AKP, kentsel mekânı "Osmanlı-Türk mimarisi" harekâtıyla dönüştürmeye devam ediyor.
Son olarak, bir erken Cumhuriyet dönemi yapısı olan TBMM Başbakanlık Resmi Konutu’nun yıkılacağı, yerine “Türk mimarisine uygun” yeni bir yapı inşa edileceği duyuruldu.
AKP’nin, kentsel mekânı kendi ideolojik referanslarını yansıtan mimari imgelerle dönüştürme uğraşı bitmiyor. Ankara Çankaya’da bulunan TBMM Başbakanlık Resmi Konutu’nun “ekonomik ömrünü tamamladığı” iddia edilirken, yapının yıkılacağı ve yerine “Türk mimarisine uygun” bir yapı inşa edileceği açıklandı.
AKP, 20 Temmuz’da Ataşehir’de açılışı yapılan Mimar Sinan Camisi üzerinden başlattığı estetik tartışmasında ilan ettiği gibi, iktidarının resmi mimari üslubu olarak “Osmanlı-Türk mimarisi”ni benimsiyor. Ancak AKP’nin bu mimari tercihini yalnızca bir “üslup” tartışması olarak ele almak mümkün değil. Çünkü AKP, kentsel mekânda TOKİ eliyle ve yandaşlarınca inşa edilen yeni yapılarda kurulan “Osmanlı-Türk mimarisi” imgeleriyle, kentlerin mevcut mekânsal karakterini dönüştürerek kentleri Osmanlı dönemine ait referanslarla yeniden tanımlamayı hedefliyor. Bu kapsamda, Cumhuriyetin ilk yıllarında inşa edilmiş olan ve Türkiye’deki mimarlık ve kentleşme tarihinde önemli değer taşıyan modernist yapılar da hedef alınıyor.
Yeni yapı,”TBMM’ye yakışır” olacakmış
Yeni tasarlanan TBMM Başbakanlık Resmi Konutu’nun “Türk mimarisine uygun” olarak inşa edileceğini söyleyen TBMM Genel Sekreter Yardımcısı Haydar Çiftçi, binanın böylece “TBMM’ye yakışır” olacağını öne sürdü. Ayrıca yeni binanın tanıtımı şöyle yapılıyor:
”TBMM’nin duvarında ‘Hâkimiyet Milletindir’ anlamında ‘Egemenlik Ulusundur’ yazar. Millet yahut ulus da Türk Milleti’dir. Bu nedenle TBMM Başkanlık Konutu Projesi’nin teması, Türk mimarisidir. Cephelerde ve ana mahallerde kullanılan tezyinatlar, geniş saçaklar, cumbalar bu temayı oluşturan ana unsurlardır. Geçmişten geleceğe haber veren çağın tanığı bir bina hedeflenmiştir.”
Tanıtımındaki ifadelerden anlaşıldığı üzere bu yapı, aslında halk meclisi olarak çalışması gereken bir TBMM’ye “yaraşır” olmaktan ziyade, AKP iktidarının inşa ettirdiği bir sarayı temsil eder biçimde yapılacak. Ayrıca Çiftçi “Türk mimarisine uygun” olarak inşa edilen yeni binanın böylece TBMM Meclis Başkanı’nın yabancı misafirleri ağırlayabileceği bir yere dönüşeceğini ileri sürüyor. 12 Temmuz’da ihalesi yapılacak olan yeni binanın, 23 Nisan 2013 tarihinde kullanılmaya başlanacağı duyuruldu.
Kültürel mirası yok ediyorlar
Mevcut TBMM Başbakanlık Resmi Konutu, 1934 yılında erken cumhuriyet dönemi mimarlarından olan Seyfi Arkan tarafından tasarlanıp inşa edildi. Hariciye Konutu olarak tasarlanan yapı, dışişleri bakanının kullandığı konut olma işlevinden ziyade yabancı diplomatlar için düzenlenen resmi davetler için hizmet veriyordu. Yapının mimarı Seyfi Arkan ise, Zonguldak’ta kömür işçileri için tasarladığı toplu konutlar başta olmak üzere işçi ve memurlar için gerçekleştirdiği öncü sosyal konut projelerine ek olarak, Florya Atatürk Deniz Köşkü ve İller Bankası gibi birçok yapısıyla Türkiye’nin modern mimarlık tarihine katkıda bulunmuş önemli mimarlardan birisi. TBMM Başbakanlık Resmi Konutu da erken Cumhuriyet döneminin modernist üslubu benimsenerek tasarlanmış olması sebebiyle Ankara’nın kent ve mimarlık tarihinde önemli değeri olan bir yapı.
TBMM Genel Sekreter Yardımcısı Haydar Çiftçi, Seyfi Arkan’ın yapısını yıkmalarına gerekçe olarak yapının ekonomik ömrünü tamamladığını, bu nedenle tadilatla eksikliklerin giderilemeyeceğini iddia etti. Ayrıca binanın hangi tarihte inşa edildiğinin bilinmediğini ileri süren Çiftçi’nin bu iddiası ise, yapının hizmet veremeyecek durumda olduğu savını kanıtlamak için bir bahane olarak ortaya atılmış olabileceğini düşündürüyor. Çünkü erken Cumhuriyet döneminin önemli yapılarından olan TBMM Başbakanlık Resmi Konutu’nun inşa edildiği tarih, mimarının tanınırlığı ve yapının çizimlerinin çeşitli yayınlarda defalarca yayımlanmış olmaları sebebiyle aslında biliniyor. Dahası, Mustafa Kemal’in görevlendirmesiyle inşa edilmiş olan yapının, “kültürel miras” sayılmaları sebebiyle yasal koruma altında olan bazı Cumhuriyet dönemi yapıları gibi çeşitli yasal düzenlemelerle hâlihazırda korunuyor olması mümkün. Ancak AKP, şimdiye dek kültürel mirası koruyan kurumları ve yasaları değiştirerek kentsel hafızayı yok etme hamlelerinin ötesinde, yakın zamanda yasalaştırdığı “Afet Yasası” gibi deprem niteliğinde düzenlemelerle artık milyonlarca binayı yıkmakla yetkili.