Yarışmalarda Katılım Sayısını ve Niteliğini Ne Etkiler?

30 Temmuz'da Ahi Evran-ı Veli Külliyesi’nde yapılan Kırşehir Gezegenevi ve Kültür Parkı Mimari Proje Yarışması kolokyumunda, yarışmalara katılım konusu tartışıldı.

Kolokyum, Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci’nin konuşmasıyla başladı. Geçmişte önemli bilimadamlarına ev sahipliği yapmış ve güçlü bir kültür-sanat tarihine sahip olan Kırşehir’de düzenlenecek yarışmanın konusuna Ömer Yılmaz ile birlikte karar verdiklerini söyledi.

“Türkiye’de ne yazık ki projeye ayrılan zaman ve bütçe boşa giden şeyler olarak değerlendiriliyor.”

 

Nitelikli projeler yapmaya çalıştıklarını söyleyen belediye başkanı, Belemir Dalokay ile çalıştıkları kent parkı ve Cacabey Meydanı ya da otogar ve kültür merkezi gibi yaptıkları tüm işlerde niteliğe önem verdiklerini belirtti. Türkiye’de projeye ayrılan bütçenin boşa giden para olarak nitelendirildiğini ama aslında başarılı bir yapının hayata geçmesindeki ilk aşamanın proje süreci olduğunu ekledi. Ahi Evran-ı Veli Külliyesi projesinin iki yıl boyunca çalışıldığını ifade eden Bahçeci, sonunda ortaya anlamı ve ruhu olan bir eser çıktığını söyledi.


1. ödül, Zeynep Canan Sevindik, Cihan Sevindik ve Doğan Türkkan

Belediye başkanının konuşmasının ardından ödül törenine geçildi. Jüri üyelerine plaket takdim edildikten sonra yarışmacılara ödülleri verildi. 1., 2. ve o4. mansiyon ödülü sahipleri kolokyuma katılım göstermedi. Ödül töreninin ardından birincilik ödülünü alan ekip belediye başkanına projelerini anlattı ve ardından kolokyum oturumuna geçildi.


Jüri Üyeleri

Mimarlar Odası Kırşehir Şubesi Başkanı Ahmet Göçen’in moderatörlüğünde başlayan kolokyumda ilk konuşmayı jüri başkanı Celal Abdi Güzer yaptı. Yarışmanın, Kırşehir’de son yıllarda artan kentsel ve mimari kalite sürecine eklemleneceğini umduğunu söyleyen Güzer, yarışmaya otuz dokuz projenin teslim edildiğini ve bu sayının hem yarışmanın konusu hem de yarışmalar takvimi göz önüne alındığında jüri açısından tatminkâr bir rakam olduğunu belirtti. Gezegenevinin Türkiye’de sık rastlanmayan bir yapı olduğunu, yarışmada birbirinden çok farklı çözüm alternatiflerinin sunulduğunu ve zorlanarak karar verdiklerini ifade etti. Sonuçta ise her ödül üzerinde tek tek uzlaşı olmamasına rağmen genel çerçevede sonuçların jürinin içine sindiğini söyledi.

“Yarışmacıların Kırşehir bağlamına çok duyarlı olduklarını gördük.”

 

Yarışmaya katılan projelerin kentin bağlamına duyarlı olduğunu söyleyen Güzer, yarışmacıların yalnızca yapının tasarlanmasına değil çevresine yapacağı dönüştürücü etkiye de odaklandıklarını söyledi. Bu yarışmanın bundan sonra yapılacak olan projelere öncü bir model olmasını ve yapının en kısa zamanda inşa edilmesini umduğunu belirterek konuşmasını sonlandırdı.

Sözü katılımcılara veren Ahmet Göçen’i takip eden sessizlik üzerine Abdi Güzer, son yıllarda yarışma sonlandıktan hemen sonra internet üzerinden yürütülen tartışmaların kolokyumlarda tartışacak pek bir şey bırakmadığını söyledi. Kolokyumların pek tartışmalı geçmemesine dair ikinci sebep olarak ise yalnızca ödül alanların katılmasını gösterdi.

