2012 yılında düzenlenen Ulusal Mimari Proje Yarışması'yla elde edilen proje, Türkiye'de yarışma yoluyla seçilen ilk yeşil yerel yönetim binası olma özelliği taşıyor.
Çanakkale Belediyesi’nin internet sitesinde yer alan haber şu şekilde:
Çanakkale Belediyesinin Yeşil Yerel Yönetim ve Kültür Merkezi Binası Projesinin inşai faaliyetlerinin son duruma yönelik şantiye alanında bilgilendirme sunumu gerçekleştirildi.
Toplantıya Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Belediye Başkan Yardımcıları Handan Özyayla ve Özleyiş Çetin, Belediye Meclis Üyeleri, Çanakkale Belediyesinin ilgili birim yetkilileri ile basın mensupları ve teknik ekip katıldı.
İlk olarak İnşaat Mühendisi Hasan Oktay Abbasoğlu Yeşil Yerel Yönetim ve Kültür Merkezi Binası inşaat alanının zemin durumuna ve zemin iyileştirme çalışmalarına yönelik bilgiler verdi. Abbasoğlu, “Çanakkale, ülkenin batı ucunda ve iki farklı kıtanın boğaz ile ayrıldığı bir bölgede, yerleşimin büyük bölümünün Sarıçayın getirdiği kum, kil, çakıl tanelerinin oluşturduğu alüvyal bir yelpaze üzerinde kurulu olduğu ve yer altı suyu seviyesinin yüksek olduğu bir kenttir. Çanakkale, yerleşim alanları başta olmak üzere yakın çevresi, aletsel ve tarihsel dönemlerde hasar yapıcı depremlere maruz kalmış depremsellik açısından da oldukça aktif bir bölgede yer almaktadır. Şehrin yerleşim alanlarının çok büyük kısmının alüvyon üzerinde olması yanında, Kuzey Anadolu Fay Zonu batı uzantısında, Kuzeybatı Ege fay sistemleri ve Edremit Körfezi aktif fayları etkisinde olması sebebiyle de ciddi bir tektonik tehdit sarmalında olduğu görülmektedir. Bu sebeple kentimiz ciddi bir deprem tehlikesi içerisinde bulunmasının yanı sıra zemin karakteristik özellikleri ve yer altı su seviyesinin yüksek olması nedeniyle Belediye Binamızın inşaa edildiği bu zeminde bahsedilen tüm bu etkenler zeminde sıvılaşma riskini doğurmaktadır. Sıvılaşma, depremin oluşturduğu deprem dalgalarının etkisiyle gevşek, suya doygun durumdaki taneli zeminlerin taşıma kapasitelerini kaybederek sıvı gibi davranış göstermesine denir. Yani özetle, suya doygun kumlu zeminlerde deprem etkisi ile depremin titreşim etkisiyle taneler arası sürtünme kuvvetinin azalmasıyla zeminin taşıma gücünü kaybetmesi de denebilir. Bu nedenle yer içi kaynaklı tehlike faktörleri etkisinde zemin tepki karakterinin değerlendirilmesinde bu hususlar dikkate alınarak gerekli jeolojik etüdler yapılmış ve zemin iyileştirilmesi gerekliliği olmuş, bu doğrultuda zeminin iyileştirilmesi için temelimizin tabanına jet grout yapılarak zeminin iyileştirilmesi hedeflenmiştir” dedi.
Abbasoğlu, “Bununla beraber, projemizin 10 bin metrekarelik iki adet bodrum katından oluşması, hali hazırda inşaatımızın zemininin yapısı gereği gevşek olması, yol kotundan 11.50 metre aşağıdaki temel kazı kotuna inilebilmesi için gereken derin kazının yapılabilmesi için diyafram duvarımızın 20 metre olmak üzere, kil tabakasına saplanacak şekilde dizayn edilerek yer altı sularının temel alanına sızmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Diyafram duvarlar ön germeli zemin ankrajları ve özel yapım tekniği ile uygulanan ibo bulonlarla desteklenerek diyafram duvarın sabitlenmesi sağlanmış, bu doğrultuda şantiye alanı ve çevre yapılarının güvenliği sağlanmıştır. Diyafram duvara destek olması amacıyla uygulanan ibo bulon yönteminde kullanılan malzeme ve imalat yöntemleri özel inşaat teknikleri gerektirmekte olup, bu yöntem ülkemizde henüz nadir olarak uygulanmaktadır” şeklinde konuştu.
