PROJE RAPORU
Ma’Meydan, bir nehrin etrafında gelişen bir kentin hikayesidir. Bir deneyim ve günlük aktivite odağıdır. Ma’Meydan bir açık hava dolaşım rotası olmanın ötesinde, her gün değişen günlük-mevsimsel-hatta planlanmadan gelişebilen aktiviteler bütünüdür.
Ma’Meydan, bir kentsel mekanlar dizgesidir. Birbirlerine bağlı, her biri kendi ölçeğini çevresiyle beraber var eden kent parçaları birleştiğinde bütünleşik bir kentsel hikaye ortaya koymaktadır. Ana meydan-büyük meydan-tek meydan gibi tanımlamalardan çok, birbirlerine bağlı, bütünleşik-bütünleştirici bir genel kurgudan söz edilmektedir. Bu kurgunun içinde var olan meydanlar, bağlar, köprüler, her biri kendi öznel karakterini, bütünleşik kurgunun içinde var etmeyi amaçlar.
Farklı zaman segmentlerinde, her biri kendi döneminin güçlü dinamikleri ile gelişme gösteren kent parçalarını kendi hikayeleri ile beraber bütüncül bir kent kurgusunda ortaya koymak projenin temel çıkış noktasıdır.
Bütünleşik meydanlar kurgusu, Köprübaşı Meydanı-Ulu Cami-Çarşılar ve tarihi doku-Kent Müzesi (Eski Arkeoloji Müzesi)-Cumhuriyet Anıtı-Ata Köprüsü ve Cumhuriyet dönemi yapılarını yaya öncelikli olarak birleştirirken, büyük ölçekte kent merkezini de regüle etmektedir.
Ma’Meydan bileşenleri, bir dizgisel rota ortaya koymaktadır. Bu bileşenler, Köprübaşı Aktivite Meydanı, Cami Önü Meydanı, Müze Meydanı, Müze Avlusu, Cumhuriyet Meydanı, Ata Köprü Parkı ve Nehir Seyir Alanı olarak tanımlanmıştır. Aktivite Meydanı, su üstü meydan olarak esnek ve günlük aktivitelere açık olarak tanımlanmıştır. Peyzaj ile beraber tanımlanabilen bir avlu’dur. Meydan, kurgusu itibarıyla ve tanımladığı sınırlar aracılığıyla tarihi çarşının yanından ve içine akmasına izin verir. Şehrin üzerine çökmeyen, tam tersine sokakların akışına izin veren ve kendisini bu süreklilikler içerisinde var eden bir çok kullanımlı yüzeydir. Kenarlarında önerilen geçirgen çeper, peyzaj-kent strüktürü’nü içinde barındırmaktadır. Çeperin, meydanı tanımlama, insan ölçeğine getirme-kent ölçeğine getirme potansiyeli meydan çeperini bir deneyim-sergi ve açık sinema alanına dönüştürmektedir. Açık hava sineması, toplu yemek etkinlikleri gibi toplumsal hafıza izleri bu meydanda sürdürülür.
Ma’Meydan bileşenlerinin oluşturduğu dizgisel rota, kent ve çevre bileşenlerini döngüsel bir çerçeve içerisinde sunmaktadır. Farklı etkinlikler çerçevesinde gelen kent ziyaretçilerine ve kentlilere kentin hikayesini ve çevre bilgilerini sunacak ve deneyimi destekleyecek potansiyele sahiptir. Oluşturulan rota, farklılaştırılmış zemin kaplaması ve belirlenen noktalarda yerleştirilen üç boyutlu elemanlar ile tanımlanmış, kentsel deneyime bütünleşik meydanlar kurgusunun parçalarını birleştiren bir su avlusunu kazandırmıştır.
Ölçekli ve tanımlı meydan, bütünsel dizginin bir parçasıdır. Yeşil çeper ile beraber açık hava sineması, festival ve diğer etkinlikler için esnek ama “kendi içinde tanımlı bir çerçeve” sunmaktadır.
Bütünleşik kurgu, cami önünü nehir ile bütünleştirmektedir. Nehre inen meydan, cami ve nehri güçlü bir şekilde ilişkilendirir. Alanın merkezini oluşturan bu noktada kamusal kullanımın öncelikli hale gelmesi ile birlikte su kent deneyimine dahil olur.
