Erdoğan'ın belediye başkanlığı döneminde karşı olduğu, bugün ise tüm tartışmalara kulak tıkanıp temeli atılan 3. köprü projesi seneler içerisinde basında nasıl değerlendirildi?
İstanbul Boğazı’na ilk köprü 1973’te ikincisi ise 1988 senesinde yapıldı. Üçüncü bir köprünün tartışmaları ise ikinci köprünün yapımından hemen sonra başladı. 29 Mayıs 2013’te temelleri atılan ve yapımından ismine kadar tartışma konusu olan 3. köprünün uzmanlar çevresinde ve kamuoyunda nasıl değerlendirildiğini Cumhuriyet Gazetesi arşivinden derledik.
“İmar ve İskan Bakanı Safa Giray, ‘Bugün üçüncü köprüyü yapmayı düşünüyoruz. Şimdi anlıyoruz ki, 1. köprü yapılmasaydı, İstanbul minareli köy olmaktan kurtulamazdı’ dedi.”
“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, üçünü İstanbul Boğaz Köprüsü’nün temelinin de bu yıl atılacağını ve köprünün en geç 1990 yılında trafiğe açılacağını açıkladı.
(…) Dalan, üçüncü köprünün, ilk Boğaziçi Köprüsüne 500 metre uzaklıkta inşa edileceğini ve ilk köprüden 100 metre daha uzun olacağını belirtti. Bedrettin Dalan, şöyle dedi:
‘Yeni köprü, yap-işlet-devret formülü ile inşa edilecektir. Bunun için, en büyük ortağı İstanbul Belediyesi olan bir şirket kurulacaktır. Yeni köprüye de özellikle İngiliz ve Japonlar büyük ilgi göstermektedir. Üçüncü köprü 1989 veya en geç 1990 yılına kadar bitirilerek trafiğe açılacaktır. Üçüncü köprü için kurulacak şirkete, yurtdışındaki Türklerin de ortak edilmeleri konusu düşünülmektedir.'”
“İstanbul Anakent Belediye Başkanı Bedrettin Dalan, 3. köprüyü ‘ikna metoduyla’ tüpgeçitten ayırdıklarını belirterek, ‘Artık bu konu bizim için kapandı. Paramız olmadığı için raylı tüpgeçit ya da metro yapmıyoruz’ dedi.
(…) Dalan – Bazı arkadaşların anlamadığı bir şey var. bizim cebimizde para var da raylı sistem yapmıyoruz değil ki. 3. köprüye para harcamıyoruz. Cebimizde 1 milyar dolar olsa o zaman nasıl 300 milyon dolara hızlı tramvay yaptırdıysam, tüneli de yaptırırım. İstanbul’un bütçesi buna yetmez, gelecek 5 yılı kilitlerim, bunu yapmaya hakkım yok. Üçüncü köprü 300 milyon dolar civarında, otoyolları ve 4. haliç köprüsü ile 400 milyon dolar. Oto tüpgeçit, yapsat 200 milyon doar, ama raylı tüpgeçit yaparsak 1 milyar dolara yakın iş oluyor.”
“On beş yıl sonra, yendiden -ve son kez olması dileğiyle- ‘köprüye hayır…'”
Biliyorum. Bu söze en çok babam(lar) kızacak. Yıllardır, ne zaman birlikte köprüden geçsek (daha doğrusu geçmeye yeltenip, sıkışan trafikte beklemeye başlasak) hemen içini döker, ‘Hayır diyordunuz, bak işte yetmiyor, bu gidişle ikincisi de az gelecek’ diye söylenir, durur.
Ama artık babam(lar) da görüyorlar, yaşıyorlar… Birinci Boğaz Köprüsü’nün görkemli törenlerle açıldığı 30 Ekim 1973’te, İstanbul’un tarihsel ve doğal kişiliğini giderek ortadan kaldıracak olan ‘köprüler tuzağı’nın da ipi çekilmişti. Yapımına hazırlanılan üçüncü köprü ise bu tuzağın -belki de- öldürücü son darbesi olacaktır.
Dalan bunu gizlemiyor. Diyor ki: ‘Ortaya modern bir şehir çıkacak, çalışmalarımız bu yönde…’
Ortaya çıkarılmak istenen ‘modern’ şehir; bir köprüler -otobanlar-kazık yollar-gökdelenler yığınıysa ve de bunun için bir yandan tarihin en büyük kentsel yıkımlarına gidilirken, öte yandan da yeşil alanlar bile gözden çıkartılıyorsa, İstanbul öldürülüyor demek değil midir?”
“(…) İkinci Boğaz Köprüsü daha açılmadan, üçüncü köprünün tezgahlanması, ‘bilim’in öngördüğünün ne kadar doğru olduğunu vurgulamıyor mu?
