PROJE RAPORU
Söğüt tarih-doğa buluşma odağı, keşif rotasının bir durak- istasyon noktası olarak; patikanın doğal olarak mekansallaştığı, hacim ilişkilerini ürettiği bir ‘’yer’’ dir. Bu istasyonun, Söğüt ve çevresindeki coğrafyadaki tarih katmanının ve doğa katmanının deneyim ve mekan yoluyla kesiştiği bir odak olması amaçlanmıştır. Bununla birlikte söz konusu kesişme veya buluşma, doğal ile beşeri olanın bir arada olabilme biçimlerinin şimdi ve gelecek için görünür olduğu ya da kristalleştiği, yerde bir kabiliyet araştırması olarak ele alınmıştır. Bu açıdan yer (coğrafya) deneyimi ve tasarlanan mekan (hacim) birbirine peşi sıra eklemlenen iki ayrı grubun üyeleri değil, aksine birbirlerine karışan ve hatta birbirleri yerine ikame olan Hodolojik¹ bir kurgudur. Buna Hodosmekan adı verilmiştir. Hodosmekan ya da hodolojikmekan araştırması, kavramın kendi tanımını da içinde taşımaktadır. Buna göre söz ile üretilen bilginin bir patikada ve yerde görünür olma biçiminin, patikada yürüyen gezginin fiziksel devinimlerini ve bedeninibir akım makinesi olarak kullanabilmesi potansiyeli aynı zamanda bilgiyi ya da tarihi yürüme eylemiyle sürekli olarak ve bugüne taşıyarak devindirebilme gücü taşımaktadır.
Bilecik, Söğüt yerleşimi içinde bulunduğu coğrafyayla birlikte bir kuruluş hikayesinin² merkezinde bulunmaktadır. Bu açıdan bir nirengi noktası ya da sıfır anı olarak taşıdığı hikayenin, bir dil yoluyla aktarılan anlatıdan sıyrılarak gerçek bir deneyime dönüşmesi- dönüşebilme- potansiyeli, projenin temel araştırması olmuştur. Bu araştırmanın diğer izleğini ise doğa kurmaktadır. Coğrafyanın ve topografyanın taşıyıcısı olan doğanın, yürüyüş eylemiyle deneyimlenmesibir zaman makinesi olarak ikame olmaktadır. Nitekim, insanın doğa içindeki en ilkel ve dolaysız eylem ve deneyim aracı olan ‘’yürüme’’ zamandan ve tarihten bağımsız olarak, coğrafyanın ve topografyanın izin verdiği, geçit verdiği yüzeylerinde oluşmuştur. Dolayısıyla Kayı Boyu’nın, Roma’nın, Osmanlı’nın, ya da bugünün insanının coğrafyadaki ve topos/hodosdakiizleri her daim üst üste düşmektedir. Bu yönüyle Hodosmekan haline gelen yer aynı zamanda, ayak izlerinden oluşan bir palimsesttir. Dolayısıyla Patikalar’da yürümek doğal ve kaçınılmaz olarak bir tarih ve doğa-coğrafya deneyimidir.
Projede, bu kurgu üzerinden yürüme eylemindeki kaçınılmaz olan tarih ve doğa deneyimin kristalleştiği, görünür olduğu anları ortaya çıkartmayı amaçlanmıştır.
Bununla birlikte yüzyıllar öncesinin, yer yurt kurmak ve yeri fethetmek için gerekçelenen ve oluşan patikaları ile bugünün yeri korumak ve insan deneyiminin yok edici etkilerini onarmak için yapılacak yürüyüşü arasında bir diyalektik üretilmiştir. Bu diyalektik üzerinden patikanın doğa farkındalığı ve bilinçlenme stratejilerini de taşıması oldukça önemlidir.
Yer Kurma Pratiği ve Mekan Üretme Stratajileri
Mimari mekan ve tektonik kurgu, iki geleneksel yer kurma pratiği üzerinden geliştirilmiştir; Birincisi geleneksel Yörük çadırının, topografyayla kurduğu konar göçer ilişki ve diğeri yerleşik olmanın arketipi olan yeri düzenleme kurgusu. Konar göçer ilişkiyi kuran büyük örtü, çadır ya da saçak, bir nevi gezgin deneyimin ya da geçip gidenin bir soluklanma, duraklama yeriyken, yeri düzenleyen ikinci pratik olan yerleşik mekan, hem tarihi üreten hem de insana dair bilgiyi üretendir.
Mimari Düşüncenin Yere Aplikasyonu
Söğüt tarih ve doğa ile buluşma odağı, büyük bir keşif rotasının bir parçası olarak üretilmiştir. Buna göre mekanın bu keşif patikasının doğal bir parçası olarak oluşması hedeflenmiştir. Alandaki dik topografik eğimde devam eden yürüyüş hareketinin farklı kotlara hareket edildikçe açık, yarı açık ve kapalı mekan kurgularının doğal olarak oluşması prensibiyle mimari mekan kurgulanmıştır
Peyzaj Tasarım Stratejisi
Söğüt Doğa ile buluşma alanı için Peyzaj vizyonu, ekolojik, sürdürülebilir, kaliteli, yeşil bir açık alan ve rehabilite edilmiş bir kent ormanı oluşturmaktır. Alanın kentsel bağlamda entegrasyonu kritik öneme sahiptir. Arazinin bitişik yerleşimlere karşı geçirgenliği, kent-ekolojik koridor-doğa alanı arasındaki ilişkinin güçlü olduğunu vurgular. Peyzaj deneyimsel bir öğrenme stratejisi olarak benimsenmiştir.