Kolokyumda ilk sözü alan Ömer Yılmaz, yarışmaya katılımın beklentisinin altında kaldığını ve bu durumu yarışma alanı kapsamının kentsel ölçeğe sıçramasına bağladığını söyledi. Yarışmalar ortamı olarak bununla mücadele etmenin yollarının araştırılması gerektiğini ekledi. Bunun üzerine Ahmet Gökçen kentsel ölçeğin yarışmacılara daha özgür davranma ve daha farklı alternatifler üretme şansı verdiğini düşündüğünü söyledi ve seyircilere fikirlerini sordu.


2. ödül, Erdem Dokuzer ve Neşe Atasoy

Sözü alan Cihan Sevindik, kentsel tasarım ölçeğinin daha fazla emek gerektirmesinin, maket istenilmesinin ve yardımcı disiplinlerden istenilen oda belgesi zorunluluğunun yarışmalara katılım sayısını düşüren etmenlerden olduğunu söyledi. Yarışmada üçüncülük ödülünü alan Ülkü İnceköse, maketin projeyi en rahat okutabilecek araç olduğunu ve teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin her zaman makete ihtiyaç duyulacağını ancak katılım sayısını düşürdüğüne de katıldığını ifade etti.Ek olarak, yıllardır yarışmalara katılmalarına rağmen bugün hala diğer disiplinlerden kişi bulmakta zorlandıklarını ve yeni mezun yarışmacılar için bunun çok daha zor hatta belki de imkânsız olabileceğini düşündüğünü söyledi. Bu yarışma özelinde ise yarışmalar takviminin de katılım sayısının düşük olmasına etki ettiğini -tatile denk gelmesi- düşündüğünü belirtti. Meral Özdengiz Başak da maketin projeyi en iyi anlatan araçlardan biri olduğunu düşündüğünü ve yarışmacılardan maket istenilmesinin devam ettirilmesi gerektiğini düşündüğünü söyledi.

“Katılımda niceliğin artması niteliğin artması anlamına gelmiyor.”

 

Jüri üyelerinden Orçun Ersan, kentsel tasarım ölçeğinin yarışmalarda katılım sayısını düşürdüğüne dair bir istatistik olup olmadığını sordu ve belki de bu durumun istisnai olabileceğini ifade etti. Bunun yanında katılım sayısı ile birlikte niteliğin de önemi olduğunu vurguladı. Ersan: Katılımın artması için yapılan önerilerin niteliği düşürebildiğini söyledi. Katılım sayısı fazla olan projelerde nitelik nasıl artırılır sorusuyla şahsen daha çok ilgilenirim, dedi.

“Kimi mimari yarışmalarda kentsel tasarım ölçeği istenilenlerde yer alsa da değerlendirmede ölçüt olarak alınmıyor.”

 


3. ödül, Ülkü İnceköse ve Uğur Yıldırım

Sözü alan Uğur Yıldırım, katılım sayısını düşüren disiplinlerarası çalışma konusuna dikkat çekti. “Pratikte peyzaj mimarlarıyla birlikte proje geliştiremiyoruz. Böylesi bir konu geldiği zaman da projeyi başkasına emanet edemiyoruz. Bu sebeple peyzaj mimarları mesleklerinin çok küçük bir kısmının bilgisini kullanarak projeye dâhil oluyor. Bir de kimi mimari yarışmalarda kentsel tasarım ölçeği istenilenlerde yer alsa da değerlendirmede ölçüt olarak alınmıyor. Bu da ister istemez yarışmacının kafasında yapıya mı yönelsem kentsel tasarıma mı yönelsem sorusunu oluşturuyor.” dedi.

Son olarak birincilik ödülünü alan ekip yarışmayı düzenleyen kuruma teşekkür etti ve jüri değerlendirme sürecinde yapılan tartışmaları merak ettiklerini belirtti. Yapının inşa edilmesini umduklarını ifade eden ekibin konuşmasının ardından kolokyum sonlandırıldı.