Ama bilim, mimarlık, şehircilik, estetik, doğa, gözü dönmüşlere vız gelir.
(…) Evet, Mimarlar Odası yine uyarıyor:
Üçüncü köprü ve buna bağlı otoyolları projesi İstanbul’a yıkım getirecek…
Kültürel değerler…
Tarihsel bilinç…
Doğayı koruma kaygısı…
Ulusal kimlik…
Estetik…
Hiçbirini düşünmüyoruz, paradan ve yağmadan gayrı hiçbir tasamız yok.
Mimarları 1970’lerde dinlemedik, İstanbul’da 1980’lerin cehennemi yaşanıyor. Bu kez uyarılara kulak veren olacak mı? Toplum; tarihini, doğasını, kimliğini, kent estetiğini savunabilecek düzeye erişti mi?”
31 Temmuz 1988
17 Aralık 1992
“Bayındırlık Bakanı Onur Kumbaracıbaşı’nın İstanbul Boğazı’na köprü projesiyle ilgili açıklamasına İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi sert tepki gösterdi. Şube açıklamasında, köprünün İstanbul’un son yeşilini de yok edeceği gibi bazım kesimlere rant sağlayacağı belirtildi.
(…) ‘3. boğaz köprüsünün yeri olarak gösterilen kentin kuzeyi tanımı, boğazın iki tarafında da tüm tahribata rağmen hala kalabilen yeşil alanlar olsa gerekir. Bağlantı yolları ,le birlikte 3. köprü bu yeşil alanların ve su havzalarının tümüyle tahribine yol açacaktır. Sorun yalnızca köprü ayakları ile yollar için kaç metre genişlikte orman alanının kesileceği değildir. 3. köprü demek yasalş ya da kaçak yapılaşmanın bu alanda yoğunlaşması yeni rantlar pahasına İstanbul’un akciğerlerinin tümüyle tahribi demektir.'”
“Bayındırlık ve İskan Bakanı Onur Kumbaracıbaşı, İstanbul Boğazı’na üçüncü köprü yapılmasına İstanbul yerel yönetimleri ve mimarların karşı çıktığını, bu nedenle köprünün yapılmadığını belirterek, ‘Ama üçüncü köprünün gelecekte büyük bir ihtiyaç olacağı bilinci ile hazırlık yapıyoruz.’ dedi.
(…) Kumbaracıbaşı, ‘Biz, kentin asıl sahibi olan yerel yönetimlerimize, demokratik kuruluşlarımıza saygılıyız. Onun için köprü yapmıyoruz’ dedi.
(…) ‘Bunu niçin yapıyoruz? Bugün mevcut iki köprümüz sıkıntılı noktaya doğru geliyorlar. İstanbul’un nüfusu yılda 400 bin artıyor. Bu artış geometriktir. Bundan sonraki yıllarda bu artış 500 bin, 6u00 bin olabilir. Dolayısıyla İstanbul, 10 yıl sonra nüfusu 20 milyona yaklaşan bir kent olacaktır. Bu kentin ihtiyaçlarının şimdiden düünülmesi ve planlanması gerekiyor.
Kendilerinin yaptığı hesaba göre üçüncü köprünün 2004 yılında bitirilmiş ve hizmete girmiş olması gerektiğini belirten Kumbaracıbaşı, köprünün 2004 yılında birmiş olması için yapımına 2000 yılında başlamak gerektiğini söyledi.”
22 Aralık 1993
3 Ocak 1994
20 Mart 1995
“Üçüncü köprü, toplu taşıma aleyhine gelişen bu kısır ve ters döngüyü daha da körükleyecek, özel taşımacılığı teşvik edecek ve İstanbul ulaşımının içine düştüğü çıkmazdan kurtarılmasına hiçbir katkı sağlamayacaktır. Halbuki, üçüncü köprü için sarf edilcek parayı, İstanbul’un raylı sistemine yatırırsak özel otomobillere yeni sürat yolları yapmak yerine duraklarda bekleyen perişan yolculara hizmet götürmüş oluruz.”
“Şu kentte 1 milyon kadar kayıtlı otomobil var. kaba bir hesapla her gün bir milyon kişi otomobil üzerinde seyrediyor, denebilir. Şehir hatları gemileri ve deniz otobüsleriyle iki yaka arasında gidip gelenleri saymazsak, kentte rahat, insanca, uygarca ulaşımın en kaliteli aracı ne yazık ki hala otomobil.
(…) Gerçi, trafik sıkışıklığı da giderek otomobilin yulaşımda kalite saltanatını zorluyor. Ama, insanlara başka seçenek sunmazsanız, her şeyi göze alacak ve otomobili içinde -hapis- kalmayı tercih edecektir.