Ata Köprüsü, Ulu Cami ve tarihi bölge ile, Cumhuriyet döneminde gelişme gösteren ve kendi özgün yapısal durumunu tanımlayan “karşı yaka” arasında bağı güçlendirmektedir. Bu bağ, genel bütünleşik hikayenin belki en bilinen en güçlü ama diğer yönden de yıkımlar ve kaybolanlar dolayısıyla en keşfedilmeye değer parçasıdır.
Ata Köprüsü katmanlaşarak, birbiri ile etkileşimli, deneyim rotasını güçlendiren alt parçalar olarak yeniden tanımlanmıştır. Cumhuriyet Meydanı ile Cami Meydanı’nı güçlü bir şekilde birleştiren, nehir ile ilişkili bir geçiş parkına dönüştürülmüştür.
Bütünleşik meydanlar kurgusunun bir parçası olan Cumhuriyet Meydanı’nı saran yapılar, karakterleri ve kendi hikayeleri ile güçlü birer kentsel hafıza ürünüdür. Bu alanda yaya deneyimi güçlendirilerek motorlu araç trafiği yavaşlatılmış ve kontrollü hale getirilmiştir. Meydan kapsamında kurgulanan ve formunu mevcut çevreden alan öneri “döngü-sergi”, yapıların ve çevrenin hikayelerini anlatırken aynı zamanda alanı kent deneyimi ile bütünleştirmektedir.
Kent Müzesi, mevcutta var olan ölçekli meydanı ile kent ilişkisini halihazırda güçlü bir şekilde ortaya koymaktadır. Öneri proje, kent müzesinin nehir yüzeyini de kullanarak kente açmakta, hem müze için açık bir sergi alanı, hem de kent kullanıcısı için güçlü bir niş oluşturmaktadır. Müzenin nehir yüzeyi, Atatürk Parkı’nı da kente ve nehire bağlamak için bir katalizördür. Buradaki öneri yaya bağlantısı, döngüsel ve bütünleşik kent hikayesinin kentsel deneyime dahil olmasını, Atatürk Parkı yeşil dokusu ve Kent Müzesinin güçlü bir şekilde kentle bağlanmasını sağlamakta, iki yakayı meydan-su-müze meydanı sürekliliğinde yeniden tariflemektedir.
Köprübaşı ve yakın çevresini tanımlayan alan, kentsel değerlerin kent deneyimine güçlü bir şekilde dahil olması, çevresel yaşam kalitesinin artırılması ve sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda temel prensip olarak yeşilin sürekliliğinin ve ağaçlandırmanın ön planda olduğu, yaya öncelikli ve hafif raylı sistem ve bisiklet ağı gibi alternatif ulaşım sistemleri ile desteklenerek organize edilmiştir. Araç dolaşımı kent parçasını çeperden beslerken, kurgu içerisinde oluşturulan servis ağı, kent içerisindeki aktiviteleri ve fonksiyonları desteklemektedir.
Kentin su ile buluştuğu çeperler ve tarihi çevrenin sokakları belli oranda yayalaştırılarak, hafif raylı sistem ve bisiklet ağı ile desteklenen bir ulaşım kurgusu oluşturulmuştur. Motorlu araç yollarının bu bölgelere temas ettikleri alanlarda trafiğin yavaşlatılması amacıyla yer kaplaması olarak meydan kaplamaları sürdürülmüştür. Söz konusu ulaşım modeli, bünyesinde yaya yolları ile bütünleşik bir servis ağı da önermektedir. Yaya – bisiklet- elektrikli hafif araçlar temelli bu ulaşım organizasyonu, yaya odaklı ve kenti – suyun sakinliği ile buluşturan bir senaryo ortaya koymaktadır. Ma’Meydan bu kurgu içerisinde, yaya ve kent arasında güçlü bir diyalog ile zengin bir kentsel yaşantı önermektedir. Bu sistem içerisinde Cami Önü Meydanı, aktivitelerle zenginleşen Köprübaşı Meydanı, Kent Müzesi, Cumhuriyet Meydanı, bir geçiş parkı olarak yeniden ele alınan Ata Köprüsü ve su alternatif bir bağ oluşturarak çevreyi de organize eden yeni bir durum tanımlar.
Nehir kıyısının kuzey doğusunda kent boşluğu ve mevcut kent arasında çok alternatifli bir diyalog önerisi ortaya konmuştur. Bu diyalog, eşik olarak tanımlanabilecek geçirgen bir çeper-zardır. Gücünü mevcut kent dokusundan, sokaklardan, dar girişlerden, zemin kottaki günlük yaşantıdan ve ticari sirkülasyondan alır.
