1. Mansiyon, Uşak Belediyesi, Yayalaştırılan Sokaklar Mimarlık Kentsel Tasarım Fikir Proje Yarışması

Proje Raporu

Doku

Kentin gündelik akışı, ona bir kılcal damar gibi hayat veren “sokak” üzerinde oluşur, gelişir ve tarihsel süreklilikte evrilerek devam eder. Sokak; görünür olandır, kamusaldır, bir paylaşım ve karşılaşmalar alanıdır. Bu sebeple kentsel, toplumsal ve bireysel belleklerde mekana ve yaşantıya ilişkin kodlar barındırır. Uşak kenti de, tarihsel art alanında pek çok medeniyeti ağırlayan yapısı nedeniyle yere ve bireye özgü çok katmanlı mekansal okumalar içerir. Günümüzde bu okumaların kent ile en çok bütünleşeni “dokuma” kültürüdür. Dokuma eylemiyle ortaya çıkan örüntü (patern), zemini örten bir yüzeye/halıya dönüşür. Yüzyıllar boyunca sürdürülen kültürel kodlar (inançlar, yaşantı, doğa ve renkler gibi) bu örüntülerde simgeselleşir. Nitekim dokuma eylemi ile ortaya çıkan örüntü, tasarımın özünü oluşturur.

Tasarım alanı Acun Sokak ve ona eklemlenen besleyici sokaklar etrafında şekillenir. Alan üzerindeki yapıların fiziksel özellikleri sokağa özgü bir kimlik oluşumunu engellemektedir. Bu noktada örüntü ana teması üzerinde şekillenen tasarım felsefesi, bütüncül bir yaklaşımla cephelerde ve zemin kat saçaklarında kendini okutur. Böylece Uşak’a özgü dokuma kültürünün örüntü üzerinden tasarımda görünürlük kazanması sağlanır ve alana özgü bir kimlik yaratımı fiziksel mekanda görselleştirilir. Cephelere ikinci bir cidar olarak eklemlenen strüktür ve çelik halatlar, tıpkı bir halı dokuma tezgâhı gibi üzerinde oluşan örüntüyü sergiler. Böylece cephe yüzeylerinde bir dil birliği ve bütünsellik sağlanırken aynı zamanda cephelerde bulunan mevcut tabelalar, klimalar ve yağmur iniş boruları gibi unsurlar cidar ardına gizlenir. Zemin katlarda saçak olarak devam eden örüntü, yağmur ve güneş gibi iklimsel unsurların etkisini optimize eder. Cephelerde örüntüyü oluşturan elemanlar, klimaların olduğu yüzeylerde perfore korten levha, diğer yüzeylerde ise korten levha 36098 olarak belirir. Kortenin kendine özgü rengi ve dokusu, fiziksel mekanda örüntüye ek bir görsel kimlik kazandırır.

Alanın başlangıç ve bitiş noktaları yeşil dokuyla sonlanırken sokaklar üzerinde yeşile ilişkin herhangi bir ize rastlanmamaktadır. Bu sebeple yeşil doku sokakların bütününe yer yer entegre edilerek başlangıç ve bitiş noktalarındaki yeşil dokular arası süreklilik sağlanır. Bununla birlikte zeminde yer alan granit yer kaplaması arasındaki derz boşluklarından da yeşilin alana sızması öngörülür. Granit yer kaplaması zeminde iki farklı renk olarak devam eder ve böylece zemin düzleminde de kendi içerisinde bir örüntü yaratılır. Binalara ve kotlara ilişkin yapılan detaylı analizler ile tasarım alanı görselleştirilmiş ve mevcut sorunlardan biri olan zemin kat engelli erişimi tüm mekanlarda çözümlenmiştir. Tasarım alanının bütününe yayılan serbest oturma ve performans alanları ağırlıklı olarak alanın merkezinde yer alan katlı otopark çeperinde konumlanır. Alanın batı ucunda bir referans ve çekim noktası haline gelen amfi, kentlinin bir araya gelebileceği bir kamusal alana dönüşür. Bu alanda bulunan trafo yapısı, genişletilmiş metal ile kapatılıp yüzeyine yeşilin sardırılması öngörülür. Böylece amfinin yer aldığı alandaki yeşil doku bütünselliğinin pekiştirilmesi sağlanır. Amfi alanı içerisinde buluşma, toplanma ve performans gibi etkinlikleri barındıran bir kent sahnesi olarak kurgulanır.

Sonuç olarak tasarım alanı, Uşak’a özgü dokuma ve örüntü unsurlarının kentsel mekanda temsil edildiği bir sahneye dönüşür. Bu dönüşüm ile alana yeni bir kimlik ve söylem kazandırılması hedeflenirken aynı zamanda bireyin kentsel alanla kurduğu ilişkinin arttırılması amaçlanır.

Etiketler

Bir yanıt yazın