Proje raporu:
İ.T.Ü Kıbrıs projesi tasarlanırken yalnız kampus kullanıcılarının ilgi çekici bir hayat bulabilecekleri rahat, konforlu bir merkeze sahip olmasının ötesinde bazı değerler yaratmayı hedef edinmiştir. Projenin, bir tarafta ünlü tarihi kent surları, diğer tarafta yıllardır donmuş halde kalmış turistik “Varosha” bölgesi ve ileride barış olduğu zaman son derece dinamik bir potansiyele sahip olacak ana artere de değer katacak, bir kentsel gelişimin bir parçası olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve bunun Magosa şehri için kaçırılmayacak bir fırsat olabileceğini düşündük.
Buradan yola çıkarak kampusun yalnızca üniversiteye ait değil tüm kentin kullanabileceği yüksek mekan kalitelerine sahip kamusal alanlardan oluşan bir kent parçası olarak algılanmasını arzu ettik. Son olarak da kampus alanı içinde bulunan tarihi yapıların son derece dağınık ve ilişki kopukluğu içindeki durumunu üniversite hayatının bir parçası olabilecekleri bir şemanın parçası haline getirerek bu yapıların hakettikleri değere ve kullanıma kavuşmasını sağlamaya çalıştık.
PANEL 2
2. PAFTA
KENTSEL ÖLÇEK ANALİZLERİ VE ÖNERİLER
Her ne kadar ilk bakışta projeye getirilen öneri açık olarak arazinin tam karşısındaki şehir surlarına referansla oluşturulmuş biçimsel bir yanıt olarak gözükse de ikinci bir sur etkisi veren bu tür bir şemayı tercih etmemizin asıl sebebinin altında böylesi bir karşı duruş olmadığını belirtmek gerekir. Yeni İ.T.Ü kampusünün herbiri farklı bileşenlerden oluşan sorulara yanıt geliştirirken oluşmuş farklı stratejik kararların uyumla bir araya gelmesi ile ortaya çıktığını söylemeyi tercih ederiz.
Kentsel ölçekte tasarıma etki eden çevresel etkileri oluşturan üç ana unsurdan bahsedebiliriz;
Batı kanadını oluşturan Polat Paşa Bulvarı oldukça dinamik ve gelişme potansiyeli olan, pek çok devlet yapısının da bulunduğu canlı bir aks. Bu aks üzerinde ileride Üniversite rektörlüğünün de bulunacağını ve bu diziyi devam ettireceğini düşünürsek olası bir sınır açılımı durumunda bu caddenin iki kopuk şehir parçasını bağlayacak en önemli aks olacağı aşikar. Bu arter üzerinde bulvarın karşı tarafında geniş bir ağaçlık alan içinde bulunan Namık Kemal Lisesi’nin de bulunduğunu dolayısıyla bu hatta yaratılacak kentsel düzenlemenin ve cephenin hem okul için hem cadde için değerli olacağını görmezden gelemeyiz. Aynı zamanda okulun yeşil alanının yaratılacak meydan vb. unsurlarla optik bir ilişki içine girebilmesini de sağlamaya çalıştık. Dolayısıyla bulvarın batı kanadının cephesinin kentliler için yeterince çekici ve davetkar olması sağlanmaya çalışıldı.
Kampusün doğu kanadı ise daha çok dağınık bir yapı halinde gelişmiş küçük konut parsellerinden oluşmuş bir dokuya sahip. Bu alan şimdilerde kentin daha az yoğunluklu olan ve yavaş gelişen bir bölgesi konumunda olsa da ileride üniversitenin geliştirici etkisiyle ve “Varosha” turizm hattının devreye girmesi halinde hızla gelişme potansiyeline sahip. Dolayısıyla proje önerilerimizin her olası senaryoya uygun bir strateji oluşturması şart.
Bulunduğu yerin tarihi ve kültürel varlıklarının en önemlilerinden biri olan eski şehrin surlarına yakınlığı kampüs arazisine ciddi bir değer, prestij ve katma değer kazandırmaktadır. Surlar ile kampusün arasında kalan Fevzi Çakmak Bulvarının yarattığı gürültü kirliliğini kampusün açık alanlarını etkilemeyecek şekilde engellemek ve bunu yaparken surları da projenin bir parçası halinde tutmak önemli bir tasarım kriteri oldu.
Bu paftada görülebilen zemin kat plan şemasının ikinci bir sur gibi son derece baskın bir ifade oluşturması proje alanında bırakılmış açık alanların sınırlarının tanımlanmasını ve kamusal alanların tarifini mümkün kılabilmektedir.
Polat Paşa Bulvarı’na bakan batı kanadında yaratılan iki katlı kütlelerle ölçeği düzenlenmiş geniş yeşil alan ve meydan, hem bu ana arter üzerinde kentsel alanların ve kampusün davetkarlığını arttırmakta hem de ortasında bırakılan kare formlu tarihi yapıyla farklı dönem mimarilerin karşıtlığından doğan bir çekim oluşturmaktadır.
