PROJE RAPORU
KAVRAMSAL YAKLAŞIM
K1. TEK BEDEN OLARAK KENT YAPI – SU – YEŞİL BÜTÜNLÜĞÜ
Kent, içerisinde yaşayan tüm canlılar ve farklı atmosferler ile tek bir beden olarak çalışmaktadır. Bu bağlamda su, orman, ağaç kentten bağımsız, tekil ve ayrıksı değildirler. Aksine yapılar ve yollar gibi o kentin parçalarıdırlar. Bu bütünsellik içerisinde o bedeni oluşturan alt katmanların hepsi eşit önem taşımaktadırlar. Su, kendi başına da bir kent katmanı tanımlamakla birlikte kentin içerisindeki birçok farklı katmanı da birbirine bağlayan bir omurga olarak çalışmaktadır.
K2. İSTANBUL KIYILARI HALİÇ’İN KIYI KARAKTERİ
İstanbul, Boğaziçi ve Haliç gibi birçok farklı kıyı formunu içerisinde barındıran önemli bir kıyı kentidir. Kuzey ormanlarından başlayıp Cendere Vadisi’nden geçerek önce Haliç’e buradan da Boğaz’a bağlanan biricik bir koridor yapısına sahiptir. Haliç, uzantısı olduğu doğal habitat ve doğrudan bağlandığı Boğaz’ın öneminin yanı sıra doğal bir liman olarak da kendine has bir karaktere sahiptir. Doğal liman özelliği ve art alanda bulunan tarihi yerleşim dokusu, Haliç kıyılarının köklü bir “kentsel kıyı” hafızası taşımasını sağlamaktadır. Liman, tersane ve bunun etkisinde gelişmiş art alan dokusu,
Haliç’i İstanbul’un diğer kıyı formlarından ayrıştırmaktadır.
K3. KIYI KARAKTERİNİN FARKLILAŞMASI METROPOLİTAN KIYIDAN ORMAN DOKUSUNA GEÇİŞ
Kıyı, ilişki kurduğu kent parçasının niteliğine göre farklılaşmaktadır. Metropolitan bir yerleşimde art alandaki kent dokusunun bir uzantısı olarak, yeşil bir vadide ise o habitatın bir parçası olarak çalışmaktadır. Kıyının tektipleştirilmesi, kentin içerisindeki sürekli akışı kesme riski taşır. Yapılaşma tekeli kadar yeşilleşme tekeli de aynı sonucu vermektedir. Kıyı, yaşayan ve çeşitlenen bir dizgedir. Kent ve orman dokusu gibi birçok morfolojik çeşitlilik barındırabilir. Sürekli kıyı kentin tüm çeşitliliğini taşıyan bir örgütleyicidir.
K4. ART ALANDAKİ YERLEŞİM DOKUSU KIYI FORMUNUN DÖNÜŞTÜRÜCÜSÜ
Kıyı yalnızca kendi sürekliliği içerisinde düşünülemez. Kıyı art alanındaki kent dokusu da önemli bir dönüştürücüdür. Haliç özelinde sanayinin desantralizasyonunun ardından kıyı ve bununla ilişkili yeşil bant, kentle iletişimsiz ve dokudan kopuk, bağımsız bir açık alan olarak düzenlenmiştir. Bu durum hem kıyının kent dokusunu hem de dokunun kıyıyı beslemesini engellemektedir. Mevcut dokunun kıyı ile ilişkisinin yeniden kurulması, tasarımın temel unsurlarından biridir. Böylece “su-kıyı-doku” bütünlüğü kurulabilecektir.
K5. İKİ EKSENDE ÇALIŞAN KIYI DOKU ve KIYI İLİŞKİSİ
Hasköy bölgesi için kıyı, yerleşim dokusunun bir uzantısı olarak çalışabilme potansiyeli taşımaktadır. Bu doku-kıyı ilişkisi, mevcutta bulunan geçirimsiz kamusal alanların düzenlenmesiyle Handan Ağa Cami’nden Cendere Vadisi’ne kadar kesintisiz olarak devam edebilme imkanına sahiptir. Kuzey güney aksında ilerleyen suya paralel kıyı bandı, suya yönelim açısından doğu batı aksında hareket eden kent dokusuyla bütünleşerek, bu bölgede kıyının iki eksende çalışmasını sağlamaktadır. Kıyıya açılan sokaklar hem kesintisiz rüzgar koridorlarının hem de karşı kıyıyla “bakma” noktalarının oluşmasına imkan vermektedir.
