Librairie de Péra’nın bulunduğu binayı restorasyon için kiralayan şirketin ortaklarından olan Ali Tanrıkulu, konuya ilişkin sorularımızı yanıtladı.
Ali Tanrıkulu, Beyoğlu’nun ilk kitapçısının kepenk kapatmak zorunda kalması konusunda, kirayı isteyenin Vakıflar Genel Müdürlüğü olduğunu söyledi. Tanrıkulu, “Kültür varlığına sahip çıkılacaksa Kültür Bakanlığı sahip çıkmalı” dedi.
Beyoğlu’nun ilk kitapçısı olan Librairie de Péra, bulunduğu binanın restorasyon karşılığı kiraya verilmesiyle kepenklerini kapattı. Restorasyon ihalesini alan şirketin ortakları arasında bulunan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun oğlu Ali Tanrıkulu, “İhaleye çıkaran iktidar. Bu ve bunun gibi yüzlerce yerde bu yapılıyor. Yamyamlık yapılıyor” derken, bunun sorumlusunun kendisi olmadığını söyledi. İktidarın binayı ihaleye çıkarttığını belirten Tanrıkulu, amaçlarını “Restore edip boş kısımları bir şey yapabiliriz diye düşündük. İzbe şekilde duruyor” sözleriyle açıkladı.
Bir asırlık geçmişiyle Beyoğlu’nun ilk kitapçısı olma özelliğini taşıyan Librairie de Péra, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait binada bulunuyordu. 2. derece tarihi eser niteliğindeki binanın kiraya verilip restore edileceği kararıyla kitapçı kapanmak zorunda kaldı.
Üç ortağıyla birlikte restorasyon ihalesini aylık 40 bin lira kira karşılığı aldığını aktaran Tanrıkulu, “Kiracının da haberi vardı. Kendisiyle irtibata geçtik. ‘Burada kalmak istiyorsanız, korumak istiyorsanız kalabilirsiniz. Kendisi ihaleye çıkılan kısmın yüzde 15-20’lik bir kısmını metrekare olarak işgal ediyor. Diğer kısımlar boş zaten. Kalabilirsiniz’ dedik. O, ‘İşim Vakıflar Genel Müdürlüğü ile. Boşaltma yazısı geldiğinde boşaltırım’ dedi” diye konuştu.
Kitapçının son 29 yıldaki sahibi Uğur Güracar’ın kendilerine önerilen kiranın eskisine göre 10 kat fazla olduğuna ilişkin değerlendirmesiyle ilgili olarak Tanrıkulu, “Onu ben istemiyorum. Ben kira talebiyle gidemem, ne resmi ne gayri resmi olarak. Çünkü kirayı isteyen Vakıflar Genel Müdürlüğü. Dolayısıyla buranın bir kültür varlığı olarak korunması gerekiyor, doğru, ama en baştan beri ihaleye çıkmayarak bunun yapılması gerekiyordu. İhaleyi alanla ilgisi yok” dedi.
Kendilerine yönelik eleştirilerin haksız olduğunu savunan Ali Tanrıkulu, şunları söyledi: “Orayı boşaltan ben değilim. Bize özel yapılan bir ihale değil. Mülkün tamamını 40 bin liraya kiraya verdiler. Orada o kitapçı gibi 4 dükkân var, üzerinde de ikinci katları, dükkânların bağımsız bölümleri var. Restorasyondan sonra orayı korumak istiyoruz. Bir bütün olarak. O kitapçıyı korumak istiyoruz. Çünkü ticari anlamda baktığınızda o kitapçı, yapının içinde büyük bir yer teşkil etmiyor.”
Binanın uzun süre ayakta kalması ve ileriye taşınabilmesi için koruyup güçlendireceklerini anlatan Tanrıkulu, “Ne bir çivi çakacağız, ne bir çivi sökeceğiz. Buranın boşaltılması gerekiyor. Boşaltan da ben değilim, soruların muhatabı ben değilim. Kültür varlığına sahip çıkmama durumu varsa bunu yapan Kültür Bakanlığı, ki var. Ben İstiklal Caddesi’nde esnafım. Bu ve bunun gibi yüzlerce yerde bu yapılıyor. Yamyamlık yapılıyor. Ama gel gelelim en ufak zerresi kadar sorumlusu ne benim, ne ortağı olduğum şirket” yorumunu yaptı.