TMMOB Mimarlar Odası, Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu'nun 13.10.2016 tarih ve 639 numaralı İlke Kararına yönelik basın açıklaması yayınladı.
Açıklamanın tam metni şu şekilde;
2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda 2011 yılında yapılan köklü değişikliklerin ardından bilimsel koruma ilkelerinden uzaklaşan alt düzenlemelere hız verilmiştir. Kültür ve Turizm Bakanlığı çok sayıda yönetmelik değişikliği yaparken Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu da kültür varlıklarının koruma güvencelerini ortadan kaldıran çok sayıda ilke kararı almıştır. Yüksek Kurulun “kamu düzeni ve güvenliğinin bozulduğu ya da doğal afet yaşanan yerlerde” hasarlı, tehlikeli, yıkılmış ve ya yıkılmak üzere olan tescilli taşınmaz kültür varlıklarının Koruma Bölge Kurullarının incelemesi olmaksızın kaldırılmasını sağlamak amacıyla aldığı karar bunlardan biridir.
Koruma hukuku ve ilkelerine aykırı alınan 13.10.2016 tarih ve 639 numaralı İlke Kararında;
“Kamu düzeni veya güvenliğinin olağan hayatı durduracak veya kesintiye uğratacak şekilde bozulduğu ya da doğal afet yaşanan yerlerde; can ve mal güvenliği açısından ilgili Bakanlık veya Valilikçe tehlikeli, hasarlı, yıkılmaya yüz tutmuş veya yıkılmış olduğunun tespiti yapılan tescilli taşınmaz kültür varlığı kalıntılarının, hazırlanacak rölöve, restitüsyon, restorasyon ve rekonstrüksiyon projelerine esas olmak üzere, rölövesi için sayısal veri oluşturacak, taşınmazın durumuna göre üç boyutlu lazer taramalarına yönelik işlemler ile fotoğraf, video gibi görsel belgelerin ilgili Koruma Bölge Kurul Müdürlüğü’ne iletilmesi ve Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünün uygun görüşü sonrasında ilgili idaresince kaldırılabileceğine;
Koruma alanlarında bulunan benzer durumdaki diğer yapıların ise ilgili Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne bilgi verilerek ilgili idaresince kaldırılabileceğine” denilerek tarihi yapı kalıntıları adeta moloz gibi değerlendirilmiş, Koruma Kurulu kararı gerekmeden doğrudan Kurul Müdürlüğü’nün görüşüyle ortadan kaldırılması öngörülmüştü.
Mimarlar Odası, taraf olunan Avrupa Mimari Mirasının Korunması Sözleşmesi ile Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme’deki kültür varlıklarının korunması konusundaki yükümlülüklere, Anayasa’ya, 2863 sayılı Yasa ve yönetmeliklerine, bilimsel koruma ilkelerine aykırı olan ilke kararının iptali talebiyle dava açmıştır.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, yürütmenin durdurulması talebimizin reddine itirazımızı değerlendirerek; “tescilli taşınmaz kültür varlığı kalıntılarının kaldırılması hususunda Koruma Kurullarının yetkili olması gerekirken, konunun Koruma Kurullarına intikal ettirilmeyerek bu konuda yetkisi bulunmayan Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğünce Karar verilebileceğini öngören ilke kararında hukuka uyarlık görülmemiştir” gerekçesiyle talebimizi oybirliği ile kabul etmiştir.
Günümüze kadar çeşitli savaşlar, afetler yaşayarak ve yıkımlardan kurtularak bir şekilde ulaşmış olan az sayıda kültür varlığımızı bütün yaşanmışlıklarını yok sayarak ortadan kaldırmanın yasal altlığını oluşturmak üzere alınan İlke Kararının iptali için açtığımız davada yargı; kültür varlıklarının korunması adına önemli bir karar almıştır.