MİMARİ PROJE RAPORU
YÜZYÜZE
Kent İçi-Kent Çeperi ve Üniversite
Formel eğitimin son basamağı olarak üniversite, bireyin kent hayatına aktör olarak katılmaya hazırlığın mekanını temsil eder. Ülkemizde üniversiteler, yüklendiği programın nitelik ve niceliği nedeniyle kendi başına küçük ölçekte bir kent parçası olarak tanımlanabilecek kampüsler biçiminde kentin görece çeperlerinde konumlandırılmışlardır. Kökleri Cumhuriyet öncesine uzanan üniversiteler ise bugün büyüyen kent ağının merkezinde kalmışlardır. Bu yakın ilişki, çeperdeki bir üniversite kampüsünden farklı olarak şehir dokusunun içinde kalan üniversite yerleşkesinde kentin gündelik hayatıyla yüzyüzeliğinden dolayı başkaca potansiyeller vaadeder.
Sokak ve Üniversite
İTÜ İşletme Fakültesi, çevresindeki diğer üniversite yapılarıyla birlikte İstanbul’un yoğun konut/ticaret/rekreasyon bölgesinin merkezinde, açıldığı Süleyman Seba Caddesi’nin bitişik nizam apartmanların komşusu olarak işler durumdadır. Proje alanı Maçka Parkı, Teşvikiye çıkışı ve İTÜ YDY binasının girişinin bulunduğu +61-63 kotu ile Beşiktaş sahilinden Maçka’ya çıkan yolun bitiminde, yıkılması planlanan mevcut bina girişinin açıldığı +52-53 kotlarına sahiptir. Bu iki kot, mevcut İşletme Fakültesi Karakol binası önünden kat edilen dış çeper bir dolaşımla bağlanmaktadır. Proje, bu iki kotu kamusal bir aksa dönüştürerek üniversite kampüsünün iç çeperinden bağlamayı önermektedir. Tasarı, Seba caddesinden çıkan aksı bünyesine dahil eder, Maçka Silahhanesi çeperince Teşvikiye’ye ulaştırır. Yapı, tarihi karakol binası ile kendi arasında caddeye doğru genişleyen bir kamusal alan var eder. Üniversite ile sokak yüzyüzedir. Üniversite girişleri önerilen kamusal aksa komşu olan ve bu kottan 1 m aşağıya yerleştirilen bir avludan sağlanır. Sınır kot farkı ile hissettirilir. Binaya giriş programlarını üstlenen avlunun, aynı kottaki Talimyeri Sokağına yaslı bölümü çökertilerek, doğal ışık ve temiz hava erişimi olan mekân adedi artırılır. Büyük amfiler bu alt kot avlusu etrafında kümelendirilir.
Kamusal ve 7/24
Fakültenin konferans, seminer, sergi vb. kamuya dönük işlevleri ile 7/24 yaşayabilecek kütüphane ve ortak çalışma işlevlerini bağımsız kılmak üzere, giriş avlusundan ikincil bir erişim önerilmiştir. Üniversitenin gece gündüz kullanımında bir ekonomi sağlanması amaçlanmıştır. Kamuya açık konferanslar, seminerler, gösterimler üniversite giriş ve programına yük getirmeksizin çözülmüş, böylece bu yöndeki girişimlerin desteklenmesinin mekânsal karşılığı üretilmiştir.
Korunacak Ağaçlar
10 Numaralı yerinde korunacak ağaç, oluşturulan ana yaya aksının ortasındadır. Öneri yapı sözkonusu ağaca teğet olacak şekilde Seba Caddesi’ne doğru yayayı davet etmek üzere kırılarak vücut bulur. Yerinde korunacak ağaç ile yapı sınırının ekonomik kullanımı öneriyi mevcut alanına ait kılmaktaki odaklar olmuşlardır. Seba caddesindeki ağaç dizisi (5,6,7,8,9,18 ve 19 nolu ağaçlar) yerinde korunarak Seba caddesi ile üniversite avlusu arasında doğal bir sınır oluşturmalarının potansiyeli sürdürülmüştür. Seba’ya komşu 1,2,3,4,20,21 nolu ağaçlar ile içerde kalan 11,12,13,14,15,16,17 nolu ağaçların taşınarak Maçka kampüsü içindeki peyzaj alanlarına dikilmesi önerilmiştir.
Tarihi Karakol Binası-Yeni Yapı: +63.36 Kotu
Tarihi Karakol binasının fakültenin belleğindeki değeri projenin diğer bir odağıdır. Proje Seba caddesine doğru apartmanlar dizisinin gabarilerine inerek sokak ölçeğini sürdürürken, Tarihi karakol binasının kente bakan cephesini de denize doğru açık bırakır. Maçka’ya doğru çıkarken, son apartman katedilene kadar, göz Tarihi karakol binasını görür. Talimyeri sokağına varıldığında tarihi Karakol binası, apartman dizisinin gabarisinde yeni yapı ile birlikte kadraja girer.