Proje 5 Ana Blokta Çözümlendi
Abbasoğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Projemiz, 5 ana blok olarak çözümlenmiş olup, gelmiş olduğumuz son durumda 2550 metrekarelik alana oturan A Blok ve 1706 metrekarelik alana oturan D Blokta temel imalatları devam etmektedir. Öncelik olarak D blokta temel altı drenaj ve tesviye işlemleri tamamlanarak bu blokta temel altı grobeton imalatı yapılmıştır. Grobetonun üzerine yine özel bir yöntem ile temel altı su yalıtım malzemesi kullanılarak bina içerisine su girişine karşı önlem alınmaktadır. Kullanılan bu özel malzeme grobeton üzerine serbest serilerek uygulanmakta, beton döküldükten sonra malzeme beton içerisindeki çimento ile tepkimeye girerek kimyasal olarak betona yapışmakta, bu sayede temel ve su basman bohçalamaları tamamlanmaktadır. Su yalıtımı yapıldıktan sonra 120 cm kalınlığındaki radye temelin donatılarının montajına başlanmıştır. Aynı işlemler A blokta da aynı sıra ile devam etmiştir. A ve D Blokta şu ana kadar temel altı drenajı olarak 135 metre 200 mm pvc esaslı koruge drenaj borusu, yaklaşık olarak 225 metre ise 160 mm pvc esaslı koruge drenaj borusu yerleştirilmiştir. Yer altı su seviyesinin temel tabanı altında oluşturacağı yüksek basıncı inşaat süresi boyunca yenebilmek için temel altına bu yöntemle drenaj yapılarak bu riskin önüne geçilmektedir. Şu ana kadar A ve D blokta 4300 metrekarelik alanda 560 metreküplük grobeton imalatı tamamlanırken, su yalıtın malzemesinin betonarme dış duvar alanı ve temel alanı birlikte ise yaklaşık olarak 5300 metrekarelik alanda imalatı tamamlanmıştır. Ayrıca 3000 metrekarelik alanda radye temel betonu tamamlanarak 3620 metreküp temel betonu dökülmüştür. Temel betonu dökülen kısımlarda 2. Bodrum kat kolon ve perde demir donatı montajlarına başlanmıştır. Şantiyemize şu ana kadar 870 ton demir imalatı yapılmıştır.”
Abbasoğlu, temel çalışmalarının yaklaşık yüzde 40 seviyesinde olduğunu, projenin de genel olarak yüzde 20 seviyelerinde olduğunu kaydetti.
Çalışmaların 2018 Yılının Sonunda Tamamlanması Bekleniyor
Başkan Gökhan da inşaat faaliyetlerinde herhangi bir gecikme olmadığını belirterek, “Çanakkale zemininin maalesef çok kötü olduğunu, kum, su, kil karışımı olduğunu, sağlam zemini bulmanın zor olduğunu tespit ettik bu alanda. Zaten biliyorduk, sürpriz olmadı bizim için ama uygun teknolojileri kullanarak süreci devam ettirdik. Bu süreçte en önemli zaman diliminin harcandığı alan da çevrede gördüğünüz ankrajlardır. Bu çalışmalar kapsamında yeni ibo bulon tekniklerine başvuruldu. Bu işlemler için de zaman harcandı. Daha sonra jet groutlar yapıldı. Zemin iyileştirme yapıldı. Bunların hepsi bittikten sonra temel imalatına başladık. Tahmin ediyorum ki 15-20 gün içerisinde çalışmalar dışarıdan görülecek hale gelecektir. Süre bakımından inşaat ile ilgili bir gecikme söz konusu değil. 2018 yılının sonuna doğru inşaatımız bitme noktasına gelecek” dedi.
Başkan Gökhan, “Çok tedbirli ve titiz davranıyoruz. Sonuç itibariyle deprem bölgesinde bir inşaat yapıyoruz. Çanakkale halkının parasını harcıyoruz. Üstün körü bir inşaatı yapmamız söz konusu olamaz. Onun için bir ay, iki ay gecikebilir ama sağlam olması önemli” diye konuştu.