(…) Köprü gerekiyorsa tabii ki yapılacaktır. Üçüncüsü de beşincisi de yapılır. Ancak köprü yapımı , gerçek bir isteğe yanıt, bir soruna çözüm olmalıdır. Üçüncü köüprü, İstanbul için zahiri bir taleptir. Siz öncelikle 9-10 milyon insanı taşıyacak bir çözüm üretin. (…)”
“Dünyada eşi olmayan Boğaziçi’ni elbirliği ile zaten katlettik. Bu doğa harikasını kendimize benzettik.
Şiimdi katliamın daha da geniş boyutlara yayılması, bir zamanlar ‘dünyanın incisi’ olan Boğaziçi’ne öldürücü darbenin vurulması gündemde.
Devlet Planlama teşkilatı (DPT), İstanbul Boğazı’na üçünüc köprü için etüd çalışmalrına onay verdi.
DPT’nin bize göre ‘katliama onay’ anlamına gelen bu kararı, ateşli bir tartışmayı başlattı. Boğaz’a üçüncü köprü yapılmasını savunanların başında gelen İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Sayın Bedrettin Dalan, verdiği demeçte ‘Köprü yapılmasını istemeyen insanların dünyadan haberleri yok. New York’ta 47 köprü var. bizde ise koskoca şehri iki köprü mahkum ettiler.’ demiş.
(…) Büyükşehir Belediye Başkanı ‘Tayyip Erdoğan’ Dalan’ın gösteremediği basireti ve duyarlılığı sergileyerek Boğaz’a köprü yapılmasına kesinlikle karşı olduğunu, tüpgeçit istediklerini açıkladı.
Tayyip Erdoğan, bu tutumunu kararlılıkla sürdürürse, sağcısı ya da solcusu ile bu şehrin üzerine titreyen, tüm İstanbul hemşehrilerinin desteğini arkasına alır.”
“Belediye başkanından yurttaşına, bilim adamından meslek odasına dek bütün İstanbulluların karşı çıkmasına rağmen İstanbul’a 3. bir boğaz köprüsü yapılmasının Yüksek Planlama Kurulu (YPK) kararları arasında yer almasına tepkiler artarak sürüyor.
(…) İlk olarak İstanbul’un kuzeyine yapılması planlanan 3. boğaz köprüsüne, kentin akciğerleri sayılan son yeşil alanları da yok edeceğinden bir süre ses çıkmadı. Ancak REFAH-YOL hükümeti döneminde de gündeme getirilen 3. köprü konusunun, yeni hükümetin de gündeminde olmasıbu konuda partiler üstü bir politikanın olduğunu orataya koyuyor.
Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan dün yaptığı açıklamada, ‘3. boğaz köprüsü kalıcı bir çözüm değildir’ görüşünü savunarak 3. köprüye karşı olduklarını belirtti.”
9 Eylül 1997
11 Eylül 1997
17 Eylül 1997
20 Eylül 1997
“İstanbul Boğazı’nda kentin her iki yakasındaki ulaşımı rahatlatmak için öngörülen 3. köprü yapılmadan dördüncü köprünün planlandığı belirtildi.
Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Başkanı Ahmet Turgut, üçüncü köprüye karşı hukuki mğcadele başlatacaklarını belirtti. (…)”
“Beykoz ve Sarıyer ormanlarının SİT ilan edimesine dava açan İstanbul Büyükşehir Beledye Başkanı Recep tayyip Erdoğan, şimdi de aynı ormanların korunması için kendi nazım planında bile reddedilen ‘kuzey çevre yolu’ ve ‘kuzeyden 3. köprü’ önerilerine açık destek veröeye başladı.
‘Gebze-Çorlu hattını birbirine bağlayacak en kuzeyde bir çevre yoluyla köprü düşünülürse buna sıcak bakabilirim’ (Milliyet-6 Ağutos 1998) Bu sözler İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ait.
(…) Nitekim şu ‘sıcak bakabilirim’ dediği kuzeydeki 3. çevre yolu ve 3. köprü projesi de 1995’te onayladığı aynı nazım planda kendi kadrolarınca ‘kesin olarak’ reddedilmişti.
(…) şimdi bütün bunlar da gösteriyor ki seçimler yaklaştıkça Recep Tayyip Erdoğan ‘gerçek eğilimleri’ ve ‘İstanbul’a bakışı’ konusunda artık sürekli ‘açık’ verecek. Çünkü asıl oy tabanı, İstanbul’un ormanlarındaki, su havzalarındaki ve tarım alanlarındaki ‘kaçak kentleşmeyi’ bir yaşam biçimi ve temel gelir kaynağı haline getirenler.”