Tarihi karakol binasının cephe verdiği Seba caddesinde alçak kalmak, parselin Maçka yönünde yükselmeyi gerektirmiştir. Buradaki yapılaşmanın karakterini de Karakol binasının plan şeması/iç dolaşım aksı belirlemiştir. Yeni yapı Karakol binasının koridorunu sürdürerek deniz yönünde açar. Sokak kotunda üniversite ile kent yüzyüzeyken, +63.36 kotunda Karakol binasını da dahil ederek üniversitenin iç programı yüzyüzedir. Derslikler, ofisler ve kütüphane kendi çeperlerine sahip olarak yanyanadır. +63.36 kotundaki karşılaşma, üst kotlarda daha belirgin sınırlara erişir. +70.20 kotuyla beraber, Karakol ile yeni yapıyı +63.36 kotunda bağlayan dolaşım aksının bir yanında derslik bloğu yükselirken diğer yanında Seba’ya bakan ofis bloğu yerini alır. Koridorun denize doğru açılması koridor bitiminin genişleyerek birer ortak alana dönüşmesine imkân vermiştir. Tüm ofis ve dersliklerin temiz hava ve doğal ışık alması için teraslar ve iç avlular oluşturulmuştur.
Karakol Binası ve 1956
Karakol binasının İTÜ’ye devriyle birlikte betonarme ve çelik uygulamaların ardından bina bir üniversite mekânı olarak kullanılagelmiştir. Projede, binanın zemin kat koridoruna doğal ışık almak üzere 1956 yılında yapılan cam tuğla döşemenin kaldırılması önerilmiş, gün ışığı doğrudan zemine ulaştırılmıştır. Bu kararla birlikte aynı tarihlerde yapılan betonarme kolon dizisinin koridordan okunabilmesi ve kaldırılan orta döşemeyle birlikte iki kat boyunca çatı ışıklığı ile aydınlatılması mümkün kılınmıştır. Derslik çeperleri kolon dizisinin ardına çekilmiş, yapılan radikal 1954 müdahalesinin tekrara dayalı kuvveti mekânda okunur kılınmıştır. Beşik cam çatı ile koridor arasındaki metal karkaslı cam döşeme de sökülerek, iki kat boyunca aydınlık bir galeri yaratılmıştır. 1954 müdahalelerinin mekân kurucu öğeleri korunurken, doğal ışık alma hedefi daha etkin önerilerle sürdürülmüştür. 1.Katta galeri açmanın imkanını ofis ve toplantı salonu olarak kullanılacak her iki kanattaki mekanların çeperlerinin yeni iki koridor oluşturabilecek şekilde geri çekilmesi sağlamıştır.
Karakol binasının işlevlendirmesindeki temel karar, yeni binayla birlikte çalışan zemin kotunun derslikler, üst katın ise enstitü ve dekanlık olarak belirlenmesidir. Görece alçak olan ve az ışık alan bodrum katın bir kısmında arşiv, depo ve teknik alan çözülmüştür. Yeni binaya bakan yüzünde zemin kattaki izdüşümünde planlanan öğretim üyeleri dinlenme salonuna yeni bir iç merdivenle inilen ve buradan +60.32 kotundaki ön bahçeye çıkılan bir mekân önerilmiştir. Bu mekan, zemin kattaki dinlenme salonuyla birlikte çalışacak daha sakin ve loş bir dinlenme/okuma alanı olarak düşünülmüştür. Bu kottaki teras yeni binaya doğru balkonlaşacak şekilde sürdürülmüş, eski ile yeni arasında bir yüzyüze geliş denenmiştir. Bodrum katın Silahhaneye bakan cephesindeki bağımsız giriş kullanılarak, Maçka Kampüsü fotoğraf, belge vb. envanterin sergilenebileceği kamusal bir mekân önerilmiştir. Maçka parkından gelen aks Karakol binasının çeperinden uzaklaştırılarak, bodrum kat cepheleri +60.32 terasıyla çevrelenmiştir.
Karakol binası girişindeki karakteristik mermer kolonlar, yeni yapının giriş avlusunda mantar başlıklı betonarme kolonların varedilmesinin arkitektonik arkaplanını beslemiştir.
