Açıklama Raporu
Proje genel yaklaşımının şekillendirilmesinde, proje alanının tarihi-kültürel miras değeri ile Ödemiş’in kentsel gelişim dinamikleri etkili olmuştur. Bu bağlamda, üç ilke tasarıma yol gösterici olmuştur:
Sürdürülebilirlik çerçevesinde genel kabul, alan üzerindeki tehditlerin azaltılması ya da mümkünse bertaraf edilmesi yönünde olmuştur. Bu noktada en çok üstünde durulan konu mekanda büyük baskı yaratan trafik akışının yeniden düzenlenmesi, kent bütünü ile ilişkilendirme ve konumlandırma yaklaşımı doğrultusunda yeniden şekillendirilmesidir.
Sağlıklaştırma ve işlevlendirme mekanın kent bütünü gelişiminde etkin rolü göz önünde bulundurularak ve Ödemiş’in uğrak noktası bir “Pazar yeri” olma özelliği yanı sıra sahip olduğu doğal kültürel kaynaklar ve turizm potansiyeli de düşünülerek gerek yaşayanların ihtiyaç ve beklentileri gerekse ziyaretçi tatmini açılarından sağlıklaştırılmasının ve güncel ihtiyaçlar doğrultusunda yeniden işlevlendirilmesinin sağlanması bir diğer hareket noktası olmuştur.
Kent estetiği, kentliler ve ziyaretçiler için yaşayan, kaliteli, çekici, güvenli, çeşitlilik sunan, konforlu bir mekan oluşturma ve Ödemiş kent imajının gelişimine katkı sağlama çerçevesinde ele alınmıştır.
Ana yaklaşım, bu çerçevede dünü bugünü ve yarını birbirine bağlayan “kancalar” olarak belirlenmiştir. Mekansal ve sosyal süreklilik, bu kancalarda yapılacak mekansal düzenlemelerle sağlanacaktır. Belediye binasının yıkılmasıyla birlikte, THK binasından Hükümet meydanına kadar bir alanda mekansal algıyı da kuvvetlendirecek düzenlemeler yapılmıştır. Birinci kanca, Merkez Gürcüzade Camii’nden Savaş Sokak boyunca ilerleyen ve THK binasını da içine alarak Hükümet Meydanına ilerleyen düzenlemedir. İkinci kanca, Hükümet Meydanı’ndan yeni Kültür Sanat Merkezi’ne doğru ilerleyen ve her iki meydanda lineer su elemanıyla çerçevelenen düzenlemedir.
2. PLANLAMA YAKLAŞIMI
Ulaşım
Proje alanına ilişkin olarak geliştirilen planlama yaklaşımının ilk kararı, ulaşım dolaşım sistematiğine ilişkindir. Günümüzde kentsel sit alanlarını ve kent çekirdeklerini tehdit eden en önemli unsurların başında trafik baskısı gelmektedir. Bu durum, Ödemiş kentsel sit alanı ve bununla ilişkili yarışma alanı içinde geçerlidir. Merkez Ulu Cami’nin hemen önünden geçen ve kenti doğu-batı ekseninde kateden İzmir Caddesi ve devamındaki Atatürk Caddesi, kent çekirdeğinde yoğun bir trafik baskısı yaratmaktadır. Bu aks üzerinde büyük ve tanımsız araç kavşakları oluşmuş durumdadır. Merkeze özel araçla gelme davranışını artıracak yol profilleri mevcuttur. Bu durum, yarattığı yoğun trafik baskısı yanında kentin önemli yapısal ve peyzaj elemanlarının sürekliliğinin algılanmasında olumsuz rol oynamaktadır.
Bu nedenle, öncelikle kent merkezinde trafik baskısını azaltmak için yapılacak üst ölçek müdahale olarak, “trafik sınırlamalı bölge” oluşturulması ve kent dışından gelen tüm trafiğin bu akstan geçmesini engelleyen ulaşım politikaları geliştirilmesi önerilmiştir. Ödemiş gibi kentlerde hedeflenen gelişme, bu tür kentsel çekirdekleri tümüyle araç trafiğinden arındırmak değil, araç-yaya birlikteliğinin sağlanacağı durumlar yaratmak olmalıdır. Bu bağlamda yolu yer altına almak, büyükçe bir bölgeyi tamamen yayalaştırmak gibi mekansal düzenlemeler bu projede kesinlikle tercih edilmemiştir. Araştırmalar göstermektedir ki, yayaların yoğun olarak kullandığı bölgelerde, eğer araçlara ayrılan yollar da sınırlandırılmışsa, araçlar daha temkinli ve yavaş seyretmekte, böylece daha güvenli caddeler-sokaklar oluşmaktadır.
