2015 yılında Van Alen Institute tarafından yürütülen çalışma, tasarımcıların yarışmalardan beklentileri ve motivasyonları üzerine ilginç çıkarımlarda bulunuyor. Türkiye’den de katılımcıların olduğu ankete 65 ülkeden 1414 kişi katılmış.
The Architectural Record¹ / Van Alen Institute², The Graham Foundation³ tarafından desteklenen bir anket aracılığıyla; yarışmalara girmek için tasarımcıları neyin motive ettiği, sürece dair tasarımcıların tercih ettikleri ve etmedikleri durumları ve yarışmaların daha iyi çalışmasını sağlayacaklarını düşündükleri önerileri üzerine sistematik olarak veri topladı. 65 ülkeden 1414 kişinin katılımı ile gerçekleşen ankette Türkiye’den de katılımcılar var.
2015 yılında yapılan çalışmayı Graham Foundation şu şekilde anlatıyor:
Yarışmaları yeniden düşünmek üzerine süregelen girişimimizin bir parçası olarak tasarımcılarla anket yapmaya karar verdiğimizde bu konuya dair söylenecek çok şey olduğunu biliyorduk; ancak 65 ülkeden 1414 katılımcının cevaplarında bu kadar tutkulu, direkt, mizahi ve içten olmasını beklemiyorduk.
Sonuçları okumaya başladıktan, tasarımcıların bilgi ve birikimlerinin her cevaba nasıl yansıdığını gördükten sonra bulgularımızı paylaşmanın birden çok yolu olacağına kanaat getirdik. Buna bağlı olarak üç özet belge yayınladık: Birincisi online anket platformunun sağladığı işlenmemiş veri, ikincisi yarışmaları tüm katılımcılar için daha verimli, kapsamlı ve ödüllendirici kılacağına inandığımız on öneriden oluşan bir set ve son olarak Health x Design tarafından üretilmiş veri analizinde ortaya çıkan en ilginç başlıkları vurgulayan anahtar bulgular.
Kimi öneriler ortak aklın ürünü olmakla beraber kimileri ise fazla iyimser veya spekülatif gelebilir. Ancak bu konuyla örtüşüyor çünkü bu araştırmanın bize hatırlattığı üzere; yarışmalar pek çok tasarımcının nadir olarak günlük çalışma sınırlarının dışına çıkabildiği son derece idealist çalışmaların ürünleri. Bu çalışma 23-24 Nisan’da Harvard Graduate School of Design gerçekleşecek olan Design Competition Conference’ta devam edecek. Gelecek yıl da, kamu kurumları, iş geliştiriciler, sivil toplum kuruluşları ve yarışmaların diğer aktörlerini kapsayan bir araştırma ile birlikte yürütülecek.
Araştırma sorularının şekillenmesine yardımcı olan danışmanlar ve küresel tasarım mecraları ile bizi buluşturan Araştırma Komitesi’ne teşekkür ederiz.
Graham Foundation
Bir tasarım firması düşünün ki sürekli olarak yarışmalara milyon dolar harcayıp yüzlerce alternatif üretiyor. Kulağa saçma mı geliyor? Aslında bu durum tasarımcıların yarışmalara harcadığı kolektif çabanın dökümü. Bir yılda tasarımcıların yarışmalar için harcadıkları her bir çalışma saatini düşünüp üzerine bir dolar koyalım. Yarışma düzenleyen kurumlar tasarımcılardan yarışmaya hazırlandıkları süre içinde çalıştıkları saatlerin dökümlerini istemeli ve teslimlerinin bir parçası olarak almalılar. Daha sonra söz konusu yarışma için ne kadar iş gücünün üretildiği rapor edilmeli. Bu takip sistemi tasarımın yarattığı değeri görmeye yardımcı olabilir.
Tasarımcılar yarışmalara öğrenmek, portfolyolarını güçlendirmek, denemek, kendilerini sınamak, görülebilir olmak ve eğlenmek için girerler. Yalnızca kazanmak için değil. Yarışmalar yalnızca kazanana değil tüm katılımcılara hitap etmeli. Örneğin hastanelerin yeniden yorumlanması konulu bir yarışmada jüri, doktorlar, kamu sağlık sektörü çalışanları ve sağlık kurumu yöneticileri tarafından verilecek seminerler ile o alandaki yeni akımlar üzerine bilgilendirilebilir. Yarışma projeleri sağlık ocaklarında ya da sağlık sigortası web sitelerinde tasarım fikirlerini yeni kitlelere ulaştıracak şekilde sergilenebilir. Böylece yarışmalar yalnızca kazananların kariyerlerini değil tasarım uygulamalarını da geliştirmiş olur.