ÜST ÖLÇEK YAKLAŞIMI
Ü1. YEŞİL ve AÇIK ALAN STRATEJİSİ – MAHALLE ÖLÇEĞİNDEN KENTSEL ÖLÇEĞE GEÇİŞ
Hasköy kıyı bandı, kentsel ölçekte bir yeşil alandır. Mevcut durumda hem kent ölçeğinde hem de mahalle ölçeğinde tüm doku tek ve merkezi bir yeşile bağlanmaktadır. Bu durum, yeşil alan kademelenmesi bağlamında yetersizdir. Metropolitan ölçekteki kıyı bandı aynı zamanda mahallenin kendi ölçeğinde ürettiği yeşil örüntüden de beslenen bir merkez olmalıdır. Kent dokusu kademeli olarak kendi yeşil ve açık alanlarını üreterek, burada oluşan örüntüyle ana kıyı yeşiline bağlanmalıdır. Mevcutta bulunan parçalı ve süreksiz yeşil alanlara, potansiyel açık alanlar eklenerek kıyıya ulaşan yeşil omurgalar önerilmiştir. Böylece mahalle kullanıcıları gündelik olarak bir çok farklı kademede yeşil kullanımına erişirken, kentsel ölçekteki kıyı bandı rekreatif bir merkez olarak öngörülebilir.
Ü2. ULAŞIM ÖRÜNTÜSÜ – KENT ÖLÇEĞİNDEN YERLEŞİM ÖLÇEĞİNE KADEMELENME
Haliç Kongre Merkezi ve Tersane İstanbul odakları arasında kalan Hasköy kıyı bandı, kent ölçeğinden mahalle ölçeğine kademelenen bir ulaşım çeşitliliğine sahiptir. Halıcıoğlu metrobüs bağlantısı ve tünel çıkışı, alanın kent ile bağlantısında iki önemli kapı olarak çalışır. Hem kentsel ölçekteki erişim yükünün hem de mahalle ölçeğindeki ulaşımın bir araya geldiği sahil yolu, otobüs durağı, eski haliç köprüsü bağlantısı gibi bir çok farklı müdahale neticesinde süreksiz hale gelmiştir. Öneri sahil yolu, düzenli bir hız ritmine sahip, trafik yükü oluşturmayan, sürekli bir ulaşım omurgası olarak önerilmektedir. Doku içindeki kıyıya dik sokaklar homojen bir erişim yükü sağlamaktadır. Dokunun kıyıya genişlemesiyle sahil yolu, doku tarafından yutulan ve çift taraflı çalışan bir hal almaktadır.
KIYI YERLEŞİM KARARLARI
Y1. 1966 YILI HASKÖY KIYISI – KIYIYA DİK YAPILAŞMA İZLERİ
Haliç, tarihsel bir çok katmanın izlerini hala üzerinde barındırması bakımından biricik bir kıyı yapılaşmasına sahiptir. Doğal bir liman olması, 1930’lara kadar mesire alanı olarak kullanılması, sonrasında sanayi yerleşimine dönüşmesi ve son olarak sanayinin desantralizasyonuyla kıyı paralelinde bir rekreatif alana evrilmesi, bir çok farklı kullanımı hafızasında barındırmasına imkan vermektedir. Öneri tasarım, tüm bu katmanların izleri sürülerek bunların süperpozesi üzerine kurgulanmıştır. Kıyıyı aktif olarak kullanan fakat kamusallıkla ilgili sorun teşkil eden yapı adası iziyle, mevcut durumdaki, dokuyla ilişkisiz kamusal yeşil bant bir araya getirilerek, dokunun uzantısı bir rekreatif alan önerisi geliştirilmiştir. Böylece mevcut kıyı yapıları, öneri yeşil adalar ile birlikte çalışabilmektedir.
