1. Mansiyon, Karadeniz Bölgesi (Kastamonu), 7 İklim 7 Bölge – Mahalle Ulusal Mimari ve Kentsel Tasarım Fikir Yarışması

MİMARİ RAPOR

KENTSEL TASARIM YAKLAŞIMI VE ÖNERİLERİ

Bir sosyal çevre olarak mahalle belirli bir takım fiziksel özellikler barındırdığı zaman bu özelliğini koruyabilmektedir. Bunlar sınır, ölçek, yoğunluk, insan ölçeği mekânlar ve doku benzerliği şeklinde sıralanabilir. Yine sosyal etkileşimi, paylaşımı ve aidiyet duygusunu sağlayan bazı mekânlar mahalle fikrini oluşturmaktadır. Yöreye ve kültüre göre değişkenlik göstermekle beraber sokak, avlu, meydan, oyun alanları, ibadet mekânları, okullar, pazar yeri çeşitli etkileşim ve paylaşma duygusuna olanak verir. Tasarımda bu mekânların üretilmesine çaba sarfedilmiş bunun için öncelikle Kastamonu kentinin mekânsal ve sosyal özellikleri incelenmiştir. Elde edilen bazı veriler, göstergeler ve tasarım ölçütleri kentsel ölçekten mimari ölçeğe kadar mekan düzenlemelerine referans oluşturmuştur.

Proje alanının kentin dışında izole bir konumda olması nedeniyle mahalle tasarımında kendi içine kapalı bir sosyal çevre sağlanmaya çalışılmıştır. Orman alanları, topoğrafya ve karayolu dışında referans alınabilecek öğelerin olmaması, çevresinde kentsel bir yerleşmenin olmaması nedeniyle kenti içinde yeterli, bütünsel ve kapalı bir çevre oluşturulmaya çalışılmıştır. Bir yandan kentin geleneksel mimari ve kentsel dokusundan izler taşıyan, diğer yandan günümüzün ihtiyaç ve ilişkilerine uygun bir kentsel çevre ve yapılar tasarlanması amaçlanmıştır.

Kastamonu ilinin kış aylarındaki soğuk iklimi, yıl boyunca yağış alması dikkate alındığında kapalı ve sıcak bir ortam yaratılması fikrinden hareket edilmiştir. Kastamonu kentsel dokusu ve geleneksel konutları mimar özellikleri literatürdeki detaylı çalışmalardan yararlanılarak analiz edilmiş ve tasarım önerisine referans oluşturacak veriler elde edilmiştir.

Tasarım alanı Kastamonu kent merkezinin yaklaşık 5 km güneyinde kalmaktadır. Çevresinde herhangi bir yapılaşma olmadığından kentsel bütünleşme sağlanacak bir referans bulunmamaktadır. Bu nedenle kendi içinde kapalı ancak yörenin iklimsel özelliklerine, araziye uyum sağlayan kentin geleneksel dokusundan referanslar taşıyan ve bütünlük oluşturan bir mahalle tasarlanması amaçlanmıştır. Kastamonu geleneksel dokusu soğuk iklime uygun kendi içinde kapalı kümeler oluşturan konut çevrelerinden oluşmaktadır. Konutlar eğimin düşük olduğu yerlerde avlu veya bahçe çevresinde, eğimli arazilerde ise sokak çevresinde bütünlük sağlamaktadır. Arazinin eğiminden dolayı teraslı bir yapılaşma deseni ortaya çıkmıştır.

Mahalle tasarımında aşağıdaki ilke ve ölçütler referans alınmıştır;

  • Bütünlük hissi,
  • Yürünebilirlik ve erişilebilirlik,
  • Geleneksel ve tarihsel referanslar,
  • İnsan ölçeğine uygunluk,
  • İşlevsel ve fiziksel kademelenme,
  • Sosyallik, etkinlik çeşitliliği, mekansal çeşitlenme

Mahalle yerleşimi merkezinde meydan, çarşı, cami, kültür merkezi olacak şekilde 1072 kotundaki tepe referans alınarak konumlandırılmıştır. Yaya erişimini sağlamak için merkezden kuzey yönünde ve güneybatı yönüne uzanan iki yaya ekseni önerilmiştir. Konut kümeleri bu iki yaya ekseninden erişim alacak şekilde konumlandırılmıştır. İlkokul ve ortaokul yapıları da yine arazinin orta noktasına denk gelecek şekilde merkezin yaklaşık 100 metre kuzeyinde konut kümeleri arasında, yaya ekseni kenarında konumlandırılmıştır. Yaya ekseni kuzeyde restoran kafe ve mahalle koruluğu ile sonlanmaktadır. Yaya ekseninin kuzey noktası kentin manzarasını sunmaktadır. Bu noktada yapılaşma önerilmemiş açık mekan ve bitkilendirilmiş bir alan olarak tasarlanmıştır.