Jürinin mükemmel olmadığını ve mutlak nesnel bir değerlendirme sürecinin olamayacağını biliyoruz. Bu yanılsamadan kurtulabilirsek jüriyi muhteşem birer kaynak olabilmeleri için özgür bırakmış oluruz. Fikir üretmede, jürinin uzmanlığı ve fikir alışverişi en az katılımcının yarışma projesi kadar değerli olabilir ancak bu duruma devlet sırrı gibi yaklaşılıyor. Tüm yarışmaların jüri notlarını kamu erişimine açalım ki herkes sürece ne kattığını öğrenebilsin. Bu durum hem şeffaflık hem de tasarımcıların önerilerini daha sağlam geribildirimler üzerinden geliştirmelerini sağlayacaktır.
Yarışmalarla ilgili bir bilinmeyen de tasarımcıların yarışmalara ihtiyaç duymadığı gerçeğidir. Yarışmalar tasarımcıların ihtiyacı olan yaratıcı ifade, gevşeme ve dört elle sarılabilecekleri bir proje imkanı verirken günlük uygulamalar yalnızca bunun küçük bir parçasını vaat edebilir. Tasarımcıları bu fırsatları keşfetmeye dair cesaretlendirmek için çalışmak istedikleri bir konuda problemleri kendilerinin tarifleyeceği yarışmalar açılabilir. Kazananların çözüm üretebilmeleri için bir ödenek sağlanabilir. Diğer katılımcılar ise yarışmanın resmi sınırlamalarının dışında devam ettirebilecekleri bir projenin tohumlarını atmış olurlar.
Kültür kurumlarını, yeni binaları için yarışma açmak yerine kültürel, ekonomik ve sosyal problemleri tarif edecek yarışmalar açmaya davet ediyoruz. Böylece nüfuz, bilgi birikimi ve bütçelerini iyi bir amaç uğruna kullanıp öne çıkarmayı istedikleri konunun profilini yükseltebilirler (Bu aynı zamanda kurum için iyi bir halkla ilişkiler artısı da olur).
Tasarımcılar için en yaygın üç basmakalıp açık yarışma kuralı:
Elbette bu liste devam edebilir ancak ana fikri anlatmak için yeterli. Bu tür varsayımlar kötü yarışmalar yaratmakla kalmıyor işverenin tasarımcıyla arasını da açıyor. Bu şekilde olmak zorunda değil. Kuralları yıkmış pek çok yarışma var. Neden iki aşamalı bir süreç tariflenmesin: Yarışmacı adaylarının detaylı öneriler üzerinden değil de uzmanlık seviyelerinden belirleneceği açık çağrı sonrası finalistlere ödenek sağlayarak tüm paydaşlar ile beraber çözüm üretmelerini sağlayacak uzun bir süreç sunmak. Daha iyi yarışma süreçleri işverenlere tasarımcılarla çalışmanın en iyi yollarını gösterebilir.
Tasarım süreci izole edici ve yalnız olabilir. Tasarıma dair en fazla ihtiyaç olan beceri ve çabalar aynı zamanda tasarımcıların kendi başlarına çözemeyecekleri tipte olanlardır. Bu sebeple tasarımcılara mühendisler, ekonomistler, sanatçılar, sosyologlar ve istatistikçiler gibi pek çok farklı alandan uzmanla beraber çalışmaları için olanaklar yaratılmalıdır. Aynı zamanda yarışmayı düzenleyen kurumlar da sektörler arası işbirlikleri yaparak problemlere yaklaşımda yeni ve sentetik çözümler üretmek için cesaretlendirilmeli.
Bilindiği üzere kamu katılımı doğru yapılandırıldığında daha iyi tasarım üretilmesini sağlar ancak yarışmalara gelindiğinde bu bilgi camdan dışarı gidiyor. Tasarımcıları ve işverenleri bir araya getirmek konuşulurken kullanıcıları, iş sahiplerini, kamu görevlilerini ve diğer paydaşları da sürece dâhil etmek unutulmamalı. Yarışma düzenleyenler yarışma ilanından önce paydaşlar ile güvene dayalı ilişkiler kurmalı ve bu ilişkileri normal koşullarda bir tartışma ya da atölyeye katılmayacak kişilerin ulaşabileceği yeni formlarda geliştirmeliler.
