MİMARİ AÇIKLAMA RAPORU
“Savaş, yalnızca bir teritoryal hakimiyet mücadelesi değil, zihinlerdeki sınırların da tıpkı cephedeki gibi muğlaklaştığı bir devinimsel süreçtir. Kararsızlık hissiyatının gövdeleştiği, sınır kavramının ortaklaşmaya tabi tutulduğu o an, savaşın en şiddetli safhasıdır. Bir şeyin şiddetli olma anı potansiyelinin dışavurumu için en elverişli zamanıdır. Mekan (sınır, bölge, yer…) ve zaman (önce, şimdi, sonra…) ikilisinin böylesine iç içe ve ilişki içerisinde olduğu savaş anı, savaş müzesi konsepti ile oluşturulmakta olan bir mekanın kurulumu ve algısı üzerinde de son derece etkilidir.”
1. Hisart Canlı Tarih Ve Diorama Müzesi’nin kurgulanması planlanan Tarihi Yedikule Gazhanesi arazisi İstanbul’un en kıymetli endüstriyel miras alanlarından biridir. Tarihi Yarımada sınırları içerisinde merkezi bir konumda bulunması, tarihi İstanbul Surları ve Yedikule Zindanları’na olan yakınlığı, kıyı-kent ilişkisi bağlamında şehrin önemli noktalarından biri olması alanın kullanılabilirlik potansiyelini kuvvetlendirmektedir. Fakat, kendi başına dahi bir açık hava müzesi olma niteliği taşıyan gazhane arazisi, yasal olarak koruma altında olmasına rağmen günümüzde atıl durumdadır. Arsanın kıyısında konumlanan Kennedy Caddesi, alanın ulaşılabilirliğine hiçbir katkı sağlamazken, kıyı bandı ile gazhane arsası arasında; kullanılmayan demiryolu ise yerleşim dokusu ile arsa arasında birer sınır oluşturmakta, civarda yüksek kot farklarının bulunması araziyi çevresinden epeyce koparmaktadır. Alana erişim oldukça sınırlıdır. Bu durum, yakınında yoğun yerleşim dokusu, kıyı bandı ve tarihi eserlerin bulunmasına rağmen arsanın çevresiyle kurduğu ilişkiyi zedelemektedir. Alanın sahip olduğu potansiyel değerlendirilememiş, tescilli endüstri yapıları yok olmaya mahkum edilmiştir. Proje, gazhane arazisini yeniden kent hayatına kazandırmayı, alanı açık hava müzesi niteliğiyle koruyup gerekli fonksiyonlar ile mekansal olarak desteklemeyi amaçlamaktadır. Gazhane arazisinin tamamen kamusal kullanıma adanmış bir müze park olarak kullanılması önerilmiştir. Bu bağlamda, Kennedy Caddesi kamusal alanı besleyen bir araç olarak kurgulanmış, bir sınır olmaktan kurtarılmaya çalışılmıştır. Cadde ile arsa arasındaki kot farkı kentsel basamaklar ile insan ölçeğine indirgenmiş ve alana erişim toplu taşıma, bisikletle ulaşım ve yaya ulaşımı açısından mümkün kılınmıştır. Ayrıca cadde cephesinden alanın otoparkına araç girişi verilmiş, böylelikle araçla ulaşım, acil sevkiyat ve eser nakliyatı kolaylaştırılmıştır. Arazinin arka cephedeki girişi yine araç ve yaya girişi için korunmuş, alanın erişilebilirliği maksimum düzeyde tutulmaya çalışılmıştır. Arazideki kot farkı, çevreyle ilişkiyi kolaylaştırmak ve insan ölçeğinde daha etkin kulanılabilir alan sağlamak açısından taraçalanmalar ile yok edilmiş, fonksiyonel dağılımı destekleyici bir araca dönüştürülmüştür. Tüm bu düzenlemeler ile alanın üst ölçekte çevresiyle arasındaki sınırlar muğlaklaşmış, bölgeler arası mekansal geçirgenlik arttırılmıştır, böylelikle alanın kullanılabilirlik potansiyelinin meydana çıkarılması hedeflenmiştir.
