1. Mansiyon, Gelibolu Tarihi Alanı – Yeni Şehitlik Tasarımları Fikir Projesi Yarışması

Proje Raporu

Mimarlığın en eski işlevlerinden biri aramızdan ayrılanların anılması olmuştur. Kaybettiğimizi hatırlama merasiminin gerçekleşeceği yeri tasarlamak bir yandan yakın geçmişe dair belleğin canlı tutulması, öte yandan hayatı bir kez daha kutsama isteği arasında hassas bir denge kurmak demektir. Anıtların geçmişi hatırlatma ve yaşayanların arasında üretilen mekan ile var olma rolü her zaman mevcut olmakla beraber, bugün ile nasıl ilişki kurduklarının bir dönüşüm geçirmekte olduğundan söz edilebilir.

Tarihsel olarak anıt tasarımında doğa ve peyzaj ikincil bir rol oynamaktaydı. Peyzaj, güncel olanla -yani geçici olanla- ilişkili olarak kavranmaktayken anıtın temel fonksiyonunun geçmiş ve hafıza olduğu kabul edilmekteydi. Temel fikrimiz artık mimarinin sembol üretme yetisinin günümüz ve geleceğin bilinçlerinde anlamsal karşılığının olamayacağıdır. Peyzajın getirdiği doğal çeşitliliğin, mimari tasarım ile yarışması mümkün değildir. Ancak mimarlık doğanın gelişmesine yön verebilir.

Önergemiz şimdiye kadar ikincil bir önem atfedilen doğa öğelerinin değerlerini öne çıkararak andıklarımız ile beraber kutsamaktadır.

Gelibolu yarımadasında yer alan bir dizi 20. yüzyıl anıtlarını irdelediğimizde sözünü ettiğimiz gözlem yapılabilir. Büyük bir çoğunlukla mimarlığın rolü anıtın konumlandırıldığı çevreye veya bağlama kayıtsız kalmaktadır. Ortaya çıkan sonuç etkili ve güçlüdür; bu güç çevre ve doğanın dışsallaştırılması ve geometrik kesinliğin araziye dikte edilmesi pahasına gerçekleştirilmektedir. Geometrik kesinlik her zaman peyzajın kendine özgüllüğünden önce gelmektedir. Bu bir tercihtir ve bu tercihin sonucunda son derece etkili pek çok anıtın oluşturulabildiğini Gelibolu Tarihi Alanı içerisinde gözlemlenir.

Bizim yaklaşımımız coğrafya/peyzaj ile yer/anlam ilişkileri üzerine tekrar düşünmek üzere kurgulanmıştır.

Doğal peyzaj alanı, zorlu mücadelelerin, savaşın yaşandığı yerdir. Bugün huzurlu bir aynılığı ve dinginliği temsil etse de, peyzajın sükuneti bir zamanlar sertçe kesilmişti ve pek çok insanın ölümüyle sonuçlanan çarpışmalar buralarda yaşanmıştı. Gelibolu yarımadasında hayatlarını ülkeleri adına kaybetmiş insanların anısına bir anıt tahayyül ederken peyzajın temsil etme gücü ve doğanın korunması yaklaşımımızın temelini oluşturmaktadır.

Bir zamanlar bu geniş peyzaj içerisinde yolunu bulmaya çalışan, değerli bir amaç uğruna savaşıp aramızdan ayrılan bedenler, kimi zaman gerçekleştirdikleri işler, kimi zaman fikirleri ile günümüzde bizleri gideceğimiz noktaya yönlendirir. Başardıkları ile eşleşen bu isimler, gömü alanlarına varış sürecinde bizlere eşlik ederler. Beraberlikleri bir düzen içerisinde doğanın biçimlerinin elverdiği izlerde dizilir. Dönemin özgürlük muharipleri gömü alanlarından bağımsız bölgesini kapsarlar. Bu manada peyzaj içerisindeki varış süreci, gömü alanlarının kendisi kadar önemsenir.

Uçsuz bucaksız alanlar, yalın mekan kurgusu ile birleştirilip, sembollerden arındırılmış bir anıt deneyimi türetilmiştir:

Doğa ile birlikteliğin, anı ile bir aradalık kadar önemli olduğu bir anıt deneyimi…

PATİKALAR

Kutsal, yahut sembolik açıdan belli bir öneme sahip yerlerin çoğunun uzaktan izlenir olması, bu yerlere varışı/yaklaşımı bilhassa önemli kılar. Başka bir ifadeyle, sembolik ziyaret yerlerini yaklaşım deneyiminden arındıracak olsaydık, bu yerler tüm manalarını kaybederlerdi. Önerimizde ziyaret için yaklaşım ve anıt kavramları yer üzerinde bir araya gelmektedir ve bir manada iç içe geçtikleri söylenebilir.

