Yedikule Bostanları’nda Tarih Dersi

Yedikule Bostanlarını Koruma Girişimi, bostandaki 17. yüzyıldan kalma kuyular için Koruma Kurulu'na tescil başvurusu yaptı. Bir yandan da bostanda tarih dersi verildi.

Yedikule Bostanlarını Koruma Girişimi, bugün Yedikule Bostanlarındaki 17. yüzyıldan kalma kuyular için Koruma Kurulu’na tescil başvurusu yaptı. Bir yandan da yarısı yıkılmış bostanda tarih dersi yapıldı.

Tarihi Bizans’a dayanan Yedikule Bostanları’nın yerine park yapılması öngörülen proje kapsamında yıkım son hızıyla devam ediyor.

Son olarak dün tarihi kayıtlara gore, 4. Murat’ın sadrazamı Bayram Paşa’nın olduğu bilinen “Sadrazam Bayrampaşa” bostanın bir kısmı yıkıldı.

Yedikule Bostanlarını Koruma Girişimi’nin çağrısıyla bu sabah saat 8’de hem yıkımları engellemek hem de bostanların tarihini dinlemek için bir grup bostanda toplandı.

17. yüzyılda tüm bölge bostan

Domates ve marulların içinde Osmanlı’da ziraat teknolojileri üzerine çalışan Harvard Üniversitesi’nde tarih doktora öğrencisi Aleksandar Sopov, bostanın tarihini anlattı.

Sopov, ilk olarak 5. yüzyılda Bizans döneminde sur boyunca tarım çalışmalarının görüldüğünü Osmanlı dönemindeki ilk kayıtlara ise 17. yüzyılda rastlandığını söyledi.

“Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethiyle nufüs çok fazla artmaya başlıyor. Bu yüzden de daha fazla ziraata ihtiyaç duyuluyor. Yedikule Bostanları ile ilgili en kapsamlı bilgilere 1735 tarihli bir Kefil Defteri’nde ulaşıyoruz.

“Defterin işaret ettiği vakfiyelerde isimlerine rastladığımız Bayrampaşa bostanı (2 adet) ve Hazinedarbaşı Süleyman Bostanı’nı tespit ediyoruz. Bayram Paşa IV. Murat’ın sadrazamı, İsmail Paşa 1688’de sadrazam, Hazinedarbaşı Süleyman Ağa ise II.Mustafa’nın saray hazinedarı.

“16.yy’ın ikinci yarısından itibaren bölgede hızlanan tarımsal faaliyetler 17.yy’da yoğunluğu artmış ve yukarıda saydığımız devlet yöneticileri elimizdeki kaynaklardan edindiğimiz izlenimlere göre bu bölgeye yoğun bir yatırım yapmışlar. Ve muhtemelen 1734 yılına gelinceye değin bölgede boş arazi kalmamıştı. “

Sopov, bostanların yüksekliği 20 metreye varan kuyularıyla birlikte Osmanlı tarım teknolojisine dair çok önemli bilgiler barındırdığını bunların yok olmasının ileride olası farklı kentsel tarım modellerinin de önünü keseceğini söyledi.

Kuyular tescil için kurulu bekliyor

Bir yandan ders devam ederken, İstanbul 2 Numaralı Yenileme Alanları Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğüne, Yedikule Mahallesi’nde yer alan bostanlardaki kuyuların “Osmanlı tarım teknolojisini gösteren korunması gerekli yapılar” olduğu gerekçesiyle tescili için dilekçe verildi.

19. yüzyıl Ekrem Hakki Ayverdi yayını İstanbul haritalarında da yer alan bostanlarda görülen, üç taşörgü su kuyusu, teraslama duvarları, su sarnıcı, taş örgü teraslama duvarları, tek katlı almaşık örgülü kagir ahır yapısı, örme taş su kuyusu ve kesme taş su sarnıcının tescili istendi.

Uzman denetiminde yapılmayan yıkımlar sırasında çoktan bir kuyunun üstü molozlarla kaplandı bile.

Ne olmuştu?

Yedikule Suriçi Bostanları’nın 27 dönümlük kısmı 6 Temmuz’dan beri süren çalışmalarla yıkıldı.

Kara surları koruma bandında kalan ve sit alanı olan tarihi yarımadanın bir parçası olan bostanlar, antik şehir bölgesi içinde dünyanın mevcut en eski tarım alanı olarak biliniyor.

Büyükşehir Belediyesi ve Fatih Belediyesi’nin rekreasyon projesi kapsamında Yedikule-Belgrad Kapı Arasında Bizans’tan kalma bostanların yerine 85 dönümlük arazide süs havuzu olan park yapılacak.

Arkeologlar Derneği İstanbul Şubesi, bostanlarda tarihi kara surları boyunca 1 metreye varan derinlikte kazı ve arkeolojik dokuda tahribat yapıldığını tespit ederek bir rapor hazırlamış ve bunu 2 No’lu Yenileme Alanları Koruma Kurulu ve Arkeoloji Müzesi’ne teslim etmişti.

2011’de İBB’nin hazırladığı “İstanbul Tarihi Yarımada Yönetim Planı”nda, “Sura bitişik alanlardaki 1875 tarihli haritada yer alan günümüze kadar mevcudiyetini devam ettiren bostan alanları korunacaktır” maddesi var.

Ayrıca, Yedikule Bostanlarını Koruma Girişimi’nden Arkeolog Yiğit Özar ile İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kentleşme ve Çevre Sorunları Anabilim dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Ayten Alkan, 20 Temmuz’da sözlü saldırı ve fiziksel saldırı girişimine maruz kaldılar.

Etiketler

Bir yanıt yazın