Proje Raporu
DÜŞÜNSEL YAKLAŞIM
“Eski bir kasabadaki herhangi bir anonim ev ya da hiç de gösterişli olmayan bir çiftlik evi bizde yakınlık ve memnuniyet hissi uyandırır da, neden çok az modern yapı hislerimize dokunur?”
Juhani PALLASMAA, “The Geometry of Feeling”
Kentlerin yıllar içerisinde geldiği seviyede yapılı çevre; bulunduğu yerin bağlamından kopuk, aidiyetsiz, kişiye sosyo-psikolojik açıdan herhangi bir bağlanma – içtenlik hissi veremeyen, salt barınma imkanı sunan mekanlara dönüşmektedir. Bu durum, insani bağların ve değerlerin de yok olmasına neden olmaktadır. Bu anlamda geçmişteki kuvvetli “insani bağlar”ın yeniden ortaya çıkmasını sağlayacak komşuluk bağları doğuran, etkileşime açık, birlik ve beraberliğe teşvik eden mekanlar tasarlamak gayesi ile bir mahalle kurgusu oluşturulmuştur.
Pallasmaa, bir kasabadaki herhangi bir evin kişide yakınlık, aidiyet hissi uyandırdığından, kentleşme ürünü modern yapıların ise olumsuz durumundan bahseder. Buradaki anahtar kelime “kasaba” dır. Mimari bir yapının tek başına yeterli olamayacağını, asıl önemli olanın yaşantı olduğunu vurgular. Yaşantıyı ise kasaba örneği üzerinden aktarmaktadır. Bu bağlamda yaşantının temel taşını oluşturan mahalleleri, mahalle yaşantısını irdelemek gerekmektedir.
1. Mahalle
Mahalleler, sosyal organizasyon biçimleridir; bir kent için sosyal davranışların belirleyicisi ya da sosya-kültürel bir yaşam modeli olarak nitelendirilebilirler. Bu anlamda mahalleler, bulundukları kenti besleyerek kentin çekirdek yaşantısını oluşturan yaşam örüntüleridir. Sunduğu sosyo-kültürel yaşam kesitleri ile kentin karakterinin belirlenmesinde önemli rol oynarlar ve kurgulanan örüntüler ile her anlamda yaşayan bir kent parçası oluştururlar. Sosyo-kültürel, toplumsal, ahlaki vb. değerler çerçevesinde örgütlenmiş iç yapıları ile kent organizasyonunun temel birimlerini oluştururlar. Mahalleler, toplum hayatına tesir ederek, bulunduğu kenti sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan canlandırma potansiyeline sahiptirler.
2. Mahalle Yaşantısında Deneyim, Farkındalık ve Bütünsellik
Mahalle olgusu, barındırdığı anlamsal ve mekansal nitelikler itibariyle bütüncül bir özelliğe sahiptir. Mahallenin, mekansal bütünlüğü ise ona ait parçaların birbiriyle olan ahengi ile doğru orantılıdır. Bir mahallenin temel parçaları, kendi başlarına olduklarından fazlasını ortaya çıkarmak için bir araya getirilir. Bu parçalar aynı zamanda iç mekan, ara mekan, dış mekan ve kamusal açık – yarı açık mekanları ile bütüncül bir çevre kurgusunu da meydana getiren öğeleri barındırır.
Gündelik yaşantı deneyimi içerisinde her bir mekansal örüntünün önemi ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda mahalle tasarımında kullanıcı (mahalleli) deneyimi ön planda tutulmalıdır. Proje özelinde bu veriler dikkate alınarak mahalle tasarım yaklaşımında, devamlılık arz eden birçok mekansal parça ile karşılaşma olasılığını arttıracak bütünsel bir kurguya gidilmiştir. Mahalleyi yaşanır kılmak ve anlamlı bir örüntü oluşturmak için, mahalle içerisinde ele alınan çok boyutlu bağlar, deneyimsel mekan ve farkındalık oluşturma fikri önemli bir tasarım aracı olarak ele alınmıştır.
3. Mahallede Ölçek – Yoğunluk
“Kentler, insanlarla doldukça bu insanlar birbirleriyle işlevsel bağlarını yitirmeye başladılar. Bu yoğun insan akını ile kentsel yaşam gittikçe renksizleşmekte ve nihayet kamusal alan ortadan kaybolmaktadır.”
Richard Sennett,”Kamusal İnsanın Çöküşü”
Sennett’in de belirttiği gibi yoğunluk arttıkça sosyal alanlar yaşanamaz hale gelecektir. Bu anlamda mahalle açısından da yoğunluk – ölçek önem teşkil etmektedir. Tasarımda, mahalle ölçeğinin belirlenmesinde sosyo-kültürel odaklar ve kamusal açık alanların oranı ile insan yoğunluğu doğrudan ilişkilendirilmiştir. Tasarımda mahalle sakinlerinin sosyolojik, psikolojik ve fiziksel gereksinimleri ile ilgili yeterli konforu sağlayacak düzeyde alan ve fonksiyon yoğunlukları belirlenmiştir. Bu yaklaşım ile nitelikli tasarımların üretilebilmesine ve canlı bir sosyal yaşantının kurulmasına da zemin hazırlanmaktadır.