Patikalar, alanlara yaklaşımın gerçekleştiği yerler olarak, yarımadanın peyzajına yayılmış gömüleri keşfetmeye yönelik bir araç oluşturmaktadır. Esas olarak bulgu alanlarının çevresinde bulunan, topoğrafya ve doğal verilere göre yönlenen ve biçimlenen izlerdir.

Bu yürüme yolları neredeyse müdahale edilmemiş, doğal peyzajı bozmadan yürümeye uygun, sıkıştırılmış toprak ile biçimlendirilmiş yollardır.

STELLER

Steller, patikalara düzen içerisinde süreklilik taşıyan bir yürüme izi olarak var olan düşey dikitlerdir. Bulgu alanlarına yaklaşırken genişler ve arazinin spesifikliğine göre biçimlenir, bulgu alanının çevresini döner ve alanı tanımlar. Bir yandan devamlı peyzajın kurgulandığı arazide ziyaretçilere oryantasyon sağlayarak patikaları işaret eder. Öte yandan arazide yön duygusu oluşturur ve gömü alanlarını çevreleyerek bir yer olduklarını belirler.

Düşey elemanlar düzenli olarak doksan santimetre aralıkla dizilmektedir. Ancak dönüş noktaları, ziyaretçiye çeşitli bakış açıları önerecek şekilde yerleştirilmiştir. Her bir arazi için ortak bir düşey eleman üst kotu belirlenmiştir ancak, topoğrafik farklılıklar nedeniyle düşey elemanlar görünüş ve varlık açısından farklılaşmaktadır. Bazen, çok belirli bir şekilde varlıklarını göstermektedir. Bazen de neredeyse görünmez olmaktadır. Doğaya yapılan minimal bir dokunuştur ve doğanın değişimi, yenilenmesi ve döngüleriyle beraber algılanır. Sessizlik ve belki yalnızca doğaya ait fısıltıların eşliği içinde farklı ışık ve gölge etkileri ile dramatik ve ürpertici bir ortamın sağlanması beklenmektedir.
İsim listesi bulunan şehitliklerde, her düşey elemanın üzerinde bir askerin ismi yazılması önerilmektedir. İsimler düşey elemanlar üzerine negatif rölyef tekniği ile kazınacaktır. Yürüme yolu boyunca isim rölyefleri hizalanacaktır.

GEÇİRGENLİK

Gömü alanlarının, alanın geri kalanından izole olması konusundaki doğru dengeyi oluşturmayı hassas bir mesele olarak ele aldık. Bu alanların sınırlandırılarak işaret edilmesi gömü alanına duyulan saygı açısından önemlidir. Öte yandan bu ayrılma kesin çizgiler taşıyan bir ayrıştırma haline gelmemelidir; doğal çevre askerlerin hayatlarını feda ettikleri yer olarak görülmelidir.

Bu nedenle, prensip olarak gömü alanları sınır çizgileri gözenekli bir yapıda kalmaktadır. Gömü alanlarının üzerine önerilen peyzaj dokusunun, gömü ile ilişkisi ve birlikte var olması, incelikli bir geçiş oluşturması en önemli amaçlardan biridir. Gözenekli sınırın gömü alanları ile çevredeki doğal peyzaj alanları arasında kurduğu bağlantı önemsediğimiz bir niteliktir ve bu niteliği sağlayan ana öğe stellerdir.

ÖZGÜLLÜK VE BÜTÜNLÜK

Her şehitlik bölgesi kendi karakterini oluşturmayı hak etmektedir, bununla beraber projenin ana fikri, tek bir hareketle birden fazla şehitlik mekanını bir bütünselliğe kavuşturan bir mekanlar örüntüsünü oluşturmaktır. Tüm mevkiler arasındaki ortak dil ve uyum, farklı alanlara uygulanan benzer bir çözüm anlamına gelmemektedir. Bunun yerine, yaklaşımımız her bir mevkiinin kendine özgü habitatını, arazi kullanımını, topoğrafyasını ve manzaralarını dikkate alan ve bu özgüllüklerin ön plana çıkmasına yardımcı olan bir stratejidir. Projenin yaklaşımı, bitmiş bir biçim veya bir arketip oluşturmak yerine, bir strateji tanımlamaktır. Özgül durumların ele alınabilmesi için manevra payı bırakarak, mimari ve peyzaj unsurlarının uygulanması için ana prensiplerin tanımlanması hedeflenmektedir.

