Buse Sarıkamış, Asian Institute of Low Carbon Design (AILCD) tarafından düzenlenen ''High School Design for Kharkiv, Ukraine'' yarışmasında birincilik ödülü kazandı.
Gazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü tasarım atölyelerinden Atölye DüşleDüşün öğrencisi Buse Sarıkamış; Asian Institute of Low Carbon Design (AILCD) tarafından düzenlenen ”High School Design for Kharkiv, Ukraine” yarışmasında Birincilik Ödülü kazandı. Gazi Üniversitesi mimari tasarım atölyesi Atölye DüşleDüşün “Seç&Yarış” teması kapsamında yapılan projede Prof. Dr. Pınar Dinç Kalaycı (koordinatör), Doç. Dr. Can Güngör, Öğr. Gör. Hamiyet Gökmen Balcı, Öğr. Gör. İnci Shoainia, Öğr. Gör. Marina Temel Andıç ve Arş. Öğr. Gör. Gizem Özkan Üstün ile çalışıldı.
Yarışmayı açan kurum tarafından verilen proje arazisi Kharkiv kentinin merkeze yakın bölgesinde, kentli tarafından ulaşılabilir bir noktada bulunmakta olup aynı zamanda bir eğitim kampüsü modülü olarak nitelendirilebilir. Çevresinde polis akademisi, kreş ve ilkokul gibi eğitim yapıları ve sosyal konutlar bulunmaktadır. Arazinin kuzeyinde otobüs, metro ve tramvay duraklarının bulunması ve ana caddenin varlığı erişilebilirliğini göstermektedir. Güneyinde ise, diğer eğitim yapılarına ulaşan tali yollar ve çevreyi saran sosyal konutlar bulunur.
İlk tasarım kararları, Sovyet mimarisinde sıklıkla kullanılan ‘Kolektif’ kavramının ele alınması ile yön bulmuştur. Yarışma gerekliliği olarak çevre ile uyumlanılması ve geçmiş ile bağlantı kurması kolektif kavramının tasarımda yol göstericiliği ile sağlanmıştır.
Projenin tasarım fikri, kamusallığı ve bireyselliği göz önünde bulundurarak kolektif mekânlar üretmektir. Bu proje kapsamında kolektif mekân, özel ve kamusal mekânların bir arada çalışması durumudur. Kamusal alanlar, özel alanların ihtiyaçları doğrultusunda genişleyip daralarak özel alanlara yer açabilmektedir. Bahsi edilen ‘kamuya açık alanlar (oditoryum, spor salonu, kütüphane)’ okulun kapalı olduğu saat veya tarihlerde halka açık olacaktır. Okulun açık olması ve öğrencilerin içeride olması durumunda kentlinin kullanımı engellenecektir. Bu kapsamda okul sınırları içinde kalan şehir sakinleri öğrenciler için tehlike oluşturmayacak, mahremiyet sağlanmış olacaktır.
Kolektif alanlar, daha önce bahsedilen kentli için en erişilebilir yönden başlayarak en az erişilebilir yöne doğru uzanan bir güzergahın üzerine oturmaktadır. Bu proje, rota olarak ilerleyen ve kamusal alanları birbirine bağlayan, ancak giderek erişilebilirliği azaltacak ve özel alanlara geçişi sağlayacak bir araca dönüşen cam tavanlı ve tuğla duvarlardan oluşan bir koridoru içermektedir. Kısaca halkın katılım gösterebileceği mekânlardan başlayarak, salt öğrenci veya öğretim üyelerinin dahil olabileceği alanlara uzanan bir yol ve bu yolun üzerindeki eğitim birimlerinden bahsetmek mümkündür. Kentlinin dersliklere erişimini engelleyen bir turnike sistemi ile öğrencilerin kişisel eşyalarının korunması ve mahremiyetin sağlanması söz konusudur.
Kolektiflik kavramı sadece kamusal ve özel alanların birlikteliği ile sınırlı kalmamış olup aynı zamanda ilkokul, ortaokul ve lise birimlerinin birbiriyle bağlantısını kurgularken de yol gösterici olmuştur. Açık iç bahçe etrafında kurgulanan ve birbiriyle bağlantılı olan bu üç farklı yaş grubunun yerleşim şeması bir yandan hasar gören eski okula referans veren iç avluyu simgelemektedir. İlkokul yaş grubunun savunmasız olması göz önünde bulundurularak akran zorbalığına karşı önlem olması açısından ilkokula ayrıca bir arka bahçe tasarlanmış ve gözetim altında ortak iç bahçeyi kullanmaları öngörülmüştür.
Kolektif mekân olarak adlandırılan bahçe sadece simgesel bir alan olmakla kalmayıp aynı zamanda yarışmayı açan kurum olan AILCD’nin önem verdiği düşük karbonlu tasarım fikrini desteklemek için işlevlendirilerek bir yağmur bahçesi olarak tasarlanmıştır. Buradan elde edilen gri suyun okul içinde temizlik ve wc suyu olarak kullanılabilmesi ve bu sayede okul içindeki su tüketiminin minimuma indirilebilmesi hedeflenmiştir.
Sürdürülebilir tasarım fikrini destekleyen bir diğer önemli yaklaşım ise koridorda kullanılan malzemenin tuğla olarak seçilmesidir. Tuğla, Kharkiv bölgesi için yerel nitelikte olan bir malzeme olmasının yanı sıra aynı zamanda sürdürülebilir bir yapı malzemesidir. Çevrede bombalama sonrası hasar oluşan binalardan ve eski okul binasından toplanan tuğla Kharkiv bölgesinde bulunan tuğla fabrikalarında basit bir işlem sonrası geri dönüştürülerek tekrar kullanıma sunulabilir. Bu sayede hem taşıma sırasında oluşabilecek çevre zararı minimuma indirilmiş olurken bir yandan da geri dönüştürülmüş tuğla ile oluşturulan okul kompleksi ‘küllerinden doğan’ bir konuma gelmiş olacaktır. Aynı zamanda koridorun üstü açık kısmında kullanılan cam materyalinin fotovoltaik olarak seçilerek enerji kaybının minimuma indirilmesi düşünülmektedir.
Son kertede, projede, bir eğitim kompleksinin sahip olması gereken mahremiyet kavramının kamusal alanlarla nasıl bir işbirliği içinde olması gerektiği irdelenirken aynı zamanda çeşitli sürdürülebilir çözümler getirilerek düşük karbon emisyonuna dikkat çekildiği söylenebilir.