“Yap-işlet-devret modeline göre inşa edilmesi planlanan üçüncü köprü, çevre yolları ile birlikte 700 milyon dolara mal olacak. 14 yıl süreyle işletildikten sonra Karayolalrı’na devredilecek 3. köprünün, 1. ve 2. köprüler arasında yapılması ağırlık kazandı.”
4 Aralık 1998
“3. Boğaz Köprüsü Bayındırlık Bakanı Yaşar Topçu tarafından Arnavutköy-Vaniköy arasında, enerji nakil hattının birkaç yüz metre ötesinden geçirilmek istendi. Her iki yakadaki tarih, kültür ve doğa değerleri doğrudan ve dolaylı bir şekilde tahribata uğrayacaktı. Yapılan avan projeye göre köprünün, yeni karayolu bağlantıları, viyadükler ve tünellerle tehdit ettiği ve bir kızmını da yok edeceği alanların bazıları şöyle:
– Vaniköy-Kandilli öngörünüm bölgesi (SİT alanındaki tarihi yapılar, koruluklar), Sevda Tepesi ve çevresi, Kandilli Kız Lisesi, Hekimbaşı ve çevresi
– Büyük ve Köüçük Çamlıca Tepeleri
– Arnavutköy öngörünüm bölgesindeki tarihi köy dokusu (SİT alanındaki) ve kültür varlıkları
– Ayazma, koruluk alanlar, Ulus Parkı çevresi”
4 Haziran 2002
“Durup durup üçüncü köprü diye tutturanlar (çevreler mi, odaklar mı desem) için köprü, sanki dayanılmaz bir tutku… Konunun yeniden ve tekrar tekrar gündeme getirilmesini başka başka türlü açıklayabilmek olanaksız. Bu tutkuya kendilerini kaptıranlar ortada gözükmeseler bile, bunların kimler olduklarını tahmin etmek pek de güç değildir. Plan ve programlar bağlamında sonuca varmış bir durum yokken devlet yetkililerinin böylesine önemli yatırımların hizmete girecekleri tarihi verebilmeleri ilginç ve düşündürücüdür.
Konu çok irdelenmiş ve konuşulmuştur. İstanbul Boğazı’nda karayolu köprüsünün gereksizliği olanca açıklığı ile ortaya konulmuştur. Tam demiryolu tüp geçisini gerçekleşme aşamasına yaklaşırken bu kadar ısrarla yeniden gündeme getirildiğine göre, boğaz geçişine ilişkin bazı gerçekleri bir kez daha anımsatmak kaçınılmaz olmaktadır. (…)”
“Büyükşehir ile Kaayolları arasında imzalanan Harem-Kartal raylı sistem inşaatıyla ilgili ‘Çevre Protokolü’mde, üçüncü bir köprünün inşası, kamuoyunun tepkisini çekmemek için ‘Boğaz’a üçüncü karayolu geçisi’ olarak tanımlandı.
“Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Boğazı’nda iki köprü arasına üçüncü bir köprü istemediklerini, 2004’ün ilk çeyreğinde İstanbul Boğazı’ndan tüp geçisin temelini atacaklarını söyledi. Erdoğan, ‘Üçüncü köprü yapılacaksa, bu adımı en kuzeyden, Anadolu ve Rumelikavağı arasındaki en uygun bölgeden atacağız ve yolu da Tekirdağ Limanı’na bağlayacağız’ dedi.”
“Kamulaştırma maliyetinin düşürülmesi için güzergahı değiştirilen üçüncü köprü ‘akciğerleri’ yok edecek. Polonezköy ve Belgrad ormanlarının talan edilmesine neden olacak üçüncü köprü projesi arazi sahiplerine de büyük rant yaratacak. Çevreciler üçüncü köprüye nereye yapılırsa yapılsın karşı.”
25 Ağustos 2004
12 Şubat 2008
15 Haziran 2002
12 Temmuz 2009
24 Ağustos 2009
13 Eylül 2009
31 Ocak 2012
2015’te tamamlanması hedeflenen 3. Boğaz Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu projesinin Odayeri – Paşaköy kesiminde yer alacak. Köprü üzerindeki raylı sistem, Edirne’den İzmit’e kadar yolcu taşıyacak. Marmaray ve İstanbul Metrosu ile entegre edilecek raylı sistemle Atatürk Havalimanı, Sabiha Gökçen Havalimanı ve yeni yapılacak 3. Havalimanı da birbirine bağlanacak. Seneler boyunca İstanbul için bir felaket olacağı belirtilen köprünün temelleri 29 Mayıs’ta, İstanbul’un Fethi’nin yıldönümünde atıldı…
İnşaata dair son gelişmelerine buradan ulaşabilirsiniz.