Etiketler

4 yorum

  • erdem-batirbek says:

    Özlem Hanım, bu yarışmaya katılan bir ekibin üyesi olarak ben de sizin bu paylaşımınıza kayıtsız kalamıyorum. Hiçbir katılımcı render tuşuna 16 Temmuz tarihinde basmış olamaz. Basmışsa zaten yetişmeyeceğini bilir. Ayrıca yarışmaya e-posta ile “render” yollayarak katılmadık: belgeler, raporlar, paftalar ve maket hazırladık. Planlı programlı bir biçimde çalıştık.

    Katılımcılardan en geç kalmış olanı ise 16 Temmuz sabahı muhtemelen, proje arkadaşlarıyla aylardır ya da günlerdir üzerinde çabaladığı; muhtemelen yüzlerce TL ödeyerek hazırladığı belge, pafta ve maketini kargolamıştır. Fakat tahminimce çoğu katılımcı, kargonun yetişmeme ihtimaline karşı haftasonuna girmeden işini bitirmiştir. Zira biz öyle yaptık.

    Ayrıca, eğer bütün gece endişeli bir biçimde televizyondan ya da meydanlardan olayları takip ettikten sonra ertesi sabah kendisinde kargo şubesine gidecek taakati bulduysa, katılımcının kınanması değil; verdiği emekle sonuna getirdiği projeyi gönderebildiği için takdir edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

    Olayın özeti şu, 16 Temmuz tarihinde bu projeler çoktan bitmiş, bazıları belediyeye ulaşmış kalanları ise çoktan yollara düşmüştür.

    Ayrıca kolokyumda, darbe girişiminin de katılımcı sayısını azaltabilmiş olacağı üzerinde duruldu, fakat teslim tarihinin çok yakınında olması nedeniyle başka etkenlerin de olabileceği düşünülerek bu nedenler üzerinde kafa yorulmuştur, “darbe yüzündendir” denerek kestirip atılmamıştır. Ve bu iyi birşeydir.

    Yaptığınız duyarsızlık suçlaması yersiz ve mantıksızdır.

  • omer-yilmaz says:

    Ben bu yarışmaya katılacaktım, 14 Temmuz sabahı çalışmaya başladım, çalışmak için kendime sadece yarışma öncesindeki Cumartesi Pazar günlerini ayırmıştım, talihsiz 15 Temmuz sonrası ben de katılamadım. Yarışma süresinin 120 gün olması beni hiç ilgilendirmez.

  • tuce-barkoc says:

    Erdem Bey merhaba.Darbe girişimi nedeniyle yarışma projesini teslim edememiş bir ekip üyesi olarak sizin söylediklerinize de ben kayıtsız kalamadım.

    16 temmuz tarihinde render tuşuna basan, pafta hazırlayan ya da o hafta sonu çalışmayı planlayan insanların yarışmayı zaten teslim edemeyeceğini biliyor olması fikrine katılmıyorum.

    Sizin de söylediğiniz gibi ”Ayrıca yarışmaya e-posta ile “render” yollayarak katılmadık: belgeler, raporlar, paftalar ve maket hazırladık. Planlı programlı bir biçimde çalıştık.” Ve o hafta sonunda yapmayı planladığımız işlerimiz vardı bizim programımızda da.

    Teslim edebilen ve normal rutinine devam edebilenlere söylemek istyorum ki, cuma gecesi sokaklarda tanklar dolaşmaya başladığında yaklaşık bir aylık emeğimizi bırakarak evimize gittik. Çünkü o gece yarışma süreci boyunca verilmiş olan emekten daha ciddi sıkıntılar yaşadık, korktuk.

    Yarışma ekibimizden silahlı çatışmalar arasında kalan oldu, saatlerce evine ulaşamayanlar. Bunları yaşayan insanları tekrar çalışmaya motive edemezdik zaten. Bu şartlar altında yarışma tesliminin erteleneceğini düşündük açıkçası. Ancak ertelenmedi. Biz de teslim edemedik. Darbenin, İstanbul’da ikamet eden bir ekip olarak bize etkisi bu şekilde oldu.