Y2. MEVCUT DURUM – SÜREKSİZ KIYI BANDI ve ETKİLEŞİMSİZ DOKU
Mevcut yol, kıyı bandı ve yerleşim dokusunu birbirinden ayırmaktadır. Mekansal açıdan yerleşim etkileşimi, çok geniş ve hızlı olmamasına rağmen sahil yolu ile sonlanmaktadır. Kent dokusundan izole olmuş yeşil bant, kıyıda atıl kalmaktadır. Doğu-batı eksenindeki bu geçirimsizlik, kuzey-güney ekseninde de kıyı yapıları tarafından tekrarlanmaktadır. Tersane, Rahmi Koç Müzesi, Haliç Köprüsü altı, askeri alan ve Haliç Kongre Merkezi kıyı sürekliliğini sekteye uğratan büyük hamleli yapılardır. Kıyı iki eksende de kesintiye uğramaktadır. Haliç Kongre Merkezi’nin mevcut doku ile arasına inşa edilen duvar, dokunun kıyı erişimini keserken, yapının dokuyu beslemesini de engellemektedir.
Y3. KENT DOKUSUNUN KIYIYA DOĞRU GENLEŞMESİ
Kent dokusu kıyıya doğru genleştirilmiştir. Bu sayede mevcut yol iki taraftan beslenen bir arter haline getirilmiştir. Yeşil kıyı bandı ve yol arakesitindeki bu alan, mevcut dokudan daha seyrek, tek katlı pavyonlardan oluşan bir yapılaşma olarak öngörülmektedir. Öneri, kent dokusundan kıyıya gidildikçe çözünen bir kesit tariflemektedir. Bu yapısal arakesit, art alan dokusundan rekreatif alana geçişte kademelenme yaratmakta, hem yol hem de park ile ilişki kuran bir geçiş bölgesi olarak çalışmaktadır. Kıyı ve yeşil rekreatif alanı beslemek amacıyla üretilmiş yeni doku uzantısı, kültür, beden aktiviteleri ve kafe-büfe gibi servis işlevlerini içerisinde barındırmaktadır.
Y4. DOKUNUN UZANTISI YEŞİL ADALAR – DENİZE AÇILAN SOKAKLAR
Kıyıya doğru genleşen kent dokusu, mevcutta kıyıya paralel konumlanan yeşil bandın, dokunun uzantısı “yeşil adalar”a dönüşmesini sağlamaktadır. Dokudan denize doğru açılan sokaklar, hem kentin sürekli biçimde kıyıya ulaşmasına hem de yeşil adaların çeperlerinin oluşmasına yardımcı olmaktadır. Kentin nefes alma kılcalları olarak düşünülen bu sokaklar aynı zamanda karşı kıyı ile iletişimin kurulduğu noktalardır. Haliç Kongre Merkezi, Rahmi Koç Müzesi, Su Sporları Merkezi gibi kıyının yapılaşmış adalarının da art alan dokusuyla iletişim kurması sağlanarak,
mevcutta geçirimsiz olan bu alanların dokunun bir uzantısı olarak çalışması hedeflenmektedir.
Y5. KIYI ARTİKÜLASYONU ve SÜREKLİLİĞİN KURULMASI – İSKELELER
Kıyının yapılaşılmış adaları, kuzey güney aksındaki kıyı sürekliliğini sekteye uğratmaktadır. Özellikle Rahmi Koç Müzesi ve Haliç Kongre Merkezi bu kesintiyi sağlayan iki önemli eşiktir. Kent dokusunun uzantısı olarak örgütlenen “ada” sistemi, kıyının tamemen kamusal bir hat olarak kurgulanmasına imkan vermektedir. Her ada, “sürekli kıyı bandı”nın ardında kalacak şekilde sınırlanmakta, böylece kıyıda kesintisiz bir yaya erişimine olanak vermektedir. Kıyı bandının su ile arakesitinde, kıyıya dik gelen sokakların uzantısına konumlanmış iskeleler bulunmaktadır. Bu iskeleler yer yer kıyının parçası olarak, yer yer de köprülerle geçilen bağımsız birimler olarak varolmaktadırlar. Bu sayede kıyı, farklı birçok biçimde deneyimlenebilme olanağı içermektedir.