Öğrenciler ve genç tasarımcılar deneyimli meslektaşlarına nazaran disiplinlerarası çalışmak, kullanıcılar ile iletişime geçmek ve konuları yeterince hizmet alamayan kullanıcı grupları ile ilgili olan yarışmalara girmeyi tercih ediyor ve bu şekilde tasarımcıların dünyadaki rolünü genişletme, adaletsizlik gibi sistematik sosyal zorluklar ile ilgilenme isteklerini ortaya koyuyorlar. İdealizmi desteklemek için öğrenciler ve genç tasarımcıları hedef alacak daha çok yarışma açılmalı.
Şehirlerarası ulaşım sistemi. Kentsel ayrışma. Huzurevleri ve kreşler. Bunlar anket katılımcılarının yarışma konuları için önerdiği başlıklardan yalnızca birkaçı. Net problemleri tarif eden ve bunlara uygulanabilecek çözümler üreten yarışmalar her zaman olacaktır ancak tasarımcılar bir yandan da ucu açık zorluklar ile ilgilenebilmeli. Anahtar noktaları vurgulamak, veri görselleştirmek ve doğru soruları sormak da çözüm üretmek kadar değerli olabilir.
Guggenheim Helsinki Yarışması, 1. ödül (Moreau Kusunoki Architectes)
Anket katılımcılarının yarışmalara girme nedenleri arasında en sık verilen cevaplar aşağıdaki üç madde oldu:
Yarışmalar, basmakalıp projelerde tariflemesi daha zor bir hale gelen tasarım fikirlerini keşfetme şansı veriyor. Aynı zamanda yarışmalar daha araştırmacı ve atik bir tasarım süreci için bir platform arz ediyor.
Yarışmalara katılımı sınırlayan üç durum aşağıdaki gibi:
Yarışmaları çekici kılacak olan üç şey:
Öğrencilerin %65’i geribildirimin yarışmaları daha çekici yapacağını belirtiyor.
Ödülsüz yarışmalar tasarımcıların hiç ya da az bir karşılık ile çalışmayı kabul ettikleri söylemini yaratıyor. Toplum tasarımcının iyi bir fikri üretmesi ve iyi mimarlık yapabilmesi için harcaması gereken zamana değer vermeli.
Anket katılımcılarının %67’si yarışmaların iş alımı ile sonuçlanmadığını vurguladı.
Katılımcıların %90’ı yarışma gelirlerinin yıllık gelirlerinin %5’i ya da daha azı olduğunu belirtti.
11 Eylül Anıtı Yarışması, 1. ödül (Michael Arad, Peter Walker)
Anket katılımcılarının %70.6’sı öncelikle açık yarışmalara katıldıklarını ifade etti.
Yarışmacıların neredeyse 1/5’i, kendi disiplinleri dışındaki bir uzmanla hiç çalışmadıklarını söylerken %6.5’i “hiç” ya da “seyrek olarak” cevabını verdi.
Katılımcıların en çok çalışmak istedikleri uzmanlık alanları:
Kendi uzmanlık alanları dışındaki disiplinlerle işbirliği yapma konusunda öğrencilerin %19’u yöneticilerin ise %9’u istekli.
Yarışmalar, geleneksel planlama ve ihale yöntemlerini zorlayan süreçlerdir. Yarışmaları yapılı çevrenin önemini vurgulamak adına kamusal iletişim ve eğitimi de dâhil ederek anlamlı bir biçimde kullanabilmek; tasarım uzmanlıklarının toplumla ilişkisi ve topluma katkısı açısından önemli olabilir.
Sandy Kasırgası Bölge Planlama ve Tasarım Yarışması, 1. ödül (BIG)
Yukarıdaki demografik veri mimarlık sektörünün demografik yapısı ile belli bir ölçüde örtüşmektedir. Örneğin AIA⁴ üyelerinin %17’si kadın, %10’u ise etnik azınlıklara mensuptur.
Kaynak: The Business of Architecture: 2012 AIA Survey Report on Firm Characteristics, Copyright 2012, The American Institute of Architects.
“Son 10 yılın en ilginç ya da etkileyici yarışması hangisiydi?” sorusuna en sık verilen dört cevap:
Bahsedilmeye değer görülen diğer yarışmalar: 120 Hours, Absolute World, Futuristic Cinema, Evolo, Parallel Projections, Next Generation 2011: Get Zero
Yarışmacılar tarafından önerilmiş yeni yarışma konuları:
• Kentlerde etnik ayrışma
• Şehirlerarası ulaşım ağı
• Banliyö büyümesi için yeni bir yöntem
• Arazi kullanımı ve üretimi için katılımcı yöntemler
• Kapsamlı bir problem üzerinden kolektif olarak ilerleyecek yarışma serileri
Haberin özgün metnine buradan ulaşabilirsiniz.