1. Ödül, Aydın Merkez Eğitim Kampüsü Proje Yarışması

Proje Raporu

Eğitim; bireyin yetişkinliğe hazırlandığı, toplum içinde yer almasını sağlayan önemli bir süreçtir. Bu bağlamda eğitim, toplumun gerçeklerinden soyutlanamaz.

Bilim ve teknolojide meydana gelen gelişmeler, toplumun ve bireyin gereksinimlerinde değişime neden olurken, çağı yakalayabilecek,gelişen teknolojinin hızına ve toplumsal yaşama uyum sağlayabilecek nitelikli insan yetiştirilmesi gerekliliği, ülkelerin eğitim sistemlerinde yeniliğe gitmelerini zorunlu hale getirmektedir.

Bilim toplumunda eğitim süreci; eleştirel düşünmeye, iletişime ve problem çözme becerilerine odaklanmalıdır.Bugün, artık bilginin doğrudan öğrenciye aktarılması değil, bireyin gerek duyduğu bilgilere nasıl ve hangi yollara ulaşacağının öğretilmesi gerektiğinin üzerinde durulmaktadır.Elbette mevcut bilgi, birikim, kültürel değerler ve olgular öğrencilere aktarılacaktır. Ancak, bunda amaç, hazır bilgileri ezberlemek değil, öğrencilerin kendi bilgilerini oluşturmalarına yardımcı olmaktır. Bu bağlamda yeni paradigmanın eğitime yansımaları iyi değerlendirilmelidir.

Eğitim süreci bireyin temel bilgileri öğrenmesinin yanı sıra,sosyal yaşam ve kent ortamına dairkendi bilgisini oluşturduğu gündelik yaşamı da kapsamaktadır. Bu bakış açısını temel alarak bireyin görerek, deneyerek/yaşayarak, tartışarak, etkileşerek, eğlenerek vb. öğrenme biçimleri geliştirdiği söylenebilir. Bu nedenle öğrencinin zamanının büyük bir bölümünü geçirdiği ve sosyal bir çevre olarak eğitim yapılarının mekânsal kurgusu, ortak kullanım alanları ve bu alanların ilişki üretme olanakları önem kazanmaktadır. Bu bakış açısıylaeğitim yapısısadece eğitsel edimlerin sağlandığı bir ortamı değil, öğrencileri kendine güvenen, sosyal bireyler olarak toplumsal yaşama hazırlayan, o yaşamdaki parçaların yer aldığı bir kentsel ortam olarak da anlam kazanmaktadır. Bu bağlamda okuldaki eğitimin, kent mekânında oluşan sosyal ilişkilerin bir modellenmesi olduğu söylenebilir. Yani okul yapısı kentin bir simülasyonu gibi çalışmalıdır. Öğrenci yalnızca derslerde değil, çoklu iletişim ortamı içinde sosyal bir birey olmaya yönelik rol modeller geliştirmelidir.

TEMEL TASARIM İLKELERİ

Tasarıma konu olan “Eğitim Kampüs” arazisi programının büyüklüğü nedeniyle kent merkezinin dışında bulunmaktadır. Alana ulaşımın toplu taşım araçları ve servislerle sağlanacağı düşünüldüğünde kent mekânının ürettiği sosyal ilişkilerin tümünden soyutlanmış bir alan olduğu söylenebilir. Bu nedenle yukarıdaki düşünceler temel alınarak tasarıma konu olan “Eğitim Kampüsü” bir kent modeli olarak kurgulanmış, bir başka deyişle salt bir öğrenme mekânı olmanın ötesinde farklı düzeylerde ve yoğunluklarda farklı sosyal ilişkilerin üretilebileceği bir yaşam ortamı düşüncesi tasarımı yönlendiren ana fikir olmuştur.

Bu bağlamda kent mekânında bulunan kamusal alan, özel alan,meydan,sokak vb. mekânlaryerleşkede bir kent modeli senaryosu içerisinde uygun ölçeklerde bir araya getirilerek tasarımın senaryosu oluşturulmuştur.
Tasarım senaryosu okul bireylerinin ilişki kuracakları mekânlar (meydan-avlu-sokak) ile birlikte kurgulanan program yapılarının,eklemlendiği ve böylece farklı program parçalarını bir arada tutan bir “Yaşam Omurgası” teması üzerine kuruludur.

