PROJE RAPORU
Usul, uçucu, şen, yer yer uçuk bir şiiri var DİDEM MADAK’ın… Sürekli başkalarıyla ve başkalarında ve başkalarından konuşuyor gibi, ama aslında kendini ve bulunduğu ‘yer’i anlatıyor. Anlaşılmadıkça genişletip ve mekân değiştirip, zaman değiştirip, kip değiştirip, yeniden anlatıyor. Yeniden anlattıkça, uzun ve ağır ve yoksul bir çocukluğa dayanan‘söz’ü genişliyor, ilk bakışta çocuksu ve ilksel olan, gidip kendisine bir düşünsel arkaplan buluyor: Bu muhteşem bir doğallık, muhteşem bir farkındalık, muhteşem bir kararlılıktır aynı zamanda. Coşku yerine hüzün, ironi yerine acı, tam da orada başlıyor. “Çocuklar gibi ölmeyi bilmeden öldüm,” demesini bilmiştir; oysa, dolu dolu yaşamasını bilen kendisidir. Cemal Süreya’nın dediği gibi, “Her ölüm erken ölümdür,”; ama burada daha çok çağcılımız dedem Yunus Emre’nin tanımladığına uygun, 41 yaşında bir beden yatıyor: “Göğ ekini biçmiş gibi”…
İstendi ki, çayır, çimen, ot, ekin, yabani olan herşey; şair ağabeyi Uyar’ın “Kayayı Delen İncir” örneği şiirleri gibi, yırtsın dünyada katılaştırılmış olanı…
TEMEL TASARIM İLKELERİ:
a. Mezar ve mezarlık, ölü’nün/ölüler’in “iktidar alanı”dır. Orada ölü’nün kendisi, ölü’nün ardında kalanlar tarafından ‘temsil’ edilir. > SADELİK
b. Her bir kişinin, yani vefat etmiş kişinin, farklı kişilik temsiliyetinin gereği ve hakkı vardır. Bu nedenle mezarlıklar mimarların (ya da herhangi bir sanatçı grubunun) iktidar alanı haline getirilmemelidir. > ÖZGÜNLÜK
c. Tasarım açısından mezarların bir üslup ya da form bütünlüğünün bulunması gerekmez; tam tersine mezarlıklar, mimarlığın (büyük harfle Mimarlığın), ya da başka ‘herhangi bir yapma ya da algılama biçiminin’ tahakkümü altında olmamalıdır. > ÇEŞİTLENME
d. Mezarlık, bir ‘kamusal alan’ olduğu için de, ‘temsil’ de kişisel değil, ‘kamusal’ olmalıdır. > KAMUSALLIK, KAMUSAL DİLDE İLETİŞİM
e. Ölü kişiyi/ölüyü ne denli ‘ortaklıklar/ortak payda/kolektif bellek’ açısından anladıysak, öyle temsil etmelidir. Bu ‘ortaklıklar/ortak payda/kolektif bellek’ temsili, olanaklar içinde ‘doğru’ ve ‘dürüst’; olabildiğince kişisellikten arınmış olmalıdır. > KOLAY ANLAŞILABİLİRLİK
Bu ilkeler ışığında mezar tasarımı ele alınırken, ifadelerde sadelik; imgelerde kalıcılık ve dolayısıyla malzemede dayanıklılık; ayrıntılarda dürüstlükle elde edilen giriftlik; malzeme seçiminde kalıcılık ve yerellik; mezar yerinin koşullarına ve yapılma koşullarına, bölgeyi etkilemeden hızlı ve nitelikli elde etme koşullarına uygunluk, tasarım ekibini yönlendiren kurallar olmuştur.
ANA FİKİR:
‘’…Yapıştırsam da parçalarını hayatımın
Su sızdırıyordu çatlaklarından
İçimden çıkmak istiyorum artık…”
Tasarımın ana fikri kapatılamayan bir çatlağın dışa vurumudur. Sonuç ürünü ise imalata doğrudan yansıyabilecek ve KOLAY ANLAŞILABİLİR bir şekilde / yerinde / doğal bir şekilde /SADE / basit bir yöntemle elde etmeyi amaçladık. Önerdiğimiz yapım yöntemi, imalatın sonucunda oraya bir çatlak çıkacağını öngörür ancak her seferinde de farklı bir sonuç vererek ÖZGÜNLÜK vurgusu yapar.
YAPIM YÖNTEMİ:
– Baza için 30 cm derinliğinde çukur açılır.
– Kalıp oluşturulur ve poroz beton ile baza oluşturulur. Poroz beton geçirgem yapısı sayesinde toprağın hava almasını sağlar.
– Baza üzerinde asıl mezartaşı için kalıp kurulur. Çatlağın kendiliğinden oluşması amaçlanmaktadır. Bunun için kalıbın pot tarafı krikolar ile yükseltilerek kalıp hazırlanır.
– Betonun prizini almaya başlaması ve kıvamlı halinden kurtulmasının ardından krikolar indirilerek çatlağın kendiliğinden o anki şartların gerektirdiği şekilde oluşması sağlanır. Priz işlemi tamamlandıktan sonra krikolar çekilir.
– İnce kum ve küçük çakıllardan elde edilmiş cam elyaf fiber takviyeli beton kalıba dökülür. Üstü perdahlanmaz. Prizini alması beklenir.
– Çatlağın içindeki beton artıkları elle temizlenir ve toprağa ulaşılır.
– Çatlakta doğal hayatın devamlılığı sağlanır.
– Çatlak her mevsim başka bir yüzüyle bizi karşılar.