2. Gazhane arazisi kendine has geometrik biçimlenişi ve doluluk boşluk oranlarıyla oldukça etkileyici bir varlığa sahiptir. Arazi içerisinde bir odak olarak varolan gazometre yapısı ve yalnızca çeper duvarları ayakta kalabilmiş iki adet beşik çatılı, lineer kurgulu endüstri yapısı bulunmaktadır. Eski bir yapıyı korumanın en etkili yolu onu kullanılabilir kılmaktır. Bu bağlamda, arazi içerisinde müze kompleksi için gerekli mekanların olabildiğince varolan yapılar bünyesinde çözülmesi önerilmiştir, arazi içerisindeki niteliksiz yapılar kaldırılmıştır. Yalnızca duvarları ayakta kalmış olan tescilli yığma yapılar içerisine sergi hacimleri yerleştirilmiştir. Yerleşimin varolan yapıların tasarımsal bütünlüğünü zedelememesi için, yeni kütleler mimariyi tamamlar nitelikte tasarlanmış, yapı hacminin tamamı doldurulmayarak eski yapıların daha da algılanabilir olması hedeflenmiştir. Diğer programatik ihtiyaç mekanları ise alanın kendine has lineer, geometrik kurgusunu vurgulayacak biçimde yeni tasarlanan yapılar içerisinde çözülmüştür. Barışı anlamada savaşın muhteviyatını bilme, önem kazanmakta; bu fonksiyonel mekanlar vasıtasıyla kullanıcıya aktarılmaktadır. Bir kompleks olarak çalışan müze-eğitim birlikteliği bilme edimini sağlamaktadır. Kompleks, deneyimlenebilir kurgusuyla ise kullanıcıyı kendinin bir parçası kılar. Bir odak niteliğindeki gazometre yapısı, savaş olgusunun kullanıcıya duyumsal olarak da aktarılabileceği bir mekan olarak kurgulanmış, amfi tiyatro, seyir terası ve canlandırma mekanı ile donatılarak ziyaretçi-müze etkileşiminde de bir odak olması hedeflenmiştir. Yapı savaş deneyimini ziyaretçiye işitsel, görsel, dokunsal ve algısal olarak yaşatmanın yanı sıra yakın çevredeki sur duvarları ve zindanlar gibi kentsel savaş öğelerinin görünür kılınmasını da sağlar. Yapılaşan kısımların dışında kalan alan ise peyzaj düzenlemesi ile canlandırılmış, yeşil alan seviyesi maksimum düzeyde tutulmaya çalışılmış, açık sergi alanları, sokak etkinlikleri, park alanları ve serbest dolaşım için rekreatif kamusal alan sağlanmıştır. Alanın yapılaşma eğilimi göz önüne alınarak yol bağlantıları tanımlanmış, ön ve arka cephe arası ulaşım yer altı otoparkı ve rampa sistemiyle yeniden kurulmuştur.
3. Bir kompleks olarak tasarlanan Hisart Canlı Tarih Ve Diorama Müzesi, içerisinde birçok farklı işlevi barındırmaktadır. Mekanların tasarlanmasında işlevlerin karşılanmasının yanı sıra kamusallık, ulaşılabilirlik ve esneklik gibi kavramlar çerçevesinde insanın kullanma pratiklerini yaşatabilmek de son derece önemlidir. Zira insanın mekanı kullanma eğilimi de bu olanaklar çerçevesinde gelişmektedir. Bu bağlamda mekansal dizim açısından kompleksin birbirine geçişen ve dönüşen mekanlar üzere kurulumu önerilmiştir. Müze işlevinin (sergi birimlerinin) yerleştirildiği lineer tarihi yapılar üzerinde hareketli kabuklar bulunmaktadır. Bu kabuklar yapının bulunduğu aks üzerinde tüm arazi boyunca hareket edebilmektedir. Kimi zaman yapı bünyesindeki boşlukların üzerini örterek kapalı mekana katan, kimi zaman dış hacimde tanımlı mekanlar oluşturarak geçici sergi düzlemi yaratan, kimi zaman ise aynı aks üzerindeki farklı yapılar ile bütünleşerek müze birimleri ile algısal ve programatik bağlantılar kuran hareketli elemanlar, kontrol ve dolaşıma dair mekanizmalar yok sayılmadan, katı biçimde tanımlanmış müze kurgusuna kabul edilebilir bir çözüm sunmayı ve müze kavramını yeniden sorgulatmayı hedeflemektedir. Aynı zamanda müzenin sınırlarını muğlaklaştıran bu elemanlar, sınırı ve sınırı oluşturan bölgelerin birbirine geçişini vurgulamakta, bir sınır müzakeresine vesile olmaktadır. Günün farklı saatlerinde, ayın farklı günleri ve yılın farklı aylarında farklılaşan mekanlar, dinamik kurgusu ile ara mekanları düzenlemekte; bir savaş müzesi olarak sınır, etki alanı, müzakere, hakimiyet gibi kavramları deneyimlenebilir kılmaktadır.