Yapının ölçeği ve kullanıcı yoğunluğu göz önüne alınarak “dolaşımda belirginlik” ilkesi tasarımda öncelenmiş, tasarım senaryosunu oluşturan yaşam omurgası arazinin kuzey güney aksı boyunca konumlandırılmıştır. Derslikler, eğitim alanları ve konferans salonu omurganın güney kısmına eklemlenirken; kuzey kısmına yurtlar, spor alanları, gözlem evi, açık amfi, yemekhane, kreş, yönetim birimi eklemlenmiştir.

Tasarımda benimsenen bir diğer ilke ise, kavranabilir boyutlarda yapı birimleri, açık–yarı açık dış mekânların hiyerarşisinden oluşan ölçekli bir çevreye ulaşmak düşüncesidir. Ancak çevre arsalar henüz yapılaşmamıştır. Başka bir değişle arsanın çevresel verilerinde henüz belirgin bir bağlam, bir doku oluşmamıştır. Bu nedenle oluşturulacak tasarımın kendi bağlamını oluşturması gerekmektedir.
Bu bakış açısıyla okul yapılarının tel örgü ya da duvarlarla oluşturdukları çeper kavramı sorgulanarak kampüs içerisindeki yapıların alanın kendi çeperini oluşturarak “korunaklı bir iç” yaratması amaçlanmıştır. Yapılar arasında kalan avlu ve yapıların tanımladığı meydan öğrencilerin sürekli iletişim içerisinde olacakları ve sosyal ilişkileri yeniden üretecekleri mekânlar olarak tanımlanmıştır. Öğrencilere insani ölçekte, kolayca kavranıp sahiplenebilecekleri mekânsal bir kimlik sunan doku aynı zamanda iklimsel özelliği açısından öğrencilere yılın büyük bir bölümü kullanabilecekleri bir dış mekân kullanım olanağı sağlamaktadır.
Her bir eğitim bloğu iç avlu, avluyu saran derslikler ve sirkülasyonun sağlandığı bir atriumdan oluşmaktadır. Zemin katta iç avlunun yaşam omurgasına bağlanan kısımları boşaltılarak, gerektiği zaman tören alanı olarak da kullanılabilen meydana açıklamaktadır. Böylece farklı büyüklükte mekânlar arasında akıcı bir hiyerarşi ve algılanabilirlik sağlanmaya çalışılmıştır.

Eğitim yapısı içerisindeki kişi için yapı neredeyse yok gibidir. İç avlunun etrafında dolaşan sirkülasyonun saydamlığı mekanların birbirlerine ve dışarıya doğru akışkanlığını sağlamakta böylece mekan öğrencilerin birbirleriyle yarışmaktan çok, onları işbirliğine cesaretlendirmeye çalışarak gelişimde kritik etkisi olan sosyal değişim ve diyalog için mekanlar yaratması amaçlanmıştır. Derslikler de klasik ders anlatımı, grup çalışması ya da bireysel araştırma gibi değişik öğretim senaryolarının uygulanmasına olanak verecek esnek çalışma alanları yaratılması amaçlanmıştır. Bu nedenle dersliklerle koridor arasındaki ayırıcı eleman duvar değil gereksinime göre sökülüp takılabilen dolap ve panolardan oluşturulmuştur. Yaşam omurgasının meydanlaşarak sonlandığı eğitim yapıları zonundan arazinin kuzeyine doğru gidildikçe kampüsün diğer yapıları ya omurganın içerisinde ya da omurgaya takılarak tasarım kurgusunu oluşturmaktadır. Eğitim birimlerinin hemen yakınında sosyal merkez ve kütüphane omurga içerisinde konumlandırılmış böylece tüm kullanıcılar tarafından etkin olarak kullanılması amaçlanmıştır.

Konferans salonu, açık amfi ve spor merkezleri kampüsün batı girişine (Ana giriş) yakın olarak konumlandırılmış, böylece dışarıdan kullanımın efektif olması amaçlanmıştır. Kampüsün diğer hizmet birimleri ise (yemekhane, yönetim, kreş, sağlık birimi) olan doğu girişine yakın olarak konumlandırılmış, servis ilişkileri alanın işleyişini bozmayacak şekilde çeperin dışında çözülmüştür. Nispeten kullanım yoğunluğun az olan, alanın kuzey çeperinde ise yurtlar bulunmaktadır.