Y6. KIYI AYGITLARI – TARİHİ VE TESCİLLİ YAPILARIN UZANTISI ÖZELLEŞMİŞ ELEMANLAR
Kıyıda bulunan iskelelere ve kıyı artikülasyonuna ek olarak “özelleşmiş kıyı aygıtları” önerilmiştir. Bu aygıtlar, yerleşim dokusunun içerisinde ve kıyıda bulunan tarihi ve tescilli yapılar ile ilişkili olarak konumlandırılmıştır. Kıyı çizgisinin ötesine geçen bu uzantılar, hem kentin su ile iletişiminin artmasına hem de kıyı ve yerleşim dokusuna denizden bakmaya imkan vermektedir. Böylece öneri, sadece kentten suya doğru değil sudan kente doğru bakışı da deneyimlemeye olanak sağlar. Kıyı boyunca konumlanan aygıtlar, Halıcıoğlu Kışlası karşısında deniz hamamı 1., FSM Vakıf Üniversitesi hizasında deniz terasları 2., Şapka Fabrikası ile ilişkili yükselen platform 3., Piri Paşa Hamamı izinde amfi 4., Eski Ezger Sinagogu uzantısında yay 5. ve Handan Ağa Cami önünde iskele 6. olarak yer almaktadırlar.
ETAPLAMA
E1. ETAPLAMA 1 – YOL ve KIYI OMURGALARININ DÜZENLENMESİ
Karaağaç, Kumbarahane ve Hasköy Caddeleri’nin birleşiminden oluşan mevcut sahil yolu, hem düzensiz ritimli parçalardan oluşması hem de dokuyu kesen bir sınır gibi çalışması bağlamında sorunludur. 1.1. ETAP olarak sahil yolunun düzenlenmesi önerilmektedir. Yol, homojen hızda hareket eden ve sadece mevcut dokudan değil öneri uzantı dokudan da beslenen çift taraflı bir omurgaya dönüştürülmektedir. 1.2. ETAP olarak kıyı sürekliliğinin sağlanması önerilmektedir. Mevcut durumda birçok noktada kesintiye uğrayan kıyı, özellikle yapılaşmaların olduğu bölümlerde kamu kullanımına açılarak kesintisiz hale getirilmektedir. Böylece kıyı ve yol birbirine paralel iki omurga olarak düzenlenerek, aralarında kalan kıyı bandının esnek bir biçimde etaplanmasına olanak sağlamaktadırlar.
E2. ETAPLAMA 2 – KARMA MÜLKİYETE UYGUN FRAGMANTAL KIYI ADALARI
Öneri kıyı adaları, esnek bir etaplama modeli geliştirmeye imkan vermektedir. Kıyı mülkiyeti incelendiğinde çok çeşitli bir yapı ortaya çıkmaktadır. Bu çeşitliliğin uygulamaya engel teşkil etmemesi için parçalı kıyı adaları önerilmiştir. Bu sayede herhangi bir zamanda herhangi bir ada uygulansa bile, kıyıda o parça kendi içerisinde çalışabilecektir. Mikro bir açık alan olarak çalışan bu adalar, diğer adaların da uygulanmasıyla birbirine eklemlenerek bir bütün oluşturacaktır. Bu bağlamda 2.1. ETAP olarak kıyıdaki yapılaşmış adalar ve onların çevresinin düzenlenmesi önerilmektedir. Böylece bu adaların çevreleri kamusal kullanıma açılarak, kıyı sürekliliği desteklenecektir. 2.2. ETAP olarak da yeşil kıyı adalarının uygulanması önerilmektedir. Bu adalar arasında hiyerarşik bir fark olmadığından çeşitli zamanlarda, mülkiyet olarak uygun olan bölümler üretilebilecektir. 2.3. ETAP ta ise mevcut dokuya eklenen “yeni doku” ların uygulanması öngörülmektedir.
