Yangın var, yangın var, itfaiye yanıyor

Galatasaray Üniversitesi'nin Ortaköy sahilindeki tarihi binası yandı.

Bir sürü yanlışlık, abuk sabukluk ortaya döküldü. 
Üniversitenin en güzel, en manzaralı yerinin öğretim görevlilerine tahsis edildiğini böyle öğrendik mesela. 
İstanbul İtfaiyesi’nin, Galatasaray Üniversitesi dahil bölgedeki tarihi binaları yangın yönünden incelediği ve birer yangın senaryosu hazırladığı da bu arada ortaya çıktı. 
Bu raporların en azından Galatasaray Üniversitesi’ne yollanmadığı da. 
Üniversitenin tarihi binasının yangına ne hazır, ne de dayanıklı olduğu, ne de bu yönde bir çalışma yapılıp yapılmadığını da bu yangın gösterdi bize. 
Tabii ben bunları yazarken, itfaiye içinden aslında İstanbul İtfaiyesi’nde içten içe bir yangının tüttüğünü ama şimdilik alev almadığını da anlatan pek çok bilgi geldi. 
Bakın bunlardan birini sizinle paylaşayım. 
Eminim ki Kadir Topbaş da olan biteni buradan okuyunca görecek ve duruma mutlaka el koyacaktır. 
İşte itfaiyedeki yangını haber veren ciddi bir ihbar mektubu:
“Fatih Bey merhaba,
İstanbul İtfaiyesi’nde 20 yıldır emekçi personel olarak görev yapıyorum. Son günlerde olan yangınları hepimiz biliyoruz. Basında çıkan kimi doğru kimi yanlış haberleri de okuyoruz.
Benim sizinle paylaşmak istediğim, İstanbul İtfaiyesi’nde olan olaylar hakkında gidecek ve derdimizi anlatacak başka kişi ve kurumların kalmamış olması. (Savaş Ay hariç.)
Ne hikmetse köşe başları öyle bir tutulmuş ki ne yapsak, ne söylesek suçlu oluyoruz, hedef gösteriliyoruz.

SENARYOLAR GÖSTERMELİK 
Öncelikle Galatasaray Üniversitesi yangını hakkında itfaiyenin önceden hazırladığı senaryoyla ilgili söyleyecek bir iki lafım olacak. Bu tür senaryolar için İtfaiye Daire Başkanlığı tüm istasyon amirlerine emir göndererek, ‘Bölgenizdeki önemli yapılar hakkında senaryolar hazırlayın’ demişti. 
Bu olay özellikle Maltepe’de yanan ahşap huzurevi yangınından sonra başladı. Malumunuz yangında 9 yaşlı yatalak vatandaş yanmıştı. İtfaiye gecikmiş, ihbar alımında sıkıntı yaşanmıştı ve buraya rapor verilmesi itfaiyenin başını bir hayli ağrıtmıştı. 
Ardından Haydarpaşa yangını ve otel yangınları İtfaiye Daire Başkanı’nı rahatsız etti ve sonuçta bu tür senaryolu raporlar hazırlatarak sözüm ona hazırlıklı olduklarını göstermeye çalışıyorlar.
Amaç İstanbul’un yangın güvenliği değil, amaç kendi paçalarını kurtarmak. Gelebilecek suçlamalarda ‘Efendim biz burası için senaryolar, acil durum planları oluşturduk, hazırlık çalışmaları yaptık, bakın, ancak sizler hazırlanmıyorsunuz’ diyebilmek. 
Şimdi sorun şu: Hazırlanan bu raporları, ben şahidim, hazırlayanlar bizler gibi itfaiye çalışanları, hatta biz bile değiliz, itfaiyede yazıcı dediğimiz arkadaşlarımız.
Önemli yerlere gidilir, iki resim alınır, bildiği kadarı ile yangın merdiveni var mı, yangın hidrantı var mı bakılır, iki üç süslü cümle arkasına da o binada yangın olursa hangi güzergâhları kullanacaksın, yangına hangi ekipler gelecek ekledin mi tamamdır.
Al sana yangın risk analizi…
Fatih Bey bunlar oyalamaca, kandırmaca. Her itfaiye birimi kendi bölgesi içindeki tüm yapıların yangın güvenliği hakkında çalışma yapmalı, senaryo yazmalı. Ancak bu çalışmalar teknik olmalı. Mühendisiyle, ekibinle bu işi yapacaksın. Ne anlar itfaiyeci kimyasal tesis risklerinden, ne anlar tarihi yapıdaki yangın önlemlerinden. 
İtfaiyeci yangın yönetmeliğini bilmez ki (Burada itfaiyeci diye tanımladığım operasyonel, istasyonlarda çalışan itfaiyecilerden bahsediyorum), riskleri tanımlayamaz ki!
Yangın yönetmeliğinin kapağını bile açmamıştır. Bunu da itfaiyeci eksiktir diye anlamayın. İşi değildir bu onun. İtfaiyeci yangın söndürmede uzmanlaşması gerekir, diğer işleri teknik ekipler yapar. 

