve varyasyonuyla, bir dizi sürekli testere dişli çatı tasarlanmış ve çok işlevli programların mevcut olduğu ölçek farklılıklarına sahip kapalı alanlar yaratılmış.
Sirkülasyonun organizasyonu, avluların dağılımı, muhafazaların şeffaflığının çeşitliliği, yapısal açıklık ve yüksekliğin farklılaşması ve mahya çatı pencereleri ve tavan pencerelerinin kombinasyonu ile farklı işlevsel alanlar arasında net bir sınır yok, insanlar bunları esnek bir şekilde kullanmaya teşvik ediliyor.
Yüksek nem ve tuz koşullarında bu tesisin hava koşullarına karşı korunmasının ve bakımının oldukça zorlu bir iş olduğu göz önünde bulundurularak tasarımında hafif çelik veya ahşap strüktürden vazgeçilmiş.
Bunun yerine, tektoniğin sadeliği ile inşa etmek için betonarme seçilmiş.
Sulak alandaki beton strüktürden kaynaklanan hamlığı ortaya çıkarmak amacıyla, doğal ahşap dokusu elde etmek için as-döküm beton konstrüksiyonda uzun çam kerestesi kalıpları kullanılmış.
Yapısal olmayan muhafaza ve bölme duvarları da malzeme ifadesini bütünleştirmek için yenilenmiş geri dönüştürülmüş ahşap kalıplarla kaplanmış.
Ayrıca, çatıdaki tüm “vadi” tabanları hafif dalgalı toprak ve az bakım gerektiren miscanthus ve çalılarla kaplanmış.
Gelecekte çevreye entegrasyon ve sürdürülebilir geri dönüşüm amacıyla, titanyum-çinko levhalarla kesilen tüm eğimli çatılar, yerel deneyimli kamış dokumacılarının gözetiminde biçilen ve işlenen saman ile kaplanmış.