Kolektif Mimarlar tarafından önerilen lise yapısı.
Ülke genelinde eğitim alanlarında ortaya çıkan fiziki mekân ihtiyacı ve bu ihtiyacın her geçen gün artması; bununla birlikte kaliteli eğitim düzeyine ulaşabilmek için gerekli ek birimlerle birlikte kentlerin belirli bölgelerinde belirlenen arazilere tüm kompleksleri içinde barındıran eğitim kampusları yapılmasına karar verilmiştir.
MEB İstanbul Küçükçekmece Eğitim Kampusu tasarlanırken her yönüyle iyi işleyen eğitim- spor- kültür tesislerinin ötesinde kullanıcı için yeni ve sosyal bir yaşam alanı yaratmak hedef edinilmiştir. Nitelikli bir yerleşke yaşantısı elde etmek için arazinin tüm verileri değerlendirilerek, kampüs yaşantısının temeli olan toplu yaşam alanlarının tasarımı öncelikli sorunsal olarak kabul edilmiştir. Buradan hareketle kampüsün yalnızca liseye ait değil farklı zaman dilimlerinde tüm kentin kullanabileceği yüksek mekan kalitesine sahip kamusal alanlardan oluşan bir kent parçası olarak algılanması hedeflenmiştir. Bu bağlamda üniversite alanının içinden bilinçli olarak geçirilen sokaklar ve avlular etrafında üretilen akademik / kültürel / rekreasyonel mekanlar kentsel tasarımın ana kararı haline gelmektedir. Yapılar zemin kotunda kısmen kolonlar üzerinde yükseltilmiştir. Böylece süreklilik arz eden gölgeli açık mekanlar ve sosyal alanlar üretilmiştir. Kampusun yoğun ihtiyaç programına rağmen olabildiğince açık mekan oluşturmak tasarımın en başından itibaren ilke olarak benimsenmiştir.
KONUM
Tasarım alanı İstanbul ilinin Küçükçekmece ilçesinde yer alan Tem İstanbul Edirne otoyolunun güneyinde bulunmaktadır. Önemli tasarım kriteri olan yaklaşık 30m genişliğindeki 4. Cadde, tasarım alana paralel kuzey-güney istikametinde uzanmaktadır. Alan bu caddenin batısında yaklaşık 900 m boyunca uzanan 115.565 m² büyüklüğünde bir arazidir. En geniş derinliği yaklaşık 200 m olan alanın; kampus yerleşkesinin şekillenişi açısından lineer bir biçimin oluşmasındaki en önemli etkendir.
SOSYAL YAŞAM
Tasarıma yaklaşımdaki en derin kaygılardan olan ve alanın şekillenmesinde de ön plana çıkan sosyal alan yerleşimleri, öncelikle alanda tariflenen beş ayrı meydan ve bu meydanları birbirine bağlayan sokaklar öngörülmüştür.
Arazinin orta noktalarındaki ana giriş, tören alanı ile karşılanmaktadır. Rutin törenlerin ve toplu etkinliklerin düzenlenebileceği yaklaşık 130m*30m boyutlarındaki bu alan aynı zamanda tüm alanda toplanma ve dağılma yönelimini de organize eden bir meydandır. Girişten itibaren sizi karşılayan tören alanı yerleşkede bulunan fonksiyonlar ve yönelimleri ile ilgili tüyolar vermektedir.
Tören alanının devamında amfitiyatro- konferans salonu- sosyal merkez – yemekhane ve kütüphane ile sonlanan etkinlik ve kültür meydanı karşımıza çıkmaktadır. Bu meydan her türlü sosyal ve kültürel faaliyetin yapılabileceği bir alandır.
Tören alanının batı aksında eğitim sokağı, doğu aksında ise açık spor alanları karşımıza çıkmaktadır.
Eğitim sokağı, tüm eğitim birimlerinin kullanabileceği doğu ve batı yönünde yeşil alanlarla da bağlantısı kurulan köprülerle desteklenen bir sosyal alandır. Öğrencilerin kısıtlı teneffüs aralarında direk ulaşabileceği açık alanların yanında diğer zamanlarda da kullanabilecekleri bir alan oluşturulmaya çalışılmıştır.
Zemin katta kurgulanan laboratuarlar ve kafeteryaların geleceğe şekil verecek gençlerin yeni fikirlerini destekleyecek alanlar olarak düşünülmüştür.
Ayrıca tüm sosyal alanlar lineer bir su öğesiyle desteklenerek suyun yönlendirici niteliği kullanılmıştır. Diğer taraftan açık spor alanları birçok farklı spor dalına hizmet veren sahalarla kurgulanırken buradan direk ulaşımı olan +4.00 kotunda tasarlanan yurt sokağı ise akşam kullanımlarına da olanak verecek yarı izole bir alan olarak düşünülmüştür.
EĞİTİM BLOĞU ZEMİN KAT KURGUSU
Zemin kat planı sürekli ve kuvvetli bir bant etkisiyle kampusü tek bir kimliğe indirgeyecek ve ortada oluşturulan eğitim sokağı kurgusuyla dağınık ilişkileri etrafında organize edecektir. Bununla birlikte program, birbirinden ayrı olarak gelişip büyüyebilen kendi karakteristiklerine ve esnekliklere sahip yedi ayrı yarı özerk blokta çözülmüştür. Bu yedi parçanın kuzey-güney doğrultusunda birbirleri ile bir pergola ile bağlanırken bu parçalar, doğu-batı ekseninde yeşil alan geçişleriyle ilişkilenmektedir.
Yatay etkiyi veren ve kampüsün kimliğini oluşturan yatay bloklarda pek çok yerde boşluklar yaratılarak gözenekli ve nefes alan bir bir yapı grubu ortaya çıkartılmıştır. Bu şekilde hem farklı eklem noktalarından binalara giriş için imkanlar verilebilmekte hem de Marmara’nın farklı rüzgarlarını sürekli olarak sokak içinde dolaştırmak hedeflenmektedir. Bu boşaltılan alanlar toplu halde oturma, merdivenler, talebe dolapları gibi ortak işlevler için önerilmiştir. Hem gölgelerle hem de rüzgar etkisiyle havalanan bu alanların oluşturacağı mikro klimanın binanın genel alanlarının soğutma gereksiniminden kurtaracağı düşünülmektedir.
İKLİMSEL BAĞLAM ve ENERJİ ETKİN TASARIM
Marmara Bölgesinin iklimsel karakteri yapıların tasarımını doğrudan etkilemektedir. İstanbul’un güney kesimleri iklim sınıflandırılmasına göre Akdeniz İklimi yapısı göstermektedir. Aynı zamanda bir Akdeniz iklimi karakteri taşımasından dolayı yaz mevsimi sıcak ve kurak, kış mevsiminde ılık ve az yağışlı geçer. Dolayısı ile güneş kontrolü önemli bir tasarım girdisidir. Yapıların yönlendirilmesinde optimum çözümler elde edilmeye çalışılmıştır. Cepheleri karakterize eden güneş kırıcı delikli metal yüzeyler yöne bağlı olarak farklı yoğunluk ve şekillerde kurgulanmıştır.
Diğer bir önemli tasarım elemanı ilk bakışta öne çıkan yeşil kurgudur. Kampus yapılarının arasında tasarlanan yeşil alanlar binalar ile dış alanlar arasında serin ve gölgeli buluşma mekanları oluşmaktadır.
PEYZAJ
Arazi, geliştirilen iç sokak ve avlularla zenginleştirilmiştir. Sulama gerektirmeyecek doğal endemik türlerin tüm kampus bütününde yaygın olarak kullanılması amaçlanmıştır. İç sokaklar boyunca önerilen derinliği az reflekte havuzlar açık mekan yaşantısını zenginleştirmenin yanında ortamdaki ısıyı emen serinletici bir unsur olarak kullanılmıştır. Marmara her mevsim değişik renklere bürünen şaşırtıcı güzellikteki bitki örtüsüne sahiptir. Kullanılan bitkiler ve sarmaşıklar yukarıda açıklanan işlevlerine ek olarak sokak ve avlu yaşantısını zenginleştirecektir.
ULAŞIM ve SERVİSLER
Kampus Atakent Mahallesi 4. Cadde’ye paralel konumlanmaktadır. Açık otopark üretimi arsanın kısıtlı olanaklarından dolayı parçalı yapıdadır. Arsa çeperlerinde oluşturulan belli sayıda açık otopark cebi ihtiyacın belli bir kısmını karşılayabilecektir.+4.00 kotunda tasarlanan yurt blokları altında organize edilen alt zemin katta bir kapalı otopark tasarlanmıştır. Bu kapalı otopark kampüs sosyal ve kültürel mekanlarının gece kullanımlarına da hizmet edebilecektir. Gece kullanımı açısından otopark bağlantısı kontrollü bir yol vasıtasıyla sağlanmıştır. 4. Cadde üzerinde kentin toplu taşıma ağına bağlı otobüs durakları ve servis bekleme cepleri öngörülmüştür. Öğrenci servisleri 4. Cadde üzerinde tasarlanan servis cebinde hizmet verebileceği gibi günün farklı saatlerinde kampüs çevresinde oluşturulan ring yolunu da kullanabilecektir. Yemekhane, Konferans Salonu ve Spor Salonları gibi yoğun servis isteyen birimler ortak bir kısmi bodrumdan servis alacak şekilde çözülmüştür.
ARAZİ KULLANIMI – PROGRAM
Kampus arazisi farklı yönlerde gelişen sokaklarla tanımlıdır. Ancak yapısal program kuzey-güney aksının her iki yanı boyunca net bir şekilde ayrılmıştır. Derslikler, kuzey-güney aksında uzanan eğitim sokağı etrafında doğu-batı yönünde açılımlar vermektedir. Diğer tüm birimler (Sosyal/Kültürel tesisler, Kütüphane, Konferans Salonu, Amfitiyatro) batı tarafında konumlandırılmıştır. Yurt blokları alan içerisinde mahremiyete ve kendi sosyal mekanlarına olanak verecek şekilde alanın kuzeybatı ucunda konumlanmaktadır.
MİMARİ DİL
Nitelikli ürün elde etmek çabasıyla irdelenen arazi verileri, bağlam değerleri ve eğitim fonksiyonu için öngörülen işleyiş şemasıyla birlikte; elde edilmek istenen mimari dil yalın ve net olmuştur. Tüm tasarım anlayışı bu yalınlık üzerinden esnek program öğelerine cevap verecek; çağdaş mimari kriterleri barındıran, özgün bir dille oluşturulmuştur. Yapılar ışık kullanımı ve doğal havalandırmayı maksimum düzeyde fayda sağlayacak şekilde konumlandırılmış ve iç mekân çözümlerinde buna dikkat edilmiştir.
Sonuç olarak baskın bir mimari anlayış yerine kullanıcısı olan genç beyinler tarafından şekillendirilen zengin mekansal işlevleri ve sosyal alanları ile yaşayan bir kampüs tasarlanmıştır.