İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğrencilerinin Koruma ve Restorasyon dersi kapsamında yaptıkları proje Santralİstanbul Kampüsü'nün dönüşüm sürecini, bölgeye katkısını ve mimari niteliklerini Silahtarağa sakinlerinin gözünden anlatıyor.
Silahtarağa Elektrik Santrali’nin restorasyon sürecine tanık olan ve kampüs çeperinde yaşayan bölge sakinleriyle yapılan röportajlar kampüsün çevresiyle olan ilişkisini ve dönüşümün sosyo kültürel etkilerini araştırıyor. Yerleşkenin bulunduğu çevrede nasıl bir algı oluşturduğu, seçilen kullanım tipolojisinin doğru olup olmadığı, dönüşümünün tasarımsal olarak yeterli olup olmadığının sorgulandığı proje, mahalle sakinlerinin kampüs üzerine fikir ayrılıklarını gözler önüne seriyor.
Silahtarağa sakinlerinin bir kısmı üniversite yerine yapılacak hastane veya adliye sarayının bölgeyi daha çok geliştirebileceğini düşünürken, bir kısmı da üniversitenin çevrenin kültürel ve yapısal gelişimine büyük katkı sağladığını düşünüyor. Aynı şekilde fakülte yapılarının ve müze binasının cephe tasarımları hakkında da tezat görüşler bildiren kişilerin pek çoğu, kamuya açık olan yerleşkeyi ziyaret etmediğini belirtiyor.
Santral 4 ve 6 nolu Kazan Daireleri’nin Mimarlık Fakültesi ve kütüphane dönüşüm projesini buradan inceleyebilirsiniz.
1911-1983 yılları arasında İstanbul’un elektriğini sağlayan Silahtarağa Elektrik Santrali 2004-2007 yılları arasında yoğun bir renovasyona uğradıktan sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi kapsamında eğitim, kültür ve sanat faaliyetlerine ev sahipliği yapıyor. Nevzat Sayın, Emre Arolat ve Han Tümertekin gibi sektörde öne çıkan mimarların ortak projesi olan kampüs Türkiye’nin ilk endüstriyel arkeoloji müzesi olan ve 2012’de Avrupa Müze Akademisi tarafından “DASA ödülü”ne layık görülen Enerji Müzesi’ni de içerisinde barındırıyor.
Proje Ekibi: Alara Akıltopu, Ayşegül Tepe, Gamze Özel, Mehmet Can Gümüş
Proje Yürütücüleri: Kutay Karabağ, Ebru Omay Polat