PEYZAJ STRATEJİSİ
P1. İKİ KÜLTÜR ODAĞI ARASINDA REKREATİF KIYI ALANI
Alan, iki önemli odak noktası arasında yer almaktadır. Haliç Kongre Merkezi hem bir kültür odağı, hem de alana girişi tarifleyen bir kapı olarak çalışmaktadır. Tersane İstanbul ise kent ölçeğinde bir merkezdir. İçerisinde barındırdığı bir çok farklı kullanım sayesinde global ve yerel kullanıcı profilini bir arada alana davet etmektedir. Bu bağlamda rekreatif alan için jeneratör görevi görmektedir. Üst ölçekte alan, kongre ve kültür turziminin gerçekleştiği büyük bir kent parkı olma potansiyeli taşımaktadır.
P2. KIYI BÖLÜMLERİ – FARKLILAŞAN AÇIK ALAN DİZGESİ
Kıyı, birbirine geçen farklı parçaların dizgesinden oluşmaktadır. Tersane İstanbul ile geçiş bölgesinde bulunan alan, Kültür Park olarak önerilmiştir. Kültür Park’ı Rahmi Koç Müzesi ve Su Sporları’na bağlayan hibrit peyzaj alanı ise, bir çok farklı donatı ve kullanımı içinde barındıran bir yeşil alandır. Park 22 alanı ve hibrit peyzaj hem kıyı enkesiti hem de donatı ve kullanım bakımından birbirinden ayrışmaktadır.
P3. KIYI YAPILARI – KIYI KULLANIMINI GENİŞLETEN AYGITLAR
Sürekli hale getirilen kıyının, kara ile deniz arakesitinde iki tip uzantı biçimi önerilmiştir. Bunların ilki, kıyıya dik sokakların sonunda bulunan iskelelerdir. İkincisi ise, kıyı çizgisinin de ötesine geçme imkanı sağlayan kıyı aygıtlarıdır. Aygıtlar, hem denizin içine ilerleme imkanı sağlarken, hem de karaya deniz yönünden bakma ilişkisini kurmayı sağlamaktadır.
P4. PEYZAJ KARAKTERİ – DOKUDAN KIYIYA ÇÖZÜLME
Alan içerisinde birçok farklı peyzaj karakteri yer almaktadır. Kıyı yapıları etrafını saran peyzaj, hem Haliç Kongre Merkezi’nde hem de Rahmi Koç Müzesi’nde kullanılmıştır. Park 22 bölümünde su öğesi rekreatif alanın içerisine çekilmiştir. Kültür Park bir açık hava sergisi olarak düşünülmüştür. Hibrit peyzaj alanı ise 5 farklı tipin kıyıya doğru çözülmesinden oluşmaktadır.
P5. PEYZAJ MATRİSİ – AÇIK ALAN İŞLEYİŞİ
Dokunun içerisinden denize uzanan sokaklar, kıyı adalarını oluşturmaktadır. Kıyı adalarının sahil yolu ile temas ettiği noktada dokunun uzantısı “KIYI PEYZAJI JENERATÖRÜ” bulunmaktadır. Buradaki tek katlı, yeşilin içerisinde kaybolan pavyonlar, kıyıdaki açık alanları beslemektedirler. Bu adalar kültür yapıları, yeme-içme birimleri ve beden aktiviteleri kullanımlarını içermektedir. Bu bölgenin hemen sonrasında “YEŞİL DONATI ALANI” yer almaktadır. Büyük yeşil adaların içinde açık tenis kortu, futbol sahası gibi spor alanları ile birlikte topografik bir tepenin altına gizlenen otopark birimleri bulunmaktadır. “FİLTRASYON BÖLGESİ” hem dokudan denize gelen hem de taşma durumunda kıyıdan dokuya giden suların kontrolü için bir geçiş bölgesidir. Genellikle ağaç altı dokusunun içinde yer alan bu bölge, bakım istemeyen bir peyzaj alanı olarak düşünülmüştür. REKREATİF ALAN-2 birimleri kıyının art alanını oluşturmaktadır. Sabit peyzaj elemanları ve çalı gibi hacimsel düzenlemelerin olduğu bir bölgedir. REKREATİF ALAN-1 ise doğrudan kıyı promenadı ile ilişkili düz,çim alanlardır. Dokudan kıyıya doğru çözülen ve ölçek değiştiren yeşil doku sürekli bir kıyı promenadına bağlanmaktadır.