ULAŞIM ve ARAÇ SİRKÜLASYONU

Yerleşkeye arazinin karşılıklı iki noktasından ve kuzey çeperinden giriş alınması planlanmıştır. Alanda henüz bir toplu taşım sistemi yoktur. Ancak kent merkezinden güçlü toplu taşım akslarının alana bağlanması bu büyüklükte ve yoğunluktaki bir alan için elzemdir. Bununla birlikte alana öğrenci ve öğretmenlerin büyük bir kısmının servis araçları ile geleceği düşünülmektedir. Belirli saatlerde ve toplu olarak taşıma yapılacağından alanda büyük otopark izleri yerine her yapının kendi arkasında servis araçlarının konumlanması planlanmıştır.

İŞLETİM MODELİ

Büyük yatırım gerektiren Eğitim Kampüsünün; personel esnekliği ile öğretmen ve diğer destek personelin eğitim öğretim tesisleri içinde ekonomik olarak kullanımına imkân sağlayacak şekilde kurgulanması tasarımı yönlendiren unsurlardan birisidir. Bu nedenle program arazi içerisinde zonlanmış, eğitim birimleri arazinin güney kısmında konumlandırılmıştır. Kampüs içerisinde bulunan
konferans salonu, sosyal merkez, spor tesisleri ve açık spor alanları ise arazinin kuzey kısmında; öğrenim saatleri ve öğrenim sezonu dışında (akşam, hafta sonu, tatil süreleri)kent için bir sosyal merkez gibi hizmet verebilecek biçim ve esneklikte tasarlanmıştır.Böylece tasarım bir işletme ekonomisi de sağlayacaktır. Eğitim Kampüsünün büyüklüğü göz önünde bulundurularak yapılar farklı etaplarda inşa edilebilecek biçimde yapım esnekliği dikkate alınarak oluşturulmuştur.

İNŞAAT SİSTEMİ ve MALZEME SEÇİMİ

Tasarımda yalın bir mimari dil kullanılmıştır.Aşırı renk ve biçim kullanımından, kaçınılmış, sade, algılanabilir ve tanımlanabilir bir mimari dil tercih edilmiştir. Bunun yansıra kampüs yapıları rasyonel ve modüler parçalardan oluşturulmuştur. Bütün yapılar 7.40- 7.40 gridal sistem ile organize edilmiş, böylece üretim maliyet ve süreçlerinin kısaltılması/azaltılması hedeflenmiştir. Bunun yanı sıra modüler yapı sistemi,mekânların zaman içerisinde değişen eğitim sistemlerine küçük müdahalelerle uygun hale getirilmesine imkân tanımaktadır. Böylece gelecekte ihtiyaç duyulacak farklı mekânların düşük maliyetle oluşturulmasına imkân tanınması amaçlanmıştır.

Taşıyıcı sistem olarak büyük açıklık geçilen özel yapılar (spor yapıları ve konferans salonu) hariç yapılarda betonarme taşıyıcı sistem kullanılmıştır. Konferans salonu ve spor yapılarının gerektirdiği büyük açıklıklar ise çelik strüktürler ile geçilmiştir.

EKOLOJİ VE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK İLE İLGİLİ İLKELER

Aydın ilinde kış ayları ılık ve yağışlı, yaz ayları ise kurak ve sıcak geçmektedir. Ortalama sıcaklık17.6 derece olan ilde yılın büyük çoğunluğunda sıcak hava etkisini hissettirmektedir. Bu nedenle yapılarda ısıtmadan çok soğutma ihtiyacının olduğu göz önüne alınarak, mekânların doğal ışık alması sağlanırken özellikle güney cephelerde fazla ısı kazanımını engelleyecek biçimde pencere önü düşey güneş kırıcılar kullanılmıştır.

Güneşlenme süresinin yüksek olduğu ilde, güneş enerjisinden en yüksek düzeyde faydalanılarak bu enerjinin kampüsün ısıtma sisteminde ve sıcak su elde edilmesinde (yurtlar, havuz, spor alanları, kreş vb. alanlar için) kullanılması amaçlandığı için, yapıların güneye bakan çatılarında güneş panelleri kullanılması öngörülmüştür. Peyzaj düzenlemesi içerisinde ise yağmur suyunun belli noktalarda toplanması, filtre edilmesi, depolanması ve tekrar kullanılmak üzere dağıtılması planlanmaktadır.

Etiketler

Bir yanıt yazın