Taraf Gazetesi yazarlarından Ertan Altan, Haliç Metro Geçiş Köprüsü hakkındaki gelişmeleri yazıyor.
Haliç’in silüetini mahveden Metro Köprüsü’nün son parçası da monte edildi ve ucube tamamlandı.
Haliç’in siluetini berbat eden metro köprüsünün son parçası da monte edildi. Yaklaşık beş ay önce ödüllü mimarlar Mücella Yapıcı ve Cem Kozar’a köprünün tamamlanması durumunda Haliç’in nasıl bir görünüm kazanacağını gösteren illüstrasyonlar çizdirmiştik. Şimdi ortaya çıkan sonuç, beş ay önce yaptırdığımız çizimleri bile gölgede bıraktı.
Dün Hürriyet gazetesinde köprünün mimarı Hakan Kıran’ın bir röportajı yayımlandı. Kıran, “Sonunda doğdu” dediği köprü için yapılan eleştirilerden şikâyet ederek inşaatı UNESCO’nun onayıyla tamamladıklarını söylüyor. Kıran’ın açıklamaları şöyle: “İnşaatı ve proje çalışmalarını, olağanüstü baskı altında yürüttük. Her aşamada UNESCO ile istişare edildi. Kadir Topbaş, 2011 yılında köprüyü bir yıl durdurdu. Bir yanda inandığı yolda ilerledi, projenin arkasında durdu ama UNESCO’nun elini rahatlatmak için de bir yıl riski üzerine alıp, bağımsız heyetin incelemesine fırsat tanıdı. Tavrını bilimden ve mutabakattan yana kullanıp, tarafsız olduğunu gösterdi. Bir yıl sonunda, UNESCO’dan olumlu görüş alınıp, mutabakat sağlanınca yola devam edildi.”
Yalanlarla yürüyen köprü inşaatı tamamlandı. Sivil toplumun, aydınların, sanatçıların itirazları gözardı edildi. Tabii UNESCO’nun da. Köprünün yapımına engel olamadık ama yalanlara müsaade etmeyeceğiz.
Dün, UNESCO’ya kentsel projelerin dünya mirası kriterlerine uygun olup olmadığını denetleyen raporlar sunan ICOMOS’a çok yakın pek çok uzmanla konuştum. Haliç metro köprüsüyle ilgili rapor hazırlayan ICOMOS Türkiye Heyeti bilindiği gibi, köprünün Haliç’teki tarihî çevreye geri dönülmez zararlar vereceği yönündeki çalışmasını UNESCO’ya sunmuştu.
UNESCO’nun Haliç köprüsüyle ilgili çalışma takvimi ise nisan ayında başlayacak. Önümüzdeki ay ICOMOS’un çalışmaları ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin raporu ele alınarak bir rapor hazırlanacak. Bu rapor, UNESCO Dünya Miras Listesi Komitesi’nin temmuz ayında yapılacak genel kurulunda ele alınacak. UNESCO köprüyle ilgili nihai açıklamasını bu genel kurulun ardından yapacak.
Hakan Kıran ve Büyükşehir Belediyesi’nin, “UNESCO köprüye onay verdi” yönündeki açıklamaları kesinlikle gerçeği yansıtmıyor. ICOMOS açısından köprünün Haliç’in siluetine geri dönülmez zararlar verdiği konusunda şüphe yok. ICOMOS’tan pek çok isim, “Zarar verdi mi, vermedi mi tartışmasının artık UNESCO için anlamı yok. Bu durum UNESCO açısından son derece net. Şimdi, mimarın ışık ve renk düzenlemelerinin çevreye etkisine bakılacak” diyor.
Köprü inşaatı yıllarca UNESCO üzerinden söylenen yalanlarla sürdürüldü. Bazı gazeteler de bu yalanlara alet edildi. Bu yalanlardan en pervasızca olanı Büyükşehir Belediyesi tarafından UNESCO yetkilisi olarak kamuoyuna tanıtılan Prof. Enzo Siviero ve Prof. Muawiayah Ibrahim’in açıklamalarıydı. Siviero ve Ibrahim UNESCO görevlisi unvanıyla bazı gazetelere röportajlar vererek, köprünün UNESCO tarafından onaylandığını anlattı. Habervesaire’den Gökhan Tan ise, Paris’teki Dünya Miras Merkezi Avrupa ve Kuzey Amerika Bölümü’nden uzman Junaid Sorosh-Wali’ye basın müşavirliği yoluyla UNESCO adına açıklama yapan Prof. Siviero’yu sormuştu. Aldığı cevap bir hayli ilginçti: “Radikal gazetesinde demeçleri yayımlanan gerek Prof. Enzo Siviero’ya ve gerek Prof. Muawiayah Ibrahim’e UNESCO tarafından verilmiş bir görev yoktur. Ancak bu isimlerin Türk yetkililer tarafından atanmış olması en yüksek olasılık. Dolayısıyla UNESCO adına konuşma yetkileri de bulunmamaktadır. UNESCO, bu yanlış bilgilendirme nedeniyle Türk yetkilileri de uyarmıştır.”
Yıllar önce Sülün Osman, Boğaz Köprüsü’nü satılığa çıkarmıştı. Birden aklıma geldi.