‘BU RAPORLARI İLGİLİSİNE VERMİYORUZ Kİ’
Aksi halde bizim yaptığımız, sizin de örneğini gördüğünüz eskiz çalışmaları olacaktır. Zaten bu çalışmaları analizini yaptığımız işletmeye vermiyoruz ki, rektör hocamın söylediği doğru: ‘Benimle keşke paylaşılsaydı…’ 
Hocam seninle paylaşılırsa Ali Bey’i rahatsız edersin, koltuğunda rahat uyumaz. 
Bir taraftan senaryo yazıp yangın önlemi alıyorum diye gösteriyorsan, diğer taraftan yangın inceleme işini koca İstanbul’da bir ekibe vermeyeceksin!
Yangın sonrası inceleme ekibi kurup 2 sene sonra ayağıma takılıyorlar diyerek inceleme ekibini lağv etmeyeceksin.
Sultanbeyli’de yangında itfaiyeci arkadaşımız öldü, bizim kendi yangın inceleme ekibimiz ‘Bu yangında ölen itfaiyeci, tüpünü yangında panikten çıkarmıştır’ yorumunu yaptı. 
Yapmaz olaydı. Anında o gün ekip lağv edildi sorgusuz sualsiz. 
Kimse ‘Ya kardeşim sen ne yapıyorsun’ demedi, diyemedi.
Gelecek 50-100 yılın temeli olan ve dış devletlerde yıllar önce kurulmuş olan olay yeri inceleme birimi kapatıldı Fatih Bey, daha ötesi var mı!
Bakın yangında itfaiyeci arkadaşın yangını söndü sandığı ile ilgili haberler var. Doğrudur, olabilir, adam yangını iyi okuyamamıştır. Panik yapmıştır, olabilir, olmuştur. 
Daha sonraki olabilecek yangınlarda bu sorunlar yaşanabilir mi?

SINAV SORULARI ÇALINDI
Evet yaşanır!
Neden mi?
Bundan seneler önce bir gazetede yayınlanmıştı, ‘İstanbul İtfaiyesi’nde neler oluyor?’ diye. Kadro sınavında sorular çalındı, hak etmeyenlere kadro verildi. 
İşi bilmeyen personel kayırmacılıkla yetkili konumlara getirildi.
BEMBİRSEN sendikası yetkilileri, temsilcileri sınav sorularını çaldılar, kadro aldılar. 
Tecrübesiz, bilgisiz personel yetiştirilmesi sonucu bu tür haberleri daha çok okuruz.
İtfaiye Daire Başkanlığı’nda yan gel yatçılar, köşe başı bekçileri olduktan sonra daha çok bu haberlerden duyarız.
Yıllarını vermiş itfaiyecilerin tecrübelerini hiçe saydılar. Yangın görmemiş, olaya gitmemiş personele eğitimci sıfatı verdiler. Bakın size eğitimin kalitesizliğinden bahsedeyim. İstanbul’da yaklaşık 5000 itfaiyeci var, hiçbirisi itfaiyeye girerken alev yüzü görmemiştir, gerçekten alevde çalıştırılmamışlardır, çünkü simülasyon odası yoktur. 
İBİTEM Kocasinan’da, etrafı evlerle çevrili, bırakın dumanı ateş bile yakmazsınız. 
İtfaiyecilik masada sırada okumakla, slaytlarda anlatmakla olmuyor. Fatih Bey ateşe gireceksin, ısıyı, alevi hissedeceksin, adamın gözlerine baktığında neler hissettiğini, ne yapman gerektiğini unutmayacak, tam tersine güçlü olman gerektiğini, profesyonel olman gerektiğini bileceksin, tecrübeli elemana burada ihtiyaç duyarsın. 
Genel Sekreter Yardımcısı Köksal Tandıroğlu bir zamanlar İtfaiye Daire Başkanlığı yapmıştı. Adamı şimdiki sülükler yediler. O da şimdi bu sülüklerle uğraşıyor ama toprakçı vekiller sülükleri koruyor. 
Yardım edin Fatih Bey, İstanbul İtfaiyesi’ndeki bu adaletsizliğe, bu vurdumduymazlığa sözcü olun. Adaletsizliğe uğrayan itfaiyeci kardeşlerinize de tercüman olun.”

NE ZAMAN ADAM OLURUZ? 
Aydınlığa çıkmak için yanmak gerekmediği zaman.

Etiketler

Bir yanıt yazın