4. Yer Seçimi: Doğu Anadolu Bölgesi (Muş Merkez Kepenek)
Anadolu’nun zengin kültürel yapısı ve gelenekleri, günümüz kentsel ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde değerlendirilerek mahalle tasarım kurgusu belirlenmiştir. Anadolu tarihi açısından önemli medeniyetlerin izlerini ve kadim değerleri barındıran, Doğu Anadolu Bölgesi – Muş Merkez Kepenek tasarım alanı olarak seçilmiştir.
Doğu Anadolu Bölgesi’nin Yukarı Murat – Van bölümünde yer alan Muş Kenti, coğrafi konumu ve tarihi bakımından önemli bir yerleşim birimidir. Coğrafi olarak tarihi çok eski zamanlara dayanan Diyarbakır, Elazığ, Erzurum ve Van gibi kadim şehirlerin ortasında yer alması Muş kentinin coğrafi önemini arttırmaktadır. İlk çağlardan itibaren önemli bir güzergah üzerinde olan Muş, tarih boyunca çok sayıda kavim ve medeniyetin egemenliğinde kalmıştır.
Muş; tarihiyle, içinde barındırdıkları ve yaşayanlarıyla tam bir kültür mozaiğine dönüşmüştür. Diğer taraftan Muş’un sahip olduğu zengin su kaynakları, otlak, mera ve dağ çayırları ile geniş ve verimli arazisi, yörede tarım ve hayvancılığın önemli bir geçim kaynağı olmasını sağlamıştır.
Muş’ta kent nüfusu göçlere bağlı olarak hızla artmaktadır. Yaşanan iç göçler ile kent, planlanmadan yapılanmaya başlamıştır. Plansız yapılaşma, niteliksiz yapı üretiminin de artmasına sebep olmaktadır. Bu anlamda Muş Kenti planlama çalışmaları, sosyal veriler ve göç yönelimleri gözetilerek ele alınmalıdır.
4.1. Muş’ta Mahalle Yaşantısı
Mahalle, hayatın kendisidir; herkes için farklı bir bakış açısıyla “evim” diyebileceği kentsel açık alanı/ bölgeyi belirler. Mahalle, kişiliğin en büyük etkileyicilerindendir. Sosyolojik ve psikolojik boyutta kişiyi etkileyerek, kişiliğine yön veren eylemlerin başlangıcını simgeleyen yine mahalledir.
Muş eski mahallelerine baktığımızda hala çocukluğumuzun mahalle yaşantısını bulabileceğimiz yerler mevcuttur. Ancak gün geçtikçe yeni yapılaşmaların kimliksiz ve insanı odağa almayan durumlarından dolayı bu mahalle yaşantıları kaybolmaya yüz tutmuştur. Özellikle yeni yerleşim alanlarında hiç görülememektedir.
Muş’un eski mahallelerinde, hemen her sokakta top oynayan çocuk kalabalığı bulabilirsiniz. Muş mahallelerinde sokakların birçok işlevi bulunmaktadır. Özellikle düğün, sünnet gibi etkinlikler ev önlerinde, sokak aralarında gerçekleştirilir. Çocuklar “mahlede düğün var!” diye çığırarak herkesi düğün başına toplarlar. Mahalle kadınlar içinde evlerinin önünde oturdukları, komşularıyla sohbetler gerçekleştirdikleri ve el işlerini birlikte ürettikleri alanlardır.
4.2. “Mahalleli Olma” Olgusu
Tasarlanan mahallede; fiziksel, duyusal, ruhsal, sosyolojik ve psikolojik birçok farklı katmanın birlikteliğine önem verilmiştir. Bu katmanlardan bazılarını; komşuluk ilişkileri, yakınlık, birlik kurma, aidiyet, dayanışma, müşterek üretim, öğrenme, paylaşma, bütüncüllük, güvenli hissetme fiziksel ve psikolojik sınırı, kamusal mekanlar – ortak yaşam alanları yaratma – etkileşim sahaları oluşturmaktadır.
Bütünleşik bir mekan anlayışıyla tasarlanan mahalle; bulunduğu o anla çok boyutlu bağlar kurarak farkındalık yaratır. Farkındalık ise içinde; anlama, anlamlandırma, duyarlılık/içselleştirme, eleştirel bakış/sorgulama, yaşantı/deneyim, eylemek/eylemsellik, sezgisellik, özgüllük, iletişim, aidiyet, izlenim gibi çok yönlü derin anlamları barındırmaktadır.
