PROJE RAPORU
Varoluşu boyunca istilalarla şekillenen Haliç, her seferinde yeni rollere bürünmüş, dönüşmüştür. ‘Bir zamanlar var olan ancak şimdi görünmeyen’in izlerini sessizce geleceğe taşımıştır. Ta ki o izler birbirine eklemlenmeyi bırakıncaya kadar. Üstüne atılan her çizginin izini değerli bir yara gibi taşıyan bu eşsiz coğrafya, günümüzde bu birbiriyle uzlaşmaz yaraların çok sesliliği arasında ne/kim olduğunu arayan, yaşayamaz, yaşatamaz bir hale dönüşmüştür.
Haliç coğrafyasında 3. Bölge olarak tanımlanan Eyüp-Silahtarağa arasındaki 55 hektarlık alan için tasarım kurgumuz tam da bu noktadan esinle şekillenmiştir. Tasarlanacak olan parçaların oluşturduğu bütünün geçmişi kazınmış, kopan bağlar onarılmış ve tüm bu araştırma, incelemenin ana kurgusunu ‘KATMANLILIK’ oluşturmuştur.
Haliç’in silinen ve yeniden yazılan belleğini mekanın ve kullanıcısının kültürel kimliğinin bir göstergesi olarak odağına yerleştiren tasarım yaklaşımımız, Haliç genelinde Eyüp – Silahtarağa bölgesinin bir Palimpsest okumasıdır. Bu okuma, üst üste çakışmadan dolayı görünmez olan katmanları ve onlara ait izleri görünür kılar.
Palimpsest; Yunancada ‘palin’ (yeniden) ve ‘psestos’ (kazınmış) anlamlarına gelen iki sözcükten türetilmiştir (2). Zamanın mekan üzerindeki dönüştürücü ve değiştirici etkisini ‘yeniden kazınmışlık’ olarak tanımlamak, üst ölçek analizlerin ana kurgusunu oluşturmuştur. Tasarımın kavramsal çatkısı ise, Haliç üzerinden Eyüp – Silahtarağa özelinde; Palimpsestin Tüm Katmanlarını ve Bu Katmanlara Ait Değerli Bileşenleri, Eski ile Birlikte Yenide, İç İçe Kurgulanmaktadır.
Bu bağlamda;
Haliç’in kendi geçmişi ile kurduğu gözle görülmeyen bağları , yapısını oluşturan katmanlarda keşfe çıkılmıştır. Zamanın değiştiremediği ve zamana yenik düşenin ne olduğu sorgulanmış, defalarca yeniden yazılmış, silinmiş parşömeni kazır gibi yaşanmışlıklar eşelenmiştir. Katmanlarda çakışan noktalar tespit edilip, geleceğe dair yeni bir projeksiyon belirlenmiştir.
Oluşturulan katmalar (1);
1. KATMAN : (Orta Çağ’ın sonu / Bizans)
2. KATMAN : (18. yy sonu / Osmanlı)
3. KATMAN : (1980 öncesi / 1. Sanayi Dev.)
4. GÜNCEL KATMAN
5. VİZYON KATMAN: Kentin bu denli göbeğinde bir alanı doğanın kendini onarması adına, kullanıcının bu süreçleri yerinde görüp deneyimlediği kontrollü bir etkinlikler ağı olarak tasarlamak Ekolojik kurgumuzun çekirdeğini oluşturmaktadır. İnsanın, yeşilin ve suyun aynı istilada yan yana nasıl geleceğini, birbirlerini engellemek yerine zararı faydaya dönüştürüp birbirlerini nasıl geliştireceklerini ‘RİA (Derin Körfez)’ metaforunda birleştirilmiştir. Böylece kesintisizlik üzerine temellenen ekolojinin ana omurga olduğu ve kullanıcının aktif ya da pasif süreçlerle alana dair tüm deneyimlerini yarattığı bir omurga fikri Vizyon katmanımıza eklenmiştir.
Haliç’in geçirdiği değişim, doğal ekosistemin birbiriyle ilişkisiz parçalara ayrılmasına neden olmuş ve ekosistem bütünlüğünü yok etmiştir.
Bu bağlamda,
Ekolojik Derin Körfez Omurgası ekosistemi işlevler arası yeşil koridorlarla birleştirerek bütünlemeyi amaçlamaktadır. Farklı fonksiyon alanlarıyla bütüncül yeşil bir sistem oluşturacak olan bu omurga, kullanıcıya ekolojik işlevlerin farklı boyutlarıyla karşılaşma imkanını sunar. Kullanıcının bu sistemde hangi konumda olduğu fikrinin ilhamı De Certau’dan gelir.
‘Yürüme eyleminin başlı başına bir mekânsal yaratım’(3) olması düşüncesi kıyı boyunca uzanan kesintisiz bir yürüyüş hattıyla sağlanmaktadır. Ancak bu sirkülasyon güzergahı doğal doku içinde zaman zaman kaybolup zaman zaman ortaya çıkan bir doğallıkta alana entegre edilmiştir. Bu güzergah boyunca kullanıcı tıpkı Barthes’ın dediği gibi ‘sadece bakarak, oturarak, onu boydan boya geçerek’(3) Ekolojik Derin Körfez Omurgasının içinde yaşayacak ve mekanı her deneyimde yeni baştan yaratacaktır.
Ekolojik Derin Körfez Omurgası belli başlı temas merkezlerinden oluşur:
Bir karşılama alanı niteliğindeki bu ilk temas noktası Eyüp-Piyer Loti teleferik hattı bağlantısının düzenlendiği ve alana gelecek kullanıcıların karşılandığı bir merkez olarak işlev görür. İlk palimpsest katmanından günümüze taşınan önemli odaklardan biri olan Eyüp mezarlığı dinsel bir merkez, nekropol olarak alanın önemli bağlantı ve etki noktalarından biridir. Tarihi bir geçmişe sahip Eyüp Lisesi’nin yeni binası alana 1972 yılında taşınmış ve 2006 yılında Eyüp Sultan Anadolu Lisesine dönüştürülmüş olmasına rağmen kültürel bir değer olarak hem işlev hem de yapı bakımından koruma altına alınmıştır. Yan tarafındaki etkinlik alanı eğitim binalarına dair yeni nesil açık yeşil kampüs mantığında serbest etkinlik çayırı olarak işlevlendirilmiştir.
İkinci temas noktasında alan raylı sistem hattı ile ikiye bölünmektedir. Bahariye yolu ile raylı sistem arasında kalan alan Üretken Kentsel Peyzaj Koridoru olarak düzenlenmiştir. Bu koridor, kesintisiz yeşil bir hat olarak düzenlenen ve yakın çevresine getirilen rekreatif etkinliklerle hızı yavaşlatılan raylı sistemi yer yer kesen dikey sirkülasyon hatlarıyla kullanıcıyı sahile ve farklı ekoosistemlere birleştirmektedir. Raylı sistemin ön tarafında kalan alan ise doğal yapısı gereği geçmişte yeraltı suyu ve yağmur suyunun birikme alanı olarak işlev gördüğünden su toplama alanları, su bahçeleri gibi alanların bulunduğu bir sulak alan ekosistemi olarak tasarlanmıştır. Kıyı hattı boyunca devam eden ve yer yer haliç adalarına doğru yayılım gösteren bu sistemde flora ve fauna için yeni yaşam alanları oluşturma amacının yanı sıra Haliç’in kirli ve kısmen çamurlu olan suyunun bio-fitoremidasyon yöntemi ile temizlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda biri tuzlu, diğeri tatlı suya sahip iki farklı sulak alan oluşturulacaktır. Tatlı su kaynakları ve yağmur suyu kullanılarak oluşturulacak olan tatlı su sulak alanı su çıkışı bölümünde biyo-fitoremidasyon tekniği kullanılarak su temizlenecektir. Oluşturulması planlanan her iki sulan alanda biriken çamurlar vermikompostlama tekniği yardımıyla biyoremidasyona tabi tutulacak ve çevre, insan ve diğer canlıların için sağlıklı ürün olan vermikompost malzemesine dönüştürülecektir. Elde edilecek bu vermikompost malzemesi bir yandan sulak alan ve çevresindeki flora ve faunadaki canlılar için besin kaynağı olarak kullanılacak, diğer yandan etkinlik alanı içindeki butik tarım alanlarında kullanılacaktır. Ayrıca bir kısmı da ekosistemin sürdürülebilirliğine katkı sağlamak ve gelir etmek amacıyla satışa sunulacaktır.
Raylı sistem için oluşturulan Yeşil Hattın istasyonlarından birinin bulunduğu bu noktanın ana teması, tarihten günümüze gelen Bahariye Mevlevihanesi ve yakın çevresinin geçmişte tanımladığı tarımsal üretim kültürüne dayanır. ‘ Mevlevihane, Evrensel Düşüncenin Gelişmesi, Paylaşımı ve Aktarımı İçin Günümüze Uyarlanmış Çağdaş Bir Odak Olarak Sosyalleşme Mekanı ’ işlevini görürken, palimpsest katmanlarında bostanlar diye günümüze aktarılan alanlar, kentlinin üretici peyzaj politikalarına ev sahipliği yapar.
Proje alanı Eyüp devlet hastanesi, sahil yolu, yapılacak olan tramvay istasyonu, tramvay hattı ve Mevlevihaneyi içinde barındıran farklı dinamiklerin kesiştiği odak konumundadır. Tüm bu dinamiklerin tekil olarak planlanmış olması aralarındaki bağı koparmış tümünü bir sorun yumağı haline getirmiştir. Proje, tüm bu odak sayılabilecek alanlar arasındaki ilişkiyi normalize etmeye çalışmaktadır. Hastane ve alan bağlantısı yavaşlatılmış yol ve yaya yolları ile kesintisiz bir şekilde planlanmış hastane acil girişine ring yolu açılmış hastane ve Mevlevihanenin otoparklarının yer altına alınacağı düşünülmüştür. Böylece tramvay istasyonunun yolun Eyüp tarafı ile de ilişkisi kurgulanmıştır. Sahil yolu bu noktada kot anlamında değişiklik göstermektedir. Tüm alanı bağlayan ana omurga ile sahil yolu arasında 5m, 4m ve 3m ye inen sonra tekrar yükselen farklılık oluşmaktadır. Bu farklılıktan istifade eden toprağa gömülü olarak planlanmış üzerinde alüminyum ışıklığı bulunan yaya ve bisiklet sirkülasyonunu dikkate alarak üçgen formda planlanmış sanat galerisi tramvay istasyonunun zemin kotuna saçak üst kotu gelecek şekilde oturtulmuştur. Sonrasında kafe ve restoranların bulunduğu bina sahile paralel şekilde konumlanmıştır. Tramvay ve galeri ile bütünleşmesi açısından tümünü birleştiren doğal ahşaptan imal edilecek saçak planlanmıştır. Bu saçağın binanın ve kullanıcıların güneşten korunumunu sağlayacağı, bina üzerine koyulacak teknik cihazları gizleyeceği ve üzerine koyulacak enerji panelleri sayesinde enerji üreteceği düşünülmüştür. Kitleler geçirgen yapıda tasarlanmış, sahil yolu ve haliç kıyıları arasındaki optik bağlantının oluşturulmasına özen gösterilmiştir. Binanın içinden çıkan amfi hem oturma dinlenme hem de üst kat ile bağlantısını oluşturması açısından önem arz etmektedir. Ayrıca tramvay bağlantısı da bu noktadan yapılabilmektedir. Binayı ikiye bölen amfinin bir tarafı kafe diğer tarafı ise restoran olarak hizmet vereceği düşünülmektedir. Restoran kitlesinin içinde bir kenarından çelikten imal edilecek olan tek kollu merdiven olan galeri boşluğu bulunmaktadır. Binaları kapalı alan kullanımları kadar açık alan kurgusu da önem arz etmektedir. Tüm kitlelerin önünde arkasında veya bir yerine eklemlenmiş olan açık oturma alanları planlanmıştır. Bu tür kiralanabilir birimlerin tasarlanan haliç kıyıları için hayati önem taşıdığı gelen ziyaretçilerin ihtiyaçlarının karşılanması anlamında projeye pozitif değer kattığı düşünülmektedir. Bu tür birimler ayrıca alanı finansal açıdan destekleyecektir.
Haliç’teki dip çamurunun temizlenmesi amacıyla kurulmuş mevcut tesisin odağında gelişen bu temas noktası, Haliç suyunun ve dip çamurunun ağır metallerden arındırılması için ek organik geri dönüşüm olanakları ve bu geri dönüşümden kazanılan materyalin ekonomiye kazandırılması için bir dizi atölye tanımlamaktadır. Bu amaçla toplanacak olan dip çamuru vermikompost teknolojisi ile rehabilite edilecek, ağır metal içeriği insan, canlı ve çevre sağlığı için uygun aralıklara çekilecektir. Elde edilecek olan vermikomposti, vermiwash ve solucanlar başta proje sahasındaki flora ve faunanın sürdürülebilir yaşamı için olmak üzere; diğer amaçlara (tarım alanlarındaki toprağın reha-bilitasyonu, organik tarımda bitki besleyici gübre, bitki ve toprak koruyucu ürün, bitki çoğaltma ve yetiştirme ortamları, çiçek toprağı, organik bitki koruyucu, vb) hizmet edebilecek ekonomik değeri olan ticari ürünlere dönüştürülerek katma değer yaratılacaktır. Bu sayede ekosistemi kirleten ve yaşam alanlarını yok eden katı çamur atığı, ekosistem yaşamına destek vererek, insan, çevre ve tüm canlılar için faydalı ve ekonomik değeri olan ürünlere dönüştürülecek ve haliç ekosisteminin sürdürülebilir yaşamına katkı sağlayacaktır.
Alandaki bölünmüş spor etkinliklerinin bir araya toplandığı bir merkez olarak işlevlendirilen bu temas noktasında rekreatif özellikleri olan katılımcı spor dallarına öncelik verilerek alanın daha fazla kullanıcı tarafından paylaşılması hedeflenmiştir. Bu bağlamda pek çok noktada olduğu gibi burada da su konsepti on plana çıkarılmış ve toplu gösteri etkinliklerine olanak sağlayacak çok işlevli bir meydan kurgulanmıştır.
Haliç’in yoğun sanayi ile dönüştürüldüğü palimpsest katmanından günümüze ulaşan simgesel özellikteki Aslan Tuğla Fabrikası Bacası ve Alibeyköy deresinin denizle birleştiği nokta olması bu temas bölgesinin konseptini belirlemiştir. Alibeyköy deresinin denizle karıştığı bir noktada suyun doğal taşıma işleviyle oluşabilecek sulak alana dair bir kurgu oluşturulmuş, bu alanın ahşaptan oluşan bir yükseltilmiş platformla deneyimlenmesi öngörülmüş ve bu ekolojik alan sanayi döneminin simgesel elemanı bacanın Ekolojik gözlem Kulesi olarak odak noktasına dönüştürülmesiyle iki farklı Palimpsest noktasını birbirine bağlaması sağlanmıştır. Bu sayede geçmişten gelen tarihi ve simgesel değeri olan yapı ile sulak alanlar entegre edilerek Palimsest Vizyon katmanı taçlandırılmış olacaktır.