Kütüphane ve Üniversite
Kütüphane programı, projenin diğer bir odağını oluşturur. Kütüphanenin tüm üniversite programında merkezi bir değere sahip olduğu/olması gerektiği düşünülmüştür. Bu bağlamda Karakol binasının zemin kotu ile yeni yapının izdüşüm alanının en büyük m2’ye ulaştığı +63.36 kotu kütüphane ile sonlandırılmıştır. Bu sonlanış kütüphane kotunun sokağa doğru bir alt kota inerek, Seba caddesine ve konut bölgesine üç kat yüksekliğinde bir mekân açarak vurgulanmıştır. Kütüphaneden sokağa yaklaşan bu kota mekân boyunca amfi merdivenle erişilir. Amfi kütüphane çalışma alanını alt kota taşır, farklılaşan okuma cepleri, çalışma kotları ve dinlenme yüzeyleri sunar.
Teras Park
Seba caddesi boyunca apartman dizisinin gabarisinde kalan yapı, +70.20 kotunda kente yeşil bir teras açar. Yeni bina ve tarihi Karakol binasının toplam kütlesinin merkezinde üç yönden kente bakan 1200 m²’ye yakın büyüklükte bir peyzaj alanı, üniversitenin en yoğun +63.36 kotunun üzerini örter.
12 yorum
66.30 kotunda döşeme nasıl taşıtılıyor, taşıyıcı sistem okunmuyor
45.40 kotundaki o galeri ile o kat cidden aydınlatılabilir mi? hele hele amfilerin içerisi ?
Yazık oldu bunca emeğe, yarışmaya. Sonuç ürün bu mu olmalıydı. Jürinin tüm olumlu eleştirisine katılıyorum fakat ortada bir fakülte/ eğitim yapısı yok ne yazık ki. Altında toplantı salonu olan bir işhanı projesi gibi. Ne açık alan var ne kapalı alan var. Karmaşık bir planlama. Ayrıca karanlık havasız anfiler. Ne olacağı belirsiz yeşil teras.
Rıdvan Bey’e katılıyorum. Nasıl insanları kırmadan yazılır bilemedim, iyi yorumlamış kendisi. Fakat yalnızca bu öneri için değil, ödül alan ve alamayan paylaşılmış projelerin genelinde bu sorun var. Çok güzel emekler, ama fikirsel olarak yeterli görünmüyorlar. Yarışmalarımız ‘ortalama fikirsel kalitede çok sayıda proje önerisi’ modelini almaya başladı ve bu bence çok hoş bir durum değil.
Tarihsel bir çevrede, -özellikle arazinin en üst kotu ve üstelik dönüş noktasına, bir bina koyulacaksa, PROFESYONEL BİR JÜRİ ”gerçek fotoğraflara kolaj” üzerinden tüm görünüşleri (caddeden yukarı çıkış, sahilden bakış, boğazdan bakış, park cephesinden bakış, stat çıkışından bakış…vs.) ister.
Fikir, şartnameden her zaman üstündür!
Jüri, soru cevaplarda Karakol binasının alanını, ihtiyaç programında verilen alana dâhil etmemiş miydi? Sanırım biz hata yapmışız. O yaklaşık 4500 m²’lik alanı sığdıracağız diye uğraşıp durmuşuz boşuna.
Bir de bu projede 4. Bodrum kat planı toplam alana dâhil edilmemiş görünüyor. Yanılıyorsam düzeltin lütfen. Toplamda yaklaşık 6500 m²’lik fazla alan var gibi. Aşağı yukarı bir ilçe belediye binası kadar.
Arz ve talep dengesini ciddi bir şekilde bozduğundan, yarışma mantığına tümden karşıyım, dünya ölçeğinde ikonik yapı için olsa dahi! Çünkü yarışmaların çoğu beleşçilik, ucuzculuk ve ölücülükten ibaret değildir. Buna rağmen, çok kötü olsa dahi, kazanan projeleri eleştirmeyi sevmem. Ortada net doğrular olmadığından, herkesin beğenebileceği mükemmel proje hiç bir zaman çıkmaz. Ha proje çok mu kötü? kötüyse kötü işte, yarışma yap-tır-t-an düşünsün onu. beleşcilik yaptıkları için hakediyorlar bence.
Not: Bu yazdıklarımı, tüm yarışma/kazanan-projeler için yazdım ve bu proje ile ilgili özel hiç bir durum yok. Kazanan arkadaşlara tebrikler.
Hasan bey size katılıyorum. Her projeci en iyisini yapmaya çalışıyor. Tüm katılımcıları kutlarım.
Jüri, soru cevaplarda Karakol binasının alanını, ihtiyaç programında verilen alana dâhil etmemiş miydi? Sanırım biz hata yapmışız. O yaklaşık 4500 m²’lik alanı sığdıracağız diye uğraşıp durmuşuz boşuna.
Bir de bu projede 4. Bodrum kat planı toplam alana dâhil edilmemiş görünüyor. Yanılıyorsam düzeltin lütfen. Toplamda yaklaşık 6500 m²’lik fazla alan var gibi. Aşağı yukarı bir ilçe belediye binası kadar.
Merhaba Sevgili Meslektaşlarım,
Çok büyük bir heyecanla katıldığımız İTÜ İşletme fakültesi yarışması hüsranla sonuçlandı desem abartmış olamam sanırım. Burada yazdıklarımı benzeri şekilde kollokyumda da dile getirdim. Tekrar burada belirtmek isterim ki ister jüride olsun ister ödül alan veya almayan meslektaşlarım, dostlarım olsun hiç kimse ile şahsi bir problemim yoktur. Bu çok saygı duyduğum mesleğime karşı olan sorumluluk bilinci ile yazdığım bir eleştiridir.
Öncelikle bu yarışmaya katılan ödül alan almayan 204 meslektaşımı “CESARET”lerinden dolayı kutluyorum. Varlığı ile gurur duyduğumuz İTÜ ‘ye çok büyük fedakarlıklarla, önemli bir merkezde önemli bir konumda olan fakülte binasını yarışmaya açtığı için de ayrıca teşekkür ediyor ve emeği geçenlerin hepsini de en içten dileklerimle kutluyorum.
Bu yarışmada kendi büromun katılım sayısı ile 204 sayısını çarptığımda toplamda 1400 kişinin emek verdiği bir ordu ile karşılaşıyorsunuz. Ömer Yılmaz beyin kollokyumda belirttiği gibi, yaklaşık 15 milyon TL’lik çalışmadır bu yarışmanın değeri. Böyle bir yarışmada çok hassas davranılması gerekliliğinin altını çizmek isterim. Seçilen birinciliğin ayrıntısına geçmeden öncelikle Yarışma şartnamesinde belirtilen program alanının maksimim %10 altı/üstü sınır olarak verilmesine rağmen birinci ödül alan projenin yaklaşık %30 a varan bir ihlalinin söz konusu olduğunu görmekteyiz. Aslında bu ihlal dahi yarışmadan elenme sebebidir. (Ankara Esenboğa hava alanı yarışmasında hatırladığım kadarı ile 17 proje çok güzel çalışılmış olmasına rağmen m2 ‘yi aştığından dolayı elenmiştir. ) Yaklaşık %30’luk program alanının aşılmasına rağmen bu Projenin birincilik ödülü alması 204 projenin hakkını göz ardı etmek demektir.
Ayrıca bu çok özveri ile hazırlanmış yarışmanın dava konusu olması halinde iptali dahi söz konusu olabilir. Miraç Güzey’in de Arkitera yorumlarında belirttiği gibi 6.500 m2 ye yakın bir programda alan aşımı vardır. Diğer taraftan halkın vergileri ile yapılacak bu binanın en az üçte bir oranında maliyetini artıracak bir aşım söz konusudur.
Öte yandan, Projeyi incelediğimizde göz ardı edilemeyecek hatalarla dolu olduğunu görmüş bulunmaktayız. En basit örnekleri konferans salonunun seyirciye oranla minik fuayesi , sahnenin arka tarafından daracık mekanlardan salona girişi, seyirci sayısına göre fuaye alanının yetersizliği, salonun boşalmasındaki zorluklar, labirent gibi balkona ulaşım. . Ayrıca bu salonun taşıyıcı sisteminin de büyük hatalar içerdiği kanaatindeyiz. Örnek vermek gerekirse, aşağı katlarda bu taşıyıcıların göz ardı edilerek anfilerin dizilişi, programda otoparklara da 30 m2 ye denk gelen bir otomobil alanı öngörülürken nerdeyse bu alanın üç katı kadar bir alanın harcanması… Bunların mimarlık tasarımı ile ilgili değil tamamen teknik hatalar olduğunu belirtmek isterim.
Ayrıca jürinin kollokyumda belirttiği gibi “yarışma burada bitmedi yarışmacı bundan sonra üzerinde çalışıp aksaklıkları düzeltebilir” gibi dilekleri bu ortamda gayri ciddi bulduğumu belirtmek isterim. Zira, burada katılan çok değerli 204 projenin hangisini ele alıp da düzeltip ve istekler doğrultusunda geliştirin derseniz, her birisi de bunu yapabilecek düzeyde meslektaşlarımızdır.
Burada jürinin tasarım kararlarına değinmekten ziyade teknik hatalara ve yarışma kurallarına aykırı durumu mesleğe ve meslektaşlarıma saygımdan dolayı belirtmek istedim.
Saygı ve Sevgilerimle,
Duygularımıza tercüman oldunuz Yavuz Bey.
Teknik ihlaller olduğunun bizde kanaatindeyiz.
Biz boşuna alan hesaplaması yapmışız. Önemli olan dürüst yarışmaktı bunlarıda deneyimlemis olduk. Sayın jüri üyelerine gayri ciddiyetinden dolayı teşekkür ediyorum.