Kentin farklı zamanlarda gelişme gösteren, katmanlaşan morfolojisi, kültürel bir zenginliği de beraberinde getirmektedir. Çarşılar, dar ölçekli sokaklar, zengin sokak yaşantısı ile tanımlanan kent formu özgün bir kentsel doku oluşturmuştur. Öneri kentsel çeper-zar, bu dokunun boşluk ve su ile olan iletişimini kurgulayan, zaman zaman rehberlik eden, kendiliğinden parçalanarak, alternatifler oluşturarak, farklı deneyimler sunan bir geçirgen altlık özelliğindedir. Mevcut dokudan beslenir, Ma’Meydana bağlanır, kent boşluğu ve sıkışık kent dokusu arasında bir diyalog önerir.
Parçalı meydancıklar, sokak girişlerinde yeniden tanımlanan boşluklar, zaman zaman koku bahçelerine dönüşen peyzajlar, ağaç altı gölgeli dolaşım alanları, ağaçlarla karakter kazanan boşluklar, farklı saatlerde ve mevsimlerde kullanımlar bu çeper yolculuğunu oluşturur.
Meydan Çarşısı Girişi: Meydan çarşı girişi bir ön meydan ile tanımlanmaktadır. Kent ölçeği bu noktada küçülen, ufalanan bir mekansal dizgi oluşturmaktadır. Parça parça alt mekanlar, kent ile çeper arasında ölçekli bir diyalog oluşturmaktadır.
Bakırcılar Çarşısı Girişi: Geniş yol ve mimari dokunun kent boşluğu ile buluşması öneri çeper ile organize edilerek tarifli bir ara kesit oluşturulmuştur.
Uzun Çarşı Girişi: Uzun Çarşı girişi ile kent boşluğu ilişkisi, parçalı bir peyzajı tanımlayan kentsel kullanımlarla organize edilmiştir.
Cami Önü Meydan Girişi: Çeperin Ulu Cami ile buluşması, kentsel deneyim içinde göz seviyesindeki perspektif ile tanımlanır. Kuzeyden gelen yaya aksı kentsel bir buluşmaya dönüşür. Cami, bir kentsel “odak (node)” olarak bir kentsel izin son durağıdır.
Antakya, güçlü zemin kat yaşantısıyla, dış alanlara taşan ve sokakları besleyen bir kültürel-morfolojik doku ile tanımlanır. Proje alanında önerilen mimari elemanlar, kendileri bir odak oluşturmanın ötesinde, çevre ile olan ilişkiyi regüle eden, çevreden beslenen odaklar durumundadır. Mevcut dokunun, kenti ve kent çeperini besleme potansiyeli, öneri mimari elemanların-strüktürlerin kendini öne çıkarmadan, bu doku ile bütünleşik ve entegre çalışmasına olanak sağlamaktadır.
Öneri yapı, kentsel ölçekte bütünleştirici bir meydan ve su-karşı kıyı ile ilişkiyi sağlayan köprü odağından oluşmaktadır. Çevresindeki ticari yapılardan da beslenen yapı, tanımlı fonksiyonlara ev sahipliği yapmaktadır. Geceleri açık hava sineması için olanak sağlayan yapı kabuğu, bu odağı sürekli bir sahneye dönüştürmektedir. Saçak altında kurgulanan açık mutfak, çocukların workshop etkinlikleri ve haftasonu eğitim aktiviteleri için bir altlık oluşturmaktadır. Bu noktadaki meydan, yapının açıldığı bir üretim mekanına dönüşürken, üretilen ürünler de köprü odağında sergilenmekte, köprü bir iletişim ve paylaşma platformuna dönüşmektedir.
Öneri geçirgen avlu, kentsel çeperin bir uzantısı olarak tanımlanabilir. Kurgusuna bağlı olarak, “iç”inin kullanımı korunaklı bir aktivite alanı tanımlarken (çocuk aktiviteleri gibi), çeperi de kentle daha iç içe ve bütünleşik aktiviteler için altlık oluşturmakta, komşusu olduğu zemin kat kullanımlarından beslenmektedir.
Antakya Köprübaşı Kent Meydanı ve Yakın Çevresi Kentsel Tasarım Proje Yarışması
Antakya Köprübaşı Kent Meydanı ve Yakın Çevresi Kentsel Tasarım Proje Yarışması Sonuçlandı