Tasarım alanı en yüksek kotu 1072 metredir ve arazi eğimi %5-15 arasında değişmektedir. Arazi eğimi, geleneksel yamaç evlerine benzer bir dizilime, güneşten yararlanmaya, siluet oluşturmaya uygun olduğundan konutların yerleşiminde bakı ve eğim en önemli fiziksel referanslar olmuştur. Arazinin kuzey güney doğrultusunda olması ve bakının (eğimin) doğu ve batı yönünde olması dezavantajını azaltmak için konutların olabildiğince güney yönüne bakmaları sağlanmaya çalışılmış, ancak kaçınılmaz olarak doğu ve batı yönelimi de önerilmiştir.

Geleneksel dokularda mahalle mekânını tanımlayan en önemli özelliklerden biri mekânsal kademelenmedir. Kamusal mekândan özel mekânlara geçiş sağlayan yarı kamusal mekânlar, ortak alanlar, müşterek alanlar, alt kümeler mahalle dokusunu oluşturan mekânsal sistemi tanımlamaktadır. Kastamonu örneğinde de görüldüğü üzere cadde, sokak, avlu, bahçe, sofa, ve özel yaşam mekanları arasında kademeli bir geçiş söz konusudur. Bu kademelenme, mahalle, konut kümesi, alt küme, konak ve ev şeklinde de tanımlanabilir. Kentsel tasarım aşamasında mekânsal kademelenme en önemli referanslardan biri olmuştur. Böylece komşuluk ilişkileri, mekânı kullanma frekanslarına bağlı olarak mekâna aidiyet dereceleri ve mekânsal ölçekler de tanımlanabilmektedir.

MİMARİ TASARIM YAKLAŞIMI VE ÖNERİLERİ

Tasarım sürecinde geleneksel konutlardaki sofa fikrinden esinlenilmiş, sofanın kamusal bir mekân olarak yeniden yorumu sunulmuştur. Geleneksel konutlar geniş ailelerin ihtiyaçlarına göre inşa edilmiştir. Girişte sofa ile karşılanan ve geniş ailenin fertlerinin evli çocuklarının her biri için ayrılmış birden fazla ev barındıran bir konut bütünüdür. Bu bütün kona olarak adlandırılmakta ve içerisinde 2,3 veya 4 ev barındırmaktadır. Bu model günümüzde yaygın olan çekirdek aile modeli yaşam tarzına uygun değildir. Ancak bu modelin günümüze uyarlanmasıyla farklı bir model üretilebilir. Önerilen tasarımda avlu çevresinde kümelenmiş konutlar önerilmiştir. Her avlu 19 konut biriminin ortak alanı özelliğindedir. Geleneksel konutlardaki sofa yerine avlu (dış yarı kamusal mekân) tasarlanmış, avlu çevresinde bütünlük sağlayan bir konut yaşam çevresi oluşturulmuştur. Her bir konut alt kümesi arazi eğimine uygun biçimde farklı arazi kotlarına yerleştirilmiştir. Her 3 küme kendi içinde bir araya gelerek bir yeni bir küme oluşturmaktadır. Arazinin en alt kotundaki küme ile en üst kotundaki küme arasında 3, 6, 9, 12 metre olmak üzere 4 farklı kademe bulunmaktadır. Toplam 52 konut birimi ve sosyal mekânlarından oluşan ve 3 ayrı avlu çevresinde tasarlanmış kümeler, mahallen temel dokusunu oluşturmaktadır. Siluette geleneksel yamaç evlerine benzerlik göstermektedir. Arazide yaya ekseni ile bütünleşen 8 küme ve 7 lineer bloklardan oluşan mahallede toplam 528 konut tasarlanmıştır.