    Bunun dışında raportörlükten aldığımız bilgiye göre de yarışmaların çoğu 18 temmuzda kargoya verilmiş ve 19-20 temmuzda raportörlüğe ulaşmış, bu tarih öncesinde gelen sadece 3-4 proje varmış. Bu da demek oluyor ki diğer ekipler de render tuşuna basmasalar da o hafta sonu çalışmışlar. Ömer Bey biraz gerçekçi olalım lütfen, bu yarışmaya 120 gün çalışan ekip için de, 7 gün çalışan ekip için de teslimden önceki son 3 gün elbette ki aynı oranda önemlidir ve sonucu etkileyecek kritikliktedir. O kadar korku ve kötü haberden sonra maddi manevi bir sürü emek verdiği çalışmayı teslim edebilmek için çalışan insanları takdir ediyoruz tabi ki, ama o gün ölen insanların yakınlarına, yanı başımızda yaralananlara olan bitene üzülüp çalışamayacak hale gelen insanların da teslim yapamamasının böyle göz ardı edilmesini anlayamayız.

    İçerisinde darbeyle ilgili tek bir cümle geçmeyen bu yazının başlığında yer alan ‘Yarışmalarda Katılım Sayısını ve Niteliğini Ne Etkiler?” sorusuna ekip olarak biz de şöyle bir cevap verelim o zaman. Darmadağın olmuş bir psikolojiye sahip ekibin, haftalardır emek verdiği projesini teslim edememe sebepleri böylesine önemsizleştirildiği için, üretilen projelerin sayısı da niteliği de hiç birimizin umrunda değil.

  • erdem-batirbek says:

    Tuğçe Hanım, samimi olarak size ve ekibinize geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Üstüne üstlük yaşadığınız korku ve stres üzerine bir ton emek verdikten sonra projenizi sonlandıramamak ya da neredeyse bitirip gönderememek ciddi anlamda hayal kırıklığı yaratmıştır, tekrar geçmiş olsun.

    Size katılıyorum; render tuşuna basmasalar da insanların yarışma ile ilgili sizin gibi planları olmuştur. Mağdur olanların varlığı şüphesiz.

    18 Temmuz’u projelerin kuruma ulaşması gereken son tarih olduğunu sanıyordum, meğer o gün gönderiye vermek de yetiyormuş. Fakat hala ciddi katılımcıların 16 Temmuz’a ana kalem işini bırakacağını düşünmüyorum. Render işini o zamana bırakan katılımcılar ya kalitesiz görsellere razıdır, ya da iyi görseller çıkarıp pafta ve kargo için koşturmaya razıdır. Bu yüzden son gün teslim edenlerin bile olayların ertesinde sadece kuyruğuna gelinmiş bir işi finalize ettiğini düşünüyorum. Bunlardan kaç grubun 16 Temmuz’da çalıştığını veya ne kadar çalıştığını bilemeyiz. Çalışmış olabilirler veya işlerini bitirip haftasonu ortalığın sakinleşmesini beklemiş de olabilirler. Çalışmış dahi olsalar, duyarsızlıkla suçlanmaları hala uygunsuzdur.

    Kolokyumda, aylar önce başlayan yarışmada katılımın neden az olduğu üzerinde duruldu. Şartname alıp da katılmayanlardan bahsedildi. Darbe girişimi tabi ki gündeme geldi, teslime 3 gün kala yaşanan trajedinin etkilemiş olduğu belirtilse de başka nedenler de tartışıldı. Tartışılması bence haklıdır. Zira sizin de belirttiğiniz gibi teslime 3 gün kala sadece 3-4 proje ulaştıysa, darbe girişimi dışında da bir takım etkenler olduğunu gösterir. Bunların da tartışması yapılmalıdır. Sadece darbe girişimine bağlanması doğru değildir. Sırf darbe girişimi yüzünden yüzlerce kişinin yarışmaya katılamadığını düşünmüyorum

    Teslim süresinin neden uzatılmadığı eleştirilebilir. Biz de açıkçası ertelenmesini beklerdik.

Bir yanıt yazın