1. Ödül (Eremya Çelebi Kömürciyan Mezarı), İstanbul’un Mezarları Tasarım Yarışması

1. Ödül (Eremya Çelebi Kömürciyan Mezarı), İstanbul’un Mezarları Tasarım Yarışması

İSTANBUL’UN MEZARLARI: İZLEK, HAFIZA, ROTA

Mezarlar, hem bireysel hem de toplumsal hafızanın önemli bir katmanıdır. Mezarlıkların her biri, kentin görünür ve gizli ‘semt’leri, ‘mahalle’leri gibidir. İstanbul’un bildiğimiz mahalleleri gibi mezarlıklar da çoğunlukla karışık, katmanlı, ve keşiflere açıktır. Kentin içerisinde ya da çeperinde, yoğun olarak kullanıldıkları dönemin bir izi olarak yer alırlar. Mezarlıklar gibi her mezar da hem konumu hem de biçimiyle yapıldığı dönemin izlerini, malzeme seçimlerini, yaklaşımlarını, dolayısıyla sahibinin yaşamını da kristalleştirir, ve tartışmasız bir şekilde yansıtır. Mezar taşları, sahiplerinin yaşamının kısa bir özeti, bir yandan da kuvvetli bir hafıza ‘im’i, somut en büyük işareti olarak mezarlıkta, bütünün bir parçası olarak yer alır.

‚Yeniden Tasarlama ‘yerine‚ İyileştirme‘

Öte yandan, mezarların ‘yeniden tasarlanması’ tam da bu hafızayı silerek, değerli izleri yitirebilir. Ana sorumuz, bu nedenle mezarların tekil dönüşümünden çok ‘kentin hafızası’ndaki yerini yeniden kurmak için, bu hafızada ‘hatırlamayı’ teşvik için ne yapılabilir’ sorusu olmuştur. Fiziksel olarak minimal müdahaleleriyle mezarları ‘iyileştirmek’, ‘im’lerin, dolayısıyla hafızanın, ‘yerine geçen’ bir hamle yerine ‘eklemlenme’ ile kurulmasını ve ‘keşif’in bir parçası olarak, kamusal hafızanın ‘hatırlamasını’ tetiklemeyi içerir. ‘İz sürmek’, ‘haritalamak’ ve ‘rotalar’la, kentin ‘görünmez görünür’ bu alanları, kentlinin hayatına yeniden girebilir mi? Duvarlar ardında kalan, sadece belirli günlerde ziyaret edilen mezarlar, kentlinin ‘hafızasında’ yer alabilir mi?

İz Sürmek: Her mezarlık ziyareti, bir başka keşiftir. Mezarlıkların yolları arasında bazen tanıdık mezarları ararken, kimi zaman doğum tarihleri arasındaki kısalıktan, kimi zaman taşlardaki yazılardan, kimi zaman taşların biçimlerinden, kimiz aman da mezarların bakımlı olup olmamasından hikayeler çıkartırız.

Bu iz sürmedeki hikaye yaratımı yaşamda olma halini pekiştirir. Bu deneyim, aynı zamanda toplumsal belleği okumaya yarayan bir araç olur. Tarihe düşülen, birbirinden kopuk bu küçük notlar aracılığıyla, gündelik yaşamda süreksiz ve anlık olarak iki farklı zaman üst üste biner.

Haritalamak/ Hatırlamak: Mezarların yerleri çoğunlukla bilinmez, bir ya da iki jenerasyondan sonra bu bilgi yiter. Halka mal olmuş isimlerin mezarları da, anıt mezar olarak görünür kalmadıklarında, çoğunlukla ortadan yiter. İzleri ve izlekleri silinir. Bu izleklerin basılı ve dijital haritalarda ve rotalarda temsili ile bilinirliğinin artmasının ötesinde, bu isimlerin hayatta bıraktıkları izleri yeniden hatırlamak için birer araç olurlar.

Rotalar/Haritalar: Öneri, dijital bir ‘İstanbul’un mezarları’ haritalamasını içerir. Dijital lokasyon bilgisiyle mezarlara ulaşmanın yanı sıra bu haritalama, mezar taşlarında yer alanın ötesinde bir bilgi birikimini ‘dijital’ mezar taşlarında sunar.

İyileştirme: Bu dijital katman, sürekli değişen, özelleştirilebilir bir keşif rotasını içerir. Mezar taşları ve mezarların biçimleri, yapıldıkları dönemin bir aynası, hafızanın bir başka katmanıdır. Orijinal mezar taşları olabildiğince korunmalıdır. Mezarların, sil baştan, yeniden ele alınmayarak, bakımdan geçirilmesi, hafıza açısından çok daha değerlidir. Bu bakım kapsamında, mezarlarda bitkilendirme stratejileri ve mezarlara giden yolda rotaların imleri olarak değerlendirilebilecek tekil öğeler önerilir. Her mezara, bir basma/durma platformu ile entegre edilecek QR kodu vasıtasıyla, bu bilgi ziyaretlerin bir parçası, keşif rotasının bir öğesi olabilir.

EREMYA ÇELEBİ KÖMÜRCİYAN / KAYIP MEZARA YENİ BİR İZ

Mezarlıklarda su imgesi farklı dinlerde yaygın olarak kullanılır. Mezarın tasarımında bu gelenek sürdürülmüş ve mezarı tanımlayan ana imgelerden biri olarak seçilmiştir. Su aynı zamanda, İstanbul’un tarihini yazdığı eserle belgeleyen Kömürciyan’ın İstanbul ile bağının bir temsili olarak da değerli bulunmuştur. Kömürciyan’ın uzun yıllar imgesiz kalan mezarı, bugün yeniden im ile iz arasında yalın bir müdahale ile yorumlanmıştır. Bu taştan iz suyun buharlaşması ya da gün ışığıyla kimi zaman belirginleşir, yağmurların yağması ya da mezara su dökülmesiyle kimi zaman bulanıklaşır. Böylelikle su, mezarı donmuş bir nesne olmaktan çıkarır. Mezarın geri kalan kısmında, sulama gerektirmeyecek, kendiliğinden yetişen ve bakım gerektirmeyen, çevrenin yeşil tonu ve doğal bitki örtüsüyle çakışmayan ve iklim koşullarına uygun yer örtücü bitkiler önerilmiştir.

Etiketler

Bir yanıt yazın