Projenin doğu kanadında ise yine benzer yaklaşımla bir meydan oluşturma fikri benimsenmiştir. Kentsel karakter açısından diğer kanada göre daha zayıf olan doğu kanadının İlker Karter caddesine dik gelen bu iki sokağının karşısına gelecek şekilde yayvan bir ara meydancık yapmayı yayaları bu ara mekanda karşılamayı doğru bulduk . Bu şekilde bu küçük meydan da fiziki yapısıyla kentin daha az gelişmiş bu parçasına bir katkı sağlama şansına sahip olabilecek ve kampusün bir diğer kapısız girişi kentle birlikte çalışabilecetir.
Üniversite kampusünün içinde yaratılan dev açık alan güney kuzey aksı boyunca yeşil bir rekreasyon alanı oluşturmaktadır. Bu alan kampus içinde tarihi atölye binalarının birarada görsel ilişkilerinin bozulmadan ve ölçeklerinin korunmasını sağlamak için yaratılmıştır. Güneyden itibaren okul yemekhanesiyle başlayan ve Fevzi Çakmak bulvarına doğru okul kitapçısı ve mağazalar ile sonlanan bir tarihi atölyeler aksı oluşturulmuştur. Bu alan üçgen formlu ve bir alt kotta bulunan fakültelerin özel kullanımına ait avlulardan doğrudan ulaşılabilir ve optik olarak bu avlularla bağlantılanabilir. Geniş park alanı ve yeşillikler içinde yeniden işlevlendirilmiş tarihi yapılar kentlilerin de rahatlıkla ulaşabileceği bir mekan olarak düşünülmüştür.
PANEL 3 (level 0)
3. PAFTA ( 0.00 KOTU)
ZEMİN KAT STRATEJİSİ
TEKİLLİK VE BİRLİKTELİK
Zemin kat planı sürekli ve kuvvetli bir bant etkisiyle kampusü tek bir kimliğe indirgeyecek ve ortada net bir peyzaj alanı ortaya çıkartırken bu net boş alanda tarihi yapıların tesadüfi ve dağınık ilişkisini sağlayan bir fikir olarak okunmaktadır. Bununla birlikte program, birbirinden ayrı olarak gelişip büyüyebilen kendi karakteristiklerine ve esnekliklere üç ayrı yarı özerk parçada çözülmüştür. Bu üç parçanın kuzey batı ve batı kanadındakiler birbirleri ile bir pergola ile bağlanırken üçüncü parça doğu kanadında ortadaki yeşil alanla birleşmektedir.
GÖZENEKLİ BANTLAR
Yatay etkiyi veren ve kampusün kimliğini oluşturan yatay bantlarda pek çok yerde boşluklar yaratılarak gözenekli ve nefes alan bir bir yapı ortaya çıkartılmıştır. Bu şekilde hem farklı eklem noktalarından binalara giriş için imkanlar verilebilmekte hem de Akdeniz’in farklı rüzgarlarını sürekli olarak kampus içinde dolaştırmak hedeflenmektedir. Bu boşaltılan alanlar toplu halde oturma , merdivenler, talebe dolapları gibi ortak işlevler için önerilmiştir. Hem gölgelerle hem de rüzgar etkisiyle havalanan bu alanların oluşturacağı mikro klimanın binanın genel alanlarının soğutma gereksiniminden kurtaracağına inanıyoruz.
KÜBİK KULELER
Programın gerektirdiği ve yatay bantlarda çözülemeyen tüm diğer işlevler yine hava geçirgen olarak tasarlanan kulelerde çözülmeye çalışılmıştır. Tamamı cephelerden kopuk olarak düşünülen bu kutular güneşden korunaklı ve her katta farklı bir alanda yaratılan açık mekanları ve kat bahçeleri ile plan ve mekan zenginlikleri sunacak şekilde tasarlandı. Bu kulelerin her birinde birbirinden farklı işlevler ve ağırlıklı olarak bilgisayar oaları, toplantı ve yönetim ofisleri gibi mekanlar olsa dahi ortak özellikleri ortak alanlardan kolay ulaşılabilirlikleri ve kolonlar üzerindeki yapılarıyla altlarında gölge mekanlar yaratmasdır.
SOSYAL ALANLAR, KARŞILAŞMA NOKTALARI
Yatay bant her beş kuleye de ayrı giriş imkanı sağlamaktadır. Bu noktalar daha ziyade bantın kırılma noktalarında oluşan ve kulelerin çekirdeğine de rahat ulaşım sağlayan mekanlardır. Bu mekanların tamamı ortak buluşma noktaları olarak düşünülmüştür ve yamuk biçiminde eksi bir seviyesindeki avlulara da bu noktalardan akses sağlanır. Alt avlulara doğru inen minik amfi formundaki merdivenler öğrencilerin gölgede toplanabilecekleri ya da küçük dinletilere izin veren etkinlik alanları olarak kullanılabilir.
TARİHİ YAPILAR VE İŞLEVLENDİRME
Kampus alanı içindeki tarihi yapıların korunması , yeniden işlevlendirilmesi hem yeni yapılar ile yaratacağı görsel zıtlık açısından denge sağlayacaktır hem de herbirinin kendi fiziksel ve mekansal özelliklerine uygun olarak yeniden işlevlendirmesiyle farklı mekan değerleri ortaya çıkartacaktır. Bu mekanların kantin, kitabevi, yemekhane vs. gibi ortak kullanımlara ve yer yer kamuya açık işlevlerle değerlendirilmelerini öneriyoruz.
4.PAFTA ( 1.KAT)
Zemin katın gözenekli ve boşluklu yapısına karşın birinci kat içinde bulundurduğu yoğun işlevlerin , özellikle sınıf ve amfilerin gerektirdiği sürekli ritmik yapı ve mahremiyet gereksinimiyle alt katın gevşek tefrişli yapısına göre daha dolu bir sistemle tasarlandı. Buna mukabil tüm yatay sirkülasyon yine alt katta olduğu gibi açık ve doğal hava geçirimine müsait koridorlarla sağlandı.
Gerek yalıtım gerekse mahremiyet ihtiyacından sınıfların ışık ve görüntü konforunu cepheleri düşey hareketli panellerle geçerek çözdük. Bu panellerin renk ve derinliklerinin ihtiyaca gore değişebilir olmasının faydalı olabileceğini düşünüyoruz. Kuzeyde daha açık güneye ve batıya doğru daha kapalı olması önerilmektedir
5. PAFTA ( KULE KATLARI)
Kampusümüz rahatlıkla yatay bantlar, geniş yeşil alanlar , tarihi yapılarla anlatılabilir. Buna ek olarak son tasarım katmanımız yatay bantın üzerine tesadüfi gibi atılmış duran 5 kübik formlu binadır. Bu kuleler hem kampüsün kimliğini tamamlayacak belirleyici öğeler olarak ortaya çıkmakta hem de fakülteler arası mihenk noktaları oluşturmaktadır. Kübik kuleler hem tarihi suriçi kenti ile ilişki kurabilmekte hem de deniz manzarasından da faydalanbilmektedirler. Kendilerini göstermeleri sayesinde kent yaşamına da katılmakta ve kent siluetinin bir parçası olmaya başlamaktadır.
Kulelerin bir diğer avantajı ise son derece sabit bir aks ve ölçü sistemine sahip yatay bant da ve yine mekansal sınırlamalarla dolu tarihi yapılarda çözülemeyecek pek çok program gerekliliğinden doğan işlevlere yer yaratması. Biçimsel olarak yatay bantın üzerine son derece hafif ve nazikçe oturtulmuş şekilde durmakta ve taşıyıcı kolonları yatay bandın önünden geçerek yere değmektedir. Küplerin her biri farklı boyutlara sahiptir ve boyutları dışında strükütrel mantıklarında da farklılıklar olabilmektedir. Her birinin içinde sakladığı işlevlerin gerektirdiği açıklıklar farklı olduğu için strüktürel mantıklarında da farklılıklar olabilmektedir. Örneğin Kuzeybatı tarafında squash,basketbol sahası gibi mekanları altında barındıran kulenin kolon sayısının ve yerinin buna uygun tasarlanması doğalken, güneydoğu kanadında öğrenci yurtları için ayrılan kulenin daha ritmik ve küçük açıklıklarla yapılması mümkün olabilmektedir. Bu farklılıklar da her kuleye ayrı bir mekansal kimlik kazandırmaktadır. Dolayısıyla yurt, kütüphane, bilgisayar salonu vs. gibi farklı işleveler farklı açıklıklar ve cephede farklı doluluk boşluklar gerektirdiği için cepheyi oluşturan geçirgen panellerin arkasında farklı mekan zenginlikleri ve farklı şemalar ortaya çıkacaktır. Proje konsept aşamasında olduğu için cephe panelleri için ayrıca bir tasarım yapılmamıştır ve soyut olarak sunulmuştur. Ancak İ.T.Ü. nün logosu ve sembolü olan arıdan yola çıkarak kulelerin cephe dokusunun petek şeklinde olması da önerilmektedir.
Bütün kulelerden yatay bantın çatısına çıkılabilmekte ve bu dinamik yatay aks ikinci bir bahçe olarak kullanılabilmektedir.
PANEL 6 (plan 1:200)
6. PAFTA ( 1/200 PLAN)
Yatay bandın strüktürel mantığı 8.1 metreye 8.1 metrelik bir grid üzerine kurulmuştur. Bu grid 1. Bodrum katta başlamıştır ve otopark tasarımı için uygun bir aks aralığıdır. Zemin katın bu aralıkta bir köprü gibi çalışmasını ve kolonlardan bağımsız rahat tefriş edilebilen serbest mekanlardan oluşması önerilmektedir.
Cephelerde kullanılacak düşey paneller ve güneş kırıcıların yardımıyla güneşin her türlü rahatsız edici etkisi engellenecektir. Bu panellerin binaların baktığı yöne göre derinlik ve genişlikleri değişebilir ve bu binaya zenginlik katar. Bununla beraber bu farklılık yaratacağı halde kulelerin birbirleri arasında bir kimlik bütünlüğünü de sağlayacak ortak bir detay olacağı kesindir. Proje ileledikçe bu panellerin form ve teknolojileri üzerinde çalışılabilir.