Yunanistan'ın Kalamia köyünde pitoresk zeytinliklerle çevrili, Architectural Studio Ivana Lukovic tarafından tasarlanan Peloponnese Rural House, kalabalık kent yaşamından kaçan çift için tasarlanmış bir aile evi.
Arsa genelindeki 6 metrelik eğim farkı nedeniyle konut, cadde tarafında mahalle ile bütünleşen alçak, mütevazı, taş bir yapı görünümünde. Bahçe tarafında iki katlı bir yapıya dönüşüyor.
Binanın kamusal alanını temsil eden konforlu bir rampa evin girişini oluşturuyor. Bir veranda da dahil olmak üzere dış mekana açılan cömert açıklıklar, ailenin denizi uzaktan da olsa izlemesine olanak tanıyor.
Çatıdaki ek açıklıkların yanı sıra güneybatı ve kuzeydoğu bina cephesi, doğal ışığı ve havalandırmayı sağlıyor.
Bahçe seviyesinde, döşemedeki delikler yatak odaları, banyolar ve misafir odası gibi alanlara mağara benzeri bir atmosfer kazandırıyor. Bu mekanlara doğrudan erişim, aynı zamanda dinlenme alanı olarak da hizmet veren iki avlu ile oluşturulmuş.
Dış ve iç mekan için belirlenen doğal malzemeler, bölgenin geleneksel taş ahırlarının endüstriyel havasından ilham alıyor.
Yapıda, yeni, gri çatı kiremitleri; siyah alüminyum cephe pencere çerçeveleri; yıkanmış ahşaptan el yapımı panjurlar; siyah metal korkuluk; beyaz yağlı OSB ve iki farklı tonda çimento harcı ile birlikte geri kazanılmış yerel taş kullanılmış.
Son olarak, çeşitli Akdeniz bitkilerini içeren ayrı bir taş ve metal yapı, “açık havada” yemek pişirme ve yemek yeme deneyimi için bir yer sunuyor.