Alandaki peyzajı şekillendiren en büyük elementler topografya, iklim, fauna ve floradır. Alanın peyzaj tasarımında Söğüt ilçesi ve çevresinde bulunan doğal peyzaj oluşumuna referans veren çeşitli biyotoplar oluşturulmuş; açık çayırlardan yoğun ormanlara, otsu bitkilerden, sulak alanlara kadar her mevsimde sürekli değişen zengin bir peyzaj deneyimi yaratmak amaçlanmıştır.
Alanda bulunan bitki varlığı ve yağmur suyu kontrolü ile oluşturulacak ekosistem, vadiyi hem rehabilite edecek hem de kullanıcılar için bir dinlenme durağı olarak çalışacaktır. Proje dikim stratejileri ile kuş türlerinin ve yerli faunanın beslenme ve yuvalama gereksinimlerini karşılayacak şekilde düşünülmüştür. Önerilen ekolojik köprü ile hayvanların, kara yolu ile kesintiye uğramış ekosistemde kesintisiz bir şekilde ulaşım sağlaması amaçlanmıştır. Bu ekosistem köprüsü doğal yaşamın kara yolunun diğer tarafında bulunan doğal ekosistem ile bağlantısının sağlanması açısından önemlidir. Ayrıca alanın yakınındaki maden ocağı da rehabilite edilerek ekosistemin bir parçası haline getirilecektir.
Proje alanı bitkilendirme stratejisinin amaçları aşağıdaki gibidir
Proje alanında Akdeniz ve Avrupa Sibirya olmak üzere orman vetetasyonu yoğun olarak bulunmaktadır. Alanda yoğun bitki varlığı olarak bulunan Karaçam (Pinusnigra), Kızılçam (Pinusbrutia) Uludağ Göknarı (Abiesnordmannianasubsp.)’dan oluşan orman alanlarının rehabilite edilerek güçlendirilmesi amaçlanmıştır. Tahrip olan orman dokusu mevcut türlerle desteklenerek alanın orman dokusu iyileştirilmiştir. Alandaki başlıca diğer mevcut türler Servi (Cupressussempervirens), Katran ardıcı (Juniperusoxycedrus), Boylu ardıç (Juniperusexcelsa), İğ ağacı (Eonymuslatifolius), Dağ Karaağacı (Ulmusglabra), Çitlembik (Celtisaustralis), Ceviz (Juglansregia), Doğu kayını (Fagusorientalis), Tüylü Meşe (Quercus pubescens), Kara Gürgen (Carpinusbetulus), Ak Kavak (Populusalba), Titrek Kavak (Populustremula) olarak ön plana çıkmaktadır.
Alanda planlanan tarım alanlarının sulanmasında yağmur bahçeleri ile yönlendirilerek toplanacak olan su kullanılacaktır. Sulak alanlarda ve dere yatağının kenarında kullanılacak olan bitki türlerinin aynı zamanda toprağı iyileştirici etkisi ile alandaki toprak verimi artacaktır. Yağmur bahçelerinin, ekolojik eğitimin bir parçası olarak alanda deneyimlenmesi de hedeflenmiştir. Sulak alanlarda kullanılan bazı türler Platanusorientalis, Populusnigra, Salixalba, Tamarixsymrensis; Salixcinerea, Sambucusebulus; Ranunculuspalludosus, Geraniumasphodeloides, Erodiumacaule, Epilobiumhirsutum, Epilobiumparviforum, Saniculaeuropaea, Valerianadioica, Tussilago farfara, Eupatoriumcannabinum, Primulavulgaris, Lysimachiavulgaris, Vincaheerbacea, Veronicachamaedrys, Clinopodiumvulgare, Menthaaquatica, Callitrichepalustris, Urticadioica, Juncusbufonius, Luzulaforsteri, Cyperusglabrescens, Blysmuscompressus, Carexpendula, Piptatherumcoerulescens’dir.
¹ Hodolojik: Terim, Yunanca hodos (patika) ve logos’un (söz, söylem ya da neden, idrak, us vb.) bir araya gelmesiyle oluşmaktadır. (Çam,2015)
² Söğüt, litaratürde Osmanlı Beyliği’nin ilk başkenti olarak geçmektedir. 13. Yüzyılda Oğuz kayı boyu Osmanlı Beyliği’nin kurucusu Osman Bey’in babası olan Ertuğrul Gazi tarafından fethedilmiştir ve kendisine Söğüt ile birlikte Domaniç’in yönetimi devredilmiştir.
Kaynakça:
1. Deleuze, G. (1993). Kritik ve Klinik. Syf 85-86. İnci Uysal (Çev.). İstanbul: Norgunk
2. Çam, A. (06-08 Mayıs 2015). ”Anatolia: as theHodological Space- The Analysis of OnceUpon A Time in Anatolia in Hodological Space Concept”, Ege UniversityFifteenth International CulturalStudiesSymposium ”Cultureand Space”. Faculty of Letters, İzmir, Türkiye.