4.2.1. Aidiyet
Birey ya da topluluk olarak insanın kimliğinin oluşması bir yere ait olmasıyla iniltilidir. Mahalleye bağlılık duygusu, bir yere ait olma hissi ve oranın geçmişten günümüze yaşam biçimini benimseme ve devam ettirmeye yönelik anıları barındırır. Tasarlanan mahallenin ölçeğinin belirlenmesinde, sakinlerinin kendilerini ait hissedebilecekleri ve neredeyse tüm yaşayanları bireysel olarak tanıyabilecekleri ve etkileşim sağlayabilecekleri kapasitelerde fiziksel bölgelemeler yapılmıştır.
4.2.2. Komşuluk
Bir mahalle de komşuluk ilişkileri; yardımlaşma, arkadaşlık, güvenlik duygularını geliştiren, pekiştiren ve belki de bir kentten öte ülkenin sosyo-kültürel ve psikolojik kalkınmasını etkileyen en önemli bağdır. Mahalleli olma pratiğini sağlayan temel koşul; insanların simayen dahi olsa birbirlerini tanıyor olmalarıdır. Selam verme / hatır sorma gibi etkileşimler ile sosyal bağların olduğu ortamlarda mahalleden söz edebiliriz.
Günümüz kentleşmesinde mahalle kurgularında kültürel, sosyolojik ya da psikoloijk herhangi bir veri göz önünde bulundurulmadan, komşuluk ilişkilerinin sıfırlandığı, kamusal alanların yetersiz ve hatta hiç olmaması nedeniyle sosyal ilişki – etkileşim kurulabilecek yerlerin yoksunluğu sonucu tüm ilişkiler kopma noktasına gelmiş, bencil bireyler ile bencil kentli profili oluşmaya başlamıştır. Oluşturulan tasarım ile komşuluk ilişkilerini, insan psikolojisi ve kent sosyolojisini ön plana alan etkileşimi arttıran bir tasarım kurgusuna gidilmiştir.
Tarihten referans almak, Eski Anadolu yerleşimlerinin fiziki mahalle anlayışını kopyalamak değildir. Aksine önemli olan insani değerler, kültür ve gelenektir. Yeni yapılacak tasarımda mahalle; Doğu Anadolu’nun kendine özgü yaşantısını ve değerlerini kapsayacak şekilde temellendirilmiştir.
Yerleri, yaşantıya çeviren o yerin sakinleridir; insanlarıdır. Geleneksel değerleri devam ettirerek gelecek kuşaklara aktaracak olan yine insandır. Bu anlamda tasarımda bu değerler öne çıkarılarak mekansal çözümler geliştirilmiştir.
Gerçek hayattan kesitler sunan mahalle tasarımı; kendi çocukluğumuzun mahallelerinde bulduğumuz o içten bağların yaşanmasına olanak tanıyacak biçimde, insanların birbirlerinin hayatlarına dokundukları ve etkileşimde olacakları şekilde kurgulanmıştır.
4.3. İklim ve Geleneksel Muş Evleri
Geleneksel Muş evlerinin oluşumunda örf ve adetlerden gelen yaşantı biçimi ve ihtiyaçlar etkendir. Yaşantının oluşumunu etkileyen en baskın faktörü ise iklim ve coğrafyanın zorlayıcı koşulları oluşturmaktadır.
Güney Doğu Toros Dağlarının uzantısı olan Haçreş dağlarının önemli zirvelerinden Kurtik dağının kuzeye bakan yamaçlarında, Çar ve Karni derelerinin aktıkları vasiler arasında kurulu olan Muş Kentinin iklimi karasal olup, kışları soğuk ve kar yağışlı, yazları ise çoğunlukla kısa ve serin geçmektedir. Bu anlamda zorlu kış koşulları yapılaşmayı da etkilemektedir.
Muş geleneksel evlerinde evlerin yazlık – kışlık tarafları mevcuttu ve işleri yarı açık “havuş” kısmında yapıyorlardı. Tüm hayat bu alanda akıyordu. Havuştan girildiğinde büyükçe mutfak kısımları da dikkat çekmektedir. “Tandırlık” denilen bu mekanlarda tandır (fırın) bulunurdu ve kadınlar komşularıyla birlikte tandırlıkta yemeklerini yaparlardı. Günümüzde mimari ve sosyal anlamda bu bağ kopmuştur. Bu anlamda komşuluk ilişkilerini ve sosyal bağları etkin kılacak, Muş’un geleneksel yapısını ve kültürünü devam ettirecek arayışlar ile bir tasarım örüntüsü oluşturulmuştur.
TASARIM ANLAYIŞI
1. Tasarım Alanı
Mahallenin kurgulanacağı tasarım alanı, Muş – Merkez Kepenek’te yer almaktadır. Muş kent merkezinden uzakta, daha kırsal bölgede bulunan tasarım alanı; eğimli topografyası, dağ eteklerine yakın bir konumda bulunması, akarsulara ve ekin tarlalarına komşu durumu ile yoğun kent dokusunun olmadığı sakin bir bölgedir.
2. Mahalle Planlaması – Kentsel Tasarım Projesi Kararları
Mahalle tasarımı; disiplinler arası bir problematiktir. Bu bağlamda farklı disiplinlerin birlikteliği ile nitelikli mahalle örüntüleri oluşturulmalıdır. Günümüz mahalleleri geçmişteki zengin kültürel ve mimari niteliğinden tamamen kopmuştur. Bu anlamda, Anadolu kültüründe yer edinmiş mahalle örneklerinden yola çıkılarak yeni ve çağdaş mekansal tasarım anlayışıyla desteklenen, insanı odağa alan tasarım yaklaşımları ile bir mahalle örüntüsü oluşturulmuştur.
Yarışma özelinde örneklem alan olarak özgün tarihsel ve kültürel değerlere sahip olan Muş kenti Merkez Kepenek İlçesi seçilmiştir. Tarihi, doğal ve sosyo-kültürel bağlam içerisinde Muş yerleşimine özgü geleneksel değerleri ile Muş’un jeolojik yapısı, iklimi gibi verilerinin ışığında bir mahalle kurgulanmıştır.
Mahalle Tasarımı; Muş’un tarihi dokusu ve kültürel değerlerinden beslenerek günümüz teknolojik ve kültürel yaşantısı ile kentsel ihtiyaçlar bağlamında yeniden yorumlanmıştır. Zamanla kaybolmaya yüz tutan işlevler ve ilişkilerin günümüz yaşantısıyla ele alınarak geliştirilmesi amaçlanmış, kent imgesine, kimliğine ve yaşamına olumlu katkı sağlayacak özgün ve kimlikli bir mahalle tasarımına gidilmiştir.
Mahalle, çok katmanlı bir yaşam alanı olarak tasarlanmıştır. Günümüzde salt yapıların sokaklar üzerinde bir araya gelmesiyle oluşan aidiyetsiz, yalnızca adına mahalle denilen alanlar yerine, insanıyla yaşayan ve mahalle sakinlerinin yaşamına göre şekillenen alanlar tasarlanmıştır. Bu anlamda Muş yerel halkının yaşam tarzına önem verilerek, aidiyeti ve mekansal – sosyal bağları yüksek alanlar tasarlanmıştır.
3. Ana Tasarım Yaklaşımı
Mahalle tasarımında mekansal örüntülerin oluşumunda ana yaklaşım olarak; ortak yaşam alanı/ sosyal odak: “havuş” oluşturularak bu havuşa takılan konut birimleri ve sosyal merkezler ile etrafında gelişen açık mekanlar ve rekreasyon alanlarının konumlandığı bir tasarım kurgulanmıştır.
Ana araç yolu, yerleşim çeperinde konumlandırılarak, servis ve hizmet sağlayacak minimum ölçülerde ve yaya hakimiyetini bozmayacak şekilde tasarlanmıştır. Sosyal hayatın büyük çoğunluğunun yaşanacağı “havuş” araç yolundan koparılarak yaya hakim bir açık alan düzenlemesi öngörülmüştür.
Havuş; bir sosyal odak olarak mahallenin merkezi niteliğindedir. Bu merkez içerisinde bütüncül bir anlayışla tasarı mahallenin ana karakterini oluşturan fonksiyonlar yer almaktadır. Tasarım; insanı odağa alarak, her bir konuta değer veren, tüm yaşayanlara yönelik ortak yeşil alanlar ve etkileşim alanları sunmaktadır. Burada hedeflenen geleneksel Anadolu yerleşimlerindeki insani bağları, komşuluk ilişkilerini canlandırmaktır.
Öngörülen mahalle tasarımında genel yerleşim mantığını “havuş” oluşturmaktadır. Bir aks boyunca kurgulanan bu havuşa takılan konutlar, sosyal merkezler ve mahalle meydanı ve rekreasyon alanları ile aks boyunca devam eden ticaret birimleri tasarlanarak yaşayan bir mahalle hayatı oluşturulmuştur.
Genel yaya dolaşımı ön plana alınmış, araç yolu çeperden verilmiştir. Alana kentten ulaşım için, tasarım alanının iki giriş aksında da otobüs duraklarına yakın kurgulanan üst örtüler ile ulaşım dikkate alınarak, dinlenme mekanları ile kentsel donatılar konumlandırılmıştır.
3.1. Havuş: Ortak Yaşam Alanı / Sosyal Odak
Muş kültüründe geniş aileler, birlikte yaşam ve komşuluk ilişkileri ön plandadır. Bu geleneğe uygun olarak sosyal yaşantının ve etkileşimin gerçekleşeceği “havuş” kurgulanmıştır. Ortak yaşamın getirdiği güven duygusu ve bağlılık bu alanın gelecekte aidiyeti yüksek bir mahalle oluşmasındaki kilit noktayı oluşturmaktadır.
Havuş; Doğu Anadolu Bölgesi’ne özgü “havuş” bahçe – avlu görevi gören Geleneksel Doğu Anadolu evi ortak mekanıdır. Havuş’un yanında tandırlık, erzak deposu ve çardak görevi gören ağaç altı oturmalıklar yer almaktadır. Ön görülen ortak havuş (sosyal odak, ara mekan), aile yaşantısının kalbini oluşturarak sosyalleşmeyi ve komşuluk bağlarının güçlenmesini sağlayacaktır.
Havuş’ta karşılaşma – buluşma – temas etme yani komşuluk ilişkileri oluşturulmaktadır. İnsanlar birbirleriyle evlerinin önünde karşılaşırlar. Burada ev önünü oluşturan ve yaşantıyı şekillendiren havuş’tur. Havuş, toplayıcı ve dağıtıcı görevini üstlenmektedir.
Tasarlanan, bahçe, avlu, revaklar – üst örtüler , açıktan çıkan merdivenler, kapı önü oturma alanları gibi kurguların her biri bir etkileşim potansiyeli yaratmaktadır. Bu anlamda mahalle kurgusunda yaşayan ve etkileşim halinde olan mahalleliyi simgeleyen ve geleneksel yerleşimlere referans veren “havuş” yaşam odağı olarak kurgulanmıştır.
Geleneksel dönem yerleşmelerinde görülen sokaktan avlulara, avlulardan evlerin odalarına ve odalardaki kullanım yüzeylerine kadar bir mekansal süreklilikle bütünü oluşturma durumu tasarım özelinde “havuş” mantığıyla geliştirilerek yansıtılmıştır.
Ortak alanlar, dış mekanla ve konutların alt kotlarıyla bütüncül olarak tasarlanmıştır;
Tandırlık – mutfak: Muş geleneksel evlerinde, evin en önemli ve en geniş yerlerinden birisi olan mutfak içinde ya da havuşta tandır (fırın) bulunmaktadır. Tandır; yere ya da belli bir yükseltiye çukur kazılarak oluşturulan bir tür fırındır. Bu anlamda bu geleneği devam ettirerek sosyal yaşantıyı ve komşuluk bağlarını güçlendirecek ortak kullanıma açık tandırlıklar havuş kotunda, konut birimlerinin alt kotu olan ortak alanlarda tasarlanmıştır. Böylece aileler bu tandırlıkları ortak olarak kullanacak ve Muş geleneklerinde görülen birlikte yaşam ve birlikte üretim ağına katkı sağlanacaktır.
Tandır – ısınma: Muş geleneksel evlerinde mutfak olma özelliğinin yanı sıra ısınma aracı olarak da tandır kullanılmaktadır. Tandır mantığının kullanımı; kışın ayakları ısıtmak için alçak bir masanın (tandır kürsüsü) altına özel biçimli mangal konulup üstüne yorgan örtülerek yapılan düzendir. Geleneksel Muş evlerinde ısınma büyük oranda tandırlar sayesinde olmaktaydı. Bu anlamda bu geleneğin canlandırılarak havuşta ortak oturma alanlarında kullanımı öngörülmektedir. Böylece etkileşimi arttıran ve kışın konfor sağlayan açık alanlar da oluşturulmaktadır.
– İklimsel Anlamda Havuşun Önemi
Toprak, 2-3 metrelik derinlikte sabit olarak 12-15 derecelik ısısını korumaktadır. Kışın -20 derecelere ulaşan Muş için toprağın sahip olduğu sabit sıcaklık özelliği oldukça önem arz etmektedir. Bu anlamda, iklimsel koşullar göz önünde bulundurularak havuş toprak altı kotuna yerleştirilmiştir.
Toprağın doğal ısısından faydalanılması amacıyla eksi kotta tüm konutların ortak alanı olarak tasarlanan havuş, kar ve rüzgardan korunma işlevini de sağlamaktadır. Ayrıca bir aks boyunca devam eden havuşta yer alan ortak kullanıma açık fonksiyonlar ile kamusal – ortak mekan sürekliliği sağlanmaktadır.
– Enerji Verimliliği ve Sürdürülebilirlik
Enerji verimliliği ve kullanımı açısından çevre ve ekosistemle uyumlu konutlar tasarlanmıştır. Rüzgarı kesen bloklar, dar sokaklar ve eksi kotta yer alan havuş ile doğal iklimlendirmeye katkı sağlanmaktadır.
Kar Yükü Stratejisi: Çatıdaki kar yükünün tek eğimli çatı sitemi ile tasarlanan hazneye ulaşması sağlanmaktadır. Hazneye ulaşan kar, havuş kotuna aktarılarak burada kar suyunun arıtılarak evlerde kullanımı sağlanacaktır.
Ayrıca, soğuk iklim bölgelerinde karlar çatıda donma sonucu, buz kütlelerine dönüşerek yüksek yerlerden aşağı düşmekte ve yaralanmalara neden olmaktadır. Bu nedenle U konut tipolojisinde çatı eğimi avlu yönüne verilmeyerek bu buz sarkıklarının dış yönden hazneye atılımını sağlayan çözüm geliştirilmiştir.
3.2. Yapı Yönlenimi
U plan tipolojisiyle tasarlanan konutların yönleniminde en büyük etken soğuk iklim koşullarıdır. Bu anlamda kuzeyden gelen soğuk rüzgar yönüne kapalı yüzey tasarlanarak kuzeyde hava tamponu oluşturulmuştur.
Yaşantı, güney ve güneybatı ışığından optimum düzeyde faydalanacak şekilde konumlandırılmıştır. Güneye açılan U konut tipolojisinde yaşantı mekanları oluşturulmuş, sosyal hayatın geçtiği bölgede; havuşa açılan açıklıklar oluşturulmuştur. Güneye açılan konumlandırma ile güneşten maksimum fayda sağlanmaktadır. Ayrıca güney aksında yer alan Güneydoğu Anadolu Torosları’nın uzantısı olan Kurtik Dağı manzarasına yönlenilmiştir.
3.3. Konut Tipolojisi
Doğu Anadolu Bölgesi’nde iklim ve coğrafya kentlerin ana kurucusudur. Bu anlamda tasarlanan mahallede özellikle rüzgar ve manzara yönü dikkate alınarak daha korunaklı bir yapı tipolojisi olan U plan tipolojisi tercih edilerek güneydoğu – güney batı aksına yapılar yönlendirilmiştir. Plan tipolojisinin tercihinde ana verilerden bir diğerini ise Geleneksel Anadolu evi tipolojilerinde görülen; U sofalı çözüm tercih edilmiştir. Bu tipolojiden yola çıkılarak çözüm makro ölçekte değerlendirilmiştir. U sofalı çözümde tek bir aileye ait olan yapıda, odalar sofanın üç kenarında sıralanmaktadır. Yapılan tasarımda bu veriler kullanılarak, her bir U plan içerisinde farklı metrekarelere sahip ayrı aile konutları yapı boyunca sıralanmaktadır.
Konut iç çözümlerinde, dolaşım/ sirkülasyon kuzey doğu aksında konumlandırılırken, ana yaşama birimleri güney batı aksında konumlandırılmıştır. Böylece sirkülasyon hattında çift cidar etkisi ile hava tamponu oluşturularak yaşama mekanlarının ısısına katkı sağlanmaktadır.
-Çift cidar oluşumu: Muş kentinde, kışlar sekiz ay kadar sürerken, yaz ayları ise kısa sürmektedir. Bu anlamda pencere ve balkon açıklıkları, soğuk iklim bölgelerine uygun olarak çift cidarlı yapılmıştır. Böylece doğal havalandırmaya da olanak sağlanırken, soğuktan koruma işlevini de yerine getirecek açıklık çözümleri tasarlanmıştır. Konutların dış mekan geçişlerinde de çift cidar mantığı kullanılmıştır.
-Cephe: Doğu Anadolu evlerinin cephe dokusundan referans alınarak çağdaş bir yorumlama getirilmiştir. Kuzey Cephesinde güneşten maksimum verimi almak amacıyla koyu renkli malzeme tercih edilmiş ve az açıklıklı pencere sistemleri tasarlanarak, güneşin daha çok ısıtması amaçlanmıştır. Güney cephesinde ise daha çok açıklık yapılarak gün ışığının içeri alınması, havuş yaşantısının izletilmesi ve Kurtik dağı manzarasına yönlenim önemsenmiştir.
3.4. Konut Ortak Alanları
Konutların eksi kotunda tasarlanan ortak yaşam alanları havuşa katılarak zengin mekanlar ve etkinlik alanları oluşturmaktadır. Ortak alanlarda ekmek ve çeşitli yemeklerin pişirileceği ortak tandırlık (mutfak), ısınma ve ortak etkileşim odaklı ısınma tandırı, kilimcilik atölyeleri, el işleri atölyeleri, reçel yapım atölyeleri, bağcılık atölyeleri, metal – ahşap işleri ve ayakkabıcılık atölyeleri gibi mahalle halkının geçimine katkı sağlayacak atölyeler yer almaktadır.
4. Kamusal – Sosyal Yapılar
Tasarlanan ortak kullanıma yönelik sosyal ve kültürel işlevler ile yarı açık ve açık alanlar kentliyi de içine alması ile Muş kent ölçeğinde de büyük öneme sahiptir.
Doğu Anadolu geleneksel yerleşmelerinde görülen, kamusal – sosyal yapılarda mekanları toparlayan, bir aradalığını öne çıkaran avlu etrafında eyvanlı yarı açık kullanımlar mevcuttur. Bu kullanımdan referansla, kamusal – sosyal yapıların iç çeperini sararak bir meydan – toplanma alanı oluşturan eyvan ve avlulu yapılar tasarlanmıştır.
Eyvan kurgusuna takılan birimler içerisinde; muhtarlık, mahalleli etkileşim ve yardımlaşma merkezi, sağlık ocağı, büyükler okulu (okuma yazma öğrenme v.b.), yaşlı bakım birimi, kütüphane, mahalle tiyatro ve sineması, karakol, itfaiye birimi ve mahalle ilkokulu ile kreşi yer almaktadır. Bu birimlerin bütüncül kurgusu ile planlı bir yapılaşma ve gelişme göstermesi, mahallelinin karşılaşma, selamlaşma ve etkileşim alanlarının arttırılması hedeflenmektedir. Mahalle meydanı ve eyvan boyunca yer yer dinlenme mekanları tasarlanmış kentsel donatı elemanları ile zenginleştirilmiştir.
5. Kamusal Ticaret Aksı
Havuşta konumlandırılan ticaret birimleri bir aks boyunca devam etmektedir. Bu aks üzerinde mahalle pazar yeri, mahalle kahvehanesi, kafeteryalar, pastane, dürümcü, bakkal, manav, çiçekçi, ayakkabı tamircisi, giysi dükkanları, terzi, eczane, elektronik eşya satış ve tamir birimleri, kuaför, berber, fırın, mandıra, spor malzemeleri satış gibi ticari birimleri ile kamusal WC tasarlanmış ticaret için tasarlanan arastalar da bu meydana takılmıştır.
Havuş, içindeki ticari ve sosyal birimler ile birlikte etkileşimi yüksek, mahalle yaşantısını canlandıran ve ihtiyaçları karşılayan bir kamusal ticaret aksı oluşturulmuştur.
6. Açık Alan Tasarımı
Kamusal mekanda, doluluklar kadar boşlukların da varlığı ve önemi yadsınamaz. Bu anlamda avlular, bahçeler ve diğer rekreatif alanlar kentsel mekanın bileşenleri olarak algılanır.
Kamusal – Sosyal Merkezi bağlayan eyvan ortasında oluşturduğu meydan ve bu meydanın daha da taşarak su kenarına kadar uzaması ile geniş bir rekreatif alan oluşturmaktadır. Ayrıca bu meydana bağlanan amfi, mahalle parkı – su kenarı rekreasyon alanları ve çocuk parkı tasarlanmıştır.
Havuş içerisinde mahalle pazar yeri, rekreasyon alanları tasarlanmış, ayrıca havuşu besleyecek ve mahallelinin ihtiyaçlarını karşılayacak ticaret birimleri konumlandırılmıştır.
Yapılan açık alan bölgelemesinde, sosyal – kamusal merkeze yakın kısım daha meydan özelliği gösterirken, alanın güneydoğusunda konutların ön cephesine bakan tarafta yeşili bol, ağaçlandırılmış gösteri – seyir ve etkileşim alanları kurgulanmıştır. Yeşil alan içinde; spor sahaları, hobi bahçeleri ve tarlalar, yürüyüş parkurları, hayvan otlakları, çocuk parkı gibi çeşitli deneyim mekanları kurgulanmıştır. Ayrıca koşu-yürüyüş ve bisiklet parkurları, otoparklar ve akıllı bisiklet kiralama ve park alanları tasarlanmıştır.
Ekolojik hassasiyet ile açık alan tasarımı oluşturulmuştur. Kentsel mobilyalar ile zenginleştirilen, gölgeli mekanlar sunan yarı açık mekanlar, Muş florasına uygun bitkilerce donatılarak rekreasyon sağlayan açık alanlar ile mahalle sakinlerine canlı bir kamusal yaşantı ortamı sunulması hedeflenmektedir.
Açık alan kullanımları, belli bölgelere farklı hiyerarşiler ile dağıtılmıştır. Açık, yarı açık ve kapalı alanların sürekliliği önemsenmiş, kamusal yeşil alanlara yoğunluk verilerek, kentsel donatılar ile deneyim mekanları oluşturulmuştur. Taşıt yolları mümkün olduğunca mahalle yaşamının çeperinde tutulmuş, yaya odaklı bir tasarım anlayışı benimsenerek çevreye duyarlı bir kurgu geliştirilmiştir.
7. Yapı Sistematiği ve Statik Çözümleme Prensipleri
Mahalle tasarımında; avlulu kamusal – sosyal yapı tipolojisi ve U konut tipolojisinden oluşan yapılar mevcuttur. Yapının taşıyıcı sisteminin; yerel inşaat endüstrisinde sıkça kullanılması, proje genelinde malzeme tedariki ve ulaşımı, inşa edilebilirlik, sürdürebilirlik, vb. faktörler dikkate alınarak ekonomik sonuçlar elde edebilmek adına betonarme perdelerce desteklenmiş betonarme çerçeve sistem olarak tasarlanması uygun görülmüştür.
Sistem içerisinde, değişik strüktürel biçimli döşemelerin (çift yönlü kirişli, kirişsiz plak yüksek açıklıklı bölümlerde çelik kullanımı gerekli görülebileceğinden kompozit döşeme) yanı sıra, yanal dengeyi sağlayan betonarme çekirdek perdeleri/perde duvarları ve betonarme kolonlar yer alacaktır. Ayrıca bodrum kat gibi bazı bölgelerde kısmen yüksek sayılabilecek döşeme yüklerini düşey taşıyıcı elemanlara iletecek betonarme ve çelik kirişlerden yararlanılacaktır. Bu sayede yapıyı etkileyen yüklerin yapı içerisinde dolaşmadan sağlıklı bir şekilde betonarme temel sistemine ve oradan da zemine iletilmesi hedeflenmiştir.
Strüktürel öğelerin tasarımında amaçlanan mümkün olduğunca çok tekrar ve yalınlık sağlayarak ekonomik ancak dayanıklı ve inşa edilebilirliği yüksek bir yapı elde etmektir.
– Aks Sistemi:
Yapı 4 metre kat yüksekliğine sahip havuşa açılan eksi kotta ortak kullanıma yönelik bir kat ve 3 metre kat yüksekliğinde konutların bulunduğu dört kattan oluşmaktadır. Yapının en yüksek yeri 16 metre olarak tasarlanmıştır. Projeyi oluşturan yapıların x ve y yönünde tipik aks mesafeleri 8 metre olarak belirlenmiştir. Bazı bölgelerde bu mesafeler 6 metreye düşmektedir.
Yapı strüktürel çözümlemeler gereği dilatasyon ve deprem derzleriyle ayrılarak farklı bloklar olarak tasarlanacaktır. Yapıyı oluşturan aks sistemleri mimari programa uyumlu tasarlanarak mimari hedefleri zayıflatmadan, tekrar ve inşa edilebilirlik özelliği taşıyan düzenli bir strüktürün oluşturulmasına olanak tanımaktadır.
– Strüktürel Formlar:
Strüktürel formlar, yapının aks sistemine ve bu aks sistemlerinin geçtiği açıklıklara ve maruz kaldıkları yüklere bağlı olarak değişkenlik göstermektedir.
Projeyi oluşturan yapılarda sıklıkla görünen 8.0 metrelik açıklıklarda kalınlığı 30 santimetreyi bulan kirişsiz plak döşeme uygulaması uygun görülebilir. Bu tip döşemelerin inşa edilebilirlik ve mekanik donanım dağılımı gibi avantajları olmasına karşın muhtemel zımbalama kontrollerine dikkat edilmesi ve önlemlerin alınması gerekmektedir.
Döşeme yükünün kısmen yüksek görüldüğü yerlerde (otopark vb.) kullanılacak kirişler yardımıyla çerçeveler oluşturularak bu yükler düşey taşıyıcı elemanlara aktarılacaktır. Bu bölgelerde oluşturulacak çift yönlü çalışan döşemelerin kalınlıkları 18 -20 santimetreleri bulacaktır. Bu tip döşemelerin deprem davranışının kirişsiz döşemelere oranla daha iyi olması sebebiyle tercih edilmesi önerilmektedir.
1 Yorum
Resimler arasındaki en güzel resim Muşun doğal dokusu. O doğal dokusunun birbiri arsındaki doğal bağlantılı patika yolları…
Bizim gecekondu avluluydu. Her gecekondunun avlusu vardı. Evler sırt sırta, avlular dip dibeydiler. Avlularda güzel kaplamalar yoktu. Çoğunlukla toprak kaplıydılar. Bizimkinde dut ağacı vardı. O avlu hem mahremimizdi hem de komşuluk ilişkilerimizin yaşandığı yerdi. Bizi mahrem kıldı rüzgardan, fırtınadan, güneşten… Ama aynı zamanda arkadaşlarla rahatça oynayabildiğimiz çocuk bahçemizdi.
Gece konduğu için hepsini yıktılar. Yıktılar çocukluğumu arkadaşlığımı mahallemi…
Havuşların birbiri arasındaki ilişkisi, büyüklüğü, tekrar eden sıkıcı dokusu (bkz. OSTİM/ANK.’nın dokusuna) Muş’un doğal dokusuna hiç ait olamamış.
Muş’ a yakışmış mı şimdi kendini tekrar eden sıkıcı düz sokaklar. Ben orda gezerken hangi sokakta ya da hangi avluda olacağımın hiçbir anlamı kalmamış. Her yer aynı olmuş.
Çok özür dilerim hiç haddim değil eleştirmek ama mahalle olmak eskiden bir başkaydı.
Şimdi hastahane ya da kampüs gibi mahalle yapılmaya çalışılıyor.
Hastahanede ya da kampüste insanlar birbirine çok benzer ama sokakta, mahellede insanlar birbirinden çok farklı. Bu farklı insanları birbirine bağlamak onları mahalle yapmak bu olmasa gerek…
Saygılarımla. (Elinize emeğinize sağlık)