Kastamonu hanehalkı büyüklüğü 2016 yılında 3,0 kişi olarak tespit edilmiştir (TÜİK, 2016). Konut birimleri hane halkı büyüklükleri ve son yıllarda verilen yapı ruhsat istatistikleri dikkate alındığında 2 odalı ve 3 odalı olarak tasarlanmıştır. Konut alan büyüklükleri net 80-126 m2 arasında değişmektedir. Ortalama konut büyüklüğü net 101 m2 dir. Projede farklı ihtiyaçlar ve mekansal olanaklara göre 7 farklı konut tasarım önerisi sunulmuştur.

 
A tipi konut 2 yatak odalı 80m2  (84 adet)
B tipi konut 2 yatak odalı 86m2  (84 adet)
C tipi konut 2 yatak odalı 94m2  (108 adet)
D tipi konut 3 yatak odalı 109m2  (84 adet)
E tipi konut 3 yatak odalı 111m2  (84 adet)
F tipi konut 3 yatak odalı 124m2  (42 adet)
G tipi konut 3 yatak odalı 126m2  (42 adet)
Toplam  528 konut.

Kastamonu kentsel nüfus artışının düşük olması ve konut talebinin sınırlı olması nedeniyle konut sayısı asgari düzeyde tutulmuştur.

Mahalle duygusu ve mekanı sadece kentsel morfolojiden oluşmamakta bununla birlikte mimari tipoloji de özgün karakterini belirlemektedir. Geleneksel konutların en önemli yapısal özelliklerinden ve kimliği oluşturan öğelerinden biri kırma çatılardır. Yoğun yağmur ve kar yapışına karşı en etkili yapısal çözümlerden biri olan çatılar ahşap ve kiremit kullanılarak tasarlanmıştır. Önerilen yapı tasarımında betonarme sistemin bir tamamlayıcısı olarak çatıda da betonarme taşıyıcı sistem üzerine yalıtım elemanlarından oluşan bir çözüm önerilmiştir. Ahşap çatı ve kiremit malzemenin imalat sürecini geciktirme olasılığı ve yeni bir konut tipolojisinde çağın koşullarına uyum, geleneksel olanın taklit edilmemesi çabası ile betonarme sistem önerilmiştir. Ancak çatı formları ve eğimler kar yüküne dayanıklı biçimde önerilmiştir. Böylece siluetin en önemli yapısal elemanlarından biri olan çatılarda bir yandan tarihsel referanslar korunurken diğer yandan günümüz koşullarına uygun ve özgün bir siluet ve yapı formu önerilmiştir.

Geleneksel konutlarda cephe kimliğini oluşturan öğelerden biri dikey dikdörtgen pencere dokusudur. Pencere boyutları ve dizilimi iç mekan özellikleri, malzeme olanakları ve iklimsel koşulların bir yansıması olarak ortaya çıkmıştır. Önerilen tasarımda bu tipolojik özellik yorumlanmış ve cephe tasarımına yansıtılarak tarihsel izler korunmaya çalışılmıştır.

PEYZAJ TASARIMI

Kastamonu-Örencik’te çalışılan mahalle tasarımının önemli bir parçası olan mahallenin açık-yeşil alanları, peyzajı için çözümler üretilmiştir. Alanın coğrafi yapısına bağlı olarak sahip olduğu iklim, yağış, rüzgar, flora, eğim ve bakı özellikleri detaylıca incelenmiş ve elde edilen bilgi peyzajın yeniden yorumlanışına, biçimlenişine altlık veri oluşturmuştur. Mahallenin genel peyzaj siluetini oluşturan öğeleri şunlardır: Mahallelinin ortak kullanım alanları olan sokaklar, iç avlular, mahallenin omurgasını oluşturan çizgisel formda kuzey-güney yönünde seyreden yeşil yol, aksın güney ucunun sonlandığı odak ve simge değer taşıyan bir kültürel yapı ve çevresi, kültürel yapının devamında oluşturulan mahalle koruluğu. Mahallenin siluetini oluşturan her farklı peyzaj parçası, tek tek ele alınarak çözümlemeyi gerektiren kullanım alanlarıdır. Bu nedenle farklı kullanım karakterine sahip peyzaj alanları için aşağıdaki öneriler getirilmiştir:

Sokak ve İç Avlular: İnsanların konutlarından çıktıklarında mahallesi ile ilk ve en sık karşılıklı etkileşime geçtikleri en yakın ortak açık alanlardır. Her yaş grubunun da en kolay ulaşabileceği ve zaman geçireceği mekanlardır. Bu alanların peyzaj tasarımında; farklı kullanım ihtiyaçlarına cevap veren çeşitli özellikte bitkiler kullanılmıştır. Bitkilerin form-ölçü-doku özelliklerinin bir arada kullanılmasıyla, özellikle biçimsel ve ölçüsel anlamda denge sağlayan bir kompozisyon oluşturmak hedeflenmiştir. Sonbahar ve kış mevsiminde özellikle iç avlularda eğimden faydalanılarak oluşturulan basamaklarda insanların oturarak güneşten yararlanabilmesi, küçük çocukların, yaşlıların kendi yaş grubu ile zaman geçirirken temiz hava alabilmeleri için doğru bitkilendirme yapılması zorunludur. Bu mekanlarda kışın yaprağını döken, orta dokulu türler önerilmektedir. Böylece soğuk dönemlerde hem yapı içlerinin hem de yapı arasındaki boşlukların daha iyi güneş alması sağlanmış olacaktır. Yaz mevsiminde ise orta dokulu ağaçlar hem gölge sağlayacak hem de rüzgarın serinletici etkisini iç kısımlara kadar ileteceklerdir (Alnus glutinosa-Kızılağaç; Fraxinus americana-Dişbudak, Fagus sylvatica-Kayın).

Sokaklarda ise özellikle yaya sirkülasyonunu engellemeyen yüksekten dallanan, düz gövde ve taç yapan ağaç türleri (Castanea sativa-Kestane; Tilia tomentosa-Ihlamur; Quercus cerris-Meşe) önerilmektedir.

Bina girişleri ve sokak köşe başları gibi alanlarda vurgu sağlamak amacıyla piramidal, yuvarlak, sarkık ve manzara formlu, farklı boy ve dokudaki türlerin soliter veya gruplar halinde kullanılması önerilmektedir (Taxus baccata-Porsuk Ağacı; Abies nordmanniana ssp. Bornmuelleriana-Göknar; Ulmus glabra-Karaağaç; Fraxinus americana-Dişbudak).

Yeşilyol/Yeşil Omurga ve Mahalle Koruluğu: Mahallede her yaştaki insanının serbest zaman değerlendirme, rekreasyon ihtiyacına yönelik tasarlanan bu alanlarda kullanılan bitkilerin gölge etkisinin yanı sıra, renk, doku, koku ve benzeri etkilerinden de faydalanılması hedeflenilmektedir. Yeşil omurga içinde yer alan oturma-dinlenme köşelerinde peyzaja duyusal ve görsel zenginlik katan yapay su yüzeyleri oluşturulmuştur. Bu omurga içinde farklı yaş gruplarına hitap eden çocuk oyun alanları, spor alanları da yer almaktadır. Aks boyunca yoğun bir bitki dokusu oluşturulması önerilmektedir. Böylelikle mahallenin kitle-boşluk dengesi yeşil doku ile desteklenecektir. Ayrıca yapı kitlelerinin keskin, köşeli, geometrik formlarının etkisi ağaçların çeşitli form ve renkleriyle dengelenecektir. Yeşil aksın bittiği yerde başlayan mahalle koruluğu yöreye özgü doğal ağaç türlerinin kullanımı ile orman görünümüne bürünmektedir (Pinus nigra-Kara Çam; Pinus nigra subsp. Pallasiana-Kara Çam-yöreye özgü endemik tür; Pinus sylvestris-Sarı Çam; Carpinus betulus-Gürgen; Quercus cerris-Meşe; Fraxinus americana-Dişbudak). Koruluğun ortasında kıvrılarak akıp giden bir dere görüntüsü vermesi için tasarlanan su yüzeyi ise peyzajı hareketlendirmektedir. Derenin kimi yerlerinde oturup suyun akışını seyretmek için tasarlanan ahşap seyir platformları suyla olan görsel ve işitsel teması kuvvetlendirmektedir. Mahalle sakinlerinin koşu, yürüyüş, bisiklet parkuru olarak kullanacağı bir yol koruluğun içinde dolaşmaktadır. Koruluğun her mevsime özgü bürüneceği renkler pastoral mahalle peyzajında eşsiz manzaralar oluşturacaktır.

Etiketler

Bir yanıt yazın