Öte yandan, patikaların, genel yaklaşım planında da birbirleri ile birleşebilme, ilişkilendirilebilme potansiyeli de her bir şehitliğin hikayesinin birleşiminin aslında bütüncül bir yolculuk olduğunu simgelemektedir ve tüm şehitlikler arasında dilsel bir bütünlük ve devamlılık sağlamaktadır.

Yürüme patikaları örüntüsünün aslında tüm gömü alanlarını ileri bir gelecekte prensip olarak birleştirebilir. Ancak şu an için bu ağ hiçbir gömü alanının özerk bir durumda olmadığını, bir bütünün parçası olduğunu öne sürecek derecede tanımlanmıştır. Patikaların, genel yaklaşım planında birbirleri ile birleşebilme, ilişkilendirilebilme potansiyeli şehitlikler arasında devamlılığı sağlarken gelecek potansiyellere de işaret eder.

YAKLAŞMA

Yürümenin, yüksek konsantrasyona ve iç düşüncelere yoğunlaşmaya iten bir aktivite olduğunu biliyoruz. Doğanın çeşitli yerlerinde saçılmış gömü alanları, ve aralarındaki mesafeyi katetme gerekliliği, düşünmeyi ön plana çıkaran bir eylemi davet etmektedir. Kurguladığımız deneyim bir yandan bir yer oluştururken (gömü alanları), diğer yandan yere yaklaşımı (patikalar) bu deneyimin esas bir parçası olarak görür. Nihayetinde tüm önerimizin özü bu iki deneyimin kaynaşımından ibarettir.

Gömü alanına yaklaşım ve gömü alanının kendisi arasında bir ayrım yapılması yerine, proje sürekli değişen ve farklılaşan peyzajların bir arada bulunması ile şehitlerin gömülü olduğu yere ve ana saygı sunmayı hedeflemektedir. Yürüme eylemi peyzaja mümkün olduğu kadar yakın ilişki kuracak biçimde tasarlanmıştır. Patikaların bir kaldırımlarmışçasına ayrı bir kimliğe sahip olmalarından kaçınılmış, sıkıştırılmış toprak tercih edilmiş böylelikle zemindeki görsel devamlılığın korunması amaçlanmıştır.

Yürüme patikaları doğal peyzajın yönlendirdiği biçimde kıvrımlanır, yön değiştirir, var olan patikalara uyum sağlar. En sonunda, gömü alanlarını onlarla uyum içinde kalarak sarmalar.

GÖMÜ ALANLARI

Her bir askerin gömüldüğü yere saygı sunmak için, birkaç karar ile mevkilerin çevresel nitelikleri zenginleştirilmiştir. Birincisi, doğal peyzaja kendine özgü karakterini veren habitatın okunabilirliğidir.

Spesifik bitkilendirme tercihleri ile yere ait habitatın korunmasını sağlanır. Bu bitki örtüsü geometrik disiplini ile çevresinden ayrıştırılabilir olmakla beraber çevre bitki örtüsüyle uyumlu bir bitki seçkisi içerir.

Öte yandan Gömü alanında, şehit gömütleri tek tek vurgulanmak yerine, stellerin sağladığı sayısal etki, ziyaretçiyi hayatını yitirmiş insanları hatırlatacak ve burada yaşanmış çarpışmalarını şiddetini anımsatacaktır.

Stellerin narin plastik etkisi ile doğaya limitli biçimde müdahale edilmiş, söz olabildiğince coğrafyanın kendi etkisine bırakılmıştır.

Her bir gömü alanı için peyzaj kararları yakın çevresindeki bağlama hassasiyet ile bağlı olup, yerel floradaki doğal süreçleri desteklemektedir. Şiddetli yapılaşma, erozyon, tarımın habitata etkileri gibi yıkıcı süreçleri engelleyerek var olan süreçleri korumaktadır. Arazideki var olan ağaçlar, alt bitki örtüsü (diri örtü), topoğrafya, yollar, patikalar ve su izlerinin özelliklerine göre, dört farklı peyzaj tasarımı önerisi yapılmaktadır.

Orman alt bitki örtüsü (diri örtü) peyzaj iyileştirmesi etkilenmiş (darbe almış) orman bölgelerinin içinde bulunmaktadır. Öneri doğal sıralı değişim (süksesyon) sürecinin devamlılığını sağlamak için alt bitki örtüsünün (diri örtünün) iyileştirilmesi konusuna yoğunlaşmaktadır.

%75 kaplı zemin,
%25 saman örtüsü,
Varolan ağaçların korunması,
Organik madde, nem kaynakları, erozyon engelleri,
Çalılar,
Bitki katmanı,
Zemin kaplamaları,
Bir yıllık bitkiler platformu,
Toprağın minerallerinin tekrar güçlendirilmesi gereken durumlarda tarımsal alanlar için önerilen bir platformdur. Bir yıllık bitkiler, dinamikleri gereği belli bir sezonda ortaya çıkar ve çiçeklenir. Böcek ve kuşlar bu tür bitkilerin etrafında yoğundur.

%100 kaplı zemin,
Bitki katmanı,
Zemin kaplamaları,
Çayırlar,
Rüzgar alan geniş açık mekanlar için uzun otlar önerilmektedir.
Ufuk çizgisi ve uzun görüşleri vurgulamaktadır.

%100 kaplı zemin,
Bitki katmanı,
Ada gibi büyük kayalar, perspektif hissi,
Çalılar,
Taşlar, yüksek çalılar ve otlar bir izole olma deneyimi yaratır. Lavanta ve biberiye esansları yönlendirme amacıyla kullanılmaktadır.

%50 kaplı zemin,
%50 çakıl ve taş,
Varolan otları koruma,
Otlar,
Bitki katmanı,
Ağacın altındaki bank,
Kızılçam (Pinus brutia) bazı noktalara ziyaretçiler için gölge yaratması amacıyla önerilmiştir.

Ziyaretçileri, dinlenmeye ve peyzaj ile etkileşime çağırmaktadır.

Her ağacın altına, en başından beri oradaymış etkisi yaratan oturulabilecek yükseklikte granit kayalar önerilmektedir.

PATİKA

Stabilize edilmiş toprak teknolojisi patikaların peyzaj ile kaynaşmasını sağlamaktadır. Bağlamının içerisindeki kenar çizgilerini bulanıklaştırmakta ve az bakım gerektirmektedir. Bitkilendirme yıl boyunca farklı özellikler gösteren her koşula, farklı hızlarda uyum sağlayacaktır.

MATERYALİTE

Stellerin malzeme tercihinde kolay imal edilebilirlik ve dış mekan koşullarında bakım gerektirmeden var olabilmesi esas kriter olarak alındı. Beyaz beton ve mermer pirinci katkısıyla prefabrike olarak imal edilecek beton dikmeler hem yüzey niteliği hem de onlarca yıl bakım gerektirmeden dış koşullarda var olabilecek olması sebebiyle tercih edildi.

Patikalarda sıkıştırılmış toprak tercih edilmiştir. Sıkıştırılmış toprak konforlu bir yürüyüş yüzeyi oluştururken çevresiyle bir olması hissiyatı uyandırır ve düşük bakım gereksinimi vardır.

DONATI VE YOĞUNLUKLAR

Bu aşamada kullanım yoğunlukları tespit edilmeden donatıları belirlemenin doğru olmadığı kanısındayız. Nihai mesafeler ve ziyaretçi maksimum yoğunluklarının anlaşılmasını takiben aşağıda listelenen donatıların konumlandırılması ve kapasitelendirilmesi gerçekleştirilecektir.

Şehitliklerin konumları göz önüne alındığında yaklaşık dört küme oluşturulması olasıdır. Her bir küme farklı birer odak olarak ele alınır ve her odağa ziyaretçi konforunu sağlayacak gerekli asgari donatı eklemlenir böylelikle bu donatılar belli noktalara konsantre edilerek alanın geri kalanından yalıtılır. Bu donatılar, kullanım yoğunluğuna bağlı kısıtlı otopark olanağı (her bir odak için bellir sayıda otobüs-midibüs, belli sayıda özel araç kapasitesi) verilir. Bunun yanı sıra çeşme, wc, bekçi kiosku, gerekirse namazgah ve anı satış standı içerilir.

Etiketler

Bir yanıt yazın