Eski kent kapısı otogar+tren garı: yeni kent kapısı terminal + hızlı tren istasyonu.
İzmir Caddesi yerine güneyde yapılacak ve yeni otobüs terminalini de kente bağlayan yeni ana arterin işlemesi öngörülmüştür. Bu arter, şehir içi yüksek trafik hacmini taşıyan ve çevre yerleşimlere transit geçişi sağlayan bir güzergâh olacaktır.
Ayrıca, mevcuttaki otobüs terminalinin bu ana arterle ilişkili yeni yerine taşınması, halihazırdaki otogar + tren garı ilişkisini de bozmuştur. Kaldı ki, tren garının arka planındaki raylar bölgesi, kentin önemli yeşil koridorlarından biri olarak değerlendirmeye aday bir potansiyeldedir. Dolayısıyla, projede, otogar + tren garı ilişkisinin yeniden fakat bu sefer bahsi geçen ana arter üzerinde yapılması önerilmiştir. Ve bu “kent kapısı” noktasından bölgede önemli turizm çekim noktası olan Bozdağ eteklerine kadar gidecek bir raylı sistem geliştirilmiştir. Bozdağ’dan teleferikle yukarıya bir çıkış sağlanabilir ve böylece farklı ulaşım sistemleri entegre olabilir.
Önerilen raylı sistemin veya muadili olabilecek başka bir tekerlekli sistemin merkez durağı, kentin yeni merkezi olacak Hükümet Meydanında yani Hükümet Binası ile Ege Üniversite binası arasında düşünülmüştür.
Kentsel yeni gelişim odakları: Lokomotif projeler
Kentin en önemli iki lokomotifi, kuzey-güney yeşil koridor ile, önerilen hafif raylı sistem güzergahı üzerinde gelişmesi beklenen yeni ticaret arayüzüdür. Tasarım alanı da, bu iki dik sistemi yatayda kesen bir ara kesit konumundadır. Dik dinamikler, kentsel dönüşüm gerçekleştirilmesi beklenen ve yarışma alanının güneyinde kalan alan için bir gelişim vizyonu çizilmesinde önemli belirleyici güce sahiptir. Dik dinamiklerden yeşil koridorun bir ucunda spor ve rekreasyon alanı stadyum ve devamındaki büyük rekreasyon alanı, diğer ucunda da, tasarımda önerilen “kültürel arayüz” yani endüstri mirası yapıların yenilenmesiyle oluşturulacak kültürel odak vardır. Bu odak, raylar boyunca yeni bir gelişim stratejisi geliştirilmesine olanak verecektir.
3. KENTSEL TASARIM VE PEYZAJ YAKLAŞIMI
Projenin kentsel tasarım ve peyzaj yaklaşımı iki temele dayandırılmıştır. Birincisi kentin güçlü yeşil akslarını birbirlerine bağlamak ve bu bağlantıyı kuzey-güney hattında güçlendirmektir. Tren garının yeni otogar alanına taşınmasıyla kullanımı rekreasyona dönüştürülen ray hattının kentin geleceğinde önemli bir rol oynaması öngürlmektedir. Kuzeye hattında stadyumu içine alarak imar planında kentin gelişim yönü olarak belirlenmiş kuzeydoğuya uzanan bu koridor Ödemiş’in peyzaj omurgasını oluşturmaktadır. Kentin eski sanayi yapılarını, sembolik otogarını, önemli eğitim kurumlarını ve stadyumu da içine alarak yeni kente doğru yönlenen bu koridor imar planında öngörülen büyük kent parkına bağlanır.
Alt ölçek peyzaj yaklaşımlarında belirleyici, projenin ana konseptini ve yerleşim şemasını oluşturan kanca sistemidir. Bu sistem tarihi merkezi kentin çağdaş yüzü olacak yeni belediye binası ve kültür sanat merkezinin yer alacağı yeni kent meydanına bağlamaktadır. Ana aks üzerinde yer alan Pinus dokusu ve palmiyeler sistem içinde çizgisel bir hattı izlerken süreklilik arz eden peyzaj parçaları Tayyare Park’tan Yeni Kent Meydanı’na uzanarak bu yaya hattını vurgular. Bunlar, kancalara eşlik eden damla yeşillerdir, ve mevcuttaki yol boyu uzanan palmiye ve fıstık çamı ağaçları altında yapılacak yeni bitkisel ve yapısal düzenlemelere işaret eder. Damla yeşiller boyu tasarlanan oturma alanları, caddeyi her zaman canlı ve yaya-baskın karakterde tutacaktır.
Bu alanlarda pereniyaller, sukkulent bitkilerin kullanılması önerilmektedir.
THK Binası’nı da içine alan ve kancanın takıldığı ince uzun dikdörtgen alan, sert zemin düzenlemelerin ağırlık kazandığı, “yeşil”in tepede fıstık çamlarının geniş taçlarıyla sağlandığı alandır. Bu alan içinde çay bahçeleri, serbest kullanımlı Pazar yerleri, büfeler, taksi durakları gibi kullanımlar olacaktır. Parkın kuzey kısmı ise, daha yoğun bir yeşil alan olarak düzenlenmiştir. Çocuk oyun alanları, ince küçük yürüyüş patikaları bu bölgede olacaktır.
Meydanda, Ödemiş’le özdeşleşmiş “efe” figürü, yer altı otoparkından çıkış noktalarında birer yapısal peyzaj elemanı olarak kurgulanmıştır. 3mm + 3mm çift cidarlı olacak bu mat metal lazer kesim figürler arasında, yarı geçirgen nitelikte delikli metal eleman kullanılacaktır. Kent meydanına da birer simgesel özellik kazandıracaklardır ve bu alanda yapılacak peyzaj düzenlemesinin önemli bir yapısal strüktürü olacaktır.
5. KÜLTÜR SANAT MERKEZİ VE MİMARİ YAKLAŞIM
Genel yaklaşımda ortaya koyulan kanca fikrinin 3 ve sonuncu unsuru Kültür ve Sanat Merkezi yapısıdır. Bu anlamıyla yapı bu kancalardan gelecek temasını temsil etmektedir.
Yapının biçimlenmesi yeni belediye binasını da içine alan meydanı kavrar ve insanları içine davet eder. Meydan yapıya doğru basamaklanarak bir havuzla yapıdan kopar ve kentle gerilimli bir ilişki içerisine girer.
Yapının kuzey kolu daha çok kentin ticari fonksiyonlarının sokak düzenindeki sürekliliğine eklemlenir ancak binanın yarattığı avlu ile de ilişki içerisindedir. Bu anlamda bakıldığında bir uzlaştırıcı görevi görmektedir ve geçmişten gelen kentsel kullanımlarla yeni kullanımları birbirleriyle buluşturur.
Güney kanadı oluşturan kütle gabari olarak yeni belediye binası ile ilişki içerisindedir. Bu kütle bünyesinde sergi holü, kafeterya, atölyeler ve seminer odaları gibi işlevleri barındırır. Kafeteryanın meydana açılan cephesi açılabilir bir sisteme sahiptir ve gerektiğinde iç mekanın meydanla, kültür ve sanatın kentle bütünleşmesini sağlar.
Orta kütle ise gerek konumlanışı gerekse ölçeği ve meydanla kurduğu ilişki itibariyle yapının en simgesel ögesi olarak öne çıkmaktadır. Yapı gabari olarak yeni belediye binası ile ilişki içerisindedir. Kültür ve Sanat Merkezi’nin ana girişleri bu kütledendir ve çok amaçlı salon ve fuayeleri bu kütlede yer alır. Yaratılan yeni meydana bakan geçirgen cephe aracılığı ile alt ve üst fuayelerle kentle dinamik ve değişken bir ilişki kurmaktadır.
Yapı genel olarak betonarme sistemle taşıtılmaktadır ancak orta kütlenin gerek geometrik özellikleri gerekse geçtiği açıklıklar ve konsollar göz önüne alındığında çelik ve betonarme sistemlerin